Yılanlar çoğu insana göre asil çoğu insana göre ise sinsi hayvanlardır. Yılanlar hakkında birçok film, belgesel çekildi; efsaneler söylendi... Her şeye rağmen bu güne gelebilen yılanların en çok bilinenleri kuşkusuz Anakonda, Piton ve Çıngıraklı yılanlardır. Bazıları zehirli bazıları ise zehirsizdir. Zehirli yılanlar avlarını salgıladıkları zehir ile öldürür . Zehirsiz yılanlar ise avlarını canlı yiyerek veya sıkarak öldürürler hatta Anakonda'ların avını öldürürken uyguladığı basınç bir kamyonun insan üzerinden geçerken uyguladığı basınçtan daha fazladır. Çeneleri hareketli olduğundan dolayı kafasından daha büyük avları da rahatlıkla yiyebilirler.
Dünyanın neredeyse her yerinde yaşayan yılanların 500'e yakın cinsi ve 3.000 üzerinde türleri vardır. Türkiye'de ise 50'ye yakın türü bulunmaktadır.
Yılanların vücut yapısı esnek olduğundan hızlı hareket edebilirler fakat araştırmacılar için bu durum olumsuz sonuç doğurmaktadır. Esnek olan vücutları geçmişe ait yılan kalıntısı bırakmadığından ( yılanlara ait en eski fosil kalıntılar yüz elli yıllıktır ) yılanlar ve ataları hakkında bilgiler çok azdır.
Yılanlar, genellikle üç metreden ilerisini göremezler. Daha önceki yıllarda kulakları olmadığı bilinen yılanların avını nasıl yakaladığı soru işaretiyken yapılan son araştırmalarda yılanların iç kulak yapısının çok hassas olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca avının hareketini bu sayede tespit ettiği anlaşılmış hatta bazı yılan türlerinin ise zehirlediği avını dilini toprağa sürerek bulduğu ispatlanmıştır.
Yılanlar solunumunu ağızları kapalıyken burun deliklerinin alt çenenin üzerine gelmesiyle ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlanırken ağızları açılan yılanlar bu sefer vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan solunum yaparlar. Bazı türlerde ise adaptasyon sonucu avlanırken nefes borusu dışarı çıkar ve bu şekilde rahat bir şekilde solunum yaparlar.
Dünyanın neredeyse her yerinde yaşayan yılanların 500'e yakın cinsi ve 3.000 üzerinde türleri vardır. Türkiye'de ise 50'ye yakın türü bulunmaktadır.
Yılanların vücut yapısı esnek olduğundan hızlı hareket edebilirler fakat araştırmacılar için bu durum olumsuz sonuç doğurmaktadır. Esnek olan vücutları geçmişe ait yılan kalıntısı bırakmadığından ( yılanlara ait en eski fosil kalıntılar yüz elli yıllıktır ) yılanlar ve ataları hakkında bilgiler çok azdır.
Yılanlar, genellikle üç metreden ilerisini göremezler. Daha önceki yıllarda kulakları olmadığı bilinen yılanların avını nasıl yakaladığı soru işaretiyken yapılan son araştırmalarda yılanların iç kulak yapısının çok hassas olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca avının hareketini bu sayede tespit ettiği anlaşılmış hatta bazı yılan türlerinin ise zehirlediği avını dilini toprağa sürerek bulduğu ispatlanmıştır.
Yılanlar solunumunu ağızları kapalıyken burun deliklerinin alt çenenin üzerine gelmesiyle ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlanırken ağızları açılan yılanlar bu sefer vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan solunum yaparlar. Bazı türlerde ise adaptasyon sonucu avlanırken nefes borusu dışarı çıkar ve bu şekilde rahat bir şekilde solunum yaparlar.
Son düzenleme: