FK12 Taste of Cherry / Kirazın Tadı (1997) - Film Yorumları

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,076
Reaksiyon puanı
49,726
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com



1626531872982.png



Taste of Cherry


Tür:
Dram
Süre: 95 dakika

Yönetmen: Abbas Kiarostami
Senaryo: Abbas Kiarostami

Oyuncular:
Homayoun Ershadi
Abdolrahman Bagheri
Afshin Khorshid Bakhtiari

IMDb Linki


Puanlar:
IMDb: 7.7/10
Rotten Tomatoes: 84%
Metacritic: 80/100

Filmin Fragmanı:



Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.


 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Badii hayattan umudunu kaybetmiş, çare olarak intiharı seçmiş ve seçtiği yolda kazdığı mezarı kapatacak birisini aramaktadır. Bu yolda üç kişiyi bulur ve üçüncü kişi teklifini kabul eder. Hayata dair düşündüren sahneler vardı. Türk olan Bakari'nin sahneleri gelince film ayrı bir anlam kazandı. Özellikle onun sahneleri, kişisel gelişim sahneleri gibiydi.

Üçüncü kişiye bir anda geçiş yapıldı, sanki sahne kesilmiş gibiydi. Sonlara doğru iyice ağırlaşmaya başladı film. Ayrıca daha iyi bir son beklerdim ama tabii final seyirciye bırakılmış ve filmin finali bu yüzden havada kalmış gibi oldu. Düşündürmesi adına izlemeye değer bir film. Özellikle diyaloglar yönünden düşünmeye sevk ediyor film, kimi tespit yerinde ve İranlı yönetmenin, kolay kolay cesaret edilemeyecek bir konuyu işlemesi de tebrik edilesi.

7/10

23.02.2021
 

phoebebuffay

Favori Üye
Katılım
12 Şubat 2020
Mesajlar
4,866
Reaksiyon puanı
5,789
Puanı
559
Büyük umutlarla izlemedim ama yine de beklentimin çok altında kaldı maalesef. İzlediğim filmde Altın Palmiye'yi ve abartılı övgüleri hak edecek bir şey bulamadım. Güzel diyaloglarla bezeli duygusal olarak yoğun ve derinlikli bir film bekliyordum ama bana göre hiçbiri yoktu. İntihar etmeye karar vermiş bir adamın kendisine yardım edecek birini bulma çabasını ve film boyunca o karakterlerle arabadaki sıkıcı diyaloglarını izledik. Beni hiç içine çekemeyen ve sıkılarak izlediğim bir film oldu. Bir yerden sonra ileri sara sara izledim. :( Görsel olarak da kötü bir filmdi, sapsarı renk tonunu hiç sevmedim. Çok fazla İran filmi izlemedim ama izlediklerim arasında en kötüsüydü...

4.5/10
 
Son düzenleme:

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Büyük umutlarla izlemedim ama yine de beklentimin çok altında kaldı maalesef. İzlediğim filmde Altın Palmiye'yi ve abartılı övgüleri hak edecek bir şey bulamadım. Güzel diyaloglarla bezeli duygusal olarak yoğun ve derinlikli bir film bekliyordum ama bana göre hiçbiri yoktu. İntihar etmeye karar vermiş bir adamın kendisine yardım edecek birini bulma çabasını ve film boyunca o karakterlerle arabadaki sıkıcı diyaloglarını izledik. Beni hiç içine çekemeyen ve sıkılarak izlediğim bir film oldu. Bir yerden sonra ileri sara sara izledim. :( Görsel olarak da kötü bir filmdi, sapsarı renk tonunu hiç sevmedim. Çok fazla İran filmi izlemedim ama izlediklerim arasında en kötüsüydü...

4.5/10
Abbas Kiyarüstemi'nin tarzı bu ve ayrıca bu bir sanat filmi. Sanat filmlerinin genel özelliği zaten ağır bir şekilde akması ve seyirciye bir şeyler sunma çabası. Bazı sanat filmlerinde görsellik ön plana çıkar, bazılarında da ağır ağır ilerleyerek izleyiciye bir şeyler sunma çabası vardır. Bu düşük bütçeli bir film olduğunu da unutmamak lazım. Yönetmenin amacı renk tonlarını, görüntüye ön planda tutmak değil ki. Çekildiği döneme ve çekildiği coğrafyayı da unutmamak lazım. Bu film doksanlı yıllarda çekiliyor ve çekildiği coğrafya, İran coğrafyası. Haliyle görselliğin mükemmel olması beklenemez ama işlenen konu çok cesur bir konu. Türkiye'deki doksanlı yıllardaki filmlere baktığımızda ya da biraz daha önceye gidelim, genel olarak restore edilmemişse, bu görüntüye yakın bir görüntü hakim olur.

Filmde intihar etmeye kalkan bir adamın kendisine yardım edecek birini bulma çabası diye bir şey yoktu filmde aslında sadece. Hayatından vazgeçmiş bir adamın arabayla yola çıkarak ona bu yolda eşlik edecek kişiyi bulma çabası vardı. Karşısına çıkanlar tepki gösterdi, ta ki sondaki Türk karakterini görünceye kadar. Evet, sonlara doğru tam da sanat filmine yakışır bir şekilde ilerleyip sıkması söz konusuydu evet ama sonu da tam anlamıyla sanat filmi gibi seyirciye bırakması ile bitti.

Bence şartları dikkate almalı ve sanat filmi olduğuna dikkate alarak izlemeliydin. Sadece konusuna dikkate alarak izlediğin zaman ve bulunduğu dönemi, bulunduğu coğrafyayı atladığın zaman, film tam bir hayal kırıklığına dönüşebilir.
 

phoebebuffay

Favori Üye
Katılım
12 Şubat 2020
Mesajlar
4,866
Reaksiyon puanı
5,789
Puanı
559
Güzel diyaloglarla bezeli duygusal olarak yoğun ve derinlikli bir film bekliyordum ama bana göre hiçbiri yoktu.
@Araf ben burada filmden ne beklediğimi yazdım. Ben görsel ve teknik olarak çok iyi bir film beklemiyordum ki zaten. Ekstra olarak görüntünün ve filmin renk tonunun kötü olduğunu yazdım sadece.

Ben ağır akan, durgun filmleri severim. Bu filmi beğenmememin sebebi ağır akması değildi. Beğenecek bir şey bulamadım, diyaloglar beni içine çekmedi ve etkileyici bulmadım. Filmin büyük kısmı da diyaloglardan ibaretti zaten.
 
  • İlginç
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
@Araf ben burada filmden ne beklediğimi yazdım. Ben görsel ve teknik olarak çok iyi bir film beklemiyordum ki zaten. Ekstra olarak görüntünün ve filmin renk tonunun kötü olduğunu yazdım sadece.

Ben ağır akan, durgun filmleri severim. Bu filmi beğenmememin sebebi ağır akması değildi. Beğenecek bir şey bulamadım, diyaloglar beni içine çekmedi ve etkileyici bulmadım. Filmin büyük kısmı da diyaloglardan ibaretti zaten.
Sen bilirsin tabii, sadece belirtmek istedim. :A

Mesela Elephant bana hitap etmedi, sana da bu film hitap etmedi. :D

Genelde yaşayanlar için daha özel bir film, yaşamadım ama kötü bir film olduğunu düşünmedim. :)
 

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,076
Reaksiyon puanı
49,726
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
İran sinemasını sevdiğini iddia eden biri olarak nihayet ilk Abbas Kiarostami ile tanışmış oldum. Güzel bir tanışma hikayesi oldu...

Filmin görünür tarafında mezarını kazacak adam arayan birinin yaşadıkları olsa da arka planı daha derinlikli...

Ana karakterimiz kesin bir şekilde intihara karar vermiş ve bunu tartışmaya açık olmayan bir konu olarak görse de aslında gerçekler farklı. İntihara meyilli bir adamın tutunacak bir dal bulmaya çalışma hikayesini izliyoruz aslında filmde. Normalde intiharı kafasına koyan bir adam gider intihar eder gerisine bu kadar kafa yormaz. Eğer kesin olarak bir yere gömülmek istiyorsa da vasiyet olarak yazar vs. bulur bir yolunu. Fakat adam bilinçaltında hala yaşamak istiyor ve gerçek arayışı çok farklı.

Seçtiği adamlar da aslında bunu destekler nitelikte. İlk olarak bir asker seçiyor. Yani gücü otoriteyi temsil eden biri. Belki de komutanına haber verip ölmesini engellemesini istiyor içten içe. Fakat tabii bu isteğini kendisine bile itiraf edemiyor. O nedenle güçlü bir asker yerine gencecik tecrübesiz bir asker seçiyor.

İkinci olarak ise bir din adamı seçiyor. Bu kez inancı güçlü hem hayata hem ölüme dair sözleri olabilecek bir adam. Tabii yine çok genç birini seçiyor kendine itiraf edemediklerinden ötürü. Bu kez gerçek niyetinin bu olmadığını açıkça söyleyerek inkarını vurguluyor.

İlk iki adamdan umduğunu bulamayınca ise bu kez gençlerden vazgeçip tecrübeli birini seçiyor. Adam da döktürüyor tabii ve nihayet beklediğini bulmuş oluyor...

Hikayeye bir de diğer açıdan bakacak olursak:


Film boyunca üç adamın intihara kesin karar vermiş bir adamla diyalogunu izliyoruz. İster istemez sen olsan ne yapardın diye sorduruyor...

İlk çocuk en kolay yolu seçiyor ve hiç umursamıyor. Tamamen kendini düşünüyor ve bu işten başının belaya girebileceğini düşünüyor. Aslında çoğumuz da bunu yapardık sanırım...

İkinci karakter mesleğinin de verdiği şeyle klişelerle göstermelik vazgeçirmeye çalışıyor. İntiharın günah olduğunu söyleyerek birini intihardan vazgeçirmeye çalışmak ne kadar etkili tartışmaya açık bir konu...

Son karakter ise doğru bir yolla yaklaşmayı başarıyor meseleye. Hiç öyle akla ilk gelen cümleleri kurmuyor. Diyor ki "kirazın tadını da mı özlemeyeceksin be adam"... Evet hayat bu küçük detaylarla güzel ve mesele onların tadını yakalayabilmekte, değerini bilebilmekte...


Karakterlerin etkin çeşitliliği ve yol boyunca gördüğümüz İran manzaralarıyla da fazla göze sokmadan İran'daki karmaşıklığa da değinilmiş...

Genel anlamda beğendiğim ve sürükleyici bulduğum bir film oldu. Fakat bazı kısımların aşırı yavaş kaldığını, geçişlerde sıkıcılaştığı anlar olduğunu kabul ediyorum. En sonunu da beğenmedim. Fakat genel anlamda bakılınca akılda kalıcı, kaliteli bir filmdi. Türk amcanın sözleri aklımdan çıkmayacak...

8/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
İran sinemasını sevdiğini iddia eden biri olarak nihayet ilk Abbas Kiarostami ile tanışmış oldum. Güzel bir tanışma hikayesi oldu...

Filmin görünür tarafında mezarını kazacak adam arayan birinin yaşadıkları olsa da arka planı daha derinlikli...

Ana karakterimiz kesin bir şekilde intihara karar vermiş ve bunu tartışmaya açık olmayan bir konu olarak görse de aslında gerçekler farklı. İntihara meyilli bir adamın tutunacak bir dal bulmaya çalışma hikayesini izliyoruz aslında filmde. Normalde intiharı kafasına koyan bir adam gider intihar eder gerisine bu kadar kafa yormaz. Eğer kesin olarak bir yere gömülmek istiyorsa da vasiyet olarak yazar vs. bulur bir yolunu. Fakat adam bilinçaltında hala yaşamak istiyor ve gerçek arayışı çok farklı.

Seçtiği adamlar da aslında bunu destekler nitelikte. İlk olarak bir asker seçiyor. Yani gücü otoriteyi temsil eden biri. Belki de komutanına haber verip ölmesini engellemesini istiyor içten içe. Fakat tabii bu isteğini kendisine bile itiraf edemiyor. O nedenle güçlü bir asker yerine gencecik tecrübesiz bir asker seçiyor.

İkinci olarak ise bir din adamı seçiyor. Bu kez inancı güçlü hem hayata hem ölüme dair sözleri olabilecek bir adam. Tabii yine çok genç birini seçiyor kendine itiraf edemediklerinden ötürü. Bu kez gerçek niyetinin bu olmadığını açıkça söyleyerek inkarını vurguluyor.

İlk iki adamdan umduğunu bulamayınca ise bu kez gençlerden vazgeçip tecrübeli birini seçiyor. Adam da döktürüyor tabii ve nihayet beklediğini bulmuş oluyor...

Hikayeye bir de diğer açıdan bakacak olursak:


Film boyunca üç adamın intihara kesin karar vermiş bir adamla diyalogunu izliyoruz. İster istemez sen olsan ne yapardın diye sorduruyor...

İlk çocuk en kolay yolu seçiyor ve hiç umursamıyor. Tamamen kendini düşünüyor ve bu işten başının belaya girebileceğini düşünüyor. Aslında çoğumuz da bunu yapardık sanırım...

İkinci karakter mesleğinin de verdiği şeyle klişelerle göstermelik vazgeçirmeye çalışıyor. İntiharın günah olduğunu söyleyerek birini intihardan vazgeçirmeye çalışmak ne kadar etkili tartışmaya açık bir konu...

Son karakter ise doğru bir yolla yaklaşmayı başarıyor meseleye. Hiç öyle akla ilk gelen cümleleri kurmuyor. Diyor ki "kirazın tadını da mı özlemeyeceksin be adam"... Evet hayat bu küçük detaylarla güzel ve mesele onların tadını yakalayabilmekte, değerini bilebilmekte...


Karakterlerin etkin çeşitliliği ve yol boyunca gördüğümüz İran manzaralarıyla da fazla göze sokmadan İran'daki karmaşıklığa da değinilmiş...

Genel anlamda beğendiğim ve sürükleyici bulduğum bir film oldu. Fakat bazı kısımların aşırı yavaş kaldığını, geçişlerde sıkıcılaştığı anlar olduğunu kabul ediyorum. En sonunu da beğenmedim. Fakat genel anlamda bakılınca akılda kalıcı, kaliteli bir filmdi. Türk amcanın sözleri aklımdan çıkmayacak...

8/10
Abbas Kiyarüstemi'yi seveceğini tahmin ediyordum ama bu kadar seveceğini tahmin etmiyordum. :D

Sonuna dair: Finali çok ağır tempoyla işlendi ama sondaki boşluk biraz da izleyiciye bırakmak için yapılmış gibiydi bence. Düşünsene finalde Türk amcamız geliyor, üstüne toprak atıyor ve toprakla film bitiyor. Bence biraz garip olurdu. Sanat filmine yakışır bir biçimde, soru işaretiyle bitti.

Yani düşünüyorum sonu nasıl biter diye, daha başka cevap yok, cevap bulamıyorum. Toprak atarsın en fazla, öyle biter ama öyle de garip dururdu. :D
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

bazinga

Konu Sahibi
Admin
Katılım
1 Şubat 2007
Mesajlar
93,076
Reaksiyon puanı
49,726
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Web Sitesi
izleryazar.com
Abbas Kiyarüstemi'yi seveceğini tahmin ediyordum ama bu kadar seveceğini tahmin etmiyordum. :D

Sonuna dair: Finali çok ağır tempoyla işlendi ama sondaki boşluk biraz da izleyiciye bırakmak için yapılmış gibiydi bence. Düşünsene finalde Türk amcamız geliyor, üstüne toprak atıyor ve toprakla film bitiyor. Bence biraz garip olurdu. Sanat filmine yakışır bir biçimde, soru işaretiyle bitti.

Yani düşünüyorum sonu nasıl biter diye, daha başka cevap yok, cevap bulamıyorum. Toprak atarsın en fazla, öyle biter ama öyle de garip dururdu. :D
Toprakla bitme ihtimali yoktu bence filmin öyle olsa 3-4 puan birden kırardım. :D

Adam bence net şekilde vazgeçti yıldızlara bakarkenki gözlerinin ifadesinden bu anlamak mümkün. Fakat en sonda "bu bi film işte sonunu söylemişiz söylememişiz ne önemi var" gibisinden vurgu amaçlı çekim ekibinin falan gösterilmesini yakıştıramadım. Daha net bir şekilde adamın vazgeçişini görmek, belki yüzde bir gülümsemeyle bitirmek daha güzel olabilirdi. :D
 
  • Beğendim
Reactions: Araf

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Toprakla bitme ihtimali yoktu bence filmin öyle olsa 3-4 puan birden kırardım. :D

Adam bence net şekilde vazgeçti yıldızlara bakarkenki gözlerinin ifadesinden bu anlamak mümkün. Fakat en sonda "bu bi film işte sonunu söylemişiz söylememişiz ne önemi var" gibisinden vurgu amaçlı çekim ekibinin falan gösterilmesini yakıştıramadım. Daha net bir şekilde adamın vazgeçişini görmek, belki yüzde bir gülümsemeyle bitirmek daha güzel olabilirdi. :D
Çekim ekibini ciddiye almadım aslında, "bitti işte gidiyoruz" şeklinde bir kamera arkası gibi gösterilmiş olarak düşündüm gitti. Bence de pek iyi değildi. :D

Sonu biraz fazla gizemliydi. Badii yatar, kara bulutlar çöker ve o şekilde biter. Vazgeçip vazgeçmediği, ölüp ölmediği her şey muammadır. Yönetmen bunu da bilerek yapmış. Hatta şunu diyor: "İnsanların filmin sonu hakkında tartıştıklarını duyduğumda bile hoşuma gidiyor; çünkü bu filmin bitmediği anlamına geliyor." Tabii muhtemelen tam olarak böyle bir şey diyordur, çeviriden cümleyi çevirttim. :D

Yani yönetmen ayrı bir keyif oluyor, kasıtlı olarak yapıyor bunu. İzleyicinin tartışması hoşuna gidiyor. Bu yazıları okuyor olsaydı muhtemelen büyük keyif alırdı. Amacı tamamen buymuş. Film bitmedi, şu anda bile devam ediyor. :A
 
  • Beğendim
Reactions: bazinga

cehennet

Banlı
Katılım
4 Temmuz 2020
Mesajlar
2,133
Reaksiyon puanı
2,976
Puanı
269
Film derin felsefe içeriyor. Ben olsam ne yapardım sorusunu çokça cevapladım içimden. İşleyiş tarzıda farklı. Normalde intihar eden üzerinden anlatılır bu konu. İntihar edermiydin etmezmiydin diye düşünür seyirci. Ama bu sefer intihara göz yumarmıydın diye sormuş. Ben tüm gece orada bekler engel olurdum.

Türkler esprisi güldürmedi ama mantıklı bir espriymiş. Türklere biraz zeka yoksunu dedi adam üstü kapalı. Her millete uyabilir bu espriler. Çok önemsemedim bu sebeple. :p

Film durağandı. Boş yollar seyretmek yerine bir kaç kişi daha arabaya binse bu durağan durum kaybolabilirdi.

7.5/10
 

Dosi

Süper Mod.
Katılım
10 Mart 2015
Mesajlar
85,219
Reaksiyon puanı
107,922
Puanı
1,060
Süresi az, yer yer sıkıcı ama içerik olarak zengin ve dolu dolu bir filmdi. Diyalog ve yol ile geçen bir film. Ben filmde gösterilen manzaralar ve o toprak görüntülerini sevdim.

Bir adamın kendisini intihardan vazgeçirecek birini arayışını anlatan bir film. İran filmi ama karşılaştığı kişiler her biri farklı ülkeden. Öğüt veren yaşlı adamın konuşması hoşuma gitti. Filmin sonunu beğenmedim. Bir sonuç görünmedi. Tam anlayamadık

7/10
 

Araf

Emekli
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
38,599
Reaksiyon puanı
23,220
Puanı
1,060
Konum
Aydın
Film derin felsefe içeriyor. Ben olsam ne yapardım sorusunu çokça cevapladım içimden. İşleyiş tarzıda farklı. Normalde intihar eden üzerinden anlatılır bu konu. İntihar edermiydin etmezmiydin diye düşünür seyirci. Ama bu sefer intihara göz yumarmıydın diye sormuş. Ben tüm gece orada bekler engel olurdum.

Türkler esprisi güldürmedi ama mantıklı bir espriymiş. Türklere biraz zeka yoksunu dedi adam üstü kapalı. Her millete uyabilir bu espriler. Çok önemsemedim bu sebeple. :p

Film durağandı. Boş yollar seyretmek yerine bir kaç kişi daha arabaya binse bu durağan durum kaybolabilirdi.

7.5/10
@Tolstoyevski sanırım spoiler verdiğin için "olmamış" butonuna tıkladı. :A
 

mesmeso

Moderatör
Katılım
27 Kasım 2016
Mesajlar
17,620
Reaksiyon puanı
9,604
Puanı
860
Yaş
24
Konum
Trabzon
Filmin finalinden fazla memnun kalmadım. Daha iyi bir son kesinlikle gelebilirdi. O kadar güzel tavsiyeler aldıktan sonra daha net bir final görmeyi isterdim.

Türk girene kadar film beni sıkıyordu. Hiç bir cazibesi yoktu ancak Türk'ün anlattıkları beni filme tekrar bağladı. Bence Bedii'nin de kafasında intihar etmek gibi bir düşünce yoktu. Türk'ün anlattıklarıyla tamamen farklı bir düşünceye girdiğini düşünüyorum. O yüzden daha net bir son görmek istiyordum.

7/10