FK10 This Boy's Life / Bu Çocuğun Hayatı (1993) - Film Yorumları

[bazinga]

Tür: Dram, Biyografi
Yönetmen: Michael Caton-Jones

Oyuncular:
Leonardo DiCaprio
Robert De Niro
Ellen Barkin

IMDb

Filmin Fragmanı:

 

[bazinga]

Leonardo DiCaprio'nun gittikçe mükemmelleşen filmografisindeki ilk kayda değer film. Üstelik de yanında bir önceki jenerasyonun en parlak filmografisine sahip bir Robert De Niro'nun parlak dönemlerinden biri...

Bu iki muhteşem bileşene karşın puanlarının çok yüksek olmayışından çok üst düzey bir film olmayacağını az çok biliyorduk ama yine de yaşanması gereken bir sinema deneyimiydi, yaşamış olduk.

Film, kadınların sosyal statü olarak erkeklerin çok gerisinde olduğu bir dönemde geçiyor. Çocuğuyla birlikte çaresiz şekilde erkek boyundurluğu altına giren bir annenin mücadelesini izliyoruz filmde. Tabii olaya daha çok çocuk üzerinden bakıyoruz. Çocuk da aslında pek sevilesi bir çocuk değil, hatta tam tersi nefret edilesi bir çocuk. Sürekli afacanlık peşinde koşan, her türlü kötü alışkanlık sahibi bir çocuk.

Sonra karşımıza Şemsi İnkaya'yı aratmayacak bir üvey baba performansıyla Robert De Niro çıkıyor. Tamam şimdi çocuğu adam edecek iyi bir adama benziyor diyoruz. Fakat annenin pek tanımadan evlenmek zorunda kaldığı adam pisliğin teki çıkıyor. Bir müddet sonra çocuğun yaşadıkları anlam kazanmaya başlıyor ve o nefret ettiğimiz çocuğun tarafına geçmeye başlıyoruz...

Leonardo DiCaprio'nun çocuk yaşlarda izlediğim üçüncü filmi oldu ve burada da başarılıydı.

Filmin gerçek olaylardan uyarlanmış olması da değerini arttırıyor. Fazla yüksek beklentiye girmeden izleyin derim.

6.5/10

 

[Angelica]

Bugün bu filme 90 lar sezonuna başladım güzel bir filmdi bu Leonardo DiCaprio oyunculuğu ile göz doldurmuş çok beğendim kadınların sosyal statü olarak geride oldukları bir zamanda geçiyor ve bir anne ile oğulun hikayesi oğlan pislik bir çocuk ve her türlü kötü alışkanlığı var annenin daha tam tanımadan evlendiği adam iyi bir adam sanılırken tam bir pislik çıkıyor ve çocuğa yanlış şekilde adam etmeye çalışsada başarılı olamıyor ve olaylar çocuğun lehine dönüyor



8/10

 

[Dosi]

Normal bir filmdi. Türk yapımlarında da aşina olduğumuz bir senaryosu vardı. Jack babasız büyümüş sorunlu bir çocuk ve annesinin yaptığı evlilik ile üvey babasının hayatlarına girmesi ile hayatı değişime uğruyor.

Adamın iyi biri olmadığının sinyalini Jack'in annesiyle o silahla nişan atma da ki tavırlarından aldık. Bir kadının (hayatındaki kadın olmasıma rağmen) ondan daha iyi nişan almasına baya bozuldu ve evindede bunu belli etti. Jack iyi bir çocuk değil evet fakat üvey babasıda kötü alışkanlıkları olan biriydi. Şiddette şiddeti doğurur. O son sahnedeki kavgaları çok iyiydi. Jack'in onu kazayla öldüreceğini sandım bir an. O adamda sevmemiş kadını çünkü terk edildiğinde tel dediği şey 'ben ne olcağım' sözüydü. Leonardo DiCaprio harika oynamış.
6.8/10

 

[sokak sanati]

Leo'nun yine kötü olmayan filmlerinden. Adam kötü filmde oynamıyor.

Filmin tek kötü yanı dengesiz karakterler. Belli olaylar sonrası karakterler değişiyor ama o belli olayların karakterler üzerinde ki etkisi tam hissedilemiyor. Böyle bi sıkıntı var filmde. Yine de güzeldi.

SPOILER

İlk başlarda annemiz asiydi, ataerkilliğe baş kaldırılıyordu. Filmin ortalarına doğru mücadele etmekten bıktığını ve biat ettiğini söyledi. Tahammül eşiği dolunca, filmin sonunda oğlunu döverken gördüğü için yine başkaldırdı.

Üvey baba çok centilmendi. Atış sahnesinde küçük düştüğünden dolayı saldırganlaştı ve erkekliğini ispat etmek için 15 yaşında çocukla itişti, kadını dövdü. Sorunları ortaya çıktı.

Çocuk ilk başlarda asiydi. Okuldan nefret ediyordu. Üvey babadan yediği dayaklardan sonra okumak için dolandırıcılık yapıp koleje yazılmak, okumak istedi. Sonrada atılmış zaten.

Karakterler çok değişken. Bu değişim için haklı sebepler var lakin bu sebepler bizi iyi anlatılamamış. Yine de ben çok iyi anladım bu sebepleri ve izlerken zevk aldım.

Oyuncular muhteşem. De Niro, Dicaprio muhteşem oynamış.
50'lerce yaşanan siyasi olaylar ve tam modernleşememiş ABD'nin iyi yansıtıldığını düşünüyorum. O sahnelerde de zihnimi çok açık tuttu film. Ve Elton John'u unutmamaları..

8/10 (Bir daha izlemem ama izlersem de zevk alırım yine. )

 

[Sherlock]

Muazzam oyuncu kadrosuna rağmen ortalama bir filmdi maalesef.

Film, kadınların gerçekten çok değersiz olduğu bir dönemde geçiyor. Ancak olayları Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Toby'nin gözünden izliyoruz, bu yüzden ana odağını çok çok iyi hissettiremiyor bence film.

SPOILER

Filmin bence en büyük sorunu neredeyse hiçbir karakterle empati yapamıyor oluşumuz. Toby yaptığı davranışlarla annesini sinir ettiği gibi bizi de sinir ediyor. Daha sonra filme Robert de Niro'nun canlandırdığı Dwight karakteri dahil oluyor. O da en başta çocuğu adam edecek, anneyle çok iyi anlaşacaklar derken adam tam bir kadın/çocuk düşmanı çıkıyor. Dolayısıyla onla da herhangi bir bağ kuramıyor. Toby'nin annesi Caroline ise oğluna yapılan manipülasyonlara o kadar uzun süre sessiz kalıyor ki, ona da tam anlamıyla ısınmak pek mümkün olmuyor.

Kadının değersizleştirildiği bir toplumda geçiyor film, bunu ara ara hissediyoruz ama en başta da dediğim gibi olaylara Toby'nin gözünden baktığımız için filmin bu yönü de çok çok iyi işlenmemiş oluyor bence.

Hem Robert De Niro hem de Leonardo DiCaprio oldukça başarılı performanslar sergilemişler kendilerinden beklenileceği üzere. Yalnız Leonardo DiCaprio bu işi bıraktığında, gelmiş-geçmiş en iyi oyunculardan birisi olarak anacağız muhtemelen kendisini. Filmografisi daha şimdiden inanılmaz bir noktada zaten.

Puan: 6.5/10

 

[Tolstoyevski]

The Basketball Diaries tadında bir film beklerken daha çok meşhur Üvey Baba dizisi tadında dram filmiyle karşılaştık. Robert de Niro her zamanki gibi rolünü fazlasıyla yaşamış ve döktürmüş. Leo ise ilk dönemi adına daha o dönemden belliymiş gümbür gümbür gelmekte olduğu.

Filmin aslında çok fazla üzerinde durulacak bir yanı yok çünkü konusu ve amacı belli ve bunu büyük ölçüde karşılamış da. Üvey evlat-çocuk şiddetine dair son derece çarpıcı bir aile dramı.

SPOILER

De Niro tam bir pisliği canlandırmış ve adama bu rol bile çok iyi gitmiş. Son sahnedeki tekme tokat kavga kısmı çok iyiydi. Leo'nun bu filmdeki performansı en az T.B.D'deki kadar başarılıydı bana kalırsa. Ama bu film o film kadar sarsıcı değildi bir şekilde.

6.5

 

[bazinga]

The Basketball Diaries tadında bir film beklerken daha çok meşhur Üvey Baba dizisi tadında dram filmiyle karşılaştık. Robert de Niro her zamanki gibi rolünü fazlasıyla yaşamış ve döktürmüş. Leo ise ilk dönemi adına daha o dönemden belliymiş gümbür gümbür gelmekte olduğu.

Filmin aslında çok fazla üzerinde durulacak bir yanı yok çünkü konusu ve amacı belli ve bunu büyük ölçüde karşılamış da. Üvey evlat-çocuk şiddetine dair son derece çarpıcı bir aile dramı.

SPOILER

De Niro tam bir pisliği canlandırmış ve adama bu rol bile çok iyi gitmiş. Son sahnedeki tekme tokat kavga kısmı çok iyiydi. Leo'nun bu filmdeki performansı en az T.B.D'deki kadar başarılıydı bana kalırsa. Ama bu film o film kadar sarsıcı değildi bir şekilde.

6.5

Şaka maka Fav10 Film Kulübü'ndeki 3. çocuk Leo filmi oldu.

Günün birinde Marvin's Room'a da sıra gelir belki. Orada DiCaprio ve De Niro'ya ek olarak Meryl Streep ve Diane Keaton da var ama IMDb puanı pek ümit vermiyor.