Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kıyamet sonrası atmosferinde Amerika yangın yeridir. Bir baba ve oğlunun istikameti Amerika kıyılarıdır. Amerika'yı bir uçtan bir uca geçerken ellerindeki basit tüfekle yaşadıkları macerada esas problem zor hava koşullarında nereye gittiklerini bilmemeleri ve yollarına çıkan haydutlardır. Film bilim kurgu türünde olmasına rağmen Western türünde de öğeler taşımaktadır.
Doğal felaketler sonucunda Amerika kıtasında yaşayanların neredeyse hepsi ölmüş, hayvanlar ve bitkiler de yok olmuştur. Hayatta kalabilen pek az insan da ya açlıktan ölmektedir ya da yamyama dönüşenlere av olmaktadır. Bir adam, bu koşullara dayanamayan karısının intiharının ardından birlikte güneye, okyanus kıyısına doğru zorlu ve uzun bir yolculuğa çıkar...
İyi oyunculuklar, boğucu mekanlar, uyku getiren müzikler ve tırt bir senaryosu olan film.
Senaryodan gerçekten umduğumu bulamadım. Kurgudanda. Kıyamet değil olsa olsa Nuh Tufanı olur bu. Deprem oluyor ama Tsunami olmuyor. Kıyamet senaryosu sözde ama olağan üstülük çok sınırlı kalmış. Daha çok duygu tasviri yapmışlar. Baba oğulun iyi kalma mücadelesi. Ben sıkıcı ve bayat buldum.
Sırf güzelleme yapacağız diye deniz kenarı çekimleri şart değildi bence.
Adamı güzel defin edelim güzellemesinden başka bi şey değil bu hareket.
Oyuncularımız şahaneydi. Özellikle Viggo Mortensen hayran bıraktı. Yanağında ki yanık bile güzel oynamış adamın
Baba oğul ilişkisini muhteşem işlemişler. Senaryonun en iyi noktası bu duygu betimlemesi zaten. 9. Sezonda çok sayıda favorim olacağı belli oldu oyunculukta.
Görseller çok karanlık geldi bana. Kıyamet senaryosu anlatıyorsunuz evet ama bu kadar boğuk ve grileşme ile olmamalıydı. Sanki bacadan çıkan dumanlar arasında çekim yapılmış gibiydi. Bu durum benim seyir zevkimi düşürdü.
Sonu ise beni hiç tatmin etmedi.
Kıyamet diye konuya başlayıp tekrar hayatın başladığını ima eden görüntülerdense, yaşamın bittiğini anlatan görüntüleri yeğlerdim. Hayat tekrar başladı hayırlı olsun.s.s
Beğendiğim noktalardan biri kesinlikle yamyamlıktı. Bu konunun işlendiği ilk 1 saat beni ziyadesi ile memnun etti. Adamın devamlı soyunması ise rahatsız etti
6/10 (Puanda çok kararsız kaldım ama zihnimi açan belli noktalardan dolayı biraz yüksek vermek istedim. 5 puanlık vasat bir film değil çünkü.)
Çok ağır ve sıkıcı bir filmdi. Konusu zaten ilgimi çekmemişti.
Baba ve oğlu arasındaki bağı sevdim. Filmdeki o karanlık görünümü de beğenmedim.
Filmde zaman zaman anne karakterine yer verilmesi, önceki yaşantılarını göstermeleri iyiydi çünkü film boyunca hep o birşeyleri arama, yıkık dökük sahneler izlerken beni daha fazla bunaltırdı. Baba karakteri filmin sonunda öldü. Ya mutlu son olsaydı ya da oğlu ile birlikte ölseydi.
Ben bu filmin fanatiği değilim o yüzden sorun yok ama zaten bu film için 7-8 kalitesinde gördüğümü söylemiştim, ki halen de fikrim değişmedi en azından 7 puanlık filmlerden ve 7 puan da sağlam bir puandır aslında
Filmin ağırlığı başka bir şey, ben de bu filmi dizi gibi 2-3 parta ayırarak izlemiştim. Ağır filmleri öyle izliyorum genelde, mesela bu etkinlikteki Prophet’e de başladım ve 40.dakikası bugün için yeterli geldi, o da ağır ilerleyen yer yer sıkan film bu havada ama bu kalitesiz yapmaz onu bence, o yüzden günlere ayırmak bazen daha bile iyi olabiliyor dizi misali
Türü içinde başarılı bir yapım. Tabii pek seyir zevki beklememek gerek bu filmden. Son derece karanlık bir atmosferde geçen ve gerçekçi sayılabilecek bir kıyamet senaryosu çizen bir film.
Filmin aksiyon sahnelerini sevdim gerçek anlamda germeyi başardı. Film, aslında olağanüstü koşullarda iyinin ve kötünün birbiriyle karışabildiğini vurguluyor. Baba sürekli çocuğunu kendilerinin iyi olduğuna inandırmaya çalışıyor, bununla birlikte başkalarına karşı son derece acımasız.
Viggo Mortensen'in en sevdiğim performanslarından biri oldu, çok başarılıydı.
Daha iyi olabilirdi, evet. Konu daha zenginleştirilebilirmiş. Sonu da pek tatmin etmedi beni. Yine de izlenilesi.
Vaat ettiğini izleyiciye veren bir film bence, beklediğimi aldım diyebilirim şahsen.
Kıyamet sonrası senaryosu; yer yer geren aksiyon sahneleri, yer yer üzen dram dozu yüksek sahneler. Bunların yanında ise gerçekten başarılı oyunculuk performansları... Bu tip filmlerde olayların çıkış noktası, kurgu veya işleniş ile fark yaratılabilir. Bu filmde ise bunlardan hiçbiri yok, daha sade ve risksiz bir anlatım tercih edilmiş. Bu yüzden de film muadillerinden pek sıyrılamıyor.
Sonu cidden pek tatmin edici değil. Kıyamet sonrası yeni bir yaşam doğuyor denilmek istenmiş ama biraz daha vurucu bir final izleyebilirdik. Örneğin 2018 yapımı Bird Box, yer yer klişeye kaçan çok noktası olmasına rağmen hem işlenişi, hem de finaliyle bu filmin önündeydi bence. IMDb puanları, bunun tam tersini söylüyor tabii.
Viggo Mortensen çok iyi bir oyuncu, burada da karakterini çok iyi oynamış. Zaten filmin en büyük artısı bence kendisiydi. Çocuğu oynayan Kodi Smit-McPhee'nin performansı da filmin olumlu taraflarından birisiydi.
Vaat ettiğini izleyiciye veren bir film bence, beklediğimi aldım diyebilirim şahsen.
Kıyamet sonrası senaryosu; yer yer geren aksiyon sahneleri, yer yer üzen dram dozu yüksek sahneler. Bunların yanında ise gerçekten başarılı oyunculuk performansları... Bu tip filmlerde olayların çıkış noktası, kurgu veya işleniş ile fark yaratılabilir. Bu filmde ise bunlardan hiçbiri yok, daha sade ve risksiz bir anlatım tercih edilmiş. Bu yüzden de film muadillerinden pek sıyrılamıyor.
Sonu cidden pek tatmin edici değil. Kıyamet sonrası yeni bir yaşam doğuyor denilmek istenmiş ama biraz daha vurucu bir final izleyebilirdik. Örneğin 2015 yapımı Bird Box, yer yer klişeye kaçan çok noktası olmasına rağmen hem işlenişi, hem de finaliyle bu filmin önündeydi bence. IMDb puanları, bunun tam tersini söylüyor tabii.
Viggo Mortensen çok iyi bir oyuncu, burada da karakterini çok iyi oynamış. Zaten filmin en büyük artısı bence kendisiydi. Çocuğu oynayan Kodi Smit-McPhee'nin performansı da filmin olumlu taraflarından birisiydi.
Viggo Mortensen'in oyunculuğunun filmin önüne geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Ağır giden, çok büyük beklenti içerisine girmeden izlenebilecek tarzda bir film. Aynı zamanda belli başlı mesajları da veriyordu. Başlangıç biraz zayıf kaldı, sonu da iyi bir şekilde bitebilirdi ama ortalarda gelişen olaylar yer yer düşündürücüydü.
Başlangıç:
Dünyanın bu hale nasıl geldiğine dair çok boşluklu bir anlatım oldu. Her şey normal giderken deprem oldu hissiyatı verip bir anda kıyamet moduna geçildi. Bence burası hatalıydı. Damdan düşer gibi filmin konuya girmesi oldu. O zaman hiç geriden bahsedilmeyecekti ya da çok küçük de olsa bahsedilip o moda girilecekti.
Son:
Eleştirilecek bir nokta ise bence sonuydu. Evin annesi, güneye gitmesini söyler, baba ve oğul güneye gitmeye çalışır ama güneye gitme gibi bir şey olmaz. Güneye gidilecek ve film öyle bitecek hissiyatı verirken, bir anda bu konudan uzaklaşılıp, babaya ok saplatıldı ve hayatını kaybetti, çocuk da başka birilerinin devreye girmesiyle babasını geride bırakıp başka bir hayata yelken açtı. Sonda biraz sorunluydu.
Mesaj:
Başlangıç ve son her ne kadar hava kalsa da, ilerlenen olaylarda birtakım mesajlar da geçmekteydi. Ne gibi? Baba, çıkarcı insandır aslında; oğul is, insanın vicdanıdır. Baba acımasızlık yapar, oğul onu durdurmaya çalışan vicdanı olur. Baba dışa kapalıdır, oğul dışa da açıktır ve acıma duygusu vardır. Aslında ne kadar da biz insanlara benziyor bu iki karakter. İki karakter üzerinden dünyayı izledik. Açlık duygusu altında insanların ne kadar acımasızlaşacağını da gördük. Aslında buradaki kıyamet senaryosu gerçekten olmuş olsaydı, muhtemelen buna benzer olaylar çıkabilirdi. Açlık insanı acımasızlaştırır, her şeyi yaptırır.
Filmin senaryosu daha iyi işlenebilirdi, en azından başlangıç ve son anlamında havada kalmasa daha iyi olabilirdi. Yine de verilmek istenen mesajlar anlamlıydı. Ortalama bir film izlenimi verse de bu filmi Viggo Mortensen başka bir yere taşıdı, tabii performans bakımından. Aynı zamanda Kodi Smit-McPhee de başarılıydı çocuk oyuncu olarak. Genelde bu ikiliyi gördük filmde baştan sona. Charlize Theron da vardı filmde ama fazla göze çarpmadı. Keşke Viggo Mortensen ile Charlize Theron ikilisini daha çok görebilseydik.
Kıyamet sonrası hayatta kalma filmi olarak fena bir iş olmamış. Beğendiğim noktaları da oldu beğenmediğim şeyler de mevcuttu. Öncelikle yaratılan atmosferi başarılı buldum. Mekanlar, insanların kılık kıyafetleri, öyle bir durumda takınacakları tavır falan iyi yansıtılmış. Görüntü yönetimi de boğucu, gri renkler pek iç açıcı olmasa da bu filme uygun olmuş.
Hikayede ise biraz basite kaçılmış. Yani baba oğulun mücadelesi güzel fikir ama çok detaylı işlenmediğinden ve öncesini de flashbackler dışında görmediğimizden o aşamaya kadar gelebilmeleri pek inandırıcı gelmiyor. Sadece film sırasında gördüğümüz olaylarda bile zorlaya zorlaya ilerliyorlar ve buraya gelene kadar geçen süreyi de düşündük mü daha da zorlaşıyor bu durum.
Bunun dışında filmin sonunu da beğenmedim. Bir kere ölmek üzere olan baba, çocuğunu da öldürmeli o durumda. Filmin önceki kısımlarında da bu aşamaya geldikleri olmuştu zaten. Hadi o olmadı, çocuk öyle bir ortamda iyi, onu yanına alacak bir aileye rastlıyor. Vay be, hani şans şans da bir yere kadar yani. O yüzden bu finalin bu filme uygun olmadığını düşünüyorum. Daha farklı bir şekilde sonlanmalıydı film.
Kıyamet sonrası hayatta kalma filmi olarak fena bir iş olmamış. Beğendiğim noktaları da oldu beğenmediğim şeyler de mevcuttu. Öncelikle yaratılan atmosferi başarılı buldum. Mekanlar, insanların kılık kıyafetleri, öyle bir durumda takınacakları tavır falan iyi yansıtılmış. Görüntü yönetimi de boğucu, gri renkler pek iç açıcı olmasa da bu filme uygun olmuş.
Hikayede ise biraz basite kaçılmış. Yani baba oğulun mücadelesi güzel fikir ama çok detaylı işlenmediğinden ve öncesini de flashbackler dışında görmediğimizden o aşamaya kadar gelebilmeleri pek inandırıcı gelmiyor. Sadece film sırasında gördüğümüz olaylarda bile zorlaya zorlaya ilerliyorlar ve buraya gelene kadar geçen süreyi de düşündük mü daha da zorlaşıyor bu durum.
Bunun dışında filmin sonunu da beğenmedim. Bir kere ölmek üzere olan baba, çocuğunu da öldürmeli o durumda. Filmin önceki kısımlarında da bu aşamaya geldikleri olmuştu zaten. Hadi o olmadı, çocuk öyle bir ortamda iyi, onu yanına alacak bir aileye rastlıyor. Vay be, hani şans şans da bir yere kadar yani. O yüzden bu finalin bu filme uygun olmadığını düşünüyorum. Daha farklı bir şekilde sonlanmalıydı film.
Forum adına underrated kaldığını düşünüğüm, sert gerçekçi bir kıyamet-sonrası dram filmiydi. Tamam, izleyenin heyecan ve çoşku duygularını harekete geçiren, hayal gücünü zorlayan ya da fazlasıyla sürükleyici olan dört dörtlük bir film değildi. Ama her film öyle olmak zorunda değil, bazı filmler de böyle özgün ve cesur olmalı. Cesur çünkü daha en baştan filmin amacı belli ve gişe yapma kaygısı yok. Vaat ettiği şey, kitabına sadık kalarak gerçekçi bir kıyamet-sonrası dönemi yansıtmak ve bence bu konuda oldukça başarılı. Belki kasvetli, karanlık ve özellikle kıyamet-sonrası (post-apocalyptic) filmleri ayrıca sevdiğim için filmin vaat ettiği tadı aldım. Ama özellikle Last of Us'ın etkisi ayrıca vardı. Bu dönemde ise, Coronavirüs döneminde izlemek bile aslında bu filmin moduna girmek için fazlasıyla uygundu. Çünkü günün birinde gerçekten bu filmdeki gibi bir dünya olabilir. Sadece küçücük ve nispeten zararsız bir virüs bile medeniyeti durma eşiğine getirmişken, kapımızda bekleyen küresel ısınma ve daha birçok doğal felaket bizi adım adım kıyamet-sonrası döneme sürüklüyor.
Neden dünyanın böyle olduğunun gösterilmemesi de yönetmenin bilinçli olarak yaptığı izleyicinin tercihine bırakma yöntemi. Birçok filmde filmin en sonunda açık kapı bırakılır ancak bunda filmin esas konusu yani başlangıcı bir bakıma öyle.
Diğer türdeşlerinden ayrılan en önemli özelliği kıyamet-sonrası dönemi filmleri arasında belki de en dramatik olması. O hayatta kalma içgüdüsü duygusunu fazlasıyla hissettirdi bana göre. Böylesine iğrenç bir dünyaya rağmen yaşama çabası. Ancak sadece bu yoktu, esas intihar düşüncesi filmin dramındaki en önemli unsuru oynuyor.
Hayvanlar ortada kalmadığı için yamyamlaşılmış bir dünya düzeni, şu an için bize uçuk kaçsa da imkansız denilebilecek bir şey değil. Ama günümüz dünyasına çocuk getirmek bile bencillik olarak görülebilirken, öylesine bir dünyaya çocuk getirmek...
Ki filmin gerçekçiliğini etkileyen en büyük unsur çocuk karakteri. Belki o ve babası etrafında geçiyor ama sevemedim ve o dönemin ruhuna gerçekçi bulamadım.
Az önce tamamladım film dahada iyi olabilirdi diye düşünüyorum filmi tamamen Viggo Mortensen oyunculuğu izlettirdi diyebilirim görüntü falan iyiydi kıyafetler o zaman güzel yansıtılmış ama bencede daha zengin olabilirdi film yinede izlemek güzeldi
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.
