- Katılım
- 23 Aralık 2011
- Mesajlar
- 29,669
- Reaksiyon puanı
- 13,174
- Puanı
- 1,059
Zaman gazetesinde haftalık röportajlar yapan Nuriye Akman bu kez diziler hakkında yazdı. Dizilere verip veriştirdi yazısında Nuriye Akman, her başlayan diziyi izlediğini; ama aradığını bulamadığını, Bütün dizilerin birbirine benzediğini, aynı klişelerin dizileri esir aldığını yazdı ve Yılın dizisi olarak "Kaçak"ı ilan etti.
kıyasıya eleştirdiği diziler ise:KAÇAK: Sezonun en iyi dizisi. Yine bir mafya hikâyesi. Mafyaya sızan Özel Harekâtçı bir polis, “baba”nın oğlunu öldürünce kimliğini değiştirip sakin bir hayat sürmek üzere Anadolu’ya yerleşir ve pek tabii ki belalar peşini bırakmaz. Bu kez onun küçük oğlu öldürülecek ve kahramanımıza intikam almaktan başka şans bırakmayacaktır. Kurtlar Vadisi’nin ilk versiyonunu hatırlatıyor.
GÖRÜŞ GÜNÜ KADINLARI:Üçünün kocası, birinin oğlu hapiste olan dört kadının birbirlerine dayanarak hayata tutunma mücadelesi. İddiasız ama samimi bir dizi. Üstelik BBC dizisinden bire bir uyarlama olduğu halde. Aman kaçırmayayım demem ama rastladığımda da kanal değiştirmem.
ARAMIZDA KALSIN:Bu kadar iyi oyuncularla bu kadar kötü bir dizi yapmak özel beceri olsa gerek... Temposuz, heyecansız, komik bile değil.
FATİH-HARBİYE😛eyami Safa’nın kemiklerini sızlatacak kadar konu da, karakterler de çarpıtılmış. Doğu-Batı sorunsalı yok dizide. Ne var? Klasik fakir kız-zengin oğlan çatışması. Farklı medeniyetlerin çatışan değerleri arasında gidip gelemiyoruz romandaki gibi. Ne Doğu’nun içi doldurulabilmiş ne de Batı’nın. Doldurulması da kolay değil. Çünkü bugün ne Fatih ne de Harbiye 80 yıl öncesi gibi... 1932’de yazılan bir kitabı 2013’te TV’ye uyarlayacaksan, oradaki temaların günümüzdeki karşılıklarını bulma zahmetine katlanman lazımdı. Bunu yapamıyorsan bari kitabın adını çalma!
BEN ONU ÇOK SEVDİM:Ortada gerçek kişiler olsa da onların kendi beyanlarına, notlarına, günlük ya da röportajlarına dayanmayan, olsa olsa böyle hissetmişlerdir diyen uydurma bir senaryoya ne yazık ki kendimi kaptırmadım. Başta Adnan Menderes-Ayhan Aydan olmak üzere tarihe mal olmuş tüm karakterlere sahiciliğinden emin olmadığımız birtakım duygu ve davranışları yapıştırmaya hakkımız yok gibi geldi bana.
A.Ş.K.:Bir yabancı diziden uyarlama; klasik zenginlik-yoksulluk çatışması üzerine oturtulmuş. Ana sorusu; “Zorda kalırsan aşkın için ne kadar fedakârlık yapabilirsin?” Esas kızın kendi çaresizliğine bulduğu formül, ölmek üzere olan başka bir çaresiz kızı aldatmak. Bir melek, gerektiğinde şeytanlık yapabilir ve bu sahtekârlığın adı fedakârlık olur! Edebi bir metin içinde ince ince işlenebilecek böylesi bir konu, dizi formatında maalesef sığ geçiştirmeler ve sahte gözyaşlarıyla kavramların içinin boşaltılmasından başka bir şeye yaramamış.
FATİH:Karakterlerden dekora, akıştan kostümlere kadar tamamen Muhteşem Yüzyıl taklidi. Harem entrikalarına, hatunlar arası kıskançlık krizlerine, harem ağalarının şapşallıklarına, validelerin şehzadeleri birbirine düşürmesine, ormanda yarı baygın bir kıza rastlamalara, cariyelerin diz kırarak selam vermelerine doymadık mı Allah aşkına. Dil hatalarından, Avrupalı karakterlerin karikatür hallerinden hiç bahsetmeyeyim.
ESKİ HİKÂYE:Babasının öldürülmesine tanık olan bir oğlan, büyüyünce intikam almak için o mafya liderinin ekibine girer. Aynı “baba”ya çalışan birinin avukat kızına âşık olunca, aşk için intikamdan vazgeçilir mi sorusuna cevap araması kaçınılmaz olur. Bu arada mafya babasının kızı da intikamcı delikanlıya âşık edilir ki, klasik aşk üçgeni tamamlansın. Aşktan çok aksiyona ağırlık verirse idare eder.
KAYIPna kahraman, zengin bir ailenin küçük oğlunun kaçırılması üzerine olayı çözmeye çalışan dedektif-avukat karışımı biri. Olaylar aile bireylerinin birbirlerinden sakladığı sırlar üzerine kurulu. Benzerlerini sinemada çok seyrettiğimizden mi nedir, kaptıramadım kendimi. Keşke olaylar daha hızlı aksaydı, haydutların çocuğun parmağını kesecek kadar öfkeli olmasının nedenini anlasaydık, avukatın zekâsına karşılık polisler o kadar aptal olmasaydı...
ÇALIKUŞU:1922’de yazılan bu eser, bugünün insanına ne söyler bilmem ama nostalji seven romantikler için ideal. Eğer kitabın ana teması değiştirilmezse “kaderden kaçılmaz” fikrinin alıcısı bol olacaktır. Yok eğer Reşat Nuri Güntekin murad etmeyip de sonradan Çalıkuşu’na yapıştırılan “fedakâr cumhuriyetçi öğretmen, çağdaş kadın” triplerini kovalarsa, hiç çekilmez.
MEDCEZİR:Yine bir yabancı diziden uyarlama. Çatışması zengin sosyetik kız- fakir varoş delikanlı ekseninde kurulmuş. Sosyete ne giyer, ne iş yapar, ne tip evlerde oturur, kendi sınıfından olmayanlara nasıl bakar, hangi duygularla savrulur? Bunun neresi ilginç Allah aşkına? Bin kere işlenmiş bir konuyu ele alıyorsan bari farklı bir bakış getir sınıflar arası ilişkilere, yerelleştir hikâyeyi. Hem mecbur muyuz, bir kızı iki erkeğin sevmesine. Bıktık yahu!
Son düzenleme: