FK13 The 400 Blows / 400 Darbe (1959) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,076
Reaksiyon puanı
49,727
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com



1630691462462.png



The 400 Blows


Tür:
Suç, Dram
Süre: 99 dakika

Yönetmen: François Truffaut
Senaryo: François Truffaut, Marcel Moussy

Oyuncular:
Jean-Pierre Léaud
Albert Rémy
Claire Maurier

IMDb Linki


Puanlar:
IMDb: 8.1/10

Filmin Fragmanı:



Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
The 400 Blows (400 Darbe), Fransızcada okuldan kaçıranlar için kullanılan "okulu kırmak" anlamına geliyor. Filmin ismi de filmi anlatır nitelikte. Dokuz buçuk yaşındaki Antoine'ın okulu kırmasıyla başlayan süreçle aile kavramı, ebeveyn gibi kavramlar ortaya konuyor. Ders niteliğinde bir film.

1959 yapımlı bu filmde fazlasıyla kendi çocukluğunuza gidebilir, hatta belki de 20. yüzyıldan, 21. yüzyıla bakan bir pencere görebilirsiniz. Ebeveynler aynı buradaki gibi ceza sistemiyle çocuğu eğitmeye çalışmakta, öğretmenler aynı buradaki gibi ödev sistemiyle uğraşmakta ve aynı buradaki gibi ebeveyn ve öğretmen arasındaki gereksiz iletişim şekli kendini göstermekte.

Antoine üzerinden çocuk psikolojisini görüyoruz aslında. Antoine her ceza alışında yalan söyleme eğilimi gösteriyor ya da her doğru söylediğinde inanmadıkları için yalan söyleme eğilimi gösteriyor. Ceza alma korkusu onu kaçmaya itiyor.

Kaçmak ve yalan söylemek onu ebeveynleriyle daha da karşı karşıya getiriyor, hatta öğretmenleriyle de. Patlama noktası ise, şiddet oluyor. Şiddet sonrası ise kaçış söz konusu oluyor. Arkadaşı René ile birlikte kaçıyor, babasının iş yerindeki daktilosunu çalıyor, sonrası ıslahevi oluyor onun için. Ebeveynlerinden yine şiddet derecesi yüksek bir hareket daha. Babası işkolik, annesi de çalışıyor ama aynı zamanda patronuyla kocasını aldatıyor ve buna okulu kırdığı sırada Antoine de şahit oluyor. Örnek olmayan, çocuk yetiştirmemesi gereken bir ebeveyn profili.

Islahevine gitti sıralar gerçekler de ortaya çıkıyor. Aslında kendisi evlilik dışıymış, babası sandığıyla sonradan evlenmiş. Büyükannesi olmasa çoktan hayatını kaybedecekmiş. Bu detaylar da aslında yönetmen François Truffaut'un kendi hayatından kesitler. 27 yaşında ortaya çıkardığı bu filmde aynı baş karakterdeki çocuk gibi gerçek babasıyla hiçbir zaman tanışamıyor. Aynı zamanda kendisinin otobiyografik bir filmi. Yaşadığı bazı şeyleri aktarması filmi etkileyici kılıyor ve gerçekçiliğini artırıyor.

9/10

02.09.2021
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
@bazinga'dan 5 puan geliyor, en fazla 6 puan gelir, hissediyorum. Konuyu düz ve basit bulabilir. :A
 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,076
Reaksiyon puanı
49,727
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Top 250'deki kalıcı filmlerden nadir izlemediklerimden bir tanesiydi. Nihayet etkinlik vesilesiyle izlemiş oldum. Özellikle Truffaut'un hiçbir filmini izlememiş olmamdan dolayı hem merak ediyordum hem de neyle karşılacağımı bilmiyordum.

Öncelikle filmdeki yönetmenliği çok başarılı buldum. Fransız Yeni Dalga'nın kurucu filmi olarak söylenen bu film, yönetmenin ilk filmiymiş aynı zamanda. Fakat bir ilk film için gerçekten çok iyi. Yönetmen hem çocuk psikolojisini çok iyi yakalamış hem de gündelik hayatın sıradan unsurlarını bile ilgi çekici bir şekilde yansıtmayı başarmış.

Filmin tek Oscar adaylığı senaryoda gelmiş ama bugünün gözüyle şahsen çok da ilgi çekici bulmadım senaryoyu. Bir de bu ara şansıma bu tip konulu çok filme denk gelmem bir şanssızlık oldu. Hatta bir gece önce izlediğim film de tamamen anne-baba geçimsizliğinden çok çeken, ilgisizlik mağduru çocuk üzerineydi. Bu da bu temalar etrafında geçen bir film...

Yönetmenin diğer işlerini de aynı oranda, hatta daha yüksek oranlarda severim umarım. Diğer işlerini de en kısa zamanda izlemeye başlamak istiyorum...

7.5/10
------

Az daha unutuyordum, filmin tema müziği muhteşemdi. Filme dair en çok sevdiğim şeylerden olabilir. :)
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Top 250'deki kalıcı filmlerden nadir izlemediklerimden bir tanesiydi. Nihayet etkinlik vesilesiyle izlemiş oldum. Özellikle Truffaut'un hiçbir filmini izlememiş olmamdan dolayı hem merak ediyordum hem de neyle karşılacağımı bilmiyordum.

Öncelikle filmdeki yönetmenliği çok başarılı buldum. Fransız Yeni Dalga'nın kurucu filmi olarak söylenen bu film, yönetmenin ilk filmiymiş aynı zamanda. Fakat bir ilk film için gerçekten çok iyi. Yönetmen hem çocuk psikolojisini çok iyi yakalamış hem de gündelik hayatın sıradan unsurlarını bile ilgi çekici bir şekilde yansıtmayı başarmış.

Filmin tek Oscar adaylığı senaryoda gelmiş ama bugünün gözüyle şahsen çok da ilgi çekici bulmadım senaryoyu. Bir de bu ara şansıma bu tip konulu çok filme denk gelmem bir şanssızlık oldu. Hatta bir gece önce izlediğim film de tamamen anne-baba geçimsizliğinden çok çeken, ilgisizlik mağduru çocuk üzerineydi. Bu da bu temalar etrafında geçen bir film...

Yönetmenin diğer işlerini de aynı oranda, hatta daha yüksek oranlarda severim umarım. Diğer işlerini de en kısa zamanda izlemeye başlamak istiyorum...

7.5/10
İyi bari, geçerli not vermiş 7.5 puan ile. Sürekli film izlediği için benzer temalı şeylere denk geliyor, bu da puanını düşürüyor. Diğer türlü 8 puanın üstüne çıkar ve belki de top 250 listene girerdi. :D
 
  • Güldürdün
Reactions: bazinga

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,219
Reaksiyon puanı
107,922
Puanı
1,060
Fena olmayan bir film.
Ceza sistemi, umursamayan bir ailenin bir çocukta oluşturduğu psikolojik durumları anlatan bir film.
Filmin 1959 yılına ait olduğunu unutmamak gerekir. Biraz alışık olunan bir senaryo gelsede kendi zamanında okul ve ev olaylarının etki bırakışını iyi bir şekilde yansıtmalarını sevdim.
anne karakteri çok dengesiz, bazen ilgili ama çoğu zaman umursamaz bir anne.
İlk kez ingilizce harici olan bir filmde alt yazılı izlerken zaman zaman odaklanmamı zorlaştırdı. Bu arada tek tük isveçeye yakın kelimeler vardı.
Ben de müziklerini beğendim.

6.5/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Fena olmayan bir film.
Ceza sistemi, umursamayan bir ailenin bir çocukta oluşturduğu psikolojik durumları anlatan bir film.
Filmin 1959 yılına ait olduğunu unutmamak gerekir. Biraz alışık olunan bir senaryo gelsede kendi zamanında okul ve ev olaylarının etki bıraktışını iyi bir şekilde yansımalarını sevdim.
anne karakteri çok dengesiz, bazen ilgili ama çoğu zaman umursamaz bir anne.
İlk kez ingilizce harici olan bir filmde alt yazılı izlerken zaman zaman odaklanmamı zorlaştırdı. Bu arada tek tük isveçeye yakın kelimeler vardı.
Ben de müziklerini beğendim.

6.5/10
Puanın kimi zaman @bazinga'nın bir tık altı oluyordu, yine öyle oldu. :A Eğitimci olarak kısmen de olsa beğenmişsin. :D
 
  • Beğendim
Reactions: Dosi and bazinga

mesmeso

Moderatör
Katılım
27 Kasım 2016
Mesajlar
17,621
Reaksiyon puanı
9,604
Puanı
860
Yaş
24
Konum
Trabzon
Filmi beğendim diyebilirim ama zevkle izlediğimi söyleyemem. Siyah beyaz olmasına rağmen çekimleri beğendim. Ağır ilerleyen senaryosu ile siyah beyaz olması eklenince benim için bir tık sıkıcı geçti diyebilirim.

Filmde dönemin eğitim sistemi güzel bir şekilde eleştiriliyor. Öğretmenlerin öğrenciler üzerindeki kötü davranışlarının ne kadar kötü sonuçlanabileceğini bize anlatmak istemiş. Finali de güzel yaptılar. Antoine'nin düştüğü durumdan güzel bir dram yaratmışlar.

7/10
 

Sherlock

Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,077
Reaksiyon puanı
47,696
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Filmi izleyeli uzun zaman oldu, etkinlik için de tekrar izlemedim açıkçası, henüz tekrar izlememi gerektirecek kadar zaman geçtiğini düşünmüyorum. Bu sebeple kısaca yorumlayarak daha önce vermiş olduğum puanı vereceğimi belirtmek isterim. :A

The 400 Blows izlediğim en iyi filmlerden... Çocuk olmak, çocuk psikolojisi, ebeveynlerin çocuklar üzerindeki etkisi gibi birçok konu başrolümüz Antoine Doinel üzerinden başarılı bir şekilde işleniyor. Çağının ve döneminin gerçekten ötesinde bir film. Ayrıca belirtmek isterim ki Antoine Doinel'in hayat yolculuğu bu film ile sonlanmıyor, bu film aslında bir serinin başlatıcısı. Karakterimizin hayat yolculuğu ve maceraları bu filmin devamında gelen filmlerle devam ediyor. Bu filmin değeri o filmleri izledikçe artıyor bence, çünkü çok gerçekçi bir karakter gelişimine tanıklık ediyoruz. François Truffaut adeta bir insan yaşamını ele alıyor, o yüzden devam filmlerini de izlemenizi öneririm...

Yönetmenlik performansı çok başarılı, çağının ötesinde. Zaten Fransız Yeni Dalgası'nın kurucu filmi olarak kabul ediliyor, sinema tarihi açısında da oldukça önemli bir konumda olduğunu söyleyebiliriz bu yüzden.

Puan: 9/10
 

Tolstoyevski

Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
İzleyeli haftalar oldu neredeyse ve yorum yapmaya üşendim halen de üşeniyorum ama birkaç kelime etmek gerekirse bu filmi nedense Bisiklet Hırsızları filmine benzetiyorum. İkisinde de benzer bir tema vardı ya da hissettirdikleri benzer.

Dönemine göre hatta şimdiki zamanda çekilse bile oldukça çarpıcı bir film diyebiliriz. Yönetmenliği de çok iyi, zaten kült haline gelmesinin sebebi de bu.


Toplumdaki Suç unsurunun aileden kaynaklanan unsurlarla başlayıp kelebek etkisi misali dönüştüğünü anlatan bir olaya sahip aslında. Çocukları suça iten unsurlar büyük ölçüde ailesel sebeplerden ya da çevreden kaynaklanıyor. Ama elbette ki tek sebep bunlar değil, o ayrı bir konu…

8.1