Hayatta nadiren başımıza gelecek, ansızın yaşanan bir durumdur. Hemen hemen hepimiz günlerimizi bir önceki günden farksız, monoton yaşarız ancak hayat kimi zaman sürprizler çıkarır karşımıza bu sürprizler iyi veya kötü olabilir; ölüm, hastalık gibi kötü sürprizlerin yanı sıra iyi sürprizler de vardır elbette; mesela ansızın gördüğün, kalbine bir ok gibi saplanan güzel bakışlı bir insanı karşına çıkarır hayat.
Ansızın göz göze gelirsin, hiç tanımadığın ismini bile bilmediğin bir yüzdür bu ama öyle bir andır ki bu; sanki yıllardır kalbindeki eksik parçanın tamamlayıcısıdır o yüz, öyle bir gülüştür ki yıllardır eksikliğini hissetiğin neşe karşındadır işte! Öyle bir bakıştır ki o sanki yıllardır eksik olan sıcaklığı, yüreğinin üşüyen bir yanınını ısıtan bir bakıştır o, öyle bir kokudur ki o kışa dönmüş hayatında baharın tüm çiçeklerini hissettiren bir kokudur o... Nutkun tutulur bu kısa anda, tüm bu duygular kalbine bir ok gibi saplanır ve düşünce yetisini kaybeder insan, serseme döner adeta!
Konuşamaz, konuşmak ister ama ağzından sözcükler çıkamaz. Meftun gibi gördüğü o yüzü aklına kaydeder, her geçen gün unutmamak için o anı canlandırır ama her geçen gün de aynı pişmanlığı yaşar; bir kez gördüğün karşına bir kez çıkan hayatının şansını kaçırdığın için yaşadığın pişmanlıktır bu. Kalbine saplanan o ok, zamanla kabuk tutar, silinmeye başlar o bakış, o gülüş.. Yerini siyah bir hiçliğe dönüştürür... Ancak bir şey baki kalır, kalbinde yarattığı o derin yara, işte o derin yara tüm duyguları kalbinde hep yaşatır.
Son düzenleme: