(Selim bir kez daha Çiğdem'in karşısındadır.)
Selim: Konuşmamız lazım Çiğdem, iş bu sefer ciddi...
(Çiğdem, Selim'in yüzüne kapıyı kapatır.)
Zeynep: Hayrola, kim geldi?
Çiğdem: Başımın belası geldi, ne olacak! Adam yemiyor içmiyor ikide bir çıkıyor karşıma!
Melek: Kız fırsat ayağına geldi işte. Hazır hamile olduğunu öğrenmişsin, git açıkla Selim'e.
(Kapı bir kez daha çalar, Çiğdem yine açar ve karşısında Selim'i görünce yine kapatır.)
Çiğdem: Hem benim çocuğum bu. İster söylerim, ister saklarım!
Zeynep: İşi inada bindirme Çiğdem. Ayrıca senin çocuğunsa Selim'in de çocuğu, bunu bilmesi lazım.
Çiğdem: Adam zoru görünce basıp gidiyor, söylesem bile bunda da aynı şeyi yapacak.
Zeynep: O ayrı, bu ayrı. Mesele çocuk olduğunda işler değişir. Çocukluk yapma da söyle.
Selim: Çiğdem, aç şu kapıyı. Çocukluk yapma, mevzu gerçekten çok önemli.
(Çiğdem bir hışımla kapıyı açar.)
Çiğdem: Eee yeter be, yeter! Çocukluk yapma, çocukluk yapma! Hayatımı mahvettin adam, hayatımı! Önce beni ortada bıraktın, ardından hamile bıraktın! Yetmedi mi yaptıkların, yetmedi mi çektirdiklerin?!
Selim: Bir dakika, ne dedin sen?
Çiğdem: Yetmedi mi çektirdiklerin?
Selim: Ondan önce...
Çiğdem: Yetmedi mi yaptıkların?
Selim: Sen... Hamile misin?
(Çiğdem'in jetonu geç de olsa düşer ve istemeden de olsa hamile olduğunu söylediğini anlar. Bunu fark eder etmez hemen kapıyı kapatır.)
Çiğdem: Ben ne yaptım?
Zeynep: En doğrusunu... Ama biraz yanlış bir yoldan.
Çiğdem: İnanamıyorum ya... Bir hafta içinde yaşadıklarımı yazsam dizi olur valla!
(Çiğdem yavaşça kapıyı açar, Selim adeta donup kalmıştır. Bu sırada Kaan da Deniz'le birlikte Çiğdem'in evine gelir, Selim'in hali onu da şaşırtmıştır.)
Kaan: Selim, ne işin var burada?
Zeynep: Kaan, asıl sen ne yapıyorsun?
Kaan: Burada olduğunu tahmin etmiştim. Sabahtan beri seni arıyorum!
Zeynep: Üzgünüm ama şu sevimsiz kuzenine daha fazla tahammül edecek halim yoktu.
Deniz: Ben buradayım yalnız.
Zeynep: Evet, ne yazık ki!
Kaan: Ne oluyor burada, herkes toplanmış?
Selim: Hamileyim.
Kaan: Denizatına dönüşmediysen teknik olarak mümkün değil.
Selim: Ben değil, Çiğdem hamile.
Kaan: Çiğdem mi hamile? Biri hemen neler olduğunu anlatsın.
Selim: O gece... Eşyaları toplamaya gelmiştim ama galiba başka şeyleri topladım...
(Derken Selim bir anda yere yığılır. Bizimkiler ilk şoku atlatıp hemen ambulansı arar, ancak çok geçtir...)
***
25 Ağustos Cuma, 21:02
(Aradan 3 ay geçmiştir. Zeynep ve Kaan'ın düğün hazırlıkları sürerken Çiğdem ve Zeynep gelin odasında konuşmaktadır.)
Zeynep: Hala inanamıyorum ya. Dağ gibi adamın çökmesi için bir bebek haberi yetti. Adam beyin kanaması geçirdi, 2 aydır da komada! Artık nasıl bir çenen varsa.
Çiğdem: Herkesin hayatını mahvediyorum! Benim bir hücreye kapatılmam lazım. Önce Yusuf ve Esra, şimdi de o. Gerçi onlar barıştı ama...
Zeynep: Barıştılar mı? Hani bir daha birlikte olmaları imkansızdı?
Çiğdem: Aşk işleri işte, bir türlü akıl sır erdirilmiyor ki... Neyse, bu akşamın ana konusu sensin. Ne yaptın ettin, sonunda hovarda Kaan'ı oturttun nikah masasına.
Zeynep: Hovarda mı? Bak eğer bir şey biliyorsan...
Çiğdem: Kız, şaka yaptım. Kaan'ı tanımıyormuş gibi konuşma.
Zeynep: Ne bileyim, kıskançlık damarım tuttu işte. Ben onu yerim ya.
Melek: (kapıyı açarak) Kızlar aşağı gelin, herkes sizi bekliyor.
***
25 Ağustos Cuma, 21:22
(Zeynep ve Kaan sonunda dünya evine girmiştir. Onlar 'Bağdat' şarkısı eşliğinde dans ederken Melek ve Deniz ise birlikte oturmaktadır.)
Melek: Biliyor musun, sana iyi ki şans vermişim. Ben de beklemiyordum, ama büyük konuşmamak lazımmış.
Deniz: Bunda bana büyük ikramiye çıkmasının da etkisi olmuştur belki.
Melek: Saçma sapan konuşma, halim vaktim yerinde çok şükür! Ayrıca beni yaralı hayvancağıza yardım ederken kazanmıştın zaten.
Deniz: Seni kızdırmaya bayılıyorum.
Melek: Yine de çok alışma, kendini kapının önünde bulursun.
(Deniz, Melek'i dansa kaldırırken Çiğdem'in aklı hala Selim'dedir.)
***
26 Ağustos Cumartesi, 10:42
(Çiğdem, Melek ve Deniz, çiçeği burnunda evlileri balayı için uğurlamaktadır.)
Zeynep: Sizi her detaydan haberdar edeceğim, tamam mı?
Çiğdem: Bizi boşverin, bu zamanı sadece kendinize ayırın.
Melek: Yine de dönüşte her şeyi isteriz, haberin olsun.
Zeynep: Kızlar, siz olmasanız ne yapardım ben?
Deniz: Ve ben. Ben ilişkinizi daha da güçlendirdim.
Zeynep: (gülerek) Kendine pay çıkarmasan olmaz sanki, zevzek şey.
Kaan: Keşke Selim de şu an burada olsaydı. Bu düğünü görmeyi çok istiyordu.
Çiğdem: Merak etme Kaan, iyileşecek. Siz eğlenmenize bakın, gerisini düşünmeyin.
(Derken Kaan'ın telefonuna bir mesaj gelir.)
Kaan: Annemden mesaj geldi. Sana yaprak sarma yapmayı öğretmek için sabırsızlanıyormuş.
Zeynep: Film daha yeni başlıyor, yandık.
Çiğdem: Bunlar evliliğin tuzu biberi, ne yapacaksın. Hadi gidin artık.
(Zeynep ve Kaan gözden uzaklaşır.)
Çiğdem: Eee çifte kumrular, sizde plan var mı?
Melek: Çıkışta hayvan barınağına gideceğiz, bir süredir evlat edinmeyi düşündüğümüz bir köpek var; o kadar şeker ki. Sen de gelmek ister misin?
Çiğdem: İsterdim ama Selim'in yanına gitmem lazım. Ama akşam sizdeyim.
***
26 Ağustos Cumartesi, 14:43
(Çiğdem, hastanede Selim'e düğün fotoğraflarını göstermektedir.)
Çiğdem: Burada Zeynep ve Kaan birbirine pasta yedirmeye çalıştı, ama ufak bir kazayla sonuçlandı. Ama o kadar mutluydular ki bir görsen... (elini tutarak) Artık uyan Selim, gerçekten çok uzattın. Hepimiz çok özledik seni... Lütfen dön artık... Özür dilerim...
Selim: (yavaşça gözlerini aralayıp gülerek) Bir daha söylesene.
Çiğdem: Selim! Hele şükür uyandın sonunda!
Selim: Aslında dün gece uyandım, ama oyunu devam ettirmek istedim. Neyse ki değdi.
Çiğdem: Bakıyorum formundasın yine. Ben kaç aydır ne haldeyim, haberin var mı?
Selim: Beni affet Çiğdem... Hiçbir şey için geç değil, yeniden bir aile olabiliriz.
Çiğdem: Tamam. Olacağız... Her şeye inat, bir aile olacağız bu sefer...
Selim: Biraz kilo mu almışsın ne?
Çiğdem: Doğru konuş, yoksa ben komaya sokarım seni!
(Çiğdem ve Selim tüm olanlardan sonra hayatlarında yeni bir sayfa açmaya karar vermiştir. Kısacası onlar muratlarına erer, kerevetine biz çıkarız...)
SON
7 bölüm boyunca verdiğiniz destek için tüm takipçilerimize teşekkür ederiz, yeni projelerde görüşmek üzere.