- Katılım
- 11 Ağustos 2012
- Mesajlar
- 22,537
- Reaksiyon puanı
- 17,266
- Puanı
- 1,061
BENİM ADIM KIRMIZI
2.BÖLÜM : TRAVMADAN SONRA
James sonunda evdeki yangın alarmına basmayı akıl etmişti. Daha doğrusu o anki karışık duygulardan ne yapacağını bilmiyordu. Yangın alarmının çalmasıyla Bay Jones yatak odasından çıka gelmişti. Olayı 15 saniye kadar süzdükten sonra hemen yatak odasına geri gidip silahına yeltendi ve dışarı çıktı. James ise annesinin yanına yanaşıp başını kanlı göğsüne koyup ağlamaya başladı. James bir süre öyle kaldıktan sonra siren sesleri duyuldu, takım elbiseli federaller gelmişti.
James halen şoktaydı. Komşular, dükkan sahipleri, ambulans görevlileri ve polisler olayı meraklı gözlerle izlemekteydiler. Takım elbiseli federaller James’i kendi odasına alıp bir fincan kahve verdiler ve bazı sorular soracaklarını söyledler, James ise oralı olmamakta ısrarlıydı. Kahvesi gereğinden fazla sıcaktı ve elini yakıyordu ancak bu ona pek etki etmiyordu. Çünkü kahveyi içmemişti bile. Bir süre sonra Bay Jones geri dönmüştü.
James Bay Jones odaya girdiği gibi elindeki kahveyi Jones’un üzerine fırlatmıştı. Daha sonrasında ise üvey babasına saldırmıştı, gözüne kaynar kahve geldiği için gözünü açamıyordu ancak takım elbiseli federaller olaya müdahale etmişti. James bu sırada ‘’Sen yaptın, sensin o değil mi alçak herif?’’ diye sitem etti. Bay Jones ise ‘’Neyden bahsediyorsun küçük nankör!?’’ diye gözündeki ve yüzündeki yanığın acısından bağırdı. Bu sırada yine araya dedektifler girip Jones’u tuvalete yüzündeki kahveyi temizlemeye götürdüler.
James ise olayın şokundan yavaş yavaş çıkmaya başlıyordu. Federallere cesedi taşıyıp taşımadıklarını sordu, federaller ise taşıdıklarını söyledi. James olay yerine tekrar gitti. Gözüne bir şey takılmamıştı, kapının ne kilidi ne de menteşesi zarar görmüştü. James’in amcası olayı duyar duymaz geldi. James’in ısrarları üzerine fazla durmadan amcasının evine gittiler. Amcasının evi görkemli adeta bir şatoyu andıran bir binaydı ancak James bunlara takılmadan direk misafir odasına geçti ve uyumaya çalıştı. Etraf fazlasıyla sakin ve sessizdi. Tüm olanları unutmak ve varlıklı amcasıyla beraber yepyeni bir hayata başlamak isteğiyle yatağının yanındaki lambayı söndürdü.
2.BÖLÜM : TRAVMADAN SONRA
James sonunda evdeki yangın alarmına basmayı akıl etmişti. Daha doğrusu o anki karışık duygulardan ne yapacağını bilmiyordu. Yangın alarmının çalmasıyla Bay Jones yatak odasından çıka gelmişti. Olayı 15 saniye kadar süzdükten sonra hemen yatak odasına geri gidip silahına yeltendi ve dışarı çıktı. James ise annesinin yanına yanaşıp başını kanlı göğsüne koyup ağlamaya başladı. James bir süre öyle kaldıktan sonra siren sesleri duyuldu, takım elbiseli federaller gelmişti.
James halen şoktaydı. Komşular, dükkan sahipleri, ambulans görevlileri ve polisler olayı meraklı gözlerle izlemekteydiler. Takım elbiseli federaller James’i kendi odasına alıp bir fincan kahve verdiler ve bazı sorular soracaklarını söyledler, James ise oralı olmamakta ısrarlıydı. Kahvesi gereğinden fazla sıcaktı ve elini yakıyordu ancak bu ona pek etki etmiyordu. Çünkü kahveyi içmemişti bile. Bir süre sonra Bay Jones geri dönmüştü.
James Bay Jones odaya girdiği gibi elindeki kahveyi Jones’un üzerine fırlatmıştı. Daha sonrasında ise üvey babasına saldırmıştı, gözüne kaynar kahve geldiği için gözünü açamıyordu ancak takım elbiseli federaller olaya müdahale etmişti. James bu sırada ‘’Sen yaptın, sensin o değil mi alçak herif?’’ diye sitem etti. Bay Jones ise ‘’Neyden bahsediyorsun küçük nankör!?’’ diye gözündeki ve yüzündeki yanığın acısından bağırdı. Bu sırada yine araya dedektifler girip Jones’u tuvalete yüzündeki kahveyi temizlemeye götürdüler.
James ise olayın şokundan yavaş yavaş çıkmaya başlıyordu. Federallere cesedi taşıyıp taşımadıklarını sordu, federaller ise taşıdıklarını söyledi. James olay yerine tekrar gitti. Gözüne bir şey takılmamıştı, kapının ne kilidi ne de menteşesi zarar görmüştü. James’in amcası olayı duyar duymaz geldi. James’in ısrarları üzerine fazla durmadan amcasının evine gittiler. Amcasının evi görkemli adeta bir şatoyu andıran bir binaydı ancak James bunlara takılmadan direk misafir odasına geçti ve uyumaya çalıştı. Etraf fazlasıyla sakin ve sessizdi. Tüm olanları unutmak ve varlıklı amcasıyla beraber yepyeni bir hayata başlamak isteğiyle yatağının yanındaki lambayı söndürdü.