FK13 Vagabond / Yersiz Yurtsuz (1985) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,081
Reaksiyon puanı
49,731
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com



1630352057052.png



Vagabond / Sans toit ni loi / Yersiz Yurtsuz


Tür:
Dram, Romantik
Süre: 105 dakika

Yönetmen: Agnès Varda
Senaryo: Agnès Varda

Oyuncular:
Sandrine Bonnaire
Macha Méril
Stéphane Freiss

IMDb Linki


Puanlar:
IMDb: 7.7/10

Filmin Fragmanı:



Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


 
  • Beğendim
Reactions: Angelica

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Agnès Varda'nın yazıp yönettiği filmde Nimes şehri yakınlarındaki kırsal bir bölgede hendeğin içinde donarak ölmüş genç bir kız cesedi bulunur. Sonrasında hikaye geri dönüşlerle karakterin nasıl öldüğü tanıklarla açıklanmaya çalışılıyor. Filmin polisiye yönü yok, tanıklar var ama bu genç kızın hayatını belgesel gibi anlatma var. Daha çok dram yönü ağır basıyor. Filmde ters kurgusuyla, genç bir kızın üzerinden aylaklığın portresini çiziyor yönetmen.

Mona çatısız kuralsız, yersiz yurtsuzdur. Türkçeye iki isimli çevrilen film, Mona'nın karakterini fazlasıyla tarif ediyor. Evi yok, herhangi bir kuralı yok, yeri yurdu yok ve tek istediği hayatta kalmak. Minimalist bir yaşam tarzını benimsemiş, çok fazla eşyası da yok, hatta hiç yok. Otostop çekiyor, bazı yerlerde kalıyor, çalışma teklif ediliyor ama herhangi bir kurala bağlı kalmak istemediği için reddediyor, üstüne uzaklaşıyor olduğu yerden.

Filmin zenginliği, şatafatı göstermek gibi bir derdi yok, doğal bir film. Mona'nın yüzünde abartılı makyaj yok, tam bir yersiz yurtsuz havasında. Temiz olmayan yerler bile gösterilebiliyor (milangaz gibi) ve bu tarz detaylarla doğallık yakalanmaya çalışılıyor. Filmin pozitif yönü bunlar. Mona karakterinin derinliği yoktu ve bunda anlatım tarzının etkisi de vardı. Bir de film sonlara doğru düşüşe geçiyor ve düşüşe geçmiş bir şekilde bitiyor.

Filmde profesör kadının yanan lambayı elleriyle tutma sahnesi çok saçma bir sahneydi. Neyse ki ışık kapatılarak kurtarıldı. Sonlara doğru ağaç kılığına girmiş adamların Mona'ya saldırmaya çalışması da saçmaydı ama sanırım ağaç kılığına girme olayı ritüel gibi bir şey olabilir ama yine de saçmaydı. Yangın sahnesinde sahnede kesinti yapılmış, Mona uyurken birileri kavga yapar ve yangın çıkar ama yangının büyümesi esnasında filmde küçük bir kesinti olur ve bir anda alevler büyür. Dönemin imkanları yüzünden bu tarz kesintiler doğal tabii, ayrı konu. Ayrıca filmin sonu da başından belliydi (takılıp düşerek hayatını kaybetmek) ama yine de karakterin gelişimi, uyumsuzluğunu görme açısından film iyiydi.

7/10

29.08.2021
 
  • Beğendim
Reactions: mesmeso and bazinga

MEnes

Moderatör
Katılım
18 Ekim 2015
Mesajlar
17,270
Reaksiyon puanı
19,072
Puanı
860
Konum
İstanbul
Bizim Vagabond'umuz ekte yer almaktadır... Bu Vagabond da neymiş gerçeğinin yanında...

70375d9f05aabf91eed52625b8971a4e.jpg


Tamı tamına 6 yıldır yeni bölümü çıkmayan yarıda kalmış ve umutsuzca yeni bölümlerinin gelmesini beklediğim bir destan... Şu sanatsallığın ve çizimlerin mükemmelliğine bakar mısın... @Tolstoyevski
 
  • Güldürdün
Reactions: Tolstoyevski

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,081
Reaksiyon puanı
49,731
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Agnes Varda daha çok belgeselleriyle ünlü bir yönetmen. Kurgusal filmlerde bu özelliğinin fazla baskın olmasından çekiniyordum ki korktuğum başıma geldi.

Film aslında bu yılki Nomadland'e pek çok açıdan benziyor. O filmde karavanla göçebe yaşama mecbur kalan bir kadını izlemiştik. Bu filmde ise hippi yaşam tarzını benimseyen özgür bir sokak kızını izliyoruz. Nomadland'i de aslında sinematik yönden zayıf olmakla suçlamıştık ancak bu film onun daha ağır hali diyebiliriz.

Filmin bence en büyük sıkıntısı ana karakterle bağ kurmanın pek kolay olmaması. Nomadland bunu çok iyi başarıyordu Frances McDormand'ın da katkısıyla. Buradaki oyuncu da çok iyiydi aslında ama bir türlü karakteri sevemedim ve başına gelenleri de çok umursayamadım.

Filmin geçişlerini de hiç beğenmedim. Katılan röportaj havası ve keskin geçişler çok kopuk hissettirdi.

Neticede benim sinema anlayışıma uygun bir film değildi.

4.5/10
 
  • İlginç
  • Beğendim
Reactions: mesmeso and Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Agnes Varda daha çok belgeselleriyle ünlü bir yönetmen. Kurgusal filmlerde bu özelliğinin fazla baskın olmasından çekiniyordum ki korktuğum başıma geldi.

Film aslında bu yılki Nomadland'e pek çok açıdan benziyor. O filmde karavanla göçebe yaşama mecbur kalan bir kadını izlemiştik. Bu filmde ise hippi yaşam tarzını benimseyen özgür bir sokak kızını izliyoruz. Nomadland'i de aslında sinematik yönden zayıf olmakla suçlamıştık ancak bu film onun daha ağır hali diyebiliriz.

Filmin bence en büyük sıkıntısı ana karakterle bağ kurmanın pek kolay olmaması. Nomadland bunu çok iyi başarıyordu Frances McDormand'ın da katkısıyla. Buradaki oyuncu da çok iyiydi aslında ama bir türlü karakteri sevemedim ve başına gelenleri de çok umursayamadım.

Filmin geçişlerini de hiç beğenmedim. Katılan röportaj havası ve keskin geçişler çok kopuk hissettirdi.

Neticede benim sinema anlayışıma uygun bir film değildi.

4.5/10
@Dosi bunu beğendi. :A Zevkleriniz uyuşuyor. :A

Ben bol keseden puan veriyorum, sorun bende sanırım ya da film zevkleri farklı diyelim. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Dosi and bazinga

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Agnes Varda'nın Cléo from 5 to 7 filmini de dene @bazinga. O filmini de sevmezsen, Agnas Varda defterini kapat. :A
 

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,219
Reaksiyon puanı
107,926
Puanı
1,060
@Dosi bunu beğendi. :A Zevkleriniz uyuşuyor. :A

Ben bol keseden puan veriyorum, sorun bende sanırım ya da film zevkleri farklı diyelim. :A
Boşuna zevkime en yakın demiyorum :A 5 ve altı puanı olduğunda hiç uğraşmıyorum film ile. 18 dakikada doğru izlenim edindim demek ki :A
 
  • Güldürdün
Reactions: Araf

phoebebuffay

Favori Üye
Katılım
12 Şubat 2020
Mesajlar
4,866
Reaksiyon puanı
5,789
Puanı
559
Bu tarz filmleri çok sevmeyen biri olarak beni biraz şaşırtan ve oldukça sevdiğim bir film oldu. Birçok özelliğiyle türevlerinden ayrılan ilginç bir yapımdı. Konusunu okuyunca Mona'nın ölümünü odağına alan ve ölümüne sebep olan olaylar silsilesini izleyeceğimiz bir film olacak sandım fakat öyle olmadı. Ölmeden önceki son kısa hayat dilimine tanık olduk sadece.

Seyircinin hiç empati kuramayacağı türde yazılmış bir ana karakter vardı. Tabii bu filmin eksi bir yönü değil bana göre çünkü amaçlanan şey de zaten bu. Bunun detaylı analizi yapılıp bazı sonuçlar ve çıkarımlar yapılabilir tabii ama ben yapamayacağım. :A

Mona'nın hayat gayesini, hayata bakış açısını pek anlayamıyoruz. Sokaklarda amaçsızca oradan oraya sürükleniyor, hiçbir şeye bağlanmıyor. Genelde sisteme karşı bir başkaldırı gayesinde olur böyle karakterler fakat Mona'da o da yok. Tamamen duygularından ve hislerinden arındırılmış biri gibi. Kendisini arabasına alıp yedirip içiren, sevgi gördüğü bir kadına karşı da duygusuz bir tavır sergiliyor; teşekkür bile etmeden yanından ayrılıyor. Tecavüze uğruyor, yine hiçbir şey olmamış gibi aynı duygusuzluk ve ruhsuzlukla hayatına devam ediyor. En azından biz öyle görüyoruz. Sadece birkaç kez güldüğüne tanık oluyoruz filmde, yanılmıyorsam hepsi de sarhoş olduğundaydı. :A

Karakterle bağ kuramayınca filmin içine giremeyip sıkılırım genelde fakat bu filmde bunu yaşamadım. Sıkılmadan severek izledim. Geriye dönüşler ve röportajlar aracılığıyla akan kurgusunu da beğendim. Başrol kızın oyunculuğu da gayet iyiydi, gerçi çok oyunculuk gerektiren bir karakter değildi ama o ruhsuzluğu ve duygusuzluğu güzel yansıtmış yani. :A İyi bir filmdi genel olarak, burada kötü bir filmmiş gibi akdedilmesine şaşırdım biraz.

7.5/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Bu tarz filmleri çok sevmeyen biri olarak beni biraz şaşırtan ve oldukça sevdiğim bir film oldu. Birçok özelliğiyle türevlerinden ayrılan ilginç bir yapımdı. Konusunu okuyunca Mona'nın ölümünü odağına alan ve ölümüne sebep olan olaylar silsilesini izleyeceğimiz bir film olacak sandım fakat öyle olmadı. Ölmeden önceki son kısa hayat dilimine tanık olduk sadece.

Seyircinin hiç empati kuramayacağı türde yazılmış bir ana karakter vardı. Tabii bu filmin eksi bir yönü değil bana göre çünkü amaçlanan şey de zaten bu. Bunun detaylı analizi yapılıp bazı sonuçlar ve çıkarımlar yapılabilir tabii ama ben yapamayacağım. :A

Mona'nın hayat gayesini, hayata bakış açısını pek anlayamıyoruz. Sokaklarda amaçsızca oradan oraya sürükleniyor, hiçbir şeye bağlanmıyor. Genelde sisteme karşı bir başkaldırı gayesinde olur böyle karakterler fakat Mona'da o da yok. Tamamen duygularından ve hislerinden arındırılmış biri gibi. Kendisini arabasına alıp yedirip içiren, sevgi gördüğü bir kadına karşı da duygusuz bir tavır sergiliyor; teşekkür bile etmeden yanından ayrılıyor. Tecavüze uğruyor, yine hiçbir şey olmamış gibi aynı duygusuzluk ve ruhsuzlukla hayatına devam ediyor. En azından biz öyle görüyoruz. Sadece birkaç kez güldüğüne tanık oluyoruz filmde, yanılmıyorsam hepsi de sarhoş olduğundaydı. :A

Karakterle bağ kuramayınca filmin içine giremeyip sıkılırım genelde fakat bu filmde bunu yaşamadım. Sıkılmadan severek izledim. Geriye dönüşler ve röportajlar aracılığıyla akan kurgusunu da beğendim. Başrol kızın oyunculuğu da gayet iyiydi, gerçi çok oyunculuk gerektiren bir karakter değildi ama o ruhsuzluğu ve duygusuzluğu güzel yansıtmış yani. :A İyi bir filmdi genel olarak, burada kötü bir filmmiş gibi akdedilmesine şaşırdım biraz.

7.5/10
Benim puanım yüksek, @bazinga'nın düşük, @Dosi'nin 18 dakika tahammül ettiği bir filme karşı puanımdan emin olamamıştım, neyse ki benden yüksek puan veren biri çıktı. :A
 

Sherlock

Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,077
Reaksiyon puanı
47,696
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Bu tarz filmleri çok sevmeyen biri olarak beni biraz şaşırtan ve oldukça sevdiğim bir film oldu. Birçok özelliğiyle türevlerinden ayrılan ilginç bir yapımdı. Konusunu okuyunca Mona'nın ölümünü odağına alan ve ölümüne sebep olan olaylar silsilesini izleyeceğimiz bir film olacak sandım fakat öyle olmadı. Ölmeden önceki son kısa hayat dilimine tanık olduk sadece.

Seyircinin hiç empati kuramayacağı türde yazılmış bir ana karakter vardı. Tabii bu filmin eksi bir yönü değil bana göre çünkü amaçlanan şey de zaten bu. Bunun detaylı analizi yapılıp bazı sonuçlar ve çıkarımlar yapılabilir tabii ama ben yapamayacağım. :A

Mona'nın hayat gayesini, hayata bakış açısını pek anlayamıyoruz. Sokaklarda amaçsızca oradan oraya sürükleniyor, hiçbir şeye bağlanmıyor. Genelde sisteme karşı bir başkaldırı gayesinde olur böyle karakterler fakat Mona'da o da yok. Tamamen duygularından ve hislerinden arındırılmış biri gibi. Kendisini arabasına alıp yedirip içiren, sevgi gördüğü bir kadına karşı da duygusuz bir tavır sergiliyor; teşekkür bile etmeden yanından ayrılıyor. Tecavüze uğruyor, yine hiçbir şey olmamış gibi aynı duygusuzluk ve ruhsuzlukla hayatına devam ediyor. En azından biz öyle görüyoruz. Sadece birkaç kez güldüğüne tanık oluyoruz filmde, yanılmıyorsam hepsi de sarhoş olduğundaydı. :A

Karakterle bağ kuramayınca filmin içine giremeyip sıkılırım genelde fakat bu filmde bunu yaşamadım. Sıkılmadan severek izledim. Geriye dönüşler ve röportajlar aracılığıyla akan kurgusunu da beğendim. Başrol kızın oyunculuğu da gayet iyiydi, gerçi çok oyunculuk gerektiren bir karakter değildi ama o ruhsuzluğu ve duygusuzluğu güzel yansıtmış yani. :A İyi bir filmdi genel olarak, burada kötü bir filmmiş gibi akdedilmesine şaşırdım biraz.

7.5/10
mood GIF
 
  • Harika
Reactions: phoebebuffay