Onur Güvenatam'dan Özel Açıklamalar: "Senaryo Kötüyse Angelina Jolie Bile Kurtarmaz!"

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
85,728
Reaksiyon puanı
64,570
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
camson1.jpg


Yaptığı dizilerle sezona damga vuran Onur Güvenatam'dan özel açıklamalar!

Geçmiş yıllarda O3 Medya çatısı altında yer aldıktan sonra 'Masumlar Apartmanı', 'Kırmızı Oda', 'Doğduğun Ev Kaderindir', 'Atiye' gibi büyük ilgiyle takip edilen işlere imza atan OGM Pictures'ı kuran, birbirinden ünlü isimleri de renklerine bağlayan Güvenatam, Hürriyet Cumartesi'den Hakan Gence'nin sorularını yanıtladı.

İşte röpörtajdan öne çıkan kısımlar:
Pandemi ve karantina izleyiciyi farklı hikâyelere yönlendirdi mi? İzleyici alışkanlıkları nasıl değişti?
Dizilerde meseleleri daha basit anlatma gerekliliği başladı.

Neden?
İnsanlarda artık anksiyete bozukluğu var. Televizyonu açınca vahşet, vurdu-kırdı filan görürlerse kanal değiştiriyorlar. Pandemi insanlara daha yalın, basit, iyi duygular verecek işleri yükseltti.

İzleyici ne istiyor?
İzleyicinin yapılmışın bir daha yapılmasına ilgisi yok. Farklı bir şekilde dokunmanız gerek; hiç olmadığı kadar içten ve yeni.

Bu sezon aşk odaklı dizilerin yerini doktor hikâyeleri ya da psikolojik öykülerin almasının da sebebi bu mu?
Kesinlikle. Etrafında kaç tane mutlu ilişki ya da aşk hikâyesi var? İnsanlar artık kendine döndü. Çok başka dertleri var. Aşk insanların öznesi olmaktan çıktı. Bu nedenle başka duygularına dokunan işlere daha çok ilgi gösteriyorlar.

Gülseren Budayıcıoğlu’nun hikâyeleri (‘Masumlar Apartmanı’, ‘Doğduğun Ev Kaderindir’, ‘Kırmızı Oda’) son dönemin gözdeleri... Bu hikâyeleri ve Budayıcıoğlu’nu nasıl keşfettiniz?
‘Kırmızı Oda’nın danışan koltuğunda ben de oturdum. Londra’da üniversiteye gitmeden önce Gülseren Hanım benim Ankara’da doktorumdu.

Bu görüşmeleri işe çevirmeye nasıl karar verdiniz?
Geçmişine dair insanlar “Her şey harikaydı” dese de en mükemmel hayatların bile içinde yaralar var. O koltukta oturup yaralarınla yüzleştikçe kendini anlayıp tanımaya başlıyorsun. Kendini anladıkça insanları da daha iyi anlıyorsun. O farkındalığı gördükçe bunun kitlelere aktarılması gerektiğine çok inandım. Yolculuğumuz ‘İstanbullu Gelin’le başladı. Gülseren Hanım’ı ikna etmek zor oldu ama başardım. O bunu ticari amaçla yapmıyor, bugüne kadarki deneyimini, bildiklerini kitlelere aktarmak, insanlara iyi gelmek istiyor.

İlk iş tutunca “Buradan yürüyeyim” mi dediniz?
Yok, biz duygu işi yapıyoruz. Psikolojik hikâyeler de bu işin bilimi. Benim için aslolan niyet. Bir gün sokakta biri çevirip “Evladım sen bu diziyi neden yaptın” dediğinde cevabım olsun istiyorum.

Ne olur cevabınız?
İnsanlara iyi geldiklerine inanıyorum. İzleyen kendiyle yüzleşiyor. Baktığında bir kötü karakter var ama mesele bir kötünün neden kötü olduğunu karşıdakine hissettirebilmek.

Peki psikolojik öykülere ilgimiz neden arttı?
Hiçbirimiz kendimizi beğenmiyoruz aslında. Artı taraflarımızı değil hep eksi yanlarımızı büyük harflerle yazıyoruz. Mesela ‘Masumlar Apartmanı’ndaki ‘Safiye’ kötü bir karakter. İzleyici onun neden öyle olduğunu anladığında önce Safiye’yi sevmeye, sonra kendini anlamaya başlıyor, kendiyle barışıyor. Böylelikle eksi taraflarımızla yüzleşiyoruz, bunlarla barıştığımızda içimizdeki sebebi tam olarak bilinmez o öfke yerini iyiliğe bırakıyor. Bu sefer çevreye öfke yerine iyilik yaymaya başlıyoruz ve bunların hepsi akşam izlediğin bir diziyle olabiliyor.

“Hiçbir psikolog ‘Kırmızı Oda’daki gibi konuşmaz” diye eleştirdiler...
Her doktorun tarzı farklıdır. Gülseren Hoca böyleydi.

Gülseren Hanım’ın bu bilgileri bir yapım şirketine vermesi de eleştirildi...
‘Kırmızı Oda’, ‘Masumlar Apartmanı’ ve ‘Doğduğun Ev Kaderindir’, bu üç dizi Gülseren Budayıcıoğlu’nun romanlarından esinlenerek senaryolaştırıldı. Hem romanlar hem de senaryolar için tüm etik kurallar gözetildi. Mahremiyeti ifşa etmemek kırmızı çizgimiz. İsim, mekân, yer ve zaman gerçek değil. Önemli olan verdiğimiz mesaj.

‘Camdaki Kız’ kitabının uyarlamasında Tuba Büyüküstün’ün rol alacağı doğru mu?
Hayır, Tuba oynamıyor. Henüz senaryo aşamasındayız. Gülseren Hanım’ın yeni bir kitabı da gelecek, oradan hikâyelerle devam edeceğiz.

Çok varlıklı bir aileniz mi var? Nasıl böyle yatırımlar yaptınız?
Çok zengin bir ailem yoktu. Benim olayım bir sermayeyle yola çıkmak değil, çok çalışmak. Bu işler için gerçekten çok param da yoktu. Ama çok kararlı ve çok inatçıyımdır.

Nasıl başardınız?
Çok çalışarak, inandığım şeyleri bir araya getirerek ve projenin insanlara iyi geleceğini kalben hissederek. Diyelim, çok inandığın bir senaryo var. Bunda da Beren (Saat), Kıvanç (Tatlıtuğ) gibi isimler oynamak istiyor. Sen bu işi doğru sunduğunda bunun alıcısı oluyor. Para zaten sektörde var. Önemli olan kanalların doğru yere yatırım yapmalarını sağlamak.

Peki Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Beren Saat gibi isimleri sizinle çalışmaya nasıl ikna ettiniz?
Mesele oyuncuyla kurduğun diyalog ve onu hayallerine ortak etmek. İki tarafın da aynı yere bakıp aynı vizyonda olması lazım. Oyuncu kendini güvende ve iyi hissetmeli. Yoksa parayla olabilecek iş değil. Zaten bir oyuncuya ödenen parayı bütün yapımcılar verebilir. Bu işin iksiri başarılı bir iş yaratmak. Başarılı olduğu yerde oyuncu da kalmak ister.

Hayal kırıklığı yaratan projeniz hangisiydi?
‘Mehmed Bir Cihan Fatihi’, içimde kaldı. Olmayınca olmuyor. Başarı nasıl benimse başarısızlık da benim. Yönetmen, senarist ya da Kenan İmirzalıoğlu’nu suçlayamam. Hele Kenan... Bence müthişti. ‘Tatlı Küçük Yalancılar’ diye bir iş yapmıştım, o da tutmadı. Ama o işteki oyuncuların hepsinin şimdi bir yerde olması beni mutlu ediyor.

Komedi ya da romantik komediyle tanıdığımız Ezgi Mola, Binnur Kaya, Demet Özdemir gibi oyuncuları dramlarda değerlendirdiniz. Bu ne kadar bilinçli bir tercih?
Hikâyelerde olduğu gibi oyuncular hakkında da ezberler var. Ben bunları yıkmak için de işe başladım. Önce kendi içimde o role kim yakışır inanmam gerekiyor. Sonra ekibim inanacak, destekleyecek ki Türkiye inansın... Mesela ‘Kırmızı Oda’ya Binnur Kaya’yı önerdiğimde Acun (Ilıcalı) “Emin misin” dedi. Emindim ve çok iyi oldu.

Sırada hangi projeler var?
Kıvanç Tatlıtuğ ile bir dizi çekiyoruz. Sıradışı bir iş. Kıvanç’ı daha farklı, şaşırtacak bir karakterde göreceğiz. Yönetmeni Tolga Karaçelik. Bilimkurgu-aksiyon... Denizaltında geçen bir hikâye. Kıvanç’la bir de sinema filmimiz olacak. Dram türünde. Tuba Büyüküstün’le bir dizi projemiz gelecek. Çağatay Ulusoy’la bir sinema filmi var, ‘Mücadele Çıkmazı’. Psikolojik drama.

Yapımcılar gerçekten sadece yurtdışı satışlardan mı kazanç elde ediyor?
Yapımcı ancak 26 bölüm süren işten para kazanabilir. Yoksa kazanamaz. Düşün, işlerden kaçı o kadar sürüyor. Tutmadığı zaman bir o kadar zarar ediyorsunuz.

İki bölümde yayından kalkan diziler o zaman size çok fena hissettiriyordur...
Tırnağın etinden ayrılması kadar kötü bir duygu... Bir dizinin ekrana çıkabilmesi için o kadar emek, o kadar özen var ki... En önemlisi de herkesin duygusal yatırımının çok yoğun olması.

Ekranda sanki anlı şanlı başroller bile beklenen reytingi alamıyor. Star devri artık yerini senaryoya mı bıraktı?
Bunun hep böyle olduğuna inanıyorum. Senaryosu kötü olan işte Angelina Jolie, Brad Pitt bile olsa tutmaz. Ancak iyi senaryo ve star oyuncu bir araya gelirse tadından yenmez.

Bir senaryoyu iyi yapan ne?
Ezber bozmalı. Bekleneni değil, beklenmeyeni yapmalı. Çok iyi bir kitap hakkı sizde olabilir ama bunun iyi senaryolaştırılması çok önemli. Hikâye kadar vermeye çalışılan mesaj insanlara dokunabiliyor mu, anlaşılır ve net mi, bunlar da önemli unsurlar.

Kimi oyuncuların sosyal medya hesaplarında milyonlarca takipçi var. Bunların reytinge etkisi oluyor mu?
15 milyon takipçisi varsa bu takipçilerin büyük kısmı o kişiyi ekranda görmek için diziyi açar. Bir, hadi bilemedin iki bölüm izler. Eğer senaryo kötüyse ve duygu akışı yoksa oyuncunun ne kadar takipçisi olsa da o iş tutmaz.

Röpörtajın kalanına şuradan ulaşabilirsiniz.
 
O kısmı okurken ben de şaşırdım. :A Hatta ilk zamanlar her yerde OG Medya yazıyordu ben Onur Güvenatam Medya sanmıştım. :A
Röportajı da çok keyifli olmuş, çok güzel açıklamalar yapmış. Maşallah tüm yıldız isimlerle çalıştı, yeni gözde yapım şirketimiz oldu. Umarım böyle kaliteli yapımları artarak devam eder. :D
 
  • Güldürdün
Reactions: Özgür
Seneryo varsa oyuncu vardır. Oyuncu olup seneryo olmasa hiç bir şey yok demektir.
 
O kısmı okurken ben de şaşırdım. :A Hatta ilk zamanlar her yerde OG Medya yazıyordu ben Onur Güvenatam Medya sanmıştım. :A
Röportajı da çok keyifli olmuş, çok güzel açıklamalar yapmış. Maşallah tüm yıldız isimlerle çalıştı, yeni gözde yapım şirketimiz oldu. Umarım böyle kaliteli yapımları artarak devam eder. :D
O değil de Acun'un Binnur Kaya için emin misin diye sormuş olması... Başrolde Turabi falan mı oynasaydı ne bekliyorsa. :T:
 
  • Güldürdün
Reactions: Özgür and Yiğitt
Sonuçta komediye çok yakışan bir ismi drama koymak da riskli bir durum sonuçta. Gülse Birsel'i dramda düşünememek gibi bir şey. :A
Olsun yine de şüphe etmemeliydi. :A Onun sayesinde bu reytingler alınıyor zamanında o lafı söylediğine pişman olmuştur herhalde. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Yiğitt
O değil de Acun'un Binnur Kaya için emin misin diye sormuş olması... Başrolde Turabi falan mı oynasaydı ne bekliyorsa. :T:
Turabi ne alaka. :A Adam sormakta haklı. Binnur Kaya harika bir oyuncu ama sonuçta komedi ağırlıklı biri. :A Herkeste acaba nasıl olacak düşüncesi oluştu zaten. :A Ayrıca bu rol için daha önce Songül Öden gibi dramda oynayan biriyle görüşülüyor haberi çıkmıştı. Sen anla neden emin misin denildiğini. :A
 
Turabi ne alaka. :A Adam sormakta haklı. Binnur Kaya harika bir oyuncu ama sonuçta komedi ağırlıklı biri. :A Herkeste acaba nasıl olacak düşüncesi oluştu zaten. :A Ayrıca bu rol için daha önce Songül Öden gibi dramda oynayan biriyle görüşülüyor haberi çıkmıştı. Sen anla neden emin misin denildiğini. :A
Niye dediğini anladım ama sürekli romantik komedide oynayan Demet Özdemir (aynı kanal olduğu için örnek verdim) bile dram yapabiliyorsa Binnur Kaya için tereddüt etmemeliydi. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Özgür
Niye dediğini anladım ama sürekli romantik komedide oynayan Demet Özdemir (aynı kanal olduğu için örnek verdim) bile dram yapabiliyorsa Binnur Kaya için tereddüt etmemeliydi. :A
Demet konusunda tereddüt yaşamadığını bilmiyoruz. :A Acun Demet’in popülerliğinden direkt evet demiş de olabilir. :A