FK12 Under the Sand / Kumun Altında (2000) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,764
Reaksiyon puanı
50,408
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com



1626532751925.png



Under the Sand


Tür:
Dram, Gizem
Süre: 92 dakika

Yönetmen: François Ozon
Senaryo: François Ozon (scenario and dialogue), Emmanuèle Bernheim (collaboration), Marina de Van (collaboration), Marcia Romano (collaboration)

Oyuncular:
Charlotte Rampling
Bruno Cremer
Jacques Nolot
Alexandra Stewart

IMDb Linki


Puanlar:
IMDb: 7.1/10
Rotten Tomatoes: 93%
Metacritic: 86/100

Filmin Fragmanı:



Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


 
  • Beğendim
Reactions: Angelica
Under the Sand, François Ozon'in yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metrajlı filmlerinden birisi. Filmde Paris Üniversitesi profesörü olan Marie ile 25 yıllık eşi olan Jean arasında ilişkinin yaz aylarında tatile gitmesini, sonrasında da o Marie'nin beklenmedik bir şeyle karşılaşmasına neden oluyor, o da Jean'in yüzmeye gittiği sırada ortadan kaybolması.

Filmin en büyük olayı, "ne oldu" diye sorusunu sordurması. Bu da filmin gizemini artırıyor. Aynı zamanda filmin psikolojik yönü de var ve dramı da. Bu gibi unsurlar filmdeki olayların gelişiminde etkili. Tabii bu filmin arada sıkan bir tarafı olsa da, yönetmenin başarılı yönetimi ve Charlotte Rampling'in başarılı oyunculuğuyla iyi bir film. Çok iyi değil ama psikolojik yönünü düşündüğümüzde iyi bir film.

Jean'in denizde kaybolma anı daha da iyi işlenebilirdi. Tabii bu kısımda gizem artırılmak istenmiş. Marie, Jean'i biraz arayıp sonrasında da Jean'in öldüğünü kabul edip etmeme arasında kalıp duygularını bastırması da söz konusu oldu. Bu da psikolojik rahatsızlığına, şizofreniye neden oldu. Jean hayatını kaybetmiş gibi başkalarıyla birlikte (Vincent) oluyor ama aynı zamanda onu kaybetmiş olarak görmek istemiyor.

Marie tam bir zıtlık karakteri. Sonunda ceset mevzusu çıkıyor, teşhis etmek için gidiyor ama neyse ki ceset izleyiciye gösterilmiyor, mavi şortundan o olduğu söylese de saatinden o olmadığını söylüyor ve Marie burada da reddetme eylemine geçiyor. Kumsalda seyrederken karşıdan bir karakter görünüyor, muhtemelen o Jean, koşmaya başlıyor ve öyle bitiyor. Bu sahne yorumu izleyiciye bırakmak için ortaya konmuş bir sahne de diyebiliriz.

7/10

17.07.2021
 
İlginç bir filmdi. Biraz bu sezonki The Son's Room'a benziyor. Fakat bu filmin konusunu çok daha çarpıcı buldum.

O filmde ölüm sonrası hayatın devam ettiğini, etmek zorunda olduğunun örneğini izlemiştik. Bu filmde ise devam edememeyi izledik. Kabullenme aşamasında takılıp kalan ve hayalinde sevdiği eşini yaşatmaya devam eden bir kadın...

Charlotte Rampling teyzemiz şahane oynamış. Filmin girişi çok başarılı, ortaya koyduğu gizem filme tutunmayı sağlıyor. Orta kısımda temponun çok düştüğü anlar mevcut. Fakat bittikten sonra akılda kalıp yaşamaya devam edecek türden bir film.

François Ozon'un önceki iki filminde giriş, gelişmeyi çok iyi bulup sonucu sevmemiştim. Burada ise sonuç gayet başarılı, belki gelişme bir tık daha iyi olabilirdi...

7/10
 
İlginç bir filmdi. Biraz bu sezonki The Son's Room'a benziyor. Fakat bu filmin konusunu çok daha çarpıcı buldum.

O filmde ölüm sonrası hayatın devam ettiğini, etmek zorunda olduğunun örneğini izlemiştik. Bu filmde ise devam edememeyi izledik. Kabullenme aşamasında takılıp kalan ve hayalinde sevdiği eşini yaşatmaya devam eden bir kadın...

Charlotte Rampling teyzemiz şahane oynamış. Filmin girişi çok başarılı, ortaya koyduğu gizem filme tutunmayı sağlıyor. Orta kısımda temponun çok düştüğü anlar mevcut. Fakat bittikten sonra akılda kalıp yaşamaya devam edecek türden bir film.

François Ozon'un önceki iki filminde giriş, gelişmeyi çok iyi bulup sonucu sevmemiştim. Burada ise sonuç gayet başarılı, belki gelişme bir tık daha iyi olabilirdi...

7/10
Ben tersine girişi zayıf bulmuştum biraz ama düşününce gizem katıyor olduğunu düşününce iyi olduğunu düşündüm. Gelişme kısmı biraz hızlı gelişiyor gibiydi ve biraz da sıktığı oldu uzun uzadıya olduğu için ama sonuç evet, iyi bir bağlantı kuruluyor. Biraz da seyircinin hayal gücüne bırakılıyor sanki sonu ama böylesi daha iyi.
 
Ben tersine girişi zayıf bulmuştum biraz ama düşününce gizem katıyor olduğunu düşününce iyi olduğunu düşündüm. Gelişme kısmı biraz hızlı gelişiyor gibiydi ve biraz da sıktığı oldu uzun uzadıya olduğu için ama sonuç evet, iyi bir bağlantı kuruluyor. Biraz da seyircinin hayal gücüne bırakılıyor sanki sonu ama böylesi daha iyi.
Benim hoşuma gitti o estetik şekilde sunulan sessiz karakter tanıtımı. Hikayeye gizem katması açısından da değerliydi. Dediğin gibi ilk kısımda her şeyi açıklasalar devamını izlemek çok da çekici olmayabilirdi...
 
Benim hoşuma gitti o estetik şekilde sunulan sessiz karakter tanıtımı. Hikayeye gizem katması açısından da değerliydi. Dediğin gibi ilk kısımda her şeyi açıklasalar devamını izlemek çok da çekici olmayabilirdi...
Geçiş kısmına takıldım ben sanırım. Hani tam denize giriyordu, o sırada bir geçiş vardı; Marie o sırada uzanmaya başladı, Jean yok oldu. Sonra etrafına bakınmaya başladı, kaybolduğunu düşündü ve biraz da zamanı hızlı ilerlettiler gibi bir şey oldu o sırada. O durumu bastırıp devam etti hayatına. Giriş kısmını sanki biraz daha uzun tutsalar daha iyi olurdu.
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga
Geçiş kısmına takıldım ben sanırım. Hani tam denize giriyordu, o sırada bir geçiş vardı; Marie o sırada uzanmaya başladı, Jean yok oldu. Sonra etrafına bakınmaya başladı, kaybolduğunu düşündü ve biraz da zamanı hızlı ilerlettiler gibi bir şey oldu o sırada. O durumu bastırıp devam etti hayatına. Giriş kısmını sanki biraz daha uzun tutsalar daha iyi olurdu.
Zaman atlaması hızlı oldu diyorsun evet o kısımda biraz daha oyalanmak isteyebilirdim ben de...
 
  • Beğendim
Reactions: Araf
Zaman atlaması hızlı oldu diyorsun evet o kısımda biraz daha oyalanmak isteyebilirdim ben de...
Yönetmenin ilk filmlerinden biri olduğu için hoş görebiliriz o detayı ama tabii yine de göze batıyor. Bizim ülkeden çıksa bu film, muhtemelen daha fazla göze batan hatalar olurdu, özellikle sahneler çok uzatılmış olurdu. Belki başı çok uzun olurdu özellikle. :D
 
Kusurları olsa da oldukça iyi bir filmdi. Gizemli ve ilgi çekici bir başlangıçtan sonra o seviyeyi koruyamasa da merak duygusunu bana sonuna kadar taşıttığından hiç sıkılmadan zevkle izlediğim bir film oldu.

Bütün film Marie'nin yaşadıkları ve hissettikleri üzerinden ilerliyor. Karakterin arada kalmışlığı ve yaşadığı boşluk hissi, kabullenme aşaması iyi bir şekilde yansıtılmış izleyice. Charlotte Rampling çok iyi bir performans sergilemiş.

Filmin beğenmediğim tek özelliği hikayeye giriş kısmının kısa tutularak biraz yüzeysel ve hızlı bir şekilde geçilmesiydi. Genelde filmlere süresi gereğinden uzun olmuş şeklinde eleştiriler yaparım, bu filmde ise tam tersi gereğinden kısa olmuş.

7.5/10
 
Güzel bir Fransız filmiydi. Fransız filmleriyle aram pek yoktur. Sevmiyorum bile diyebilirim. Hatta filme başlarken çok umutsuzdum ancak film başarılı işlenmiş. Filmde ki duygu seyirciye kolay bir şekilde geçiyor.
Bunun en büyük sebebi Charlotte Rampling'in kusursuz oyunculuğu. Hafif delirmeye yakın ama hayata, yaşamaya da devam etmem zorunda olan karakterimizi ustaca yansıtmış bize.

25 yıl boyunca her sabah günaydın dediğin kişi bir anda yok oluyor. Eşini sevmesen bile bu durum sarsıntı yaratır. Karakterin yaşadığı sarsıntı sonrası yaşadığı sosyal ve ruhsal olarak sıkıntılar beni etkiledi.

8/10
 
Dram yönü bir hayli fazla olan ve büyük ölçüde insanın içini bunaltan; ama bir o kadar da derinliğe sahip bir filmdi. Ama fazlasıyla da durgundu...

Ölüm acısı ve çok uzun süre boyunca beraber yaşadığın kişiyi kaybetmiş olmayı kabullenememe durumu oldukça iyi hissettirilmiş. Özellikle o adamın birden kaybolduğu sahnede kadının hissettiklerini ister istemez biz de hissettik. Ama bence de o sahneler fazla hızlı geçilmiş ve bu filmin geçiş tarzını pek sevemedim.

Kadının sadece üzüntüsü değil aynı zamanda vicdan azabı da filmin hissettirdiği duygulardan biriydi. Son sahne ise zaten akıl sağlığını kaybetmiş olmanın da getirisiyle birlikte gelen hayal sahnesinden öte değildi aslında, pek de açık kapı sayılmaz gibi..

6.6
 
Dram yönü bir hayli fazla olan ve büyük ölçüde insanın içini bunaltan; ama bir o kadar da derinliğe sahip bir filmdi. Ama fazlasıyla da durgundu...

Ölüm acısı ve çok uzun süre boyunca beraber yaşadığın kişiyi kaybetmiş olmayı kabullenememe durumu oldukça iyi hissettirilmiş. Özellikle o adamın birden kaybolduğu sahnede kadının hissettiklerini ister istemez biz de hissettik. Ama bence de o sahneler fazla hızlı geçilmiş ve bu filmin geçiş tarzını pek sevemedim.

Kadının sadece üzüntüsü değil aynı zamanda vicdan azabı da filmin hissettirdiği duygulardan biriydi. Son sahne ise zaten akıl sağlığını kaybetmiş olmanın da getirisiyle birlikte gelen hayal sahnesinden öte değildi aslında, pek de açık kapı sayılmaz gibi..

6.6
Heyt be, heyt! Sonunda bir film izlemeyi başardı. Çok ciddi bir şekilde yazdı ve sonunda klasik bir @Tolstoyevski vurgusu puanla noktayı koydu. :A
 
  • Harika
Reactions: Tolstoyevski
Oldukça durgun ve bir o kadar da sade bir filmdi. Bazı filmlerdeki bu sadelik çok hoşuma gidiyor. Çünkü sadelik, filmi kendi dünyamıza yakınlaştırıyor bence. Çok daha rahat bir şekilde filmin içerisinde kendimi bulabiliyorum ya da empati yapabiliyorum.

Filmin özellikle giriş kısmı çok iyiydi bence de. Olayların başlamasından önce gerçekleşen yolculuk ve ev hali ritüeli güzel bir şekilde işlenmiş. Önceki yorumlara katılıyorum, bir anda zaman atlaması yerine bu süreç biraz daha yayılabilirmiş.

Hikaye basitti ama iyi işlenmişti ancak merak duygusu bende pek olmadı. Bazı kısımlarda yer yer sıkıldığım da oldu. Yine de genel olarak, tatlı ve izlenebilir bir film.

7/10