Ben milli takımlarda teknik direktörler için aradığım özellik genel olarak aidiyet duygusu oluyor. Takım değil ya sonuçta, kendi milletinden bir teknik direktörle başarılı olursun düşüncesi hakim bende. Daha önce Guus Hiddink ve Mircea Lucescu'yu denedik, ikisi de tutmadı, hatta çok kötü sonuçlar aldı ikisi de. Milli takım çalıştırmak zaten apayrı bir meziyet. Hem ligdeki oyuncuları takip edeceksin, hem de yurt dışındaki oyuncuları, yani son derece zor bir süreç. Ülkeyi tanıyan bir teknik direktör bunu yerine getirmeye çalışır.
Stefan Kuntz bize hiç yabancı değil, doksanlı yıllarda Beşiktaş forması giyen bir oyuncuydu. Almanya U21 dışında çok ciddi bir başarısı yok, Almanya U21'den önce de ciddi bir kariyeri yok. U21 takım çalıştırmasının avantajı, gençlere önem vereceği anlamı çıkabilir, bu sanırım işin pozitif kısmı. Geçmiş zaman Türkiye ile ilgili açıklamalarda da bulunmuş, muhtemelen Türk futboluna teknik direktörlük anlamında da aşina. Bu ismin getirilmesinde Hamit Altıntop'un da payı büyüktür. Hocanın son tecrübesi ise, olimpiyatlarda Almanya'nın teknik direktör olması; 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı ama tabii bildiğimiz güçlü Almanya kadrosuyla başta değildi.
Stefan Kuntz tercihi tutar mı, şimdilik bu soru işareti olacak. Bir ay içinde takip edebildiği kadar oyuncuları takip edip seçecek. Bir ay içinde futbolcuları çözmesi, ona göre takıma alması ve çalıştırması gerekecek. Norveç maçında galibiyet haricinde her şey eleştirilecek, eleştiri oklarının hedefi olacak. Çok riskli bir tercih oldu. Ülke olarak Alman ekolünü, Alman disiplinini sevdiğimiz için Alman bir teknik direktörle anlaşılması da şaşırtıcı olmadı. Umarım profesyonelce davranıp iyi bir şekilde yönetir takımı, umarım başarılı olur, umarım milli takımı kendi ülkesi gibi benimser. Başarının yolu da profesyonelce davranmanın yanı sıra kendi ülkesi gibi benimsemesinden geçecek.