Taksici Fikret, Istanbul trafiğinde sabahtan akşama kadar direksiyon sallarken sık sık “Yok artık!” dedirten komik olaylarla karşılaşır. Ehliyet almaya çalışan Asuman, iki aşk arasında kalan Faruk, kızı kaçırılan Cenk, sevgilisi hafızasını kaybedince ne yapacağını şaşıran Ceyda, söylediği minicik bir yalanın kurbanı olan Semih... Fikret´in dünyasının renkli yüzleri seyirciye birbirinden eğlenceli dakikalar yaşatacak.
Öncelikle şunu söyleyebilirim ki, kadro ağız sulandırıcı. İnsan da doğal olarak beklentileri yükseltip iyi bir film çıkmasını istiyor. Ama Yok Artık bunu pek başaramamış gibi. Eğlenceli olsa da senaryosu zayıf maalesef.
Gerçi film skeçlerle dolu bir anlatımı benimsediği için kimi anlarda dikkat çekmiyor gibi, ama genel olarak bir sıkıntı olduğu ortada. Bu arada küfürlerin aşırı kullanımı da bir yerden sonra insanı rahatsız ediyor.
Hikayeler (filmdeki sırasıyla): 1- Semih'in hikayesi: Biraz sönük başlasa da ortalarında açılıyor. Eksikleri olsa da keyifliydi, Çağlar Çorumlu'nun performansını da beğendim.
2- Cenk'in hikayesi: Aslında fena başlamadı gibi, ama çoğu sahne uzatıldıkça uzatılmış ve bu da hikayenin sıkmasına neden oluyor. Murat Akkoyunlu yıllardır oynadığı karakter tipini burada da muhafaza etmiş, ama Gökhan Kıraç iyiydi.
3- Asuman'ın hikayesi: Şebnem Bozoklu'nun adeta döktürdüğü hikaye. Filmin en iyisi ve eğlencelisiydi diyebilirim, ama biraz kısa sürdü.
4- Faruk, Melis ve Figen'in hikayesi: Güzel bir hikaye sayılırdı, ama sanırım küfürlerin en fazla olduğu yerdi. Son sahne haricinde beğendiğimi söyleyebilirim. Serkan Keskin, Algı Eke, Funda Eryiğit ve Güven Murat Akpınar'ın oyunculukları iyiydi. Bu arada Faruk'u arayan bankacının sesi de Zeynep Kankonde'ye aitmiş, kapanışta öğrendiğimde şaşırdım.
5- Ceyda ve Ahmet'in hikayesi: Necip Memili ve Demet Evgar'ın oyunculukları iyi olsa da zayıf senaryoyu kurtaramadıklarını söylemeliyim, biraz daha kısa olabilirdi.
Ayrıca Erkan Kolçak Köstendil ve Ceren Moray da fena değildi, ama onlardan daha iyi performanslar da görmüştük zamanında. "Yollar" şarkısı ise filmin en iyi tarafıydı.
Bu arada bakkalın izlediği dizinin oyuncusu da filmin yönetmeni Caner Özyurtlu'ydu.
Sonuç olarak kafa dağıtmak için izlenebilir, ama beklentilerinizi yüksek tutmayın derim. Yer yer Ulan İstanbul'u hatırlatması ve güzel oyuncu kadrosu için aşırı düşük bir puan vermiyorum, ama çok daha iyi bir yapım da olabilirdi.
Bu kadar güzel bir kadroyu toplamışsın senaryoda batırmışsın.
Bravo.
Bu filmden yola çıkarak aslında senaryonun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Sen en iyi oyucuları da topla senaryon kötüyse kurtarmaya yetmiyor malesef.