Hastalık sonucu yokolmasına ramak kalan insanlığın hikayesi yakında FF'de !
Tanıtım Bölümü
Uyandım. Ne kadar süredir uyuduğumu hatırlamıyorum. Odamın camı kırılmış, kim yaptı bilmiyorum. Top oynayan çocuklar yapmıştır herhalde, hemen çıksam bulurum kimin yaptığını. Kapıyı açtım, dışarısı savaş alanı gibiydi. Etrafta kan ve et kokusu, kırık camlar, devrilmiş çöp bidonları... Galiba kaza oldu, evet kaza olmuştur başka ne olacak ki ? Biraz etrafa bakındığımda kaza olmadığını anladım. İlerde direğin dibinde birisi yatıyordu. Hemen yardımına koştum. Yüzü dağılmış, kim olduğu anlaşılmaz haldeydi. Elim ayağım titremeye başladı. Cesedin öbür tarafındaki duvarda 'kapana kısıldık, kaçış yok' yazısı korkumu arttırdı. En yakın karakola gidip ne olduğunu anlamalıydım. Koştum, delicesine koşuyordum. Yerde kan izleri hızımı arttırıyordu. Karakolun önünde arkadaşımı gördüm cesedi yolun ortasında duruyordu. Yanına gittim, cesedi paramparça olmuş iç organları dışarıya saçılmıştı. Koşuya devam ettim karakola gitmezsem aynı şeyler benimde başıma gelebilirdi. Karakolun kapısı kırılmıştı, içeri sürünerek girdim. Etrafta ne polis nede insan vardı. Bi silah bulmalıydım. Tüm dolapları aradım fakat mermi bile yoktu. Kahretsin ! Dolabın yanındaki polisin cesedinden silah buldum. Biraz şanslıydım heralde. En üst katta telsizle birini bulmaya karar verdim. Frekanslardan birinde aradığım kişiyi buldum :
- Orda mısın ?
- Evet evet burdayım neler oluyor ?
- Ölüler ayaklandı ve dirileri öldürmek için savaşıyolar. Aklın varsa kaç ordan.
- Sen nerdesin ?
- Best buy binasının tepesindeyim.
ve telsizi kapattı. Hemen balçovaya gitmeliydim. Dışarı çıktım. Demin gördüğüm arkadaşım üzerime geliyordu. Göğsüne iki el ateş ettim fakat durmuyordu. Son anda heyecandan olsa gerek kafasına ateş ettim ve yere düştü. Sanırım kafaya nişan almalıydım. Ben şoku atlatmadan silahını aldığım polis arkamdaydı. Hemen onuda öldürerek araba aramaya başladım...
Not: Dızı the walkıng deadın baslangıcı gıbı olacak sonrakı gelısmelerı ben yapacağım.
Tanıtım Bölümü
Uyandım. Ne kadar süredir uyuduğumu hatırlamıyorum. Odamın camı kırılmış, kim yaptı bilmiyorum. Top oynayan çocuklar yapmıştır herhalde, hemen çıksam bulurum kimin yaptığını. Kapıyı açtım, dışarısı savaş alanı gibiydi. Etrafta kan ve et kokusu, kırık camlar, devrilmiş çöp bidonları... Galiba kaza oldu, evet kaza olmuştur başka ne olacak ki ? Biraz etrafa bakındığımda kaza olmadığını anladım. İlerde direğin dibinde birisi yatıyordu. Hemen yardımına koştum. Yüzü dağılmış, kim olduğu anlaşılmaz haldeydi. Elim ayağım titremeye başladı. Cesedin öbür tarafındaki duvarda 'kapana kısıldık, kaçış yok' yazısı korkumu arttırdı. En yakın karakola gidip ne olduğunu anlamalıydım. Koştum, delicesine koşuyordum. Yerde kan izleri hızımı arttırıyordu. Karakolun önünde arkadaşımı gördüm cesedi yolun ortasında duruyordu. Yanına gittim, cesedi paramparça olmuş iç organları dışarıya saçılmıştı. Koşuya devam ettim karakola gitmezsem aynı şeyler benimde başıma gelebilirdi. Karakolun kapısı kırılmıştı, içeri sürünerek girdim. Etrafta ne polis nede insan vardı. Bi silah bulmalıydım. Tüm dolapları aradım fakat mermi bile yoktu. Kahretsin ! Dolabın yanındaki polisin cesedinden silah buldum. Biraz şanslıydım heralde. En üst katta telsizle birini bulmaya karar verdim. Frekanslardan birinde aradığım kişiyi buldum :
- Orda mısın ?
- Evet evet burdayım neler oluyor ?
- Ölüler ayaklandı ve dirileri öldürmek için savaşıyolar. Aklın varsa kaç ordan.
- Sen nerdesin ?
- Best buy binasının tepesindeyim.
ve telsizi kapattı. Hemen balçovaya gitmeliydim. Dışarı çıktım. Demin gördüğüm arkadaşım üzerime geliyordu. Göğsüne iki el ateş ettim fakat durmuyordu. Son anda heyecandan olsa gerek kafasına ateş ettim ve yere düştü. Sanırım kafaya nişan almalıydım. Ben şoku atlatmadan silahını aldığım polis arkamdaydı. Hemen onuda öldürerek araba aramaya başladım...
Not: Dızı the walkıng deadın baslangıcı gıbı olacak sonrakı gelısmelerı ben yapacağım.
Son düzenleme: