Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Adı gibi tuhaf bir film...
Ama bence kafa yorulmuş seneryo oluşturulurken...
Önce sıkılır gibi oluyorsunuz ama sonra adından gelen tuhaflık sizide sarıyor...
10 üzerinden 8 veriyorum.
2 aktöründe performansı özellikle Pitt abimizinki alkışlık.
Aradan geçen yılların pek iyi yaramadığı filmlerden oldu benim için. Aşırı ilginç konusu ilk izleyişte çok etkilemişti ama ikinci izleyişte kusurları daha çok gözüme battı...
Artılardan başlayalım...
Filmin konusu gerçekten inanılmaz özgün. Fantastik türün ejderhalardan, tuhaf yaratıklardan ibaret olmadığına güzel bir örnek. Beyni farklı çalıştırmayı sağlıyor bu tür filmler ve seviyorum bu hissi. Böyle fantastik konuyu gerçekçi bir evrene oturtabilmek de başarı. David Fincher burada yüksek bütçesinin de etkisiyle epik bir eser yaratmış. Prodüksiyon muhteşem, görüntü yönetmenliği harika, Alexander Desplat imzalı müzikleri etkileyici. Brad Pitt'in makyajı çok iyi. Konudan bağımsız olarak sinemanın teknik açıdan en iyi işlenmiş hallerinden biri var ortada.
Film senarist Eric Roth'un en ünlü filmi olan Forrest Gump ile bir takım benzerlikler taşıyor. Tabii onun kadar iyi, etkileyici olmaktan uzak. Tarz olarak ise daha çok Tornatore'nin The Legend of 1900'üne benziyor. Bu filmden ciddi şekilde etkilenmiş bence.
Olumsuzluklar ise daha çok senaryo ile ilgili. Evet, müthiş özgün bir konu yakalanmış ama bunu yeterince değerlendiremiyor. Etkili bir mesajı olmaması bir yana sinema dünyasının en ilginç karakterlerinden biri sıradan bir aşk hikayesinden hallice bir hikayenin içine atılıyor. Benjamin'in ilk doğuşu dışında çevresindekilerin ilginçliğine tepkilerini bile doğru düzgün göremiyoruz. Onun hislerini hissedemiyoruz. Üstelik çok da uzun bir filmden de bahsediyoruz. Bu kadar uzun bir filmden, etkileyici bir konudan çok daha ilginç detaylar olabilirdi. Bu haliyle ne yazık ki aşırı özgün konusuna ve A sınıfı prodüksiyonuna rağmen yer yer sıkıcılaşan ve amaçsız gözüken bir film olmuş...
Yabancı film izlemeye ilk başladığım dönemlerde izlediğim bir şaheser. Konu, reisin oyunculuğu her şey mükemmel o kadar uzun süreli bir film olmasına rağmen seyirciyi sıkmıyorsss.
Puanım 9.1
Bugün başyapıt filmlerine bu filme başladım iyi ki de başlamışım çok beğendim başta sıkılır gibi olsanızda sonra gelişen durumlar sizi sarıyor ve ilgiyle izlemenizi sağlıyor Brad Pitt ve diğer oyuncular harikaydı hepsinin emeğine sağlık
Sinemada 'hikaye anlatımı' denildiğinde ilk akla gelen en özgün filmlerden, hikayesi gerçekten çok iyi ve Brad Pitt de harika bir seçim olmuş. Filmin süresi biraz uzun geliyor ve ilerledikçe temposu azalıyor fakat tadı da damakta bırakıyor. Bu tarz özgün filmler çıkmayalı uzun yıllar oldu...
İhtiyar olarak gemide zar zor iş bulup da giderek gençleşmesi ve kaptanın bu durumu yadırgaması en unutulmaz detaylardandı, hele savaş kısmı. Yasak Aşk kısmı ise ilginçti... Filmin sonunda bebekleşip de ölmesi... gerçekten çok muhteşem bir hikaye.
İsmini çok duyduğum ama bir türlü izlemek nasip olmayan bir filmdi.
Konusu çok ilgi çekici ve hikayesini sevdim fakat film çok fazla uzun ve bu uzun süreyi iyi değerlendirememişler. Ortalarında baya bi sıkıldım ama merak uyandırdığı için bir yandan kendini izlettirdi. Filmin sonu da çok etkileyiciydi.
Dizideki aşk hikayesi bana nedense Titanic'i anımsattı ve Benjamin'in hikayeside Forrest Gump'ı anımsattı.
Yapılan makyajlar çok iyiydi.
Benjamin kızını erken bırakmayı seçti ama uzun bir süre yanlarında kalabilirdi. İşin sonunda eşi yine onun yanında oldu, son nefesinde de. Bu durumu yaşamamak için uzaklaşmıştı halbuki.
Filmde ilgimi çeken kısım huzur evinde herzaman siyahilerin çalışıyor olması. Yeni kişilerde siyahi kişilerdi.
Cate Blanchett bu filmde çok güzel. Bu saç rengi sarışın halinden daha fazla yakışıyor. Tüm oyunculuklar başarılıydı.
Uzun zamandır izlemek istediğim ama bir türlü fırsatım olmadığı bir filmdi. Gerçekten başından sonuna kadar çok zevk aldım. Pitt ve Blanchett çok güzel bir kimya yakalamışlar.
Filmin senaryosu benzersiz ama süresi uzun be. Uzun olduğu için bazı yerlerde hikayede durgunluk yaşadık. Her zaman filmlerin kısa ve öz olmasından yanayım.
Pitt, Button için biçilmiş kaftan gibiydi. Karakterin duygusunu bana çok güzel geçirdi. Filmdeki kostümler ve makyajlar da güzeldi.
Uzun süresine rağmen bir iki kısım hariç hiç sıkmayan, atmosferiyle hemen sizi içine çeken bir film. Filmde anlatılanlar daha kısa bir zamana sığdırılabilirdi bence sırıtmazdı. Ki bu özgün konudan bence çok farklı senaryolar da çıkabilirdi...
Brad Pitt ve Katy Blanchett’in uyumlaro çok iyiydi. İkisi arasındaki diyaloglar da özenle yazılmıştı, filmin aşk hikayesine dönmüş olmasını desteklemesem de etkileyiciydi aralarında geçen konuşmalar.
Yıllar önce bir şekilde TV'de denk gelmiştim sanırım. Yani filmi izlediğimi biliyorum ama hiçbir şey hatırlamadığımı da biliyorum. Tek hatırladığım konusuydu. Bu sebeple bu etkinlik vesilesi ile izlemek güzel oldu. Süresi yüzünden orta kısımlarda oldukça sıksa da oyunculuklar, hikayenin özgünlüğü ve muhteşem görüntülerle oldukça güzel bir filmdi.
Brad Pitt ve Cate Blanchett hem uyumlarıyla hem de oyunculuklarıyla ön plana çıkıyor. Yaşlandırmalar da oldukça iyiydi.
Benjamin'in bir bebeğe dönüşerek Daisy'nin kollarında ölmesi, o son bakışı çok etkileyiciydi. Film zaten ilk 45 dakika ve son 1 saat oldukça akıyor. Özellikle son 1 saatte çok güzel sahneler izliyoruz. Yine Daisy'nin yıllar sonra piyanonun başında küçük, sivilceli Benjamin'i gördüğü sahne de çok iyiydi.
Filme bir eleştirim de Benjamin'in bu tuhaflığına bir iki kişi dışında herkesin normal tepkiler vermesi. Bence herkesin şaşırması gereken bir durumdu bu. E süre uzunken bunu da yapabilirlerdi.
Son derece özgün, son derece ilgi çekici bir hikaye mevcut. Bunların üzerine David Fincher gibi bir yönetmen de eklenince ortaya kötü bir film çıkma ihtimali kalmıyor bana kalırsa zira Fincher bana göre, en başarılı hikaye anlatıcılarından birisi.
Öncelikle bu filmi mümkünse hiç spoiler yemeden izlemek lazım çünkü filmi izlemeye başlayıp, şöyle bir afallayıp, ardından da anlatılan hikayeyi çözme hissini sonuna kadar yaşamak gerekiyor. Aksi takdirde filmden alınacak haz, ciddi anlamda azalacaktır bence.
Bence filmin en başarılı noktası böyle fantastik bir hikayeyi, olabildiğince gerçekçi bir dille anlatabilmesi ve sonuna kadar ilgi çekiciliğini koruyabilmesi çünkü kurguya hakim olduktan sonra merak unsurunu kaybolabilirdi. Burada öyle bir şey söz konusu değil, Benjamin'in hikayesinin nasıl sonlanacağı, aşk faktörünün de devreye girmesiyle büyük bir merak konusu haline geliyor.
Tabii bu kadar özgün bir konuya sahip olmasına ve genel hatlarıyla iyi işlenmesine rağmen eksikleri de var maalesef...
Birincisi olay hem çok dar bir çevrede geçiyor, hem de Benjamin'in çevresinde yer alan hiçbir insan bu duruma gerçekçi ve mantıklı tepkiler vermiyor. Çok sıradan bir olaymış gibi davranıyorlar. Bu da yukarıda övgüyle bahsettiğim gerçekçilik temelini zedeliyor maalesef.
İkincisi gerçekten müthiş bir aşk hikayesi izliyoruz. Bir taraf yaşlanırken, diğer taraf gençleşiyor ve orta noktada buluşuyorlar.... Sonu da oldukça vurucu bu hikayenin ancak özellikle filmin ikinci yarısı tamamen aşk ekseninde ilerliyor. Benjamin'in dış dünya ile ilişkisini, asıl ailesiyle (babasıyla) yeniden bir araya gelmesinden sonra yaşanan süreci, maceralarını daha çok ve daha detaylı görmek isterdim.
Üçüncüsü ise filmin süresi gereğinden uzun... Evet, bu üzün süreye rağmen fazla sıkmıyor izleyiciyi ancak daha kısa bir sürede de benzer şeyleri anlatabilirdi izleyiciye David Fincher.
Brad Pitt'in ve Cate Blanchett'ın oyunculuk performansları oldukça başarılı. Cate Blanchett ayrıca çok da güzel, keşke kendisini hep bu saç rengiyle görsek...
Bu site, içeriği kişiselleştirmek, deneyiminize uyarlamak ve kayıt olmanız durumunda giriş yapmanızı sağlamak için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanır.
Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımına izin veriyorsunuz.