FK8 Inside Llewyn Davis / Sen Şarkılarını Söyle (2013) - Film Yorumları

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan bazinga
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,814
Reaksiyon puanı
50,479
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
1585993420604.png


Inside Llewyn Davis / Sen Şarkılarını Söyle

Tür:
Dram, Müzik
Yönetmen: Joel Coen, Ethan Coen

Oyuncular:
Oscar Isaac
Carey Mulligan
Justin Timberlake
John Goodman

Filmin Özeti:
Müzik tarihinden melankolik, bazen acımasız olduğu kadar da eğlenceli bir dönemi anlatan Coen Kardeşlerin son filmi, genç bir folk şarkıcısının 1961 yılında New York müzik piyasasında tutunma mücadelesini izliyor. New York kışının insafına kalan Llewyn Davis elinde gitarıyla bazılarına kendi yol açtığı türlü aksilikleri aşmaya çabalamaktadır. Ne iş olursa yapmakta, Greenwich Village'daki kafelerden görüşme yapmak üzere boş Chicago kulüplerine savrulup durmaktadır.

Filmin Fragmanı:

 
Coen kardeşlerin filmografisi içinde en farklı filmlerinden biri yani en kendileri gibi olmayan filmlerden biri.

Yıllar sonra ikinci izleyişimde de ciddi keyif aldım. Oscar Isaac'in oynadığı ana karakterimizi sevmek çok kolay. Filme o ve kedi aracılığıyla aşırı kolay bir şekilde bağlanmak mümkün. Bir müzik ziyafeti sunması da filmi değerli kılıyor. Yalnız yol mevzusu biraz fazla uzun ve gereksiz olmuş, sonunu da pek iyi bağlayamamışlar. Keşke ikinci kısmı da ilk kısmı gibi harika olsaydı. O kadar iyi ve derinlikli bir ana karakter yaratılmasına karşın beklenen hiçbir şeyi vermemekte ısrar etmişler...

Oscar Isaac çok başarılı. Carey Mulligan'a da ayrı parantez açmak istiyorum yine. Çok seviyorum kendisini ve burada da harika. Bu filmden sonra ise pek iyi filmlerde oynayamaması ise üzücü.

Muhtemelen 6-7 sene sonra üçüncü kez de izlerim ben bu filmi. İzleyin bence mutlaka ama beklentiyi çok yüksek tutmayın. :)

7.5'a çıkma konusunda kararsız kalsam da:

7/10
 
Çok keyifli bir filmdi ve yer yer güldürdü 😊 Müzik keyfi yaşadım.
Filmleri izlerken pek oyuncu kadrosuna bakmıyorum ve genelde konusunuda okumadan direk dalıyorum filmlere. Bazen böylesi daha zevkli. Filmde Justin Timberlake olması bana sürpriz oldu, küçükken baya dinlerdim ve hiç değişmemiş😊 Onun sahnesini beğendim. Şarkıları eğlenceliydi :A Daha fazla sahnesini görmek isterdim.
Başroldeki adamın rahat tavırları ve oyunculuğunuda beğendiğimi belirtmek isterim. Kediyle olan sahneleride filme renk katmış. Filmin süreside iyi. Eleştireceğim kısım bir sona varılmamış olması. İlk sahne ve son sahne aynıydı ve ben o kısmı anlamadım açıkçası.

7.5/10
 
Dün gece yarışma sonrası oluşan kafa yorgunluğuna iyi gelen güzel bir film izlemiş oldum.:D

Lleywn Davis karakteri Oscar Isaac çok iyi oynamış. Adamım yaşadığı bitikliği tümüyle hissettim. Oyuncunun başarısı burada çok kıymetli. Bu arada şarkılarıda çok güzel söylemiş. Bi dinginlik veriyor insana. Mesela Lady Gaga'nın A Star is Born'de canlandırdığı karakter bana bu hissi verememişti. Hem yönetmenin hem oyuncunun farkı tam burda belli oluyor.

Filmde en sevdiğim şey Llewyn Davis ile Kedinin uyumuydu.:bhr: Filmin sonunu o yüzden çok beğendim. Karakterimizin, Filmin başında yapılan hataları, filmin sonunda yapmamasıda 'her şey yoluna giriyor' sonunda hissi uyandırıp bir tebessüm ettirdi.

Diğer kadın karakterler yeterince sinir bozucuydu. Adam Driver ve Justin Timberlake gibi günümüzün dev isimlerini filmde görmek güzeldi.:)

7.5/10
 
  • Beğendim
Reactions: Yiğitt and bazinga
Öncelikle yönetmenliğe bayıldım, görüntüler çok güzeldi. Oscar Isaac çok güzel iş çıkarmış, ona da bayıldım. Böyle tutunamayan karakterlerin tiplemelerini çok iyi seçmeleri lazım, adam cuk oturmuş mesela. Kedi ile olan muhabbetleri epey hoştu, güldürdü beni epey.
Özellikle yolda bulduğu ve sahibine götürdüğü kedinin dişi çıkması ve aradığımız kedinin o olmadığını öğrenişimiz... Epey güldüm. :D

Filmdeki yan olaylar tam verilemedi bence, tam oturamadı. Jim ve Jean ikilisini sonradan göremedik, ne oldular? Soru işaretleri kaldı kafamda, ilk ve son sahnenin aynı oluşundan ne anlam çıkarmalıyım? Orayı da anlamlandıramadım, bir ara her şey rüya falan sandım hatta. :X

Keyifli bir filmdi ama çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim.

6/10
 
Dün gece yarışma sonrası oluşan kafa yorgunluğuna iyi gelen güzel bir film izlemiş oldum.:D

Lleywn Davis karakteri Oscar Isaac çok iyi oynamış. Adamım yaşadığı bitikliği tümüyle hissettim. Oyuncunun başarısı burada çok kıymetli. Bu arada şarkılarıda çok güzel söylemiş. Bi dinginlik veriyor insana. Mesela Lady Gaga'nın A Star is Born'de canlandırdığı karakter bana bu hissi verememişti. Hem yönetmenin hem oyuncunun farkı tam burda belli oluyor.

Filmde en sevdiğim şey Llewyn Davis ile Kedinin uyumuydu.:bhr: Filmin sonunu o yüzden çok beğendim. Karakterimizin, Filmin başında yapılan hataları, filmin sonunda yapmamasıda 'her şey yoluna giriyor' sonunda hissi uyandırıp bir tebessüm ettirdi.

Diğer kadın karakterler yeterince sinir bozucuydu. Adam Driver ve Justin Timberlake gibi günümüzün dev isimlerini filmde görmek güzeldi.:)

7.5/10
Öncelikle yönetmenliğe bayıldım, görüntüler çok güzeldi. Oscar Isaac çok güzel iş çıkarmış, ona da bayıldım. Böyle tutunamayan karakterlerin tiplemelerini çok iyi seçmeleri lazım, adam cuk oturmuş mesela. Kedi ile olan muhabbetleri epey hoştu, güldürdü beni epey.
Özellikle yolda bulduğu ve sahibine götürdüğü kedinin dişi çıkması ve aradığımız kedinin o olmadığını öğrenişimiz... Epey güldüm. :D

Filmdeki yan olaylar tam verilemedi bence, tam oturamadı. Jim ve Jean ikilisini sonradan göremedik, ne oldular? Soru işaretleri kaldı kafamda, ilk ve son sahnenin aynı oluşundan ne anlam çıkarmalıyım? Orayı da anlamlandıramadım, bir ara her şey rüya falan sandım hatta. :X

Keyifli bir filmdi ama çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim.

6/10
Sonu hakkında
İlk ve son sahne tamamen aynı değildi herhalde. Çok benzerdi ama farklı adamlardı yanlış hatırlamıyorsam. Ben adam loser gelmiş, loser gidecek olarak yorumladım. Muhtemelen ilk sahne öncesinde de benzer olaylar silsilesi yaşandı ve adam aynı döngünün içinde gidiyor diye düşündüm. Yanılıyor da olabilirim tabii.
 
Sonu hakkında
İlk ve son sahne tamamen aynı değildi herhalde. Çok benzerdi ama farklı adamlardı yanlış hatırlamıyorsam. Ben adam loser gelmiş, loser gidecek olarak yorumladım. Muhtemelen ilk sahne öncesinde de benzer olaylar silsilesi yaşandı ve adam aynı döngünün içinde gidiyor diye düşündüm. Yanılıyor da olabilirim tabii.
Aynı adamdı ya, ben mi yanılıyorum? Çünkü içeride şarkı söyleyen kadının eşiyim dedi, ilk sahnede de aynısını söyledi. Neden bağırdın dedi, aynı diyaloglar yaşandı ve gitti. (b)
 
  • Beğendim
Reactions: sokak sanati
Film hiç sıkmadı, yağ gibi kaydı gitti ve yer yer de gülümsetti. Sadece gülümsetmedi, aynı zamanda üzdü ve utandırdı da. Cohen kardeşler işin içinde olunca; gülümsetip, üzüp ve utandırması da doğal bir şey oluyor sanırım. Hatta gülümsetmeyi bıraktırıp, kahkaha attırdığı da oldu. İngiliz komedisinde yer alan küfürlü laf sokmalar olur ya, işte Cohen kardeşlerin bu unsuru bu filminde kullanması vardı ve istemsiz güldürdü.

Film müzikal mi, tam anlamıyla değil. Yol üzerine kurulu macera filmi mi, o da tam anlamıyla değil. Dram mı ağır basıyor, sadece dram da ağır basmıyor. Kısacası birçok unsuru da elinde bulunduruyor film. Bir bakıyorsun çaresizlik unsuru öne çıkıyor, üzülüyorsun; bir bakıyorsun umut söz konusu oluyor, bir anda umut dolu oluyorsun. Öyle çok büyük beklenti içerisine de sokmuyor ilerlerken film, çünkü bir bakmışsın o sırada yön değiştirmiş oluyor. Yön değiştirdiği esnada sahne anlamsız da olabiliyor ya da boşluk da bırakabiliyor. Dön dolaş yine aynı gelme de var, tam bir insan gibi yani. Hepimizin istemsiz dön dolaş yapıp yine aynı yere geldiği anlar olur, işte bu film, insanın bu özelliğini de yansıtmaktaydı.

Garip karakterler vardı:
Jim'in Jean'i hamile kalıyor ama kimden belli değil. Belki Jim'den, belki Llewyn'den, belki de daha başka birinden. Başka birisiyle ilişkiye girdiğini gördüğünde Llewyn'in patladığını gördük istemsiz ama başka bir şekilde, başka birine çatarak. Öte yandan Roland ve şoförü ayrı bir tuhaftı. Hele şoförün polis tarafından tutuklanması ilginçti. Hiç beklenmedik anda yol hikayesinin Fargo'ya döneceğini düşündüm bir an, neyse ki öyle bir şey olmadı.

Filmin en büyük eksiklerinden birisi aslında geçmişe dair yaşanan olayların verilmemesiydi. Geçmişte yaşanan olayların verilmemesi de biraz boşluk bıraktı. Bu noktaya karakter sanki bir anda gelmiş gibi oldu. Baştaki sahne ile, sondaki sahnenin birleşmesi de ilginç geldi ve aslında iyiydi, o kısmı beğendim. Beğenme sebebim:

Llweyn'in başta dayak yediği sahnenin oluşu ama neden dayak yediği gösterilmedi. Geçmiş sahnelere dönüp, bir güzel burayla bağlandı ve neden dayak yediği de anlaşıldı. Jean ile ilişkiye girdiğini söyleyen kişiye kızıp bağırıp çağırdığı kadının kocası tarafından dayak yediği anlaşıldı. Bağlantı iyiydi.

Aslında şurayı es geçilmese iyiydi, hatta burayla bağlansa iyiydi:
Llweyn hamile bıraktığı kadının yanına gidip çocuğunu görse, o şekilde bitseydi eğer, çok daha iyi olurdu aslında. Gözü kadının şehrine gitti ama orası boşlukta kaldı. Hem umut dolu bitmiş olurdu o şekilde bitmiş olsaydı.

Geçmişe dair şöyle sahneler olmalıydı:
Llweyn'in eski ortağı ile sahneleri, Jean ile sahneleri, babası ile olan sahneleri olsaydı iyi olurdu. Geçmiş olmayınca boşluk dolu sahneler çıktı.

Her şeye rağmen öyle ya da böyle izletti. Başı ve sonu iyi de bağlandı, her ne kadar umut dolu bağlantı olmasa da:
7.5/10
 
Aynı adamdı ya, ben mi yanılıyorum? Çünkü içeride şarkı söyleyen kadının eşiyim dedi, ilk sahnede de aynısını söyledi. Neden bağırdın dedi, aynı diyaloglar yaşandı ve gitti. (b)
Evet aynıymış. :D

Sebep - sonuç ilişkisi o zaman. Zamanla oynamışlar. :D
 
  • Güldürdün
Reactions: Yiğitt
Coen kardeşlerin konu olarak kendilerine en uzak filmi olabilir.

Filmin türü için müzikal drama denebilir. Filmde Oscar Isaac'in oynadığı Llewyn karakterinin yolculuğunu, yaşadığı zorlukları, dönemin müzik piyasasında tutunma çabasını izliyoruz baştan sona. Oscar Isaac'in performansı oldukça başarılı.

Filmin süresi kısa olmasına rağmen bazı kısımlar yine de daha kısa tutulabilirdi diye düşünüyorum, özellikle Llewyn'in farklı bir eyalete gittiği kısım. İzleyicinin yorumuna bırakılan kısımlar da mevcut.

Konu olarak kendilerine uzak bir film yapmış olsalar da filmin içerisinde birçok 'Coen kardeşler' detayı mevcut. Bazı diyaloglar, espriler, çekimler, soğuk ve karlı hava... Filmin müzikal tarafı çok keyifli, şarkıları çok beğendim. Onun dışında benimki kadar olmasın kedi(ler) çok tatlıydı. :A @Dosi

Llewyn'in en başta yaşadıklarını neden yaşadığını izledik film boyunca, anlaşılır bir sondu bence. "Aynı şeyleri yaparak farklı bir şey elde edemeyiz" gibi bir şey de düşünülebilir tabii.

Puan: 7.5/10
 
  • Beğendim
  • Harika
Reactions: Dosi and bazinga
Coen kardeşlerin konu olarak kendilerine en uzak filmi olabilir.

Filmin türü için müzikal drama denebilir. Filmde Oscar Isaac'in oynadığı Llewyn karakterinin yolculuğunu, yaşadığı zorlukları, dönemin müzik piyasasında tutunma çabasını izliyoruz baştan sona. Oscar Isaac'in performansı oldukça başarılı.

Filmin süresi kısa olmasına rağmen bazı kısımlar yine de daha kısa tutulabilirdi diye düşünüyorum, özellikle Llewyn'in farklı bir eyalete gittiği kısım. İzleyicinin yorumuna bırakılan kısımlar da mevcut.

Konu olarak kendilerine uzak bir film yapmış olsalar da filmin içerisinde birçok 'Coen kardeşler' detayı mevcut. Bazı diyaloglar, espriler, çekimler, soğuk ve karlı hava... Filmin müzikal tarafı çok keyifli, şarkıları çok beğendim. Onun dışında benimki kadar olmasın kedi(ler) çok tatlıydı. :A @Dosi

Llewyn'in en başta yaşadıklarını neden yaşadığını izledik film boyunca, anlaşılır bir sondu bence. "Aynı şeyleri yaparak farklı bir şey elde edemeyiz" gibi bir şey de düşünülebilir tabii.

Puan: 7.5/10
aynen o ler çok şey değiştiriyor :A
Kesinlikle o minik kediler çok daha tatlı:bhr:
 
  • Harika
Reactions: Sherlock
2 Şubat 2016 tarihinde yaptığım yorum:

Filmi dün izleme şansı buldum. Yalın senaryosu ve başarılı şarkılarıyla hoşuma giden bir yapım oldu. Coen Kardeşler yine farkını ortaya koymuş ve gerçekçi senaryolarıyla kalbe ve kulağa hitap eden bir film çıkarmayı başarmışlar. En sevdiğim şarkı ise sanırım diğerlerine göre daha hareketli olduğu için 'Please Mr. Kennedy' oldu.

Müzikler ve görüntü yönetimi gibi oyunculuklar da başarılıydı. Oscar Isaac rolünde harikalar yaratmış ve belki de pek sevilesi olmayan bir karakteri sevdirmeyi başarmış; Oscar adaylığı almamasına üzüldüm. Carey Mulligan da hem oyunculuğuyla, hem de eşsiz güzelliğiyle dikkatimi çekmeyi başardı. Justin Timberlake, John Goodman, Garrett Hedlund gibi oyuncuların ise pek öne çıktığını söyleyemem, ama çünkü hepsi Llewyn'in hikayesine şöyle bir uğrayıp geçen karakterleri canlandırmışlar.

Sanırım tek sorun, finali izleyicinin yorumuna bırakmalarıydı; ama net sonlara alışan biri olarak bu hikayenin de öyle bitmesini istedim belki. Öte yandan Llewyn'in folk müziği bırakıp ticaret işine girmesi, birkaç sahne sonra yine elinde gitarıyla görmek de kafamı karıştırmadı değil.

Gerçi bunlar da filmi beğenmeme engel olmadı. Kendi yılının hak ettiği değeri göremeyen başarılı işlerinden biri, keşke daha çok insana ulaşabilse. :)

8/10 (o zaman 8.5 vermiştim)
 
Filmi izledim çok değişik ilginç bir filmdi başta sıkılıcam galiba derken şarkılar içine çekti ve şarkılara bayıldım sırf şarkıları için izlenecek bir film diye düşünüyorum Coen kardeşlerin yönettiği filmler kötü olmuyor zaten beğendim filmi :D

8/10
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga
Film bu akşam 21.00'da TRT 2'de yayınlanacakmış. Üşengeç arkadaşlara duyurulur. :A Pek kesilecek sahnesi olduğunu hatırlamıyorum, tvden izlenebilir bence.

@kerem @Maskeli Fedai @Forumdash @Tolstoyevski @MasacRE @mesmeso61 @Silinmiş Üye @MEnes
Ya ben bu filmi izlemiştim birkaç sene önce aslında. Yalnız şimdi yorum yapacak kadar hatırlamıyorum açıkçası ama tekrar izleyesim de yok. Böyle iki arada bir derede kaldım ne yapayım bilemedim :A
 
  • Güldürdün
Reactions: bazinga
  • Beğendim
Reactions: bazinga