Tolstoyevski

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
Türk Sinemasının bol ödüllü usta yönetmeni Zeki Demirkubuz'un her bir filmi BluTV platformunda yerini aldı.

Bu konu altından Fav10 Filmografi Kuşağı’nın üçüncü konuğu olan Zeki Demirkubuz’a dair özel etkinlik dahilindeki filmlerine yorumlarınızı göndererek tek bir konu altından yönetmenin bütün filmlerini izleyip yorumlama ve puanlama imkanını elde edebilirsiniz.


Filmin Adı

Konusu Yorum Linkleri ve Puanlar

C Blok (1994)​

5b8673239f911b27483ddc84
Mutsuz evliliği dağılmakta olan Tülay, modern bir sitede yaşamaktadır. Site çalışanı Halit, gizlice Tülay’ı gözetlemekte, her hareketini izlemektedir.

Tülay bir akşam eve döndüğünde Halit’le hizmetçisi Aslı’nın kendi yatağında sevişmesine tanık olur. Bu an, Tülay için bilinçsiz bir arayışın başlangıcı olacak, günlük yaşamı algıları ve korkularıyla karışmaya başlayacaktır
@Araf : 6.0

@Tolstoyevski : 5.8

Masumiyet(1997)​

5bcd7200866ac30e70ae5fe0
On yıllık mahkumiyetini tamamlayıp hapishaneden çıkan Yusuf, ablasını ziyaret etmek için İzmir’e gelir. Eski bir hesabın karşısına çıkması yüzünden oradan ayrılmak zorunda kalıp, harap ve ucuz bir otele yerleşir.

Gidecek başka bir yeri olmadığından çaresizlik içinde burada beklerken yolu aynı otelde kalan tuhaf bir aileyle kesişir. Bekir, Uğur ve çocukları Çilem, Yusuf’un ayakta kalabilme savaşında önce bir umut, sonrasında ise sarsıcı bir kadere dönüşeceklerdir

Üçüncü Sayfa (1999)​

5bd023f5866ac30aacfed8db
Filmlerde figüranlık yaparak hayatını kazanan İsa, mafyatik bir ortamda elli dolar çalmakla suçlanır ve fena halde dövülür. Parayı iade etmesi için kendisine yirmi dört saat sure tanınır.

İsa, parayı bulamaz ama bir tabanca bulur. İntihar etmeye karar vermiş, tam tetiği çekmek üzereyken kapı çalınır...

Yazgı (2001)​

5bd1af2b866ac30f58e5ce0b
Zeki Demirkubuz’un Albert Camus’nün Yabancı adlı ünlü romanından esinlenerek senaryolaştırdığı Yazgı, nedeni olmaksızın kendisini suçlu hisseden ve iradesini kullanmayı reddeden bir insanın tuhaf, akıl dışı öyküsünü anlatıyor.

İtiraf (2002)​

5bc9de32866ac313884c32dd
Zengin ve başarılı bir mühendis olan Harun, karısı Nilgün’ün kendisini aldattığını öğrenir. Önce bu durumla yüzleşmeyip, bildiklerini karısına söylemez. Zaman ağır ve acılı geçmekte ve belirsizlik dayanılır gibi değildir. Sonunda karısına her şeyi itiraf ettirmeye karar verdiğinde uzun bir gece başlar.

Bekleme Odası(2004)​

5b852ba6866ac3166cff921d
Başkalarına göre idealist ve ilkeleri için yaşayan ama kendisine göre inançsız ve kibirli bir insan olan yönetmen Ahmet, Dostoyevski'nin Suç ve Ceza romanını filme çekmek istemektedir.

Hem çekeceği filme hem de sevgilisi Serap ve yaşadığı hayata karşı nedensiz bir kayıtsızlık içinde, kendini evine kapatmış, adeta bir münzevi gibi yaşamaktadır.

Kader (2006)​

615d68b2866ac33020735747
Zagor, iki polisin öldürülmesi olayına karışıp tutuklanır. Bu olay, başlangıçta Bekir için bir umut gibi görünse de, bu acımasız aşkın peşinde yıllarca sürecek amansız bir hastalığın başlangıcı olacaktır.

Bekir, üçüncü sınıf otel odalarında, esrar alemlerinde, taşra pavyonlarında Uğur’un inatçı bir köpek gibi izini sürecek, üç insan arasında yaşanan bu tuhaf aşk, acıyla, yoksullukla, gözyaşıyla ve kötülükle büyüyecektir

Kıskanmak (2009)​

5bcd6ff4866ac30e70ae5fb6

1930'lar, Zonguldak... 29 Ekim gecesi Cumhuriyet balosu yapılmaktadır. Bu küçük, sıkıcı kömür kentine iki ay önce taşınan maden mühendisi Halit, eşine az rastlanır güzellikteki karısı Mükerrrem, Halit’in kız kardeşi ve sığıntısı Seniha da davetlilerin arasındadır.

Kentin en zengin ailesinin oğlu Nüshet, Mükerrem’i dansa kaldırdığında, oturduğu kuytu köşeden onları gözleyen Seniha, yengesinin bu kız gibi güzel çocuğa karşı koyamayacağını hemen farketmiş, Tanrı’nın onu çirkinliğin yazgısına boyun eğen olmaktan, güzelliğin kaderini çizen mertebesine yükseltmeye karar verdiğini o anda anlamıştır.

Yeraltı (2012)​

5cd539f9866ac303502fa218
Muharrem, nefret ettiği ve edildiğini halde eski arkadaşlarının yemeğine kendisini zorla davet ettirir.

Masum didişmeler, ufak kişilik gösterileri ile başlayan
yemek, giderek dumanlanan kafaların etkisiyle utanç dolu geçmişe doğru yol almaya başlar. Defterler açılır, hesaplar ortaya dökülür.

Bulantı (2015)​

5da038c7866ac310540071e2
Sevgilisiyle birlikte olduğu gece karısı ve küçük kızını trafik kazasında kaybeden Ahmet, “akıl-fikir işleri” yapan mühim bir şahsiyettir.

Kimseyi umursamayan, hiçbir şeyin önünde eğilmeyen biri olarak bu trajik olaydan pek etkilenmeden yaşamına devam eder ama bir süre sonra, görünürde bir sebep olmaksızın kendinde ve yaşamında bazı değişimler olmaya başlar.

Kor 2016)​


615d4e1d866ac3302073561f
Geçimini evde kıyafet dikerek sağlayan Emine, yaptığı son işleri göstermek üzere bir giyim atölyesine girer ve orada eski patronu Ziya’yla karşılaşır. Ertesi gün Ziya, Emine’nin kocasının işsizlik ve depresyon sonucu Romanya’ya kaçak işçi olarak gittiğini ve orada tutuklandığını öğrenir.

Ziya, Emine’ye yeni bir iş bulur ve çocuğunun tedavi masraflarını öder. Ancak Ziya’nın bu yardımı iyi bir niyetle yapmadığı kısa bir süre sonra anlaşılacaktır...

Not: Filmlerin konuları https://www.blutv.com'dan alınmıştır.
 
Son düzenleme:
  • Beğendim
Reactions: Cervantes and Araf

Tolstoyevski

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com

Demirkubuz'un ilk filmiymiş ve cidden bir ilk film olduğu fazlasıyla hissediliyor. Öncelikle buram buram 90'lar havası ancak bunalımsal bir hava var filmde. Bu da site-apartman yaşamı çevresinde, beyaz Türklerle alt sınıflar arasındaki ilişkiler ele alınarak yansıtılmış. Filmin geçtiği mekanı denizi görene dek Ankara sanmıştım, Ankara gibi bir ortam resmen o binalar vb. ama Ataşehir imiş meğer...

Film aslında o kadar ağır ilerlemiyor ama çok kopuk ve durgun, senaryosu ahım şahım yazılmamış. Sadece hayata dair bir kesit gibi bir şey. Birkaç sahnesi ise cidden fazla cesur, izlerken sesi kısmak zorunda kalıyorsunuz yanlış anlaşılmamak için...

5.8
 
  • Beğendim
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın

Bu filmin en büyük özelliği, Zeki Demirkubuz'un ilk uzun metrajlı filmi olması. Bu filmden önce seksenli yıllarda Zeki Demirkubuz, usta yönetmen Zeki Ökten'in asistanıydı. Yoksul, Ses, Düttürü Dünya filmlerinde ve Saygılar Bizden dizisinde Zeki Ökten'in yönetmen asistanıydı. Hatta küçük rollerde de bulundu. Tabii ki o yeşilçam tarzında değil, kendi tarzıyla ilerlemeyi tercih etti, daha çok sanatsal açıdan ilerleme. İlk filminde de Serap Aksoy, Ülkü Duru, Zuhal Gencer, Fikret Kuşkan, Selçuk Yöntem ve Güler Ökten gibi usta isimlerle çalıştı. O dönem bu isimler o kadar da ünlü değildi, ayrı konu. Filmdeki oyuncuların büyük bir bölümü de tiyatro kökenli, Selçuk Yöntem ve Fikret Kuşkan gibi iki ismin de ilk filmlerinden birisi.

Modern bir apartman dairesinde yaşayan ve mutsuz bir evliliği olan Tülay, bir gün yatakta apartman görevlisi Halit'le hizmetçisi Aslı'yı birlikte görür ve oradan sessiz sessiz uzaklaşır. Sonrasında Tülay'ın iç dünyasına dönüşü başlar, yalnızlığını hisseder ve hayatı sorgulamaya başlar. Bir yandan da farklı arayışlara girer.

Filmin cesur bir konusu, cesur da sahneleri var. Tam da doksanlı yıllar havasında olan bir film. Film sonlara doğru biraz düşüşe geçiyor, film adına sıkıntılı nokta bu bana göre. İyi replikleri vardı, iyi sahneleri de vardı, psikolojik tarafı ağır basıyordu ama genel olarak baktığımızda daha iyi işlenebilirdi.

6/10

29.09.2021



Zeki Demirkubuz'dan tiyatral şöleni gibi bir film. "Tiyatral şölen" diyorum, filmin büyük bir bölümü tiyatro seyreder gibi geçiyor. Filmdeki birçok sahneyi koy, izler izler durursun aralıksız, öyle sahneler. Zeki Demirkubuz böyle bir filmi de 33 yaşında yazıp yönetiyor. Hikayesi derin, yaşından büyük bir film. Kader filmini de yazıyor 2006'da, iki film birbirini tamamlıyor. Öyle de güzel düşünülmüş bir film.

Hikaye on yıllık mahkumiyeti sona ermiş olan Yusuf'un dışarı çıkıp ablasının yanına İzmir'e gitmesiyle başlar. Sonra otelde kalmaya başlar, birden olaylar şekillenir. Bekir ile Uğur'un hikayesinin ardından sıkışıp kalır, oysa bir iyilik yapmak istemiştir oysa. Film böylesine iyi bir şekilde giderken sonda da Yusuf'un Bekir ile Uğur arasında kalan hikayesi iyi bir şekilde bağlanır, sonu da son derece etkileyiciydi.

Haluk Bilginer'in sahneleri başlı başına izleyip durmalık. 43 yaşında çok başarılı performans sergiliyor. Aynı şekilde Derya Alabora da öyle, Güven Kıraç da. Masumiyet, doksanlı yılların başarılı filmlerinden birisi.

9/10

03.05.2021



Zeki Demirkubuz'un üçüncü uzun metrajlı filminde İsa mafyaya 50 dolar borçlanır ve aynı zamanda ev sahibine 600 dolar borçlanır. İntihara teşebbüs eden figüran mesleğine can veren İsa, kapının çalmasıyla karşısında ev sahibini görür ve o kapının çalışı, birçok şeyi de beraberinde getirir. O kapı öyle bir kapıdır ki, her çalışta başka bir olayı getirir, hatta hayata bağlayan Meryem'i de ve onu hayata bağlayacak olan umudu da.

Giriş kısmı çok zayıftı, ta ki Meryem'in sahnelerine kadar. Meryem'in sahneleriyle birlikte film farklı bir ivme kazandı. Mesela bir erkeğin, bir kadına neler yapabildiği gösterildi; hani bilirsiniz şiddet, taciz, tecavüz, insan yerine koymama ve adını ne koyarsanız koyun, işte o. Haluk Bilginer'in Masumiyet filmindeki o meşhur tiradı kadar etkili bir tirat, Başak Köklükaya'nın sahnesinden geldi. Üst düzey bir sahneydi ve ülkemizdeki kadınların maruz kaldığı şeylerdi. Ana karakter İsa ama Meryem'in hikayesi de dokunaklı.

Dolar mevzusu gerçekten ilginç. O sahneler belki de o dönemdeki dolar hayranlığına eleştiriydi. 50 doların satış fiyatı o dönem 277 TL imiş, alışı ise 276.5 TL. Tabii o dönem "bin" diye geçiyor. Günümüzün 50 dolarını uygulamaya kalkarsak epey hayal kırıklığına uğrarız.

Meryem'in hikayesi üzücü ama tabii bir de sondaki İsa boyutu var. Sadece plan yaptığı İsa değilmiş, aslında plan tamamen ev sahibinin oğlunun üzerineymiş. Filmdeki kurgu açısından düşünürsek böyle bitmesi daha mantıklı. Sonuç olarak Meryem'in hikayesi, İsa odaklı bitseydi eğer, çok düz bir şekilde bitmiş olurdu.

7/10

29.09.2021



Yazgı, Zeki Demirkubuz'un Albert Camus'un "Yabancı" isimli romanından esinlenerek yazıp yönettiği ve Serdar Orçin, Zeynep Tokuş, Engin Günaydın ve Demir Karahan gibi isimlerin rol aldığı bir film. Romandaki Meursault karakteri burada Musa ve romanla birçok açıdan da benzer yan var, özellikle de benzer yanı baş karakterin topluma karşı yabancılığı.

Musa topluma yabancı bir karakter, her şeye "fark etmez" diyen, her şeyi geçiştiren, hiçbir şeyi umursamayan bir karakter. Musa karakterinde birçok açıdan kendimizi bulabiliriz. Annesi hayatını kaybeder umursamaz, evlenir ama evlenmeyi isteyip istemediğini bilmez. Hatta suçsuz yere hapse girer, yine umursamaz. İçinde hayata karşı bir boş vermişlik vardır.

Başroldeki Serdar Orçin tercihi çok yerinde. Onun soğuk bakışları ve soğuk oyunculuğu fazlasıyla karakterine anlam katmış. Filmdeki karakterler tam da kitaptan çıkmış karakter havasındaydı. Son sahneleri özellikle anlamlıydı ve diyaloglar düşündürücüydü. Çok ağır giden de bir filmdi tabii ama sırf son sahneleri için bile izlenir.

7/10

17.06.2021



İtiraf, Zeki Demirkubuz'un "Karanlık Üstüne Öyküler" üçlemesinin ikinci filmi. Birinci filmi Yazgı, ikinci film İtiraf, üçüncü film ise Bekleme Odası. Bu filmde insan paranoyası var, bir insanın geçmişinden kurtulamayışı var, bir insanın bunalımı var, bir insanın hesaplaşması var.

Başarılı bir mühendis olan Harun'un hem geçmişle yüzleşmesini, hem de geçmiş üzerinden hatıralarını canlandırarak eşi Nilgün'e olan güvensizliğini, paranoyasını gözler önüne seriliyor. Bu paranoyalarının da haklı gerekçeleri var ve sadece Nilgün'den İTİRAF etmesini istiyor. Peki Nilgün itiraf edecek midir?

Sadece Harun ile Nilgün üzerine kurulu tek mekanda geçen bir film olmalıydı aslında, iki karakterin arasındaki sahneler çok vurucuydu. O karakterler dışında film yer yer düşüşe geçtiği de oldu. İnsan psikolojisi üzerine bir filmdi ve Taner Birsel'in performansı çok iyiydi. "Teşekkürler" kısmında Nuri Bilge Ceylan'ın adının olması da hüzünlüydü. Zamanında abi kardeş gibiydiler, sonradan film sektörü yüzünden kırılıp gittiler. Son olarak filmde küçük bir Zeki Demirkubuz detayı var, hem de duvarda asılı.

7/10

30.09.2021



"Karanlık Üstüne Öyküler" üçlemesinin üçüncü filmi olan Bekleme Odası, bu filmden önceki Zeki Demirkubuz filmlerinden farklı. Bu kez filmin başrolü bizzat yönetmenin kendisi. Suç ve Ceza'yı filme çekmeye çalışan ünlü yönetmen Ahmet'i canlandırıyor yönetmen. Herkese yalan söyleyen, herkese ayrı oynayan, yalnız bir karakteri canlandırıyor. Bu filmi önceki filmlerinde gördüğümüz yalanı tek bir karakterde buluşturuyor. Burada bütün yalanlar tek bir karakterin üzerine kurulu, diğer karakterler daha dürüst.

Filme gelince, bu filmden önceki filmlerine göre havada kalan bir film. Konunun derinliği yok, bunun sebebi de tek karakter odaklı bir film olması ve o karakterin de sarsıcı bir hikayesinin olmaması. Yalan ve yalnızlık üzerine olan bu filmi yönetmen, Dostoyevski'ye ithaf ediyor. Bu filmden sonra çektiği filmlerden biri olan Yeraltı, tam da Dostoyevski'ye yakışır bir filmdi. Bu film izlenebilir ama çok büyük beklentiyle izlenmeyecek tarzda bir film.

5/10

07.10.2021


Bu film, Haluk Bilginer'in Masumiyet filmindeki tiradının filme dökülmüş hali. Zeki Demirkubuz o kadar iyi yazmıştı ki tiradı, böyle bir filmin çıkması işten bile değildi. Masumiyet filminin daha geniş hali ve Masumiyet'e de bol bol göndermeli. Filmdeki en büyük sıkıntı, ses patlamalarının yoğun bir şekilde yaşanması. Her şey normal giderken oyunculardan bir anda çığlık çığlığa bir ses duyuluyor, normal ses çok yüksek gelmeye başlıyor ve bu kulak tırmalıyor. Bu detayı bir kenara bırakırsak çok iyi bir filmdi.

8/10

04.05.2021



Kıskanmak, Zeki Demirkubuz'un tarzının dışında kalan bir film. Bunun sebebi ise, bir roman uyarlama olması ve bir dönem filmi olması. Zeki Demirkubuz'un ilk ve tek dönem filmi olabilir. Daha önce de roman uyarlamasına yakın yapımlara imza atmıştı gerçi. Yazgı, Albert Camus'un ünlü eseri "Yabancı"dan esintiler taşıyordu, Yeraltı buram buram Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar" filmi kokuyordu. Kıskanmak ise, Nahid Sırrı Örik'in aynı isimli romanından uyarlama, kendi tarzını tam olarak yansıtmayan bir uyarlama.

Erken Cumhuriyet döneminde geçiyor film, 1930-40 yılları arasında, Zonguldak'ta. Halit karısı Mükerrem'i, Mükerrem de sevgilisi Nüzhet'i kıskanır. Halit'in kardeşi Saniye ise, herkesi kıskanır. Filmin odak noktası da kıskançlık ve kıskançlık sonucu gelişen olaylar. Aslında konusu iyi ama her şey bir anda gelişiyormuş hissiyle başlıyor ve bitiyor. Roman tadında ama bu biraz da filmi yapay hale getiriyor. Zeki Demirkubuz'un kendi tarzıyla oluşturduğu bir film olsa çok daha iyi olurdu bence. Bu yüzden filmi sıkılarak izledim.

4/10

03.10.2021



Yeraltı, Zeki Demirkubuz'un Dostoyevski'nin "Yeraltından Nptlar" isimli kitabından uyarlayarak çektiği bir film. Psikolojik bir dram. Ağlatan tarzda değil de, psikolojik açıdan insanı anlatan, yer yer de insanı sarsan bir yapım.

Muharrem biz insanları temsil ediyor. Yalnızlığımızı, topluma karşı uyumsuzluğumuzu, yabancılaşmamızı, söylemek istediklerimizi söyleyemediğimizi, içimize attıklarımızı, içimizden attıklarımızı ve daha neler neler... Muharrem bizi anlatıyor, evet. Yalakalığı, yalakalık yapanlara karşı vermek isteyip de veremediğimiz tepkilerimiz de var ki, bu da aynı biz.

Engin Günaydın'ın performansı başarılı. Komedyen yönünün yanı sıra, dram anlamında da çok başarılı bir oyuncu. Filmin kamera arkasını da izlemiştim, orada nasıl performans sergilediği daha net ortaya çıkıyor. Zeki Demirkubuz yine bol küfürlü, sert tarzıyla dikkat çekiyor.

Zeki Demirkubuz'dan Nuri Bilge Ceylan'a göndermeli sürprizbozan içeren küçük bir not bırakayım:
- Nuri Bilge Ceylan, 1999 yapımı 'Mayıs Sıkıntısı' isimli filmi burada 'Ankara Sıkıntısı' şeklinde geçiyor. Bariz bir şekilde gönderme var.
- O kitapla ödül alırken babasına teşekkür ediyor Cevat karakteri, 'Mayıs Sıkıntısı' filminde Nuri Bilge Ceylan'ın babası da rol almıştı. İlk uzun metrajlı filmi olan 'Kasaba' filminde senaryo babasıyla kendisine aitti.
- Muharrem sürekli olarak Cevat'a "çalma" üzerinden vurgu yapıyordu. Aralarının açılmasındaki temel sebep, 'Üç Maymun' filmi olduğu söylenmekte. Yeşilçam filmlerinden 'Baba' filmine uyarlama yapmaktan söz eder aktarılanlara göre, Nuri Bilge Ceylan da bunu sinemaya aktarır.
- Bir diğer detay ise, 'Ahlat Ağacı' filminde ödül göndermesi yapıldı Nuri Bilge Ceylan tarafından Zeki Demirkubuz'a. Yeraltı filminde rol alan Serkan Keskin de vardı o gönderme sahnesinde.
- Film için en büyük detay da işte Dostoyevski merkezli göndermeler. Muharrem hem bizi anlatan bir insan, hem de Zeki Demirkubuz'un içinde kalanları dışarıya çıkarması.

8/10

05.05.2021



Bekleme Odası v2

Zeki Demirkubuz'un 2003 yapımı "Bekleme Odası" filminden çok farkı yok. O filmdeki gibi Zeki Demirkubuz yine karakteri kendisi canlandırıyor ve karakterinin yine adı Ahmet. Yine eşiyle birlikte oynuyor ama bu kez oğlu da oynuyor filmde. Bir diğer farkları daha uzun ve daha cesur. Önceki filmdeki Ahmet karakterine fazlasıyla benziyor.

Ahmet, trajik bir olay yaşar ve bu durum karşısında duygusuzca davranır. Bu olaydan hiçbir şekilde etkilenmeden de hayatına devam eder. Hayatına birileri girer çıkar ama yine o duygusuz, yabancı gibi davranmaya devam eder. Bu olaylar karşısında film ağır bir şekilde akar, hatta "Bekleme Odası" filmine göre çok daha ağır akar.

4/10

09.10.2021



İtiraf'ın alternatif finali gibi bir film!

Önceki filminde "Bulantı" ile, "Bekleme Odası" tarzında bir film ortaya koyan Zeki Demirkubuz, "Kor" ile bu kez "İtiraf" filminde benzer bir film ortaya koyuyor. Bu film, o filme göre daha genişletilmiş. Tabii "İtiraf" çok daha iyiydi. Aynı o filmde olduğu gibi, bu filmde de Taner Birsel rol alıyor.

Filmde Cemal, iflasının ardından Romanya'ya iş için gider ve Romanya'da tutuklanır. Bu sırada eşi Emine, hasta çocuğuna bakmak için atölyeden el işi alır ve eşinin eski patronu olan Ziya ile karşılaşır. Cemal hoşlandığı kadın olan Emine'nin bu durumuna kayıtsız kalmaz, yardım eder. Cemal aylar sonra evine geri döndüğünde Emine ile Ziya arasında çıkmazlara girecektir.

Filmin içinde aldatma, yalnızlık, yabancılık var. Aslında Zeki Demirkubuz'un filmlerinde görmeye alışık olduğumuz kavramlar. Kor, cesur sahneleriyle de dikkat çekiyor. Filmin içindeki hikaye çok güçlü değil ve güçlü bir şekilde bitmiyor film. Filmle ilgili sorun da bu aslında.

İtiraf'ta Nilgün, Harun'u aldatıyordu. Burada da aynısı oldu ama burada da ayrılma olmadı. Burada da itiraf gelmedi bir türlü ama Cemal farkındaydı. Sessiz sessiz bitti her şey. İtiraf'ta Taner Birsel mağdur adam olmuşken, bu filmde öteki adam oldu.

5/10

10.10.2021