FK12 Under the Sand / Kumun Altında (2000) - Film Yorumları

Ağır, süreci yavaş işeyen ama kendini izlettiren bir film. Ben de diğer herkes gibi geçiş kısımları beğenmedim. Filmin ortalarıda sıkıcı geldi.
Filmin ilk başlarını izlerken o kaybolma anından sonra, Marie yemekte yeni adamla konuşurken acaba zaman aşımı mı oldu dedim, sonra eve gelirken kocası ile konuşunca başta bi merak uyandırdı, kaybolma hikayesi bir oyun mu diye ama sonra hayal olduğunu anladım.
Bir kadının uzun bir evlilik ve alışkanlık sonrası hayatının bir anda değişimi ve bunu kaldıramama ve bunun oluşturduğu psikolojik durumunu yansıtan bir film.


6/10
 
Uzun yıllar sonra bir @gundix123 yorumu okumak güzeldi, genel anlamda sevdiğin bir film denk gelmesi de iyi olmuş. Devamını merakla bekliyoruz.
 
Reactions: gundix123
Fransız sinemasının çok müptelası değilimdir ama bu filmi sevdim. Charlotte Rampling'in oyunculuğu çok iyiydi. Bütün oyunculuk birikimini bu filmde kullanmış sanırım.

Marie'nin kocasının kaybolmasının ardından yaşadığı kafa karışıklığı, problemleri ve hayal dünyası güzel bir şekilde yansıtılmış. Yönetmen kendi bakış açısını senaryoya güzel bir şekilde uyarlamış. Filmin psikolojik yönü kuvvetliydi.

Sonu güzel bitti ama kafa karıştırıcıydı. Filmin ortasında seyirciyi zaten yormuşken finalde daha net bir bitiş olmasını isterdim.

7/10
 
Merhaba, bu kez son güne bırakmadan film yorumu yapmaya geldim.
Neyse şaşırmamanız adına böyle bir giriş yapmıştım, yorumuma geçeyim…

Gerçekten başarılı bir filmdi. Bir insanın çok yakınındaki, sevdiği bir insanın ölmesi ve sonrasında bu acı gerçeği asla kabullenemeyişi, gerçekçi bir dille anlatılmış.

Ana karakterimiz Marie, hatta filmdeki tek karakter de Marie diyebiliriz. Film boyunca eşini kaybeden Marie’nin yaşadıklarını, git-gellerini izliyoruz. Charlotte Rampling’in şahane oyunculuğu, karakterin yaşadığı her duyguyu izleyiciye geçirmeyi başarıyor. Zaten bu tarz bir oyunculuk performansı olmasa filmin izlenebilirliği ciddi anlamda zarar görürmüş, çünkü filmin görmezden gelinmeyecek kusurları da mevcut.

Ben gizem unsurunun fazla etkili kullanılmamasına o kadar çok takılmadım, elbette çok daha iyi kullanılabilir ve bu sayede çok daha ilgi çekici bir senaryo ortaya çıkartılabilirdi ancak bu biraz da yönetmenin tercihi bence. Marie’nin eşinin ölmüş olduğu gerçeği, “denize gidiyorum” demesinden 5 dakika sonra falan belliydi zaten zaman atlamasının da etkisiyle. Bu sebeple yönetmenin asıl amacının izleyiciye “Marie’nin eşine ne oldu?” sorusunu sordurmak değil, “çok yakınımızdaki bir insanı kaybedersek ne olur, ne hissederiz?” sorusunu sordurmak olduğunu düşünüyorum. Bunun da genel itibariyle başarıldığını düşünüyorum. Marie’nin yerine sık sık kendimi koydum, karakterin aklını kaybetme noktasına gelmesi durumunu net bir şekilde hissettim çünkü.

Yer yer temponun çok düşmesi, giriş kısmının çok kısa tutulup, zaman atlamasının çok hızlı yaşanması gibi görmezden gelmenin zor olduğu sıkıntıları olsa da genel hatlarıyla başarılı bulduğum bir film olduğunu söyleyebilirim özetle…

Puan: 7.5/10
 
Bu filmide bugün tamamladım değişik bir filmdi yine sıkılmadan izlediğim bir film oldu filmde Filmde Paris Üniversiteside profesör olan Marie ve 25 yıllık eşi olan Jean arasında ilişkinin ve yaz aylarında tatile gittikleri esnada denize gittiklerinde Jean ın kaybolması ile ilgili olanlar anlatılıyor ve ne oldu diye sorulması hoşuma gitti bir anda kaybolan adama ne oluyor..
Marie bu kaybı bir türlü kabul edemiyor Vincent diye biriyle beraber olsada bir türlü kocasına birşey olduğunu kabul edemiyor psikolojik olarak etkilenip şizofreni bile oluyor sonunda Jean ın cesedinide görse şortu görüp onun demesine rağmen saati görünce yine kabul etmemeye başlıyor ve sahile gittiğinde eşini gördüğünü sanıp koşa koşa gitmesiyle film bitiyo..


7.5/10
 
Reactions: bazinga