Zico'dan Şike Açıklaması!

xemrexxx

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
18 Mart 2012
Mesajlar
182,205
Reaksiyon puanı
133,409
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Fenerbahçe taraftarı onu hiçbir zaman unutamadı. Futbolcular geçmişe dair her konuşmasında o dönemi güzel anılarla yâd etti. Sarı-Lacivertliler, Devler Ligi'nde yarı finalin kapısından dönerken de kulübün kuruluşunun 100. yılında şampiyonluk sevinci yaşarken de bu başarıda en büyük pay sahiplerinden biriydi.

Fenerbahçe'nin seviyesini yükseltti; kişiliği, sevecenliği, insanlara yaklaşımıyla kulübe olan sempatinin artmasını sağladı. Nedeni hâlâ tam olarak anlaşılamayan gerekçelerle ayrıldığında bile tribünlerde 'I love you Zico' tezahüratları eksik olmadı. Brezilya'nın dünya futboluna kazandırdığı en büyük yeteneklerden Arthur Zico, teknik direktörlük kariyerinde Fenerbahçe'den sonra Bunyodkor (Özbekistan), CSKA Moskova (Rusya) ve Olympiakos'u (Yunanistan) çalıştırdı. Şimdi ise 2014 Dünya Kupası'na katılmayı hedefleyen Irak Milli Takımı'nın başında bulunan Zico, kamp yaptıkları İstanbul'da Zaman'ın sorularını cevapladı.

Ayrılalı 4 yıl oldu ama Türk futbolunu takip ediyor musunuz? Görüştüğünüz futbolcular var mı?

Brezilya'da, Türkiye Ligi'ni takip ediyorum ama ligin tamamı yayınlanmıyor. Sadece Alex ya da Felipe Melo ile ilgili haberler medyaya yansıyor. Türkiye'ye yakın yerlerdeysem mutlaka maçları izlemeye çalışıyorum. Fenerbahçeli futbolcularla çok fazla görüşmüyorum. Zaten uygun da olmaz. Alex'le arada sırada sohbet ediyoruz ama sıkı bir irtibat yok. O ekipten Deivid'le yakınız. Flamengo'da oynuyor. Artık aileden biri gibi.

Alex hakkındaki düşünceniz nedir?

Çok önemli bir oyuncu. Dünya çapında bir isim. Futbol tekniği, kalitesi ve zekâsı üst düzeyde. Son dönemde gayretleri çoktu ama Fenerbahçe şampiyon olamadı. Alex, şans bulsaydı, İspanya ve İngiltere gibi üst düzeyde liglerde de oynardı. Fantastik bir futbolcu.

F.Bahçe'yi Süper Lig'de şampiyon yaptınız, Devler Ligi'nde çeyrek final sevinci yaşadınız, fakat gidişiniz futbolseverlerin içine pek sinmedi. Neden böyle bir veda oldu?

2 sene sonunda sözleşmem bitmişti. Yeni mukavele için altyapı oluşmadı. Yaptığımız işin doğru olduğunu görüyorduk. Çünkü sokağa çıktığımızda insanların davranışı, ilgisi ve saygısı çok güzeldi. Neticede futbolda bu da var. Şartlar kabul görmeyince ayrılık kaçınılmaz oluyor. Biz üzerimize düşeni yaptık ve gittik ama gerekli saygıyı da gördük.

Peki o unutulmaz başarıları nasıl elde etmiştiniz?

Başkanından malzemecisine kadar herkes taşın altına eline koyuyordu. Bütün ekibin kendini işine adaması, futbolcu ve teknik ekibe de güven veriyordu. Futbolcular da güveni ve rahatlığı bulunca başarı geliyordu. Futbolcuların iyi bir grup oluşturması ve takım ruhu sayesinde başarıyı yakaladık. Futbolda başarı herkes işini düzgün yaparsa gelir. O dönemde onu yaşamıştık. Başkan kendi işini yapıyordu, biz de aynı şekilde.

Yeterince disiplinli olmadığınız için gönderildiğiniz yönünde iddialar ortaya atıldı.

Disiplin konusuna cevap verecek olan ben değilim. Aslında aldığımız sonuçlar her şeyi anlatıyor. Böyle bir eksikliğimiz olsa başkan ve yöneticilerin ifade etmesi gerekirdi. Zaten böyle bir düşünce doğru değil. Bir hocanın getirilmesinde birinci amaç disiplin sağlaması olmamalıdır. Teknik adam iyi futbol oynatmak için getirilir. Teknik adamlar, disiplini sağlayan komutan gibi görülmemelidir. Ayrıca benden sonra takımın başına geçen Aragones disiplinli olduğu için değil, İspanya'yı Avrupa şampiyonu yaptığı için Fenerbahçe'ye geldi.

EKİBİMİN DAĞITILMASI KONSANTRASYONUMU BOZDU

Çok fazla para istediğiniz de söyleniyordu.

Fenerbahçe'den ayrılmamda birincil etken para değildi. Asıl sorun ekibimin dağıtılmasıydı. Yönetim, yardımcım Edu'nun kalmasını istemedi. Asıl sıkıntı da buydu. Açıkçası Fenerbahçe'de kalmayı arzu ederdim. Mükemmel bir takımda, mükemmel bir ortamda, sevdiğimiz şartlarda çalışıyorduk. Takımla, taraftarla iletişimim çok iyiydi. Ancak ligin bitmesine 4-5 ay kala kardeşim Edu'nun gönderilmesi sorun oluşturdu. Ben de kontratım gereği 2 yılımı doldurmaya çalıştım.

Şampiyonluğun kaybedilmesinde Edu'nun gidişi etkili oldu mu?

Edu'nun ani kararla gönderilmesi özellikle beni etkiledi. Şampiyonluğu o yok diye kaybetmedik ama yanımızda olmaması konsantrasyonu biraz bozdu.

Kalsaydınız önemli transferler gerçekleşir miydi? O dönemde takip ettiğiniz oyuncular kimlerdi?

Fenerbahçe çok güçlü bir kulüp. Net bir şey diyemem ama iyi isimler gelebilirdi. Ligde gözümüze çarpan futbolcular ise Egemen Korkmaz, Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Mehmet Topuz gibi isimlerdi.
Fenerbahçe'den sonra Özbekistan'ın Bunyodkor, Rusya'nın CSKA Moskova, Yunanistan'ın Olympiakos takımlarını çalıştırdınız ancak aynı havayı yakalayamadınız.
Bunyodkor'la ligi şampiyon bitirdik, Özbek kupasını aldık. CSKA Moskova ve Olympiakos'ta da başarısız olduğumu düşünmüyorum. Her ikisinde de ayrıldığımda takımlar 2. sıradaydı. Olympiakos'la Şampiyonlar Ligi'nde üst tura yükselmiştik. CSKA'da Rusya Kupası'nı kaldırdık, Süper Kupa'yı elde ettik. Oralarda farklı problemler vardı. Kulüp bir kişinin idaresinde gidiyordu. Takım adeta video oyunu gibi görülüyordu. Başkan emrediyordu, her şey değişiyordu. Böyle olunca sistem oturtmak mümkün olmuyordu. Bu yüzden kısa sürdü.
Türkiye'nin gündemi şike soruşturması. Siz bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?
Genel olarak futbolda şike olduğu zaman hepimiz üzülüyoruz. Hele ki Fenerbahçe gibi adı, kişiliği ve büyük bir camiası olan bir kulübün isminin içinde olması üzücü. Meseleye şöyle de bakmak lazım. Bu konuda eğer şüpheli olarak gözüken şeyler gerçekse, hukuken ispatlanırsa cezalandırılması lazım. Böyle bir durumda kulübün ismi ve hangi takım olduğu önemli değil. Bu işlere bulaşanlar mutlaka gerekli cezayı almalı. Türk futbolunda şike varsa ve şikeye karışanlar cezalandırılırsa, ülke futbolunun kredisi artar, itibarı yükselir. Bu da Türk futboluna kazandıracaktır. Futbolun bu olaylardan kurtulması gerekir. Şike soruşturmasının tamamlandığı ülkeler var. Ceza alan takımlar ve futbolcular oldu. Şike tespit edilirse büyük cezalar verilmeli. Büyük cezalar verilirse futbol dünyası bu sorundan arınır. Arınan ülkeler daha da başarılı oluyor.
Dünya futbolunda iz bırakmış, efsane futbolcu olarak bu sezon Süper Lig'de uygulanan play-off sistemi hakkındaki düşüncenizi alabilir miyiz?
Son 4'e kalan ve hepsi de büyük takımların maçları olduğu için heyecan yükseliyor ama eski yöntem daha iyi. Bütün sezonu önde götüren takım şampiyon olmalı. Futbol, basketbol gibi görülmemeli.
CSKA'dan ayrılmama Caner neden oldu!
Türkiye'de başkan var ama yönetim kurulu da etkili. Yani başkan takımın sahibi gibi değil. Ama CSKA ve Olympiakos'ta tam tersi. Her şeye müdahale ediliyordu. Hatta hangi futbolcuların oynayacağına bile karışılıyordu. Özellikle CSKA'daki en büyük problem buydu. Şu an Fenerbahçe'de oynayan Caner Erkin konusunda büyük bir sıkıntı yaşamıştım. CSKA Başkanı, Caner'in forma giymesini istemedi, buna karşı çıktım ve oynatmak istedim. Zhirkov'u da bana hiç danışmadan sattılar. Ayrılmamda bunlar da belirleyici unsurlardı. Orada işimi yapamaz hale gelmiştim.
Aziz Yıldırım işime karışmazdı
Başkanla oturup fikir alışverişinde bulunurum ama başkan hiçbir zaman bana 'parayı ben ödüyorum dediğimi yapmak zorundasın' diyemez. 'Şunu oynatma, bunu oynat' da diyemez. Bir başkan bunu yapmak istiyorsa ben orada durmam. Türkiye'de böyle bir şeyle karşılaşmadım. Aziz Yıldırım'la böyle bir şey hiç yaşamadım. Belki başkasıyla olduysa onu da bilemem.
Şike futbolun utancıdır
Türkiye'deki şike olaylarını ilk duyduğumda çok üzüldüm. Fakat her yerde olabiliyor. Kesinlikle şike futbola sokulmamalı. Hiçbir zaman satın alınmış bir maçla şampiyon olmak istemem. Şike ile şampiyon olsam kupayı iade ederim. Şike ile şampiyonluk kazanacaksam hiç kazanmayayım daha iyi. Şike futbolun utancıdır. Şu an Fenerbahçe'nin şike yaptığını söyleyemeyiz. Aslında Fenerbahçe'nin buna ihtiyacı da yok. Zaten çok büyük bir takım. Yani Barcelona'nın bütün başarılarından sonra maç satın aldığını düşünebilir miyiz?
Sistemi Deivid, Uğur ve Alex'e uyarlamıştık
Genelde 4-4-2'yi tercih ediyordum. Bazen 4-3-3 gibi de olabiliyordu. Eldeki oyuncuların durumuna göre sistemi yeniliyorduk. Deivid'i sağa, Uğur Boral'ı sola yerleştirdiğimizde, onların geliş gidişleri çok canlı oluyordu. Alex de böylece daha özgür hareket ediyordu ve sanki forvet gibi oynuyordu. Bu sistemden de iyi verim aldık. İki taraftan akınlara, Alex'in katkısı eklenince önemli maçlar kazanmıştık.
Türkiye'den gelecek tüm tekliflere açığım
Türkiye'yi hep sevdim ve her zaman burada çalışmak isterim. Gelebilecek tüm tekliflere açığım. Yalnız şu an konsantrasyonumu Irak Milli Takımı'na verdim. Önümüzde kritik maçlar var. Hedefimiz 2014 Dünya Kupası'na katılmak. Ayrıca kafamda kitap düşüncesi var. Ancak belli bir zaman daha gerekiyor. Türkiye'nin de kalbimdeki yeri ayrı. Belki, 'kendi ülkemde yaşıyor gibi hissettiğim bir yerdi' diyebilirim.