bazinga
Admin
- Katılım
- 1 Şubat 2007
- Mesajlar
- 93,696
- Reaksiyon puanı
- 50,351
- Puanı
- 1,060
- Konum
- İstanbul
- Web Sitesi
- izleryazar.com
Escape from Alcatraz (1979)
@Araf bizim filmleri izlemiyor ama olsun yine de biz onun izlediklerini izleyelim.
Bazı filmleri gösterime girdiği yıldan bağımsız değerlendirmek çok zor. Bu film de onlardan biri. Bugün Shawshank Redemption'ları, The Green Mile'ları, Prison Break'leri izlemiş birine sunacağı çok fazla bir şey yok bu filmin. Fakat bu filmin o yapımlara olan katkısını da hesaba katmak gerekiyor...
Hapishaneden kaçış konusu her zaman ilginç bir konu. Bu film bunu belki de en sıradan haliyle yapıyor. Konunun herhangi bir derinliği yok. Olması gerektiği gibi her şey tıkır tıkır işliyor ve bitiyor film. Benim diğer filmlere kattıkları dışında değerli bulduğum iki noktası vardı. Birincisi gerçek bir kaçış hikayesinden aslına olabildiğince sadık kalınarak işlenmiş olması. İkincisi kukla hazırlama. Diğer yapımlarda var mıydı emin değilim, izlediysem de unutmuşum. Gerçekten yapmış olması inanılmaz.
Tabii üçüncü bir faktörden bahsedecek olursak o da tabii ki Clint Eastwood. Her zamanki karizmatikliğinde izliyoruz onu. Yönetmen suçlumuzu karizmatik yönleriyle bize sunuyor. Onun geçmişi hakkında çok fazla bilgi vermiyor. Çünkü hoş şeyler çıkmayacak ve berbat bir adamı desteklemiş olacağız.
7.5 ile kararsız kalsam da:
8/10
-----------------------
Rosemary's Baby (1968)
Bir türlü izleyemediğim kült filmlerdendi nihayet sırası geldi.
Roman Polanski bu filmiyle Hitchcock'un tarzını almış ve onu tarikatların korkutucu dünyasıyla buluşturmuş. Filmin özellikle ilk yarısı tamamen bir Hitchcock filmi gibi işliyor. Aslında hiçbir şey olmuyor ama bir şeylerin olacağını bildiğimiz için her anını gerilerek, en ufak şeylerden bile anlamlar çıkarmaya çalışarak izliyoruz. Bu yönüyle film çok başarılı.
Bu filmin de aslında en önemli özelliği çokça taklit edilmesi. Bu nedenledir ki sonunu tahmin etmekte hiç zorlanmadım. Gerçi filmin şaşırtmak gibi bir amacı da yoktu. Fakat sonunu sevdiğimi de söyleyemem. Yani genel anlamda vardığı noktayı. Hatta nefret ediyorum bu noktaya bağlanan filmlerden de diyebilirim. Fakat gözlerimi kısarak izlediğim kısımdaki çekim tekniği aşırı başarılıydı. Göstermediği bir şeyden korkutmak büyük meziyet.
Rosemary'nin saçlarını kesmesinin ardından Guy onu hayatının en kötü kararını vermekle suçladı. Arttırıyorum sinema tarihinin en kötü kararlarından biriydi.
7.5/10