Sağlık konularına tekrar başlıyorum. Mümkün oldukça 1 2 haftada bir açmaya çalışacağım. Bu hafta antibiyötik çağını başlatan penisilinin nasıl bulunduğuna değineceğim. 1928’de Alexander Fleming diye bir bilim insanı var. Adam laboratuvarda bakterilerle uğraşıyor. Tatilden dönünce bir kapta “kontaminasyon” görüp atacağına bakıyor. Küf (Penicillium notatum) bulaşmış. Normalde bilim insanı “kirlenmiş” diye atar, ama Fleming baktı ki küfün etrafında bakteriler ölmüş. Küfün bakterileri öldürmesi tamamen tesadüf: laboratuvardaki sporlar rastgele kültür kabına girmişti. Bu insanların en çok çektiği hastalıklardan bakteriyel enfeksiyonların tedavisi için yeni bir ışık olabilirdi.
Fleming hemen olayı inceliyor ve küfün ürettiği maddeye “penisilin” diyor. Ama burada işler onun için tıkanıyor; elindeki ham madde çok kararsız, çabuk bozuluyor ve tedavide kullanmak mümkün değil. Yani Fleming ilacı tek başına geliştiremiyor, buluş yıllarca laboratuvar merakından öteye geçemiyor.
Sonra 1940’larda Oxford ekibi devreye giriyor: Howard Florey, Ernst Chain ve Norman Heatley. Bu ekip penisilini saflaştırıyor, hayvan ve insan deneylerini yapıyor ve seri üretim yolunu açıyor. II. Dünya Savaşı’nda yaralı askerlerin hayatı bu sayede kurtuluyor ve antibiyotik çağı başlıyor.
Penisilin ilk antibiyotik değildir, ama modern antibiyotik çağını başlatan ilk ilaçtır.
Yani ondan önce de bazı antibakteriyel maddeler keşfedilmişti (örneğin 1910’da Paul Ehrlich’in Salvarsan’ı — frengi tedavisinde kullanılan bir arsenik bileşiği). Ancak bu maddeler toksikti, vücutta genel kullanıma uygun değildi.
Penisilin farkı neydi?
Penisilinle birlikte:
Günümüzde üretilen antibiyötiklerin çoğu da penisilinden hareketle üretilmiştir.
Fleming hemen olayı inceliyor ve küfün ürettiği maddeye “penisilin” diyor. Ama burada işler onun için tıkanıyor; elindeki ham madde çok kararsız, çabuk bozuluyor ve tedavide kullanmak mümkün değil. Yani Fleming ilacı tek başına geliştiremiyor, buluş yıllarca laboratuvar merakından öteye geçemiyor.
Sonra 1940’larda Oxford ekibi devreye giriyor: Howard Florey, Ernst Chain ve Norman Heatley. Bu ekip penisilini saflaştırıyor, hayvan ve insan deneylerini yapıyor ve seri üretim yolunu açıyor. II. Dünya Savaşı’nda yaralı askerlerin hayatı bu sayede kurtuluyor ve antibiyotik çağı başlıyor.
Penisilin ilk antibiyotik değildir, ama modern antibiyotik çağını başlatan ilk ilaçtır.
Yani ondan önce de bazı antibakteriyel maddeler keşfedilmişti (örneğin 1910’da Paul Ehrlich’in Salvarsan’ı — frengi tedavisinde kullanılan bir arsenik bileşiği). Ancak bu maddeler toksikti, vücutta genel kullanıma uygun değildi.
Penisilin farkı neydi?
- İnsan hücrelerine zarar vermeden bakterileri öldürebiliyordu.
- Vücutta etkili, güvenli ve geniş spektrumlu ilk gerçek antibiyotikti.
- Seri üretimi mümkün hale geldi ve milyonlarca hayat kurtardı.
Penisilinle birlikte:
- Daha önce ölümcül olan enfeksiyonlar tedavi edilebilir hâle geldi.
- Cerrahi ve doğum gibi işlemler çok daha güvenli oldu.
- Yeni antibiyotiklerin geliştirilmesine büyük ivme kazandırıldı.
Günümüzde üretilen antibiyötiklerin çoğu da penisilinden hareketle üretilmiştir.