- Katılım
- 16 Ekim 2011
- Mesajlar
- 35,648
- Reaksiyon puanı
- 17,850
- Puanı
- 1,061
Yeni sezon ilk bölümüyle milyonları ekrana kilitleyen, görsel efektleriyle parmak ısırtan Diriliş Ertuğrul övgü dolu yorumlar aldı. Bunlardan biri Yüksel Altuğ idi. Yüksel Altuğ'un dizi ile ilgili yazısı;
Diriliş: Ertuğrul dizisinin yeni sezondaki ilk bölümünü izlerken nasıl gururlandım anlatamam. Sanki Milli Takım, Dünya Kupası'nı kazanmış, Avrupa Birliği bize katılmak için başvuruda bulunmuş gibi hissettim.
Konu zaten başlı başına 'eser' olacak cinsten. Cihanı titreten Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk tohumlarının atıldığı dönemi anlatıyor. Bırakın yılları, neredeyse her günü ayrı bir destan. İyi yazılmış senaryo, gözünü budaktan sakınmayan bir prodüksiyon ve doğru oyuncu kadrosuyla birleşince ortaya 'BBC standardı' bir iş çıkıvermiş. Ben pek çok Hollywood yapımı dahil, bu kadar etkileyici aksiyon sahneleri izlemedim. Süper slow kameralarla çekilmiş, insanın gözünü çıkartmayan, dozunda görsel efektlerle donatılmış atlı takip ve kılıç sahnelerine tek kelime ile bayıldım. Hatta bazı sahneleri fazla kanlı bulmama rağmen, kıyasıya eleştirmeye bile elim varmıyor; o kadar yani...
SÜPER TAKVİYELER
Diziye bu sezon yapılan oyuncu takviyeleri de mükemmel seçimlerden oluşuyor. Evrim Solmaz (Aytolun), Uğur Güneş (Tuğtekin), Ayberk Pekcan (Artuk) ve Hüseyin Özay (Korkut) öyle konsantre bir oyunculuk sergiliyorlar ki, sanırsınız 10 yıldır bu dizinin içindeler. Moğol akıncısı 'Noyan' karakterini canlandıran Barış Bağcı ise ayrı bir övgüyü hak ediyor. Son yıllarda izlediğim en vahşi, en kötü, en acımasız karakteri büyük bir başarı ile canlandırıyor.
Peki nasıl oldu da ortaya bu kadar görkemli bir görsel şölen çıktı? Çünkü her sahnenin bir uzmanı var da ondan. Aksiyon sahnelerinin koreografisi, Cengiz Han filmi ve Marco Polo dizisinin özel ekibi Nomad tarafından ilmek ilmek işlenmiş. Bu teknik ekibe Kuzgun Akademi Koreografi Grubu eşlik etmiş ve ortaya neredeyse 'epik' aksiyon sahneleri çıkmış.
Yani? Yani özenince, çalışınca, araştırınca, keseyi açınca, seyirciye saygı yolundan gidilince ve hepsinden önemlisi 'isteyince' oluyormuş.
Yapımcı ve proje tasarımcısı, senarist Mehmet Bozdağ, yazarlar Atilla Engin ile Zeynep Aslı Peker Bozdağ, yönetmen Metin Günay ve başrol oyuncusundan figüranına kadar bana böyle bir yazı yazma fırsatı veren tüm ekibe teşekkür ediyorum.
Diriliş: Ertuğrul dizisinin yeni sezondaki ilk bölümünü izlerken nasıl gururlandım anlatamam. Sanki Milli Takım, Dünya Kupası'nı kazanmış, Avrupa Birliği bize katılmak için başvuruda bulunmuş gibi hissettim.
Konu zaten başlı başına 'eser' olacak cinsten. Cihanı titreten Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk tohumlarının atıldığı dönemi anlatıyor. Bırakın yılları, neredeyse her günü ayrı bir destan. İyi yazılmış senaryo, gözünü budaktan sakınmayan bir prodüksiyon ve doğru oyuncu kadrosuyla birleşince ortaya 'BBC standardı' bir iş çıkıvermiş. Ben pek çok Hollywood yapımı dahil, bu kadar etkileyici aksiyon sahneleri izlemedim. Süper slow kameralarla çekilmiş, insanın gözünü çıkartmayan, dozunda görsel efektlerle donatılmış atlı takip ve kılıç sahnelerine tek kelime ile bayıldım. Hatta bazı sahneleri fazla kanlı bulmama rağmen, kıyasıya eleştirmeye bile elim varmıyor; o kadar yani...
SÜPER TAKVİYELER
Diziye bu sezon yapılan oyuncu takviyeleri de mükemmel seçimlerden oluşuyor. Evrim Solmaz (Aytolun), Uğur Güneş (Tuğtekin), Ayberk Pekcan (Artuk) ve Hüseyin Özay (Korkut) öyle konsantre bir oyunculuk sergiliyorlar ki, sanırsınız 10 yıldır bu dizinin içindeler. Moğol akıncısı 'Noyan' karakterini canlandıran Barış Bağcı ise ayrı bir övgüyü hak ediyor. Son yıllarda izlediğim en vahşi, en kötü, en acımasız karakteri büyük bir başarı ile canlandırıyor.
Peki nasıl oldu da ortaya bu kadar görkemli bir görsel şölen çıktı? Çünkü her sahnenin bir uzmanı var da ondan. Aksiyon sahnelerinin koreografisi, Cengiz Han filmi ve Marco Polo dizisinin özel ekibi Nomad tarafından ilmek ilmek işlenmiş. Bu teknik ekibe Kuzgun Akademi Koreografi Grubu eşlik etmiş ve ortaya neredeyse 'epik' aksiyon sahneleri çıkmış.
Yani? Yani özenince, çalışınca, araştırınca, keseyi açınca, seyirciye saygı yolundan gidilince ve hepsinden önemlisi 'isteyince' oluyormuş.
Yapımcı ve proje tasarımcısı, senarist Mehmet Bozdağ, yazarlar Atilla Engin ile Zeynep Aslı Peker Bozdağ, yönetmen Metin Günay ve başrol oyuncusundan figüranına kadar bana böyle bir yazı yazma fırsatı veren tüm ekibe teşekkür ediyorum.