- Katılım
- 11 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 22,536
- Reaksiyon puanı
- 17,266
- Puanı
- 1,061
Dizideki kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür.
1. BÖLÜM
(Sırası ile Kız Kulesi, 4.Levent'teki kuleler ve Boğaz Köprüsü'nü görürüz. Kare boğazda bir yalının denize bakan kısmında durur.)
Ferit, Pelin ve Nurten denize karşı kahvaltı yapmaktadır.
Ferit: Yusuf, Yusuufff.. Nerede kaldı bu çocuk yav sucuklu yumurta soğuyacak?
Hizmetçi: Yusuf bey en son merdivenlerden iniyordu Ferit bey, birazdan gelir.
Ferit: Sağol kızım. Nurten, bu çocuk kime çekmiş ya? Bak sana diyorum, kesin anası..
Yusuf: (Babasını öper.) Günaydın ahali, ne o benden gizli annemi mi çekiştiriyorsunuz?
Ferit: Yok be oğlum, merak ettik uyanamadın gitti. Pelin oradan rokofor peynirini uzatsana başlayalım ben kurt gibi acıktım.
Pelin: (Kıkırdayarak) Ay baba onun adı rokofor değil, rokfor.
Ferit: Kızım ha rokofor ha rokfor bir harf bir dert oldu. Biz şehirde doğmadık kızım, babayla dalga geçilmez.
Nurten: Abi uğraşma kızla takılıyor işte sana, bak şey diyicem.
Yusuf: Dur tahmin edeyim hala, yeni sevgilimi seninle tanıştıracağım abi, bugün boş musun abi, bunu da dövdürtme abi..
Nurten: Yavrum evladım çocuğum niye söylüyorsun ben demeden?
Ferit: Bugün dünya kadar işim var Nurten, hem sevgilim dediğin 24 saat yaşamıyor tecrübe ediyoruz her seferinde.
Nurten: Kazım'a dövdürtmesen yaşayacak, sen getirdiğim her çocuğu komalık dövdürüyorsun acımasız adam. (Ağlıyormuş gibi yapar.)
Yusuf: Neyse sizin sohbetinize doyum olmuyor, benim erkenden çıkmam lazım işim var.
Ferit: Halasına bak yeğenini al. Oğlum kadın milletinden hayır gelmez dedim, gel yol yakınken vazgeçelim dedim gitti kıza nişanı taktı. Gel ki Aslı kızımdan benim hiç şikayetim yok ama o anasını bir sevemedim ben.
Yusuf: Merak etme babacığım, dünür olunca istesen de istemesen de seversin Yasemin anneyi. Hadi Yusuf kaçar..
Ferit: (Saatine bakar.) Ya lafa durduk Caponlar gelecekti erkenden, Kazımmm.
Kazım: (İçeriden elinde beyzbol sopası ile koşarak gelir.) Efendim ağam?
Ferit: Kazım, bu ne oğlum? Sen dengesiz misin canım benim.
Kazım: Ağam sen ben bağırınca sopanı kap gel dediydin ya, ben de ona istinaden..
Ferit: Neyse sen git arabayı hazırla, ben şu nevaleyi yiyeyim Caponları karşılamaya gidecez.
Kazım: Afiyet şeker olsun ağam, ben hemen getiriyorum arabayı.
***
Yusuf'u üstü açık spor arabasıyla ilerlerken görürüz. O sırada telefon çalar.
Yusuf: Alo aşkım.
Aslı: Günaydın aşkım nerdesin?
Yusuf: Yoldayım yaklaştım sana.
Aslı: Tamam, sen eve hiç çıkma sokağın başında bekle ben geleceğim.
Yusuf: Yasemin anneyi görürdüm ne oldu ki?
Aslı: Annem Selçuk ile kapıştı, tam bir aile faciası anlayacağın.
Yusuf: Ne yapmış yine hayta?
Aslı: Annemin domates fidelerini koparmış yemiş, çocuk işte.
(Arkadan sesler gelir.)
Yasemin: Dur kaçma, domateslerimi yedin şimdi bir de terliğimi ye.
Selçuk: Anne ahh, dur vurma off.
Yusuf: Of of of sıkıntı büyük, neyse ben hiç salça olmayayım sizin apartmanın önüne gelirim birazdan. Anneye selamlar.
Aslı: Tamam aşkım ben de iniyorum o zaman, öptüm seni.
(Yusuf arabasıyla hızlı bir şekilde uzaklaşarak gözden kaybolur.)
***
Ferit'i dış çekimde VIP minibüsünde görürüz. Kazım arabayı sürmektedir.
Kazım: Ağam şirkete mi gidiyoruz?
Ferit: Caponları alacaklar değil mi, yoksa biz almaya gidelim ortada kalmasınlar.
Kazım: Ağam ben şirketi aradım her bir şeyi hallettim. Caponları alıp otele götürecekler sonra da şirkete getirecekler.
Ferit: İyi iyi bir sıkıntı çıkmasın da.
Araba şirket merkezine gelir.
Kazım: Ağam polis arabaları var şirketin önünde.
Ferit: Allah Allah birşey mi oldu ki? Çek bakalım sağa.
Araba durur, Ferit aşağı iner. Şirkete girmek isterken durdurulur.
Yetkili: Ferit bey durun lütfen içeri giremezsiniz.
Ferit: Oğlum sen kimsin, şirket benim bina benim kim kimi koparıyor la?
Yetkili: Ferit bey ben TMSF yetkilisiyim. Holdinginiz, taşınmazlarınız ve maddi hesaplarınıza el konuldu.
Ferit: Ne diyorsun sen? Yetkili biriyle görüşeceğim ben.
Yetkili: Kayyum içeride, ben görüşmek istediğinizi ileteyim.
Ferit: Bekliyorum yavrum. (Bu sırada telefonunu çıkarır ve Nurten'i arar.)
Ferit: Nurten, bak sana ne diyecem.
Nurten: Abi sen ne yaptın? Çabuk eve gel burada işler karışık. Durun onu almayın!
Ferit: Ne diyorsun eve de mi geldiler? Tamam kapat kapat!
***
Yusuf: Aşkım kahvaltı yaptın mı yoksa seni kaçırayım mı?
Aslı: Ya aslında ortaya karışık bir şeyler atıştırsak iyi olacak, evde harala gürele pek bir şey yiyemedim.
Yusuf: Ben de bilerek yemedim aşkımla kahvaltı yaparız diye. (Aslı'nın elini öper.)
(Polis sağa çekmesi için işaret eder.)
Yusuf: Merhaba, bir saniye ehliyet ile ruhsat şurada olacaktı.
Polis: Yusuf Bayramoğlu siz misiniz?
Yusuf: Evet, benim. Bir sıkıntı mı var?
Polis: Yusuf bey hakkınızda gözaltı kararı var, bizimle emniyete gelmeniz gerekiyor.
Aslı panikler.
Aslı: Ne diyor bu memur Yusuf.
Yusuf: Bilmiyorum aşkım, memur bey sebep nedir?
Polis: Bize emredilen bu, daha fazla detay bilmiyorum.
Yusuf: Tamam, ben sizi takip edeyim.
Polis: Siz ekip aracına geçin, biz aracınızı çektiririz.
Yusuf: Allah Allah, iyi peki gidelim bari.
***
Ferit içeride kayyum başkanı ile konuşmaktadır.
Kayyum Başkanı: Ferit bey, ihaleye gireceğiniz Japon ortaklarınız teminat mektubunuzu göstererek 500 milyon dolarlık bir kredi çekmişler.
Ferit: Bundan benim niye haberim yok peki?
Kayyum Başkanı: İşte sorun da tam burada. Japon firma geçtiğimiz ay iflas etmiş. Dolayısı ile bu borç da size geçmiş. Teminat mektubu karşılığında çekilen kredi de bir hayli yüksek olunca sorumluluğun tamamı size kalmış.
Ferit: Bu Japonlar bugün buraya gelecekti ama? Ayrıca bizim şirkette bu kadar nakit paranın olması lazım, muhasebe müdürü Eren bey hemen halleder ona ulaşın.
Kayyum Yetkilisi: Ferit bey, muhasebe müdürünüzü bulabilsek zaten sorun hallolacak. Ama Eren bey bugün İsviçre'ye gitmiş, eş zamanlı olarak şirket hesaplarınızdan da yüklü bir miktar çekilmiş.
Kayyum Başkanı: Görünen o ki dolandırılmışsınız Ferit bey. Normalde bu olay Türkiye sınırları içinde gerçekleşse bir nebze çözülebilirdi, ama Japon ortaklarınızın verdiği mektubun yurt dışında kullanılması ve hesaplarınızın boşaltılması yüzünden holdinginize el koymak durumundayız. Lütfen bize zorluk çıkarmayın!
Ferit: Hayır, şirketim.. Elimden alamazsınız şirketimi.. Ben kurdum, kendi ellerimle kurdum..
(Ferit bayılır. Herkes panikle kolonya ve su getirir.)
***
1 HAFTA SONRA..
Bayramoğlu Holding TMSF'ye devredildikten sonra aile dımdızlak ortada kalmıştır. Kayyum heyeti aileye aylık maaş bağlamıştır ve bir ev kiralamıştır. Bu süre içinde Ferit bir yandan muhasebe müdürü Eren'i bulmaya, hem de Japon ortaklarının akıbetini öğrenmeye çalıştıysa da bir süre sonra artık umudu kesmiştir. Verilen süre de dolunca yalılarından taşınmaktan başka çare kalmamıştır.
Nurten: Ay onları dikkatli taşıyın, kırılacak malzemeler var orada.
Pelin: Hala sanki bir şeyin kaldı, altı üstü 2 parça kaynak saç ile makyaj malzemelerin.
Nurten: Kızım ben onları kurtarabilmek için ne kadar uğraştım haberin var mı, hem o makyaj malzemeleri dediğin şeyler Övropa'dan geldi.
Ferit: Kızım halanın üstüne fazla varma, zaten kimse artık onun kaknem yüzüne bakmaz. Evde kaldın kızım sen evdeeee. Hem abin nerede yardım etsin biz mi taşıyacağız bu kadar şeyi?
Kazım: Ağam güceniyorum ama, ben yok muyum burada?
Pelin: Az önce aradım Aslı abla getirecekmiş.
Ferit: Ha tamam. Kazım sen de iki dakika dur be her gittiğimiz yere bitiyorsun.
Kazım: Ağam iyi günde olduğu gibi kötü günde de insanın yanında olmak gerekir. Hem sen öğrettin bana bunu hem de öteki türlü konuşuyorsun valla küsecem ben sana.
Ferit: Tamam ulan tamam eşek sıpası, bakarız bir çaresine yapacak bir şey yok.
Hamal: Abi bizim işimiz bitti, bütün kolileri yukarı taşıdık.
Ferit: Sağolun çocuklar, alın bunu da harçlık neyin yaparsınız. (Cebinden 20 lira çıkarır.)
Hamal: (Yüzünü ekşiterek) Sağol abi. Hadi çocuklar kamyonete binin gidiyoruz.
Ferit: Hadi hadi biz de içeri girelim gelen eşyaları anca yerleştiririz.
Apartman kapısından içeri girerler.
***
Belgin: (İçeriye bağırarak) Anne ben markete iniyorum, bir şey istiyor musun?
Nilüfer Anne: (Banyo kapısı açılır) İki tane yarım yağlı süt alıver kızım, abdestimi alayım da keke bakarım ben.
Belgin: Tamam anne Allah kabul etsin. Hadi görüşürüz.
Belgin kapıyı açar. Karşısında Ferit'i görür.
Belgin: Ferit?
Ferit: Belgin?
Belgin: Ama sen? Senin burada ne işin var yıllar sonra?
Alttan Nurten ve Pelin yukarı çıkmakta, üstten de Yasemin inmektedir.
Yasemin: Ferit bey?
Ferit: Aa, Yasmin hanım?
Belgin: Pelin?
Pelin: Anne!
Ekran Ferit, Nurten ve Yasemin'in şaşkın yüzleri ile üçe bölünür.
1. BÖLÜM SONU