Jagten / Onur Savaşı (2012) - Film Yorumları

berkann

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
18,893
Reaksiyon puanı
6,730
Puanı
1,060




Onur-Savaşı-630x910.jpg


The Hunt


Tür:
Dram
Süre: 115 dakika

Yönetmen: Thomas Vinterberg
Senaryo: Tobias Lindholm (screenplay), Thomas Vinterberg (screenplay)

Oyuncular:
Mads Mikkelsen
Thomas Bo Larsen
Annika Wedderkopp
Lasse Fogelstrøm

IMDb Linki


Puanlar:
IMDb: 8.3/10
Rotten Tomatoes: 93%
Metacritic: 77/100

Filmin Fragmanı:



Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


 
Gerçekten çok etkileyici bir film. Herkese izlemesini tavsiye ederim. Mads Mikkelsen döktürüyor filmde. İzleyenler kesinlikle pişman olmayacaktır. :)


Daha önce en son izlediğiniz filmler konusunda yaptığım detaylı yorum:

Jagten (2012)

İzlediğim ilk Danimarka yapımı oldu bu film fakat sonrası gelecek gibi bu filmden sonra...

Filmi gerçekten çok beğendim ilk 10 dakikasını bir kenara koyarsak tamamen kendine bağladı. Sanki o karakteri yaşıyormuşçasına izledim ki bu filmlerde nadiren olan ve olduğunda da çok sevdiğim durumdur.

Filmin konusu çok farklıydı zaten Avrupa filmlerinin tüm dünyada ses getirmeleri bu farklı konulardan dolayı gerçekleşebiliyor. Cinsel taciz suçlamasıyla karşı karşıya kalan bir adamın yaşadıkları anlatılıyor filmde.

Mads Mikkelsen harika oynamış. Oscarlık performans sergilemiş ama film Oscar yarışında yer almayıp festivallerde boy göstermiş daha çok. Cannes'da aldığı en iyi erkek oyuncu ödülünü sonuna kadar haketmiş. Oscar'a neden böyle bir film varken A Royal Affair'i göndermiş Danimarka bilmiyorum.

2012 yılındaki en önemli filmlerin çoğunu izlemiş biri olarak yılın en iyi 3-4 filminden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Sonunu biraz sönük bulmuş olmam. İzleyicinin yorumuna bırakılan açık noktalar var...

Puanım: 9.5/10
 
Bence de fazla iyi bir filmdi. Hollywood ve Bollywood filmleri haricinde izlediğim yabancı filmler arasında en iyisi. :)
 
Jagten

Uzun zamandır izlemeyi düşündüğüm filmdi.Film sanırım gişe filmi değil😕 Sakin ve sessizdi, festival filmi oldugunu sanıyorum(b)Özellikle Mad Mikkelsen'ı Hannibal'daki oyunuculugu izledikten sonra, filmi izleyerek biraz özlem giderdim de diyebiliriz. Adam bu filmle resmen döktürmüş yine. Senaryosu bana orta dereceliydi çünkü, alternatif sonla bitebilirdi(b) En azından ben bitirirdim:T: Mad reyize böyle son olmazz laaaaağğğğğnnnn:bağır:

Filmi o kadar çok yönden ele almişlar ki hiç beklemediğim bi yöndü. İlk önce iftira/şüphe olayından yorumlarsak, bir insanın başina gelebilecek en kötü şey. Hele birde bunun çocuk tacizi olayı olması kat kat kötü:( İşinde gücünde ve kendi evladi olan bir adamın böyle birşey yapması ve etrafındakilerinin ondan kopması, toplumun ona karşi takındığı tavır her yönuyle etkiliyici bir biçimde anlatilmiş.

Mad Mikkeslsen'ın en iyi sahnelerinden birisi kesinlikle "kilise sahnesiydi" :( Film her ne kadar klise sahnesinden sonra Lucas'ın alehine işlesede Lucas'ın bundan sonraki hayatında sahte gülümsediği arkadaşlari olacak. Yukarıda da dediğim gibi ve filmin sonunda gösterdiği gibi hep bir ŞÜPHE olarak kalacak.

Bana kalırsa filmin birde çocuksu yönü anlatılmış. Cinselliğin çocuklarda 5-6 yaşlarinda biliyordum ama bu kadar ileri olacaği hiç aklıma gelmezdi. Kızın filmdeki cinsel gelişimi aslında duygudan ibaretti. Kız Lucas'a duygusal (hayranlık/aşk) bağ kurmuştu. Ne olduysa abilerinin gösterdiği porno app'ler yüzünden oldu. Yalnız kızın oyunuculugu da iyiydi hakkını yemeyecem:T: Ama arkadaş, sümük çeken o burnunada bi tane geçirmek istedim film boyunca(zaten sinir oldum)

Herneyse gelelim alternatif senaryoya: Aslında alternatif senaryom gayet basit. Çocuklarin yalancılıgı üzerine işlenen bir filmde çocuklarin merakını da ele almalıydı. Kız abilerinin gösterdiği porno resimlerini İpad'i kurcalarken görseydi annesi babası görseydi/yakalasaydı kızı ve sorgulasalardı.
 
Daha önceki yorumum:

Dolu dolu bir filmdi. Tek boş sahnesi bile yoktu. Bu yüzden izlerken sıkılmadım.
Bir kere hikayesi çok iyi, anlattığı şey. Filmin ilerleyişi de muazzamdı. Ancak filmin sonu tatmin etmedi beni.
Bir anda 1 yıl ileriye gitmeleri ve ileriye gittiklerinde de, kasaba halkının/arkadaşlarının kendisine sıcak davranması hoş değildi. Böyle bir olayın unutulması saçmalıktı.
Sonu dışında gayet beğendiğim bir filmdi. Bütün oyuncular rollerinin hakkını vermişlerdi.
Tecavüz edenin kızın abisi olduğunu düşünüyorum.
Bu filmle birlikte Oscar sezonunu açtım. Bence film En İyi Yabancı Dilde Film ödülünü almalı. Tabi diğer adayları -daha belli bile değil- izlemeden yorum yapmak pek sağlıklı değil. Fakat yine de favorim kesinlikle bu film olacaktır. Filmin senaryosu ve kurgusu da iyiydi. Belki o kategorilere de aday olur, bakarsınız. :)
Etkileyici bir film, izlemenizi öneririm.

9/10
 
Son düzenleme:
Film çok ilginçti.Hiç tahmin etmediğim şekildi başladı ve fena sardı beni.Devamlı devamının gelmesini istediğim güzel bir film olmuş.:D

Böyle ciddi bir konuyu ama bir o işlenmesi basit konuyu bu kadar ustaca işlemişler cidden süpermiş.

Dilleri ve konuşmalarıda çok iyiydi.İzleyince en kötü ihtimalle konuşmalarından bile zevk alısın..:DTabi doğa görselliği ayrı hayran bıraktırdı.

Sonu cidden saçma bitmiş.Neydi o öyle gereksiz bilinmezlik.Ama bu bilinmezlik birazda sevdirdi filmi.

Oyuncular ise cuk olmuştu zaten.O küçük kız çok kız burnunu çekerek zaten bir psikopat havası verdi ve çok iyi başardı.
Son sahnelerinde Lucas ile karşılaştığında öpecek diye çok korktum ama olmadı ve güzel oldu.:D

Her neyse dört dörtlük bir filmdi deredeyse ki Köpeğin ölüm sahnesi her şeyi batırdı gibi.Keşke o sahne olmasaydı.
Bölmek zorunda 2 saatlik filmin olmasam nasıl geçtiğini bile anlayamayacağım bir filmdi.

Filmde en sevdiğim karakter:Marcus ile Locas idi.:DAma Marcus biraz daha ağır bastı gibi.
En sevdiğim sahne:Kilise sahnesi ve Lucas'ın market sahnesiydi.

Filme puanım: 9/10(Köpek sahnesini hiç beğenmedim.)
 
Evet çok dandik sahnelerdi.O kadar farklı iş yaparken bu kadar klişe olmamış.:T:

Klişe mi? 😕 Neresi klişeydi o sahnenin ya? :D Bence sen köpekleri sevdiğinden dolayı öyle bir hisse kapıldın. :)

Bir de yazılarını yazarken spoiler butonunu kullanırsan sevinirim. 500 Days of Summer'ı izlemeseydim, atarlanırdım. :D
 
Klişe mi? 😕 Neresi klişeydi o sahnenin ya? :D Bence sen köpekleri sevdiğinden dolayı öyle bir hisse kapıldın. :)

Bir de yazılarını yazarken spoiler butonunu kullanırsan sevinirim. 500 Days of Summer'ı izlemeseydim, atarlanırdım. :D

Kaç filmde izledim ben o sahneyi.Yağmurun altında köpek gömmek.Baya gereksizdi o sahne keşke ölmeseydide klişe olmasaydı.:T:

Zaten herkes izlemiş diye Spoiler kullanmadım.Normalda kullanıyorum o butonu.:T:

Days of summer'ı izlediğime göre artık baya katlanacan bana.:A
 
Kaç filmde izledim ben o sahneyi.Yağmurun altında köpek gömmek.Baya gereksizdi o sahne keşke ölmeseydide klişe olmasaydı.:T:

Zaten herkes izlemiş diye Spoiler kullanmadım.Normalda kullanıyorum o butonu.:T:

Days of summer'ı izlediğime göre artık baya katlanacan bana.:A

Olsun kullan yine de. :D

Bence biz yanlış sahnelerden bahsediyoruz. (yani ben yanlış anlamışım.) :D Yağmurda ağlama klişe ona tamam. :)
 
Olsun kullan yine de. :D

Bence biz yanlış sahnelerden bahsediyoruz. (yani ben yanlış anlamışım.) :D Yağmurda ağlama klişe ona tamam. :)

Köpek poşetten çıkıyor orası değil orası şaşırtıcıydı ama genel olarak köpeğin ölmesi ve yağmur yağarken ağlayarak gömmesi tam fail sahne.Hiç beğenmedim.:T:

Dikkat ederim spoilere bunsan sonra.:D
 
Uzun zamandır hem ağır bir dram filmi, hemde tanımadığım bir oyuncunun filmini izlememiştim. İzlediğim ilk Danimarka filmiydi ve sonda olmayacak gibi. Filmi izlemeden önce pek bir beklentim yoktu, hem dram filmi olduğu için hemde oyuncuları tanımadığım için. Ama filmi izledikten sonra niye bu kadar geç izlemişim dedim.

Konu olarak ve işleyiş olarak çok iyiydi. Başta konusu bağlıyor insanı küçük bir çocuk tarafından atılan iftirayla hayatı değişen bir adam. İzlerken kendimi adamın yerine koydum da gerçekten çok zor bir durum Allah kimseyi o duruma düşürmesin.

Filmin başından son 5 dakikasına kadar çok iyiydi ama o ''1 Yıl Sonra'' yazısı çıkınca işler değişti. Bir anda herşey çözülmüş bütün olanları unutmuşlardı hemen. Böyle bir filmin finali bu şekilde olmamalıydı bence. Olayın nasıl çözüldüğü, kavga ettiği arkadaşlarıyla hemen nasıl barıştığını filan gösterilmesi lazımdı.

Onun dışında oyunculuklar çok iyiydi. Hannibal'de ki adam hayatının oyunculuğunu oynamış resmen. Marcus'da iyiydi özellikle köpeğin öldüğünü gördüğü sahnedeki haline üzüldüm.

Klara'da küçük yaşına rağmen büyük oynamış. Büyüdüğünde ülkesinin en iyi oyuncularında biri olabilir böyle filmlerde oynamaya devam ederse.

Ayrıca kilisede ki arkaya baktığı sahne müthişti, afişede orayı koymuşlar zaten :D

8.5/10
 
Filmi bende izlemiştim gerçekten de çok ilginç ve çok etkileyici..
 
Bu sene izlediğim en iyi yabancı filmlerden birisi kesinlikle. Çok etkileyici bir filmdi gerçekten.

Mad Mikkelsen kesinlikle çok büyük bir oyuncu. Bu filmden sonra Hannibal'ı izlesem mi diye düşündürdü o derece. :D Filmde de müthişti gerçekten. Geriye kalan oyuncular da rollerinin hakkını fazlasıyla vermişler.

Çok iyi bir hikayesi var filmin. Bunu senaryoya çok iyi aktarmışlar. Bence hikaye kadar senaryo da oldukça iyiydi. Sadece başlarında sıkılmıştım ama geriye kalan kısımları soluksuz izledim desem yeridir.

Lafın kısası, bana filmin kaç dakika kaldığına bakma hissi yaşatmayan sayılı filmlerden bir tanesidir. Yakın zamanda olmasa da bulduğum ilk fırsatta tekrar izlemek istiyorum. :)

Puanım: 9/10
 
Bu tür yapımları izlerken Lucas’ın (Mads Mikkelsen) derdini dert edinip sinirleniyorum. Rectify de Daniel Holden buna benzer bir başka örnek. Kolay mı bir insanı çocuk tacizcisi diyerek damgalamak. Sinir katsayımı artırdılar en fazla da Lucas'a kızdım. Adam nasıl bu kadar sakin kalabiliyor. O kasabadan niye uzaklaşmıyor? Çekip tek tek hepsini vursan yeridir.

Hele ki Funny'nin öldürüldüğü o sahnede benim kayışlar koptu artık. Evet film beni o derece etkiledi, şahane iş çıkarmışlar.

O kız çocuğundan nefret ettim resmen. Grethe ve pedagog sorularıyla çocuğu yönlendirdiler o meslekte bu kadar yüzeysel inceleme sonucu bu kadar kolay yargıya varmak.. pehh saçmalık..

Tabii Mikkelsen'in oyunculuğu yine çok iyi Casino Royale ve Hannibal dışında farklı bir karakterde görmek de tuhaf ama güzeldi.

Final sahnesini daha farklı bekliyordum fakat çok iyi bir şekilde kurgulanmış ve ana mesajı mükemmel bir şekilde vermiş bu yüzden şikayet edemem.

9/10
 
Yakın zamanda @Araf 'ın İsveç yapımı film önerisinden sonra şimdide @Tolstoyevski 'nin önerdiği Danimarka yapımı olan Jagten'i izledim. Türkçe ismi biraz garip olmuş. İsveççe ismi Jakten olan filmin Türkçe karşılığı Av.

Film yaygın bir olayı ele almış ve bunu güzel bir şekilde yansıtmışlar. Oyunculuklar oldukça iyi. Lucas ve Markus filmin yıldızları. Küçük kızda fena değil. Konusu hassas ve ağır.

Kreş çalışanları aile ve polise haber etmek zorundalar. Bir çocukta morluk gördükleri zaman eğer aileden şiddet gördüğünü şüphe ederlerse sosyal hizmet bölümüne haber etme zorunlulukları var. Eğitimimizde bununla ilgili önemli dersler işledik. Yukarda eleştiriler gördüm ama doğru olunan yapıldı.

İftiraya uğramak çok kötü birşey ve filmi izlerken sonunu çok merak ettim. O kız yok yalan söyledim derse bile baskı altında fikrini değiştirdi olarak düşünülür ve bu olayda aklanma olunmaz diye düşündüm filmin ortalarında.

Ben de diğer herkes gibi kilise sahnesini beğendim. Filmin başlarındaki o yalan söylenirken gözün kırpılması detayının sonradan belireceğini tahmin ettim.

Son kısma çok eleştiri gelmiş ama ben okadar takılmadım o kısma ama evet çok daha belirgin yapılabilirdi. Kilise sahnesi zaten olayın kırılma noktası olmuştu. o sahnede arkadaşı Lucas'ın suçsuzluğunu düşünüp sonra konuşmaya gitmişti. Büyük ihtimalle geçen zamanda olaylar ortaya çıktı ama yukarda belirttiğim gibi herzaman bir şüphe bulunur aslında insanlarda ve filmin son sahnesindeki o tüfek ateşi bunu gösteriyor.

Punaım: 9/10
 
Yakın zamanda @Araf 'ın İsveç yapımı film önerisinden sonra şimdide @Tolstoyevski 'nin önerdiği Danimarka yapımı olan Jagten'i izledim. Türkçe ismi biraz garip olmuş. İsveççe ismi Jakten olan filmin Türkçe karşılığı Av.

Film yaygın bir olayı ele almış ve bunu güzel bir şekilde yansıtmışlar. Oyunculuklar oldukça iyi. Lucas ve Markus filmin yıldızları. Küçük kızda fena değil. Konusu hassas ve ağır.

Kreş çalışanları aile ve polise haber etmek zorundalar. Bir çocukta morluk gördükleri zaman eğer aileden şiddet gördüğünü şüphe ederlerse sosyal hizmet bölümüne haber etme zorunlulukları var. Eğitimimizde bununla ilgili önemli dersler işledik. Yukarda eleştiriler gördüm ama doğru olunan yapıldı.

İftiraya uğramak çok kötü birşey ve filmi izlerken sonunu çok merak ettim. O kız yok yalan söyledim derse bile baskı altında fikrini değiştirdi olarak düşünülür ve bu olayda aklanma olunmaz diye düşündüm filmin ortalarında.

Ben de diğer herkes gibi kilise sahnesini beğendim. Filmin başlarındaki o yalan söylenirken gözün kırpılması detayının sonradan belireceğini tahmin ettim.

Son kısma çok eleştiri gelmiş ama ben okadar takılmadım o kısma ama evet çok daha belirgin yapılabilirdi. Kilise sahnesi zaten olayın kırılma noktası olmuştu. o sahnede arkadaşı Lucas'ın suçsuzluğunu düşünüp sonra konuşmaya gitmişti. Büyük ihtimalle geçen zamanda olaylar ortaya çıktı ama yukarda belirttiğim gibi herzaman bir şüphe bulunur aslında insanlarda ve filmin son sahnesindeki o tüfek ateşi bunu gösteriyor.

Punaım: 9/10


İftira konusuna dair en sarsıcı filmlerden birisi gerçekten hele ki bu küçük çocuk durumu olunca çok daha ağır ve hassas bir konu... Kuzey filmi olduğu için soğuk bir yapısı vardı filmin ama öyküsü çok iyi daha doğrusu sarsıcı. Küçük kıza çok gıcık kapmıştım yine de... Ama babası beklediğimden daha anlayışlı çıkmış gibiydi.
 
  • Beğendim
Reactions: Dosi