- Katılım
- 20 Mart 2011
- Mesajlar
- 10,225
- Reaksiyon puanı
- 1,373
- Puanı
- 535
Yüzüme sinek kondu.Sağ elimle vurmaya çalıştım ama kaçtı gitti.Perdenin aralık olan kısmından yüzüme günün ilk ışıkları vurmaya başladı.Gözlerimi açamadım ilk başta.Gözlerim hafif kısık bir şekilde yataktan doğrulup lavaboya doğru gittim.Yüzüme 3-4 defa bolca su çarptım.Diş macununu alırken gözüme açık pembe bir ruj ilişti.Dün çağırdığım kadından kalmış olacak diye düşündüm.Aldım daha emniyetli bir yere koydum.İllaki bir daha çağırırdım.
Evden dışarı bahçeye çıktım.Bahçede 2 tane incir ağacı var.Bahçe evin etrafını saracak biçimde bir dikdörtgen oluşturuyor.İncir ağaçlarının biri bahçenin ön tarafında diğeri arka tarafında.Ön taraftaki iyi güneş aldığından olacak daha iyi incir verir.Kahvaltılık 2-3 tane incir koparmak için ona doğru yöneldim.Boyumun 3 karış yukarısındaki bir daldaki inciri gözüme kestirmişken ağacın gövdesindeki kurşun izleri dikkatimi çekti.Anlam veremedim ve içeri kahvaltımı yapmaya girdim.Kahvaltıyı aceleyle yapıp kasaba meydanına indim.
Kahvede kasabanın aşırıları İlyas ile Sebo yine bizim yarım akıllıları etraflarına daire yapmış,gomünist gomünist konuşuyorlar diye düşündüm.Yanlarına yaklaşınca benim adımın zikredildiğini işittim.Sebo beni görünce birden o dairenin arasından fırlayıp yakama yapıştı.Ne olduğunu anlamadan bir tanede yumruğu geçirdi çeneme.
B: Ben
S: Sebo
B: Ulan Sebo ne halt yemeye vuruyon?
S: Asri köpek sen dün ne b*k yemeye köye karı çağırıyon?
B: Yasak mı lan karı çağırmak? Seni mi s*kem?!
S: Ulan de get haydi işine seninle sonra hesaplaşacaz.
Kahvedekiler bizi sağa sola çekiştirip ayrı noktalara götürdüler.Sebo'nun bu tepkisi pek hayra alamet değildi.Belalı bir herifti Sebo.Boş gezmezdi anlayacağınız.Delikanlı gibi dövüşeceğini bilsem tutar indiririm paçasından ama yapmaz.Ya gomünist arkadaşlarını toplayacak anarşiklik yapacak yada beni silahla korkutacak.
Bunlarıda düşünüyordum ama benim aklım hala incir ağacındaki kurşun izlerindeydi.Hala anlam verememiştim.Sebo'yla bir alakası var mıydı acaba?
Tam bunları düşünürken Sabri abi kucağında Erdinç'le koşarak meydana doğru geldi.Bağırıyor,ağlıyordu.Diz üstü yere çöküp Erdinç'i taş meydanın ortasına bıraktı.Hemen yanına koştuk.Erdinç'in yüzünü gören bir adım geriye çekiliyordu.Kalabalığı yarıp bende yakından bakmaya çalıştım.Erdinç'in yüzü mosmordu.Gözleri açık ama bembeyaz.O yeşil gözleri kaybolmuştu Erdinç'in.Saçlarının ön kısmı dökülmüştü.Bu bizim köyün fırlama çocuğu Erdinç miydi yoksa in miydi cin miydi bilemedik.Erdinç ölmüş mü acaba diyerekten hemen yanına çömüp nabzına baktım.Normal bir insanınkinden daha hızlı atıyordu nabzı."Yaşıyor ağalar!" diye bağırdım ve omzuma yüklendim Erdinç'i.Hastaneye yetiştirmek gerekti.
Evden dışarı bahçeye çıktım.Bahçede 2 tane incir ağacı var.Bahçe evin etrafını saracak biçimde bir dikdörtgen oluşturuyor.İncir ağaçlarının biri bahçenin ön tarafında diğeri arka tarafında.Ön taraftaki iyi güneş aldığından olacak daha iyi incir verir.Kahvaltılık 2-3 tane incir koparmak için ona doğru yöneldim.Boyumun 3 karış yukarısındaki bir daldaki inciri gözüme kestirmişken ağacın gövdesindeki kurşun izleri dikkatimi çekti.Anlam veremedim ve içeri kahvaltımı yapmaya girdim.Kahvaltıyı aceleyle yapıp kasaba meydanına indim.
Kahvede kasabanın aşırıları İlyas ile Sebo yine bizim yarım akıllıları etraflarına daire yapmış,gomünist gomünist konuşuyorlar diye düşündüm.Yanlarına yaklaşınca benim adımın zikredildiğini işittim.Sebo beni görünce birden o dairenin arasından fırlayıp yakama yapıştı.Ne olduğunu anlamadan bir tanede yumruğu geçirdi çeneme.
B: Ben
S: Sebo
B: Ulan Sebo ne halt yemeye vuruyon?
S: Asri köpek sen dün ne b*k yemeye köye karı çağırıyon?
B: Yasak mı lan karı çağırmak? Seni mi s*kem?!
S: Ulan de get haydi işine seninle sonra hesaplaşacaz.
Kahvedekiler bizi sağa sola çekiştirip ayrı noktalara götürdüler.Sebo'nun bu tepkisi pek hayra alamet değildi.Belalı bir herifti Sebo.Boş gezmezdi anlayacağınız.Delikanlı gibi dövüşeceğini bilsem tutar indiririm paçasından ama yapmaz.Ya gomünist arkadaşlarını toplayacak anarşiklik yapacak yada beni silahla korkutacak.
Bunlarıda düşünüyordum ama benim aklım hala incir ağacındaki kurşun izlerindeydi.Hala anlam verememiştim.Sebo'yla bir alakası var mıydı acaba?
Tam bunları düşünürken Sabri abi kucağında Erdinç'le koşarak meydana doğru geldi.Bağırıyor,ağlıyordu.Diz üstü yere çöküp Erdinç'i taş meydanın ortasına bıraktı.Hemen yanına koştuk.Erdinç'in yüzünü gören bir adım geriye çekiliyordu.Kalabalığı yarıp bende yakından bakmaya çalıştım.Erdinç'in yüzü mosmordu.Gözleri açık ama bembeyaz.O yeşil gözleri kaybolmuştu Erdinç'in.Saçlarının ön kısmı dökülmüştü.Bu bizim köyün fırlama çocuğu Erdinç miydi yoksa in miydi cin miydi bilemedik.Erdinç ölmüş mü acaba diyerekten hemen yanına çömüp nabzına baktım.Normal bir insanınkinden daha hızlı atıyordu nabzı."Yaşıyor ağalar!" diye bağırdım ve omzuma yüklendim Erdinç'i.Hastaneye yetiştirmek gerekti.