Gülse Birsel'in Kürtler'i aşağılayacak kadar çıldıracağını düşünmüyorum. Kaldı ki Birsel bugüne kadar hep demokrat kimliğiyle öne çıktı.
Sosyal medyada ve sanal sözlükler âleminde şu sıralar 'Yalan Dünya' dizisinin ana karakterleri: 'Deniz', 'Emir', 'Açılay' ve 'Çağatay'ın rol aldıkları aşiret dizisinin Kürtler'i aşağılayıp aşağılamadığı tartışılıyor...
Sabah yazarı Mevlüt Tezel de bugün bu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazıdan dikkat çeken bir bölüm:
'Dizi içinde dizi' mantığıyla çekilen o bölümlerde, aşiret dizileriyle alay edildiği ortada.
Tabii ki bu benim görüşüm. Bir başkası da "Niye büyütüyorsunuz, Kürtler 'kıro' değil mi zaten? Töre ve kan davası cinayetlerini onlar işlemiyor mu? Eline sağlık Gülse!" de diyebilir.
Yani bu tartışma biraz da meseleye hangi açıdan baktığınız, ırkçı söylemlere sahip olup olmadığınızla alakalı...
Gülse Birsel'in Kürtler'i aşağılayacak kadar çıldıracağını düşünmüyorum.
Kaldı ki Birsel bugüne kadar hep demokrat kimliğiyle öne çıktı.
Asıl kafa yormamız gereken; toplumsal olarak yaşadığımız büyük kırılmaların, bir dizideki en küçük espride bile etnik tartışmalara yol açması.
HER HALUKARDA DİZİ KÂRLI ÇIKIYOR
İlginç olan ise toplumumuzda son dönemde artan kutuplaşmanın etkisiyle, dizi etrafında dönen 'Kürtler aşağılanıyor mu' tartışmasından 'Yalan Dünya'nın kârlı çıkması!
Irkçı bireyler zaten Kürtler'in karikatürize edilmesinden zevk alıyorlar.
Politik tartışmalardan uzak kitle ise, 'dizi içindeki diziye' sadece komedi açısından yaklaşıp gülüyor.
Öte yandan milliyetçi Kürtler "Vay bizle dalga mı geçiyorlar" deyip diziye daha çok odaklanıyor.
Hiç TV izlemeyen solcular bile tartışmaya uzak kalmamak için diziyi izliyor.
Özetle 'Yalan Dünya' bu tartışmada her açıdan karlı çıkıyor.
Sosyal medyada ve sanal sözlükler âleminde şu sıralar 'Yalan Dünya' dizisinin ana karakterleri: 'Deniz', 'Emir', 'Açılay' ve 'Çağatay'ın rol aldıkları aşiret dizisinin Kürtler'i aşağılayıp aşağılamadığı tartışılıyor...
Sabah yazarı Mevlüt Tezel de bugün bu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazıdan dikkat çeken bir bölüm:
'Dizi içinde dizi' mantığıyla çekilen o bölümlerde, aşiret dizileriyle alay edildiği ortada.
Tabii ki bu benim görüşüm. Bir başkası da "Niye büyütüyorsunuz, Kürtler 'kıro' değil mi zaten? Töre ve kan davası cinayetlerini onlar işlemiyor mu? Eline sağlık Gülse!" de diyebilir.
Yani bu tartışma biraz da meseleye hangi açıdan baktığınız, ırkçı söylemlere sahip olup olmadığınızla alakalı...
Gülse Birsel'in Kürtler'i aşağılayacak kadar çıldıracağını düşünmüyorum.
Kaldı ki Birsel bugüne kadar hep demokrat kimliğiyle öne çıktı.
Asıl kafa yormamız gereken; toplumsal olarak yaşadığımız büyük kırılmaların, bir dizideki en küçük espride bile etnik tartışmalara yol açması.
HER HALUKARDA DİZİ KÂRLI ÇIKIYOR
İlginç olan ise toplumumuzda son dönemde artan kutuplaşmanın etkisiyle, dizi etrafında dönen 'Kürtler aşağılanıyor mu' tartışmasından 'Yalan Dünya'nın kârlı çıkması!
Irkçı bireyler zaten Kürtler'in karikatürize edilmesinden zevk alıyorlar.
Politik tartışmalardan uzak kitle ise, 'dizi içindeki diziye' sadece komedi açısından yaklaşıp gülüyor.
Öte yandan milliyetçi Kürtler "Vay bizle dalga mı geçiyorlar" deyip diziye daha çok odaklanıyor.
Hiç TV izlemeyen solcular bile tartışmaya uzak kalmamak için diziyi izliyor.
Özetle 'Yalan Dünya' bu tartışmada her açıdan karlı çıkıyor.