[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Televizyon kanallarındaki dizi furyasına rağmen uzun yıllardır varlığını başarıyla sürdüren ve artık ekol olan programlar var.[/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif] İşin ilginç yanı bunca yıldır bu programların sunucuları popülerliklerinden hiçbir şey yitirmedi ve rakipleri de çıkmadı. Saim Orhan, Okan Bayülgen, Beyazıt Öztürk, Acun Ilıcalı ve Cüneyt Özdemir...
Farklı alanlarda program yapmalarına rağmen hepsinin ortak özelliği rakipsiz olmaları. Peki onların kalıcı olmasının sırrı ne, bu kadar yıl ekranda oldukları halde yüzlerini eskitmemeyi nasıl başarıyorlar? Bu beş başarılı televizyoncunun serüvenlerine göz attık... [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Radyoda pişti TV'ye düştü [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Beyazıt Öztürk: Şovmen, talk-show programı sunucusu, komedyen, radyo programcısı ve oyuncu... Radyoculukla ilk adımı attığı eğlence ve şov dünyasında uzun yıllar zirvede kalması, söyleyemediği 'r' harfinin kerameti değil elbette. 1990'lı yıllarda Radyo Klas'ta sunduğu 'Gece Tavuğu' ile hayallerine kavuşsa da 'gemilerde talim var' diyerek şov dünyasının ortasında buldu kendini. 1995'te Number One TV'de görünmeden yaptığı 'Beyaz' adlı programın ilgi görmesinin ardından Kanal 6 onun için eşik olmuştu. Pek çok kişi ise adını halen Kanal D'de ekrana gelen Beyaz Show'da duydu. "40 yaşını geçtim, olgunluk üzerime çöktü." diyen Öztürk'ün hayatla ilgili beklentisi hayatı küçültüp başlangıç noktasına dönmek... [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Görünmeyenin peşinden gitti [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Okan Bayülgen: 'Televizyon çocuğu' unvanını, DT'nin (1989-1994) en genç yönetmeni olduğu için değil, Trabzon DT'de rejisini yaptığı bir oyunun yönetim tarafından kaldırılmasıyla aldı. O gün istifa edip kendini radyo ve televizyonun kollarına bırakmasaydı, belki de bugün DT'den emekliliği gelmiş bir tiyatrocuydu. 1995'te Radyo Contact, 1997'de Kiss FM ve 1999'da Radyo D'deki hızlı günlerinde haber spikerliği de dahil yol durumu raporları ondan soruldu. Görünenden çok görünmeyene olan ilgisi onu meslektaşlarından ayırdı. 'Televizyonun asi çocuğu' 2000'li yıllarda 'Satel TV' stüdyosuna bırakıldı. atv'de Gece Kuşu ve Televizyon Çocuğu, Kanal D'de Zaga ile izleyici karşısına çıktı. Zaman buldukça oyunculuk yapıyor, seslendirme için stüdyo stüdyo geziyordu. NTV'deki farklı arayışların ardından tv8, şimdilik son durağı oldu. Başarısını ekibine borçlu olduğunu her fırsatta dillendiriyor. [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Dünyayı küçülttü! [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Saim Orhan: Bundan 17 yıl önce evinden çıktığında, yolculuğunun bu kadar uzun olacağını kendisi de tahmin edemezdi. Gözünü kapatıp, dünya haritasının üstünde gezdirdiği işaret parmağının rotasını çizme konusunda etkili olup olmadığını bilmiyoruz ancak, 'modern Evliya Çelebi' unvanını hak ettiği muhakkak. Asya'dan Avrupa'ya, Çin'den Orta Asya'ya her gün farklı bir ülkeden evlerimize pencere açmasıyla dünyayı sadece kendisi için değil bizim için küçük bir köye dönüştürdü. 60'lı-70'li yılların yaşandığı Yakutistan'a ilk giden Türk televizyon ekibi olmakla kalmayacak, Grönland'dan Madagaskar'a, Afganistan'dan Brezilya'ya, Meksika'dan Papua Yeni Gine'ye, Yeni Zelanda'dan İzlanda'ya kadar 110 ülkede yaptığı çekimlerle coğrafya bilgimize katkıda bulundu. Aldığı ödüller, gördüğü ülkeler her ne kadar kariyerine önemli katkılar yapsa da başarısında, yolunu gözleyen eşi ve çocuklarının payını unutmamak gerekir. [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Reytingin nereden geleceğini biliyor [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Acun Ilıcalı: 'Milyon dolarlık dizi filmleri kim dize getirebilir?' diye bir soruya cevap olarak pek çok kişi onu gösterecektir. Spor muhabirliğinden gelerek 36 yaşında vergi rokertmenleri listesine girdi. Yaramazlıkları, başarısız okul kariyeri, evlilikleri, kazada kaybettiği anne-baba acısına gösterdiği tevekküldü belki de onu başarılı yapan. 100 dolar maaşla başladığı Show TV'de reyting rekorları kıran onlarca programa imza atması uzun yıllar konuşulacaktır. Ancak onu başarılı yapan en büyük faktör, 'bizden biri gibi görülmesi'. Halkın dilinden çok iyi anlamasını ise geldiği yeri unutmamasına bağlamak gerek. [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Mesleğinden çok, insanları seviyor [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Cüneyt Özdemir: Ofisboy ve asistan olarak girdiği televizyon dünyasında saygın bir yere gelmesinde Mehmet Ali Birand'ın katkısı büyük. Yurtdışında aldığı eğitimler kariyerinde önemli bir yer tutsa da, adını CNN Türk'ü kuran kadroya dahil etmesi unutulmayacak. 5N1K programını ilk yıllardaki heyecanıyla devam ettiriyor. Kız Kulesi Efsanesi, Meşin Yuvarlağın Türkiye Serüveni, Festival, Araba Sevdası ve Herkesin Babasının Anlatacak Bir Hikâyesi Var gibi belgesellerin dışında projelerine 'Sağır Oda' adlı bir de dizi ekledi. 'Gazetecilik mesleği'nde de hızlı ama kontrollü koşusuna devam ediyor. Mesleğinden çok, insanları sevdiğini söyleyen Özdemir, "Ne sövgülerle yıkıldım ne alkışlarla şımardım. Haberin bir adım gerisinde durdum, önüne geçmedim." diyor.[/FONT]
Yunus Bülbül / Zaman
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif] İşin ilginç yanı bunca yıldır bu programların sunucuları popülerliklerinden hiçbir şey yitirmedi ve rakipleri de çıkmadı. Saim Orhan, Okan Bayülgen, Beyazıt Öztürk, Acun Ilıcalı ve Cüneyt Özdemir...
Farklı alanlarda program yapmalarına rağmen hepsinin ortak özelliği rakipsiz olmaları. Peki onların kalıcı olmasının sırrı ne, bu kadar yıl ekranda oldukları halde yüzlerini eskitmemeyi nasıl başarıyorlar? Bu beş başarılı televizyoncunun serüvenlerine göz attık... [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Radyoda pişti TV'ye düştü [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Beyazıt Öztürk: Şovmen, talk-show programı sunucusu, komedyen, radyo programcısı ve oyuncu... Radyoculukla ilk adımı attığı eğlence ve şov dünyasında uzun yıllar zirvede kalması, söyleyemediği 'r' harfinin kerameti değil elbette. 1990'lı yıllarda Radyo Klas'ta sunduğu 'Gece Tavuğu' ile hayallerine kavuşsa da 'gemilerde talim var' diyerek şov dünyasının ortasında buldu kendini. 1995'te Number One TV'de görünmeden yaptığı 'Beyaz' adlı programın ilgi görmesinin ardından Kanal 6 onun için eşik olmuştu. Pek çok kişi ise adını halen Kanal D'de ekrana gelen Beyaz Show'da duydu. "40 yaşını geçtim, olgunluk üzerime çöktü." diyen Öztürk'ün hayatla ilgili beklentisi hayatı küçültüp başlangıç noktasına dönmek... [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Görünmeyenin peşinden gitti [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Okan Bayülgen: 'Televizyon çocuğu' unvanını, DT'nin (1989-1994) en genç yönetmeni olduğu için değil, Trabzon DT'de rejisini yaptığı bir oyunun yönetim tarafından kaldırılmasıyla aldı. O gün istifa edip kendini radyo ve televizyonun kollarına bırakmasaydı, belki de bugün DT'den emekliliği gelmiş bir tiyatrocuydu. 1995'te Radyo Contact, 1997'de Kiss FM ve 1999'da Radyo D'deki hızlı günlerinde haber spikerliği de dahil yol durumu raporları ondan soruldu. Görünenden çok görünmeyene olan ilgisi onu meslektaşlarından ayırdı. 'Televizyonun asi çocuğu' 2000'li yıllarda 'Satel TV' stüdyosuna bırakıldı. atv'de Gece Kuşu ve Televizyon Çocuğu, Kanal D'de Zaga ile izleyici karşısına çıktı. Zaman buldukça oyunculuk yapıyor, seslendirme için stüdyo stüdyo geziyordu. NTV'deki farklı arayışların ardından tv8, şimdilik son durağı oldu. Başarısını ekibine borçlu olduğunu her fırsatta dillendiriyor. [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Dünyayı küçülttü! [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Saim Orhan: Bundan 17 yıl önce evinden çıktığında, yolculuğunun bu kadar uzun olacağını kendisi de tahmin edemezdi. Gözünü kapatıp, dünya haritasının üstünde gezdirdiği işaret parmağının rotasını çizme konusunda etkili olup olmadığını bilmiyoruz ancak, 'modern Evliya Çelebi' unvanını hak ettiği muhakkak. Asya'dan Avrupa'ya, Çin'den Orta Asya'ya her gün farklı bir ülkeden evlerimize pencere açmasıyla dünyayı sadece kendisi için değil bizim için küçük bir köye dönüştürdü. 60'lı-70'li yılların yaşandığı Yakutistan'a ilk giden Türk televizyon ekibi olmakla kalmayacak, Grönland'dan Madagaskar'a, Afganistan'dan Brezilya'ya, Meksika'dan Papua Yeni Gine'ye, Yeni Zelanda'dan İzlanda'ya kadar 110 ülkede yaptığı çekimlerle coğrafya bilgimize katkıda bulundu. Aldığı ödüller, gördüğü ülkeler her ne kadar kariyerine önemli katkılar yapsa da başarısında, yolunu gözleyen eşi ve çocuklarının payını unutmamak gerekir. [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Reytingin nereden geleceğini biliyor [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Acun Ilıcalı: 'Milyon dolarlık dizi filmleri kim dize getirebilir?' diye bir soruya cevap olarak pek çok kişi onu gösterecektir. Spor muhabirliğinden gelerek 36 yaşında vergi rokertmenleri listesine girdi. Yaramazlıkları, başarısız okul kariyeri, evlilikleri, kazada kaybettiği anne-baba acısına gösterdiği tevekküldü belki de onu başarılı yapan. 100 dolar maaşla başladığı Show TV'de reyting rekorları kıran onlarca programa imza atması uzun yıllar konuşulacaktır. Ancak onu başarılı yapan en büyük faktör, 'bizden biri gibi görülmesi'. Halkın dilinden çok iyi anlamasını ise geldiği yeri unutmamasına bağlamak gerek. [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Mesleğinden çok, insanları seviyor [/FONT]
[FONT=verdana,arial,helvetica,sans-serif]Cüneyt Özdemir: Ofisboy ve asistan olarak girdiği televizyon dünyasında saygın bir yere gelmesinde Mehmet Ali Birand'ın katkısı büyük. Yurtdışında aldığı eğitimler kariyerinde önemli bir yer tutsa da, adını CNN Türk'ü kuran kadroya dahil etmesi unutulmayacak. 5N1K programını ilk yıllardaki heyecanıyla devam ettiriyor. Kız Kulesi Efsanesi, Meşin Yuvarlağın Türkiye Serüveni, Festival, Araba Sevdası ve Herkesin Babasının Anlatacak Bir Hikâyesi Var gibi belgesellerin dışında projelerine 'Sağır Oda' adlı bir de dizi ekledi. 'Gazetecilik mesleği'nde de hızlı ama kontrollü koşusuna devam ediyor. Mesleğinden çok, insanları sevdiğini söyleyen Özdemir, "Ne sövgülerle yıkıldım ne alkışlarla şımardım. Haberin bir adım gerisinde durdum, önüne geçmedim." diyor.[/FONT]
Yunus Bülbül / Zaman