Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
On iki kişi bir açıklıkta uyanır. Birbirlerini tanımayan bu kişilerin ortak tek özelliği, orada olmalarıdır. Nerede olduklarını ve oraya nasıl geldiklerini bilmemektedirler ya da neden seçildiklerini…
Zaman geçtikçe her şeyin farkına varırlar, oraya bir sebepten dolayı av olarak bırakılmışlardır. (sinemalar.com)
Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.
Son derece özgün daha doğrusu dehşet bir başlangıç kısmına sahip film. Başından sonuna dek sıkmıyor ve keyifle izletiyor kendini. Tarantino filmlerine bir saygı duruşu adeta, özellikle başlarında öyle sahneler var ki dehşete kapılıyor insan. Ama ilerledikçe film de oturuyor ve değişik bir hal alıyor. Film boyunca sürekli birisi head-shoot yiyecek, sniper ile kafasına sıkılacak gerilimini çok iyi yaşattı.
Kill Bill’den çok fazla esinti var, öyle böyle değil ama filmin olayı farklı. Kara mizah ve politik eleştiri fazlasıyla göze çarpıyor.
Fakat insan avı filmi olduğu için ve bilinmezlik başlarda hakim olduğu için filmin temposu hiç düşmüyor. Kalitesi düşüyor tabi ki, finalini pek beğendiğim söylenemez. Ama yine de çerezlik olarak izlemeye değer bir yapım olarak geride kalmış 2020’de, geç de olsa aradan çıktı. Efsane olabilme potansiyeline sahipken onu pek de iyi kullanamayan orta halli bir film denilebilir.
Filmin başlarında sürekli başrol sandığımız karakterlerin ölmesi olayı çok zevkliydi ve tam oh mis gibi klişeden uzak eleştirel bir film izliyoruz diyorduk ki sarışın kadının devreye girmesiyle konu kapandı. Tamam hepsini yine öldürsün ama en sonunda keşke ölseydi, çok klişe çok sıradan bir son oldu. Resmen Kill Bill’e bağladı, saç rengi bile aynı ve bilerek kasıtlı olarak benzetmeye çalıştıkları da açım.
Anladığım kadarıyla Amerika’daki liberallerle muhafazakarlar yani demokratlarla cumhuriyetçiler arasındaki mevzulara da değiniliyor ve her iki kesim de eleştiriliyor biraz ondan biraz bundan.
Keşke böyle bir final olmasaydı, çok klişe be.. O değil de o yaşlı adamın onlardan olup olmadığını öğrenemedik. Ama büyük ihtimalle onlardan değildir, olsaydı Don Don Don diye tekrar tekrar söylemezdi Athena. İsme bak, nasıl akılda kalmasın. Athena..
Parasite'a parasite değil de güieğşdşelğşwğş mi diyorsun?
İngilizce isim uluslararası yaygın isimdir. Bu film çıkana kadar The Hunt denilince direkt Jagten akla geliyordu şimdi her şey berbat oldu. Elbette aynı isimde iki film yapılabilir ama bu kadar önemli filmlerle aynı ismi seçmek öncekine saygısızlık.
Şaşırdım ama baya beğendim filmi. Baştan sona soluksuz izlettirdi kendini. Film baya iyiydi ama eksik birşeyler hisside oluşturdu. Filmin başında olayları biraz daha aydınlatıp olayın ne olduğunu bilsek daha iyi olurdu.
Bu filmden Kill Bill tadı aldım.
Filmin en başında her bir oyuncuya 'galiba başrol bu, olayları bu çözer' dedikçe feci şekilde öldüler
Filmde en şaşırdığım kısım Tod (yaşlı adamın ismi buydu galiba) onunda onlardan olmasıydı. Trene binen sakallı adamı onlardan sanmıştım ama yanıldım. Her dakika bir şey olacak mı diye beklentiye girilen bir filmdi ve sarışın kadın herkesi yok ederek zafere ulaştı.
Son derece özgün daha doğrusu dehşet bir başlangıç kısmına sahip film. Başından sonuna dek sıkmıyor ve keyifle izletiyor kendini. Tarantino filmlerine bir saygı duruşu adeta, özellikle başlarında öyle sahneler var ki dehşete kapılıyor insan. Ama ilerledikçe film de oturuyor ve değişik bir hal alıyor. Film boyunca sürekli birisi head-shoot yiyecek, sniper ile kafasına sıkılacak gerilimini çok iyi yaşattı.
Kill Bill’den çok fazla esinti var, öyle böyle değil ama filmin olayı farklı. Kara mizah ve politik eleştiri fazlasıyla göze çarpıyor.
Fakat insan avı filmi olduğu için ve bilinmezlik başlarda hakim olduğu için filmin temposu hiç düşmüyor. Kalitesi düşüyor tabi ki, finalini pek beğendiğim söylenemez. Ama yine de çerezlik olarak izlemeye değer bir yapım olarak geride kalmış 2020’de, geç de olsa aradan çıktı. Efsane olabilme potansiyeline sahipken onu pek de iyi kullanamayan orta halli bir film denilebilir.
Filmin başlarında sürekli başrol sandığımız karakterlerin ölmesi olayı çok zevkliydi ve tam oh mis gibi klişeden uzak eleştirel bir film izliyoruz diyorduk ki sarışın kadının devreye girmesiyle konu kapandı. Tamam hepsini yine öldürsün ama en sonunda keşke ölseydi, çok klişe çok sıradan bir son oldu. Resmen Kill Bill’e bağladı, saç rengi bile aynı ve bilerek kasıtlı olarak benzetmeye çalıştıkları da açım.
Anladığım kadarıyla Amerika’daki liberallerle muhafazakarlar yani demokratlarla cumhuriyetçiler arasındaki mevzulara da değiniliyor ve her iki kesim de eleştiriliyor biraz ondan biraz bundan.
Keşke böyle bir final olmasaydı, çok klişe be.. O değil de o yaşlı adamın onlardan olup olmadığını öğrenemedik. Ama büyük ihtimalle onlardan değildir, olsaydı Don Don Don diye tekrar tekrar söylemezdi Athena. İsme bak, nasıl akılda kalmasın. Athena..
Şaşırdım ama baya beğendim filmi. Baştan sona soluksuz izlettirdi kendini. Film baya iyiydi ama eksik birşeyler hisside oluşturdu. Filmin başında olayları biraz daha aydınlatıp olayın ne olduğunu bilsek daha iyi olurdu.
Bu filmden Kill Bill tadı aldım.
Filmin en başında her bir oyuncuya 'galiba başrol bu, olayları bu çözer' dedikçe feci şekilde öldüler
Filmde en şaşırdığım kısım Tod (yaşlı adamın ismi buydu galiba) onunda onlardan olmasıydı. Trene binen sakallı adamı onlardan sanmıştım ama yanıldım. Her dakika bir şey olacak mı diye beklentiye girilen bir filmdi ve sarışın kadın herkesi yok ederek zafere ulaştı.
Puanım 8.8/10
------
Başında benzer yazmışız
Bu arada kapaktaki foto iyi. Ben izlerken domuz vardı kapak fotosunda
Niye ya diğer ekiplerin yanına gelip başta tamam belli etmedi ama son sahnede sarışın kadını öldürmesi için emir aldı ya ve kalkıştı. Sonrada pang! Ölüm
Niye ya diğer ekiplerin yanına gelip başta tamam belli etmedi ama son sahnede sarışın kadını öldürmesi için emir aldı ya ve kalkıştı. Sonrada pang! Ölüm
Gördüğüm en ilginç başlangıca sahip olan filmdi. Başta gösterilen herkes neredeyse hemen ölerek filme veda ettiler. Filmin başrol oyuncusu acaba kim diye diye bayağı bir meraklandım. Öyle seri cinayetler işlendi ki acaba kim kimi, ne zaman öldürecek diye hep yüreğim ağzımda bekledim. Sarışın ablamız gerçek bir savaşçı çıktı. Kadın filmde terör estirerek adeta bir seri katile dönüştü ve karakterlerin çoğunu kendisi öldürdü.
Basit bir av filmi beklerken karşıma bu denli farklı bir şeyin çıkacağını beklemiyordum, gerçek bir sürpriz oldu. En sinir olduğum benzinlikteki çiftti ve çok sürmeden ölmelerine sevindim. Filmin sonunda iki kadının dövüş sahnesi fazlasıyla ilgi çekiciydi. Sonlara doğru sıkılmaya başlamışken dövüş sahnesi ilaç gibi geldi.
Film çok hareketli ve akıcı olmasına rağmen sonu acayip vasattı. Böyle basit bir son beklemiyordum, hayal kırıklığı yaşattı.
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.