- Katılım
- 6 Ekim 2012
- Mesajlar
- 29,816
- Reaksiyon puanı
- 19,180
- Puanı
- 1,060
- Yaş
- 26
9. BÖLÜM -
Nisa -
Kardeşim Umutla Yıldırım denen şerefsiz yüzünden sokakta kalmıştık eve dönmeye de korkuyorduk o adama ben ikizim varmış siz biliyormussunuz dediğim an beni evden resmen atmıştı sonraysa bi daha buraya gelme demişti ama o adam bir şeyler biliyordu bunu biliyordum.
Bu gün camida kalışımızın 6. günüydü evet yanlış duymadınız kardeşimle 6 gündür caminin en ücra köşesinde uyuyorduk sabahlariysa onla beraber iş ariyordum ama beni kucağımda kardesimle gören iş vermiyordu bu bana kırıcı geliyordu ama yılmıyordum emindim ki bi gün hayatım normale dönecekti.
Kardeşimle beraber duvara dayanmış uyuyorduk ki çok büyük bir patırtıyla uyandık.
Uyandığımda etrafi en basta göremedim çünkü her taraf dumanlıydı.Dumandan anladığım kadariyla yangın vardı ve öksürüyordum hemde ne öksürme..
Öksürürken gözüm kardesimi aradı yani daha doğrusu aramaya çalıştı ve onun yanımda baygın halde olduğunu gördüm. İşte o an bende kayış koptu ve duman- yangın dinlemeden kardesimi kucağıma aldım ağlayarak ve merdivenlerden inmeye başladım.
Merdivenlerden inerken üst katın çökmeye başladığını gördüm ve elimden geldiğince öksürerek, nefes almaya çalışarak koşmaya başladım.Kosarken bayılacağımı hissediyordum ama şimdi bayılamazdım çünkü buradan hem kardeşim hemde kendim için çıkmalıydım.
Kapının oraya geldiğimde dengemi kontrol edemiyordum yere düşmemek için kendimi zorluyordum ama olmadı ve kucağımda Umutla yere düştüm biz düşerken bizi biri tuttu son enerjimi kullanıp gözlerimi bizi tutan kişiye çevirdim.Abim.. ! Evet yanlış okumadınız abim bizi tutmuştu..
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve abime daha dikkatli bakmaya çalıştım ama bilincimi kaybettim..
ÇİĞDEM -
Eğer Enver gelip o Melek denilen kadını elimden almasaydı elimde kalacaktı o derece yani !
Of tamam abartiyorum Melekte en az benim kadar güçlü görünüyordu ve onla kavga etmekten korkuyordum ama onları o halde görünce dayanamamıştım işte. Allahtan Enver tam zamanında yetismisti ki saçlarım dışındaki hiçbir yerime zarar gelmemişti.
Ben bunları kafamda düşünürken Hotel müdürü odasına giriş yaptı ve koltuğuna oturdu. Sıska,kısa boylu resmen sirinlerden fırlamış olan- kızgın şirin - bir adamdı.
Adam kafasını bize çevirdi ve Melekle beni incelemeye başladı.
Bende Meleğe gözlerimi dikmeye başladım onunda yalnizca saçları dağılmıştı of keske yanağında 1-2 çizik olsaydi diye düşünürken Müdür "Ya siz kimsiniz ki benim hotelimde kavga çıkarıyorsunuz ha ? " diye bağırdı.Adeta yerimden hoplamıştım kalbim sıkışmıştı bu adamdan bu ses nasıl çıktı yahu ? diyede içimde sorgularken yanımda Enverin olmasını diledim.Ama müdür bizle yalnız görüşmek istediği için Canla Enver dışarıda bekliyorlardı.
Adama doğru döndüm- Melekte benle aynı anda döndü - ve açıklama yapmaya çalıştım " Ee sey efendim ııı.." diye bişeyler söyleyecekken Melek "Kavgayı Çiğdem başlattı o yüzden barın masraflarını da o ödesin hotelden de o ayrılsın" dedi kafasını bana döndürerek.Vay melun vay dua etsinki müdür vardı yanımızda yoksa ben gosterirdim o Meleğe gününü ismide yanlış zaten kızın Melek değil Seytan olmalıydı çünkü Melek yüzlü Şeytan kız yani.
Ben böyle düşünürken Müdür "Sayın Çiğdem Sönmez sizin bu konuyla alakalı bir açıklamanız var mı ? " dedi bana gülümseyerek.
Neden gülümsedi acaba off sorun Hotelden kovulmam veya Hotel masraflarını ödemem değildi bu arada sorun bu kadın karşısında ezilmemdi asla ezilmemem gerekiyordu işte bu yüzden Müdüre yalakalik yapmam gerekiyordu.
"İtiraz ediyorum müdür bey ! Bu kadın " elimle Meleği göstererek " evli bi adama yani kocama yan gözle bakıp onu yoldan çıkarmaya çalıştı ve bende sinirlendim.Soruyorum size evli bi adamı yoldan çıkarmaya çalışmak Allah katında günah değilmidir ? " Hoş bende kocamı kocamın kardesiyle birazcık aldatmış olabilirim ama olsun o kadar kusur erkek kısmında da olur dimi yani
Müdür bağırarak "Ben Ateistim yavrucuğum yani beni şu günah bu günah değil bağlamıyor.Şu anda bana göre sen suçlusun mesela " dedi.
İşte şimdi hapı yutmustum bu adam kesin benim egomu ayaklar altına alacaktı.
"Ama ama.. " dedim Meleğin sıratışına bakarak.
Müdür " Yeter ! Seni hiç gözüm tutmadı Çiğdem Sönmez işte bu yüzden Hotelimden ayrılacak kişi sen ve kocandır" dedi.
Melek " Ama ama kocasının ayrılmasına hiç gerek yok bence o bişey yapmadı " dedi.
Müdür Meleğe bağırarak "Saçma saçma konuşma kızım kadın gidecekte kocası gitmeyecek mi yani ! Burada konuşma bitmiştir. Çiğdem hanım şu senedi imzalayın ve 2 saat içinde hotelimi terk edin " dedi.
Ben de onun verdiği seneti fiyatına bakmadan imzaladım ve ona geri uzattım sonra Meleğe en pis sırıtışımı yaparak odadan çıktım.Tabi ya şu anda yine ben kazandım yine ben kazandım Melek kocamsız napacak bakalım buralarda diye de içimden geçirdim.
Kapının önünde Enver ve Can bekliyorlardi ve hala Can holdekilere baklavalarini gösteriyordu hay Allahım sen bana sabır ver !
Enver benim yanıma doğru yürüdü "Nasıl geçti müdürle konuşma" dedi.
Ben sırıtarak " Hotelden gidiyoruz istersen sen kalabilirsin " dedim.
O "Neden sırıtıyorsun ki şimdi sen gidiyormuşuz işte hotelden hem ayrıca bende geliyorum "
Ben daha da sırıtarak " Sonra anlatırım şimdi eşyalarımızı toplamamız gerekiyor " dedim.
Nisa -
Gözlerimi açtığımda karşımda takım elbise giymiş abimi gördüm ona çok yakışmıştı.
Ayağa kalktim "Abi Umut nerede ve burasi neresi ?" dedim elimle Saraylardaki oturma odalarını andıran oturma odasını gösterirken.
O "Burası babamızı kaçıranlarin yeri.Bizden babamızı kurtarmak için istedikleri her şeyi yapmamız gerektiğini söylediler.Ve Umut iyi beşikte uyuyor" dedi arkasındaki beşiği gösterirken.
Ay çok tatlı uyuyordu bu be
Neyse abime döndüm "Peki babamızı kurtarmak için ilk ne yapacağız ? " dedim gayet sakin bir şekilde.Sesim nasıl sakin çıkmıştı bilemiyorum ama çıkmıştı işte.
Abim üzüntüyle "O adam seni yan odada bekliyor ilk görevi sen yapcakmışsın" dedi.
Ben de ona bir şey söylemeden odayı terk ettim.
Yan odaya girdiğimde elim ayağım titriyordu korkuyordum ama bunu babam için yapmalıydım.
Adam 40lı yaşlarının ortalarında gayet karizmatik biriydi.Saçları siyah gözleriyle maviydi bu adam nasıl kötü olabiliyordu ?
Adam "Geç otur bakayım" dedi bana yanındaki koltuğu göstererek bende oturdum ve onu dinlemeye başladım....
Çiğdem -
İstanbula indiğimizde Kaan baba (Yılan herif) Yiğiti hastaneden almamızı söylemişti ve su anda hastanenin kapısının önündeydik.
Yiğitin odasına giderken Selimi gördüm evet yanlış duymadınız Selim tam karşımdaydı ve tekerlekli sandalye üstündeydi. Nasıl yani Gizem bana hastaneden sağlıklı taburcu oldu derken yalanmı söylemişti.
Gözümden yaşlar geldi ve Canla Enveri başbaşa bırakıp Selime doğru koşmaya başladım.
Koşarken Selimin yanına bir kız geldi ve onu dudağından öptü.Ben şok olmuştum ve koşarken dengemi kaybedip yere düşmüştüm..
Nisa -
O Kaan denen herif bana bunu neden yaptırdı bilmiyorum ama bu hastanedeye gelip Selim denilen birini dudağından öpmemi istemişti ben başta diretmistim ama sonra bana bir video izletmişti.Videoda Kaan denilen mafya bozuntusu Babamı dövüyordu.Benim gözümden yaşlar akmaya başlamıştı ama o bana gülüp "Eğer bu dediğimi yapmazsan baban ölür " demişti.
İşte bende bu yüzden şu anda Tekerlekli sandalye üstündeki Selim Kaçarı dudağından öpüyordum...
Çiğdem -
Yere düştüğümde daha çok ağlayasım gelmişti ve daha çok ağlıyordu . Artık Seliminde bir sevgilisi vardı demek.
Ben yerde ağlarken Enverle Can yanıma geldiler ve beni ayağa kaldırmaya çalıştılar ama ben ısrarla reddediyordum ve gözlerimi Selimle o kızın üstünden ayırmıyordum...
Ben onlara bakarken Selimle göz göze geldik ve birbirimizle bakışmaya başladık...
Nisa :
Ben Selim denilen adamı öperken beni uzaklaştırmıyordu garipti sanırım zevk almıştı diye düşünürken "Nisaaa " diye bağıran eski sevgilim Yiğitcanın sesini duydum işte şimdi yanmıştım....
Gizem :
Yıldırımla - ona artık Yıldırım diyorum çünkü aramızda arkadaşlık gibi bir şey oluşmuştu- hastaneye gelmiştik çünkü Kaan amcadan öğrendiğimize göre Çiğdem,Can ve Enver -bu çocuk Çiğdemden hoşlanıyordu galiba yoksa ne işi var balayı yerinde of neyse ben sonra Çiğdemden öğrenirim ne olduğunu - hastaneye gelmişlerdi biz Yıldırımla hastenenin içinde koşarken yanımıza Aslı geldi - Aslı olduğunu düğünden biliyorum hani şu Enverin kokoş sevgilisi- o da bizimle beraber koşmaya basladı biz koşarken Çiğdemin "Yeetteeeerrr" diye bağırmasıyla sesin geldiği yöne doğru yöneldik.
Çiğdem sanki canından can alıyorlarmış gibi "Yeter yeter.." diye bağırıyordu.
Seslerin geldiği yöne gidince ben ve Yıldırım şok olmuştuk-Belki Aslı da şok olmuştur ama o beni ilgilendirmiyor- Çünkü Selim tekerlekli sandalye üstündeydi ve üstünde bir kız oturuyordu Çiğdemse yerde yüzü gözü dağılmış halde ağlayarak "Yeterrr" diye bağırıyordu Can ve Enver de onu zaptetmeye çalışıyorlardı....
-- 9. BÖLÜMÜN SONU --
Nisa -
Kardeşim Umutla Yıldırım denen şerefsiz yüzünden sokakta kalmıştık eve dönmeye de korkuyorduk o adama ben ikizim varmış siz biliyormussunuz dediğim an beni evden resmen atmıştı sonraysa bi daha buraya gelme demişti ama o adam bir şeyler biliyordu bunu biliyordum.
Bu gün camida kalışımızın 6. günüydü evet yanlış duymadınız kardeşimle 6 gündür caminin en ücra köşesinde uyuyorduk sabahlariysa onla beraber iş ariyordum ama beni kucağımda kardesimle gören iş vermiyordu bu bana kırıcı geliyordu ama yılmıyordum emindim ki bi gün hayatım normale dönecekti.
Kardeşimle beraber duvara dayanmış uyuyorduk ki çok büyük bir patırtıyla uyandık.
Uyandığımda etrafi en basta göremedim çünkü her taraf dumanlıydı.Dumandan anladığım kadariyla yangın vardı ve öksürüyordum hemde ne öksürme..
Öksürürken gözüm kardesimi aradı yani daha doğrusu aramaya çalıştı ve onun yanımda baygın halde olduğunu gördüm. İşte o an bende kayış koptu ve duman- yangın dinlemeden kardesimi kucağıma aldım ağlayarak ve merdivenlerden inmeye başladım.
Merdivenlerden inerken üst katın çökmeye başladığını gördüm ve elimden geldiğince öksürerek, nefes almaya çalışarak koşmaya başladım.Kosarken bayılacağımı hissediyordum ama şimdi bayılamazdım çünkü buradan hem kardeşim hemde kendim için çıkmalıydım.
Kapının oraya geldiğimde dengemi kontrol edemiyordum yere düşmemek için kendimi zorluyordum ama olmadı ve kucağımda Umutla yere düştüm biz düşerken bizi biri tuttu son enerjimi kullanıp gözlerimi bizi tutan kişiye çevirdim.Abim.. ! Evet yanlış okumadınız abim bizi tutmuştu..
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve abime daha dikkatli bakmaya çalıştım ama bilincimi kaybettim..
ÇİĞDEM -
Eğer Enver gelip o Melek denilen kadını elimden almasaydı elimde kalacaktı o derece yani !
Of tamam abartiyorum Melekte en az benim kadar güçlü görünüyordu ve onla kavga etmekten korkuyordum ama onları o halde görünce dayanamamıştım işte. Allahtan Enver tam zamanında yetismisti ki saçlarım dışındaki hiçbir yerime zarar gelmemişti.
Ben bunları kafamda düşünürken Hotel müdürü odasına giriş yaptı ve koltuğuna oturdu. Sıska,kısa boylu resmen sirinlerden fırlamış olan- kızgın şirin - bir adamdı.
Adam kafasını bize çevirdi ve Melekle beni incelemeye başladı.
Bende Meleğe gözlerimi dikmeye başladım onunda yalnizca saçları dağılmıştı of keske yanağında 1-2 çizik olsaydi diye düşünürken Müdür "Ya siz kimsiniz ki benim hotelimde kavga çıkarıyorsunuz ha ? " diye bağırdı.Adeta yerimden hoplamıştım kalbim sıkışmıştı bu adamdan bu ses nasıl çıktı yahu ? diyede içimde sorgularken yanımda Enverin olmasını diledim.Ama müdür bizle yalnız görüşmek istediği için Canla Enver dışarıda bekliyorlardı.
Adama doğru döndüm- Melekte benle aynı anda döndü - ve açıklama yapmaya çalıştım " Ee sey efendim ııı.." diye bişeyler söyleyecekken Melek "Kavgayı Çiğdem başlattı o yüzden barın masraflarını da o ödesin hotelden de o ayrılsın" dedi kafasını bana döndürerek.Vay melun vay dua etsinki müdür vardı yanımızda yoksa ben gosterirdim o Meleğe gününü ismide yanlış zaten kızın Melek değil Seytan olmalıydı çünkü Melek yüzlü Şeytan kız yani.
Ben böyle düşünürken Müdür "Sayın Çiğdem Sönmez sizin bu konuyla alakalı bir açıklamanız var mı ? " dedi bana gülümseyerek.
Neden gülümsedi acaba off sorun Hotelden kovulmam veya Hotel masraflarını ödemem değildi bu arada sorun bu kadın karşısında ezilmemdi asla ezilmemem gerekiyordu işte bu yüzden Müdüre yalakalik yapmam gerekiyordu.
"İtiraz ediyorum müdür bey ! Bu kadın " elimle Meleği göstererek " evli bi adama yani kocama yan gözle bakıp onu yoldan çıkarmaya çalıştı ve bende sinirlendim.Soruyorum size evli bi adamı yoldan çıkarmaya çalışmak Allah katında günah değilmidir ? " Hoş bende kocamı kocamın kardesiyle birazcık aldatmış olabilirim ama olsun o kadar kusur erkek kısmında da olur dimi yani
Müdür bağırarak "Ben Ateistim yavrucuğum yani beni şu günah bu günah değil bağlamıyor.Şu anda bana göre sen suçlusun mesela " dedi.
İşte şimdi hapı yutmustum bu adam kesin benim egomu ayaklar altına alacaktı.
"Ama ama.. " dedim Meleğin sıratışına bakarak.
Müdür " Yeter ! Seni hiç gözüm tutmadı Çiğdem Sönmez işte bu yüzden Hotelimden ayrılacak kişi sen ve kocandır" dedi.
Melek " Ama ama kocasının ayrılmasına hiç gerek yok bence o bişey yapmadı " dedi.
Müdür Meleğe bağırarak "Saçma saçma konuşma kızım kadın gidecekte kocası gitmeyecek mi yani ! Burada konuşma bitmiştir. Çiğdem hanım şu senedi imzalayın ve 2 saat içinde hotelimi terk edin " dedi.
Ben de onun verdiği seneti fiyatına bakmadan imzaladım ve ona geri uzattım sonra Meleğe en pis sırıtışımı yaparak odadan çıktım.Tabi ya şu anda yine ben kazandım yine ben kazandım Melek kocamsız napacak bakalım buralarda diye de içimden geçirdim.
Kapının önünde Enver ve Can bekliyorlardi ve hala Can holdekilere baklavalarini gösteriyordu hay Allahım sen bana sabır ver !
Enver benim yanıma doğru yürüdü "Nasıl geçti müdürle konuşma" dedi.
Ben sırıtarak " Hotelden gidiyoruz istersen sen kalabilirsin " dedim.
O "Neden sırıtıyorsun ki şimdi sen gidiyormuşuz işte hotelden hem ayrıca bende geliyorum "
Ben daha da sırıtarak " Sonra anlatırım şimdi eşyalarımızı toplamamız gerekiyor " dedim.
Nisa -
Gözlerimi açtığımda karşımda takım elbise giymiş abimi gördüm ona çok yakışmıştı.
Ayağa kalktim "Abi Umut nerede ve burasi neresi ?" dedim elimle Saraylardaki oturma odalarını andıran oturma odasını gösterirken.
O "Burası babamızı kaçıranlarin yeri.Bizden babamızı kurtarmak için istedikleri her şeyi yapmamız gerektiğini söylediler.Ve Umut iyi beşikte uyuyor" dedi arkasındaki beşiği gösterirken.
Ay çok tatlı uyuyordu bu be
Neyse abime döndüm "Peki babamızı kurtarmak için ilk ne yapacağız ? " dedim gayet sakin bir şekilde.Sesim nasıl sakin çıkmıştı bilemiyorum ama çıkmıştı işte.
Abim üzüntüyle "O adam seni yan odada bekliyor ilk görevi sen yapcakmışsın" dedi.
Ben de ona bir şey söylemeden odayı terk ettim.
Yan odaya girdiğimde elim ayağım titriyordu korkuyordum ama bunu babam için yapmalıydım.
Adam 40lı yaşlarının ortalarında gayet karizmatik biriydi.Saçları siyah gözleriyle maviydi bu adam nasıl kötü olabiliyordu ?
Adam "Geç otur bakayım" dedi bana yanındaki koltuğu göstererek bende oturdum ve onu dinlemeye başladım....
Çiğdem -
İstanbula indiğimizde Kaan baba (Yılan herif) Yiğiti hastaneden almamızı söylemişti ve su anda hastanenin kapısının önündeydik.
Yiğitin odasına giderken Selimi gördüm evet yanlış duymadınız Selim tam karşımdaydı ve tekerlekli sandalye üstündeydi. Nasıl yani Gizem bana hastaneden sağlıklı taburcu oldu derken yalanmı söylemişti.
Gözümden yaşlar geldi ve Canla Enveri başbaşa bırakıp Selime doğru koşmaya başladım.
Koşarken Selimin yanına bir kız geldi ve onu dudağından öptü.Ben şok olmuştum ve koşarken dengemi kaybedip yere düşmüştüm..
Nisa -
O Kaan denen herif bana bunu neden yaptırdı bilmiyorum ama bu hastanedeye gelip Selim denilen birini dudağından öpmemi istemişti ben başta diretmistim ama sonra bana bir video izletmişti.Videoda Kaan denilen mafya bozuntusu Babamı dövüyordu.Benim gözümden yaşlar akmaya başlamıştı ama o bana gülüp "Eğer bu dediğimi yapmazsan baban ölür " demişti.
İşte bende bu yüzden şu anda Tekerlekli sandalye üstündeki Selim Kaçarı dudağından öpüyordum...
Çiğdem -
Yere düştüğümde daha çok ağlayasım gelmişti ve daha çok ağlıyordu . Artık Seliminde bir sevgilisi vardı demek.
Ben yerde ağlarken Enverle Can yanıma geldiler ve beni ayağa kaldırmaya çalıştılar ama ben ısrarla reddediyordum ve gözlerimi Selimle o kızın üstünden ayırmıyordum...
Ben onlara bakarken Selimle göz göze geldik ve birbirimizle bakışmaya başladık...
Nisa :
Ben Selim denilen adamı öperken beni uzaklaştırmıyordu garipti sanırım zevk almıştı diye düşünürken "Nisaaa " diye bağıran eski sevgilim Yiğitcanın sesini duydum işte şimdi yanmıştım....
Gizem :
Yıldırımla - ona artık Yıldırım diyorum çünkü aramızda arkadaşlık gibi bir şey oluşmuştu- hastaneye gelmiştik çünkü Kaan amcadan öğrendiğimize göre Çiğdem,Can ve Enver -bu çocuk Çiğdemden hoşlanıyordu galiba yoksa ne işi var balayı yerinde of neyse ben sonra Çiğdemden öğrenirim ne olduğunu - hastaneye gelmişlerdi biz Yıldırımla hastenenin içinde koşarken yanımıza Aslı geldi - Aslı olduğunu düğünden biliyorum hani şu Enverin kokoş sevgilisi- o da bizimle beraber koşmaya basladı biz koşarken Çiğdemin "Yeetteeeerrr" diye bağırmasıyla sesin geldiği yöne doğru yöneldik.
Çiğdem sanki canından can alıyorlarmış gibi "Yeter yeter.." diye bağırıyordu.
Seslerin geldiği yöne gidince ben ve Yıldırım şok olmuştuk-Belki Aslı da şok olmuştur ama o beni ilgilendirmiyor- Çünkü Selim tekerlekli sandalye üstündeydi ve üstünde bir kız oturuyordu Çiğdemse yerde yüzü gözü dağılmış halde ağlayarak "Yeterrr" diye bağırıyordu Can ve Enver de onu zaptetmeye çalışıyorlardı....
-- 9. BÖLÜMÜN SONU --
Son düzenleme: