Rahşan Gülşan, bu hafta Show TV'de ilk bölümü yayınlanacak Suskunlar dizisinin RTÜK'le yaşayabileceği olası sıkıntıları yazdı.
RAHŞAN GÜLŞAN / HABERTÜRK
SUSKUNLAR'DA TACİZ OLACAK MI?
BU hafta Show TV'de yeni bir dizi yayınlanmaya başlayacak. Adı Suskunlar. 90'lı yılların sonunda tüm dünyanın çok severek okuduğu bir kitap ve bu kitaptan uyarlanan şahane bir film olan Sleepers'ın televizyon versiyonu. çok sarsıcı bir hikâyesi vardı kitabın. Bir çocukluk şakası sonucu bir insanın kazayla ölümüne sebebiyet veren dört çocuk bir yıllığına ıslahevine kapatılıyordu. Burada ise hayatları boyunca üzerlerinden atamayacakları bir travma yaşıyorlardı. Hem darp edilip hem de cinsel tacize uğruyorlardı. Film, olayın üzerinden geçen yirmi yıl sonra bu gençlerin intikam öyküsü üzerine kuruluydu. çok sert, sarsıcı ama çok iyi yazılmış bir hikâyeydi bu. 1996 yılında sinemada izlediğim bu filmi hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum. özellikle avukat rolündeki Dustin Hoffman'ın oyunculuğu, Kevin Bacon'un kötü gardiyan rolüne kattıkları, filmi benim için önemli kılar.
RTÜK'ÜN CEZASI BELLİ
Şimdi bu hikâye Tim's Production'un Suskunlar dizisiyle televizyonlarda gösterime girmeye hazırlanıyor. Merak etmeden duramıyorum. Hikâyeye asıl intikam duygusunun dayanağını çok sağlam şekilde veren cinsel taciz meselesi dizide yer alacak mı? Ama uzatmaya gerek yok. Günümüz şartlarında ve RTÜK'ün altın makası kanalların tepesinde sallanırken bunu düşünmek bile mümkün değil. Eminim yapım şirketi bu konuyu es geçecektir. çünkü hikâyenin orijinaline sadık kalındığı anda RTÜK'ten gelecek cezanın metnini şimdiden görür gibiyim: "Söz konusu hikâye Türk aile yapısı, örf ve ananeleriyle çelişmektedir..." Tabii o "lezzet dolu" ceza cümlelerini onlar gibi uzun uzun, tadını çıkara çıkara kuramıyorum. Ama üç aşağı beş yukarı bunları söyleyip, "Bizim kültürümüzde yoktur öyle ayıp şeyler, böyle saçma sapan fikirleri toplumumuzun bilinç altına ekmeyin" diyeceklerdi. Onlar ütopik bir dünyada yaşayadursunlar, tam da dizinin başlayacağı hafta çok ilginç bir haber çıktı ortaya. çok tatsız iddialar.
PİRÜPAK BİR ÜLKEDE YAŞAMIYORUZ
Bu iddialara göre Adana yakınlarındaki Pozantı Cezaevi'nde cezalarını çeken 16 yaşlarındaki 7 çocuk, insan Haklan Derneği'ne bu hapishanede yattıkları süre içinde cinsel tacize uğradıklarını anlatmışlar. Anlattıkları bu kadarla da sınırlı değil. çocuklar o süre içinde sürekli dayak yemişler, ayak yıkamaktan masaj yapmaya çeşitli işlere zorlanmışlar. Zulüm öylesine ince düşünülmüş ki etli yemek çıktığında bu çocukların yemeklerindeki etler toplanırmış. Adalet Bakanlığı bu iddialara seyirci kalmamış ve hem soruşturma açmış hem de cezaevine bir ekip yollamış. Yani bakanlık ciddi bulmuş bu iddiaları. internetara.com/?a=RTUK">RTÜK hayal dünyasında yaşayıp bizleri de pirüpak bir ülkede yaşadığımıza ikna etmeye çalışmaya devam etsin. Allah'tan Adalet Bakanlığı'nda gençlerin iddialarını ciddiye alan vicdan sahibi insanlar hâlâ var. Takıldığım nokta, ülkenin diziler üzerinden tektipleştirilmeye çalışılması. Bu izlenme oranlarıyla diziler artık sadece dizi değil. Görünüşe göre onlar artık geleneksel Cumhuriyet sonrası "Kol kırılır yen içinde kalır, aman komşular duymasın" alışkanlığımızın yeni propaganda araçları. Keşke internetara.com/?a=RTUK">RTÜK gibi kurumların bizi bizle yüzleştirecek cesareti olsaydı. Belki bugün çok daha büyük bir kalabalık Pozantı Cezaevi'nde yaşananlarla ilgileniyor olurdu...
RAHŞAN GÜLŞAN / HABERTÜRK
SUSKUNLAR'DA TACİZ OLACAK MI?
BU hafta Show TV'de yeni bir dizi yayınlanmaya başlayacak. Adı Suskunlar. 90'lı yılların sonunda tüm dünyanın çok severek okuduğu bir kitap ve bu kitaptan uyarlanan şahane bir film olan Sleepers'ın televizyon versiyonu. çok sarsıcı bir hikâyesi vardı kitabın. Bir çocukluk şakası sonucu bir insanın kazayla ölümüne sebebiyet veren dört çocuk bir yıllığına ıslahevine kapatılıyordu. Burada ise hayatları boyunca üzerlerinden atamayacakları bir travma yaşıyorlardı. Hem darp edilip hem de cinsel tacize uğruyorlardı. Film, olayın üzerinden geçen yirmi yıl sonra bu gençlerin intikam öyküsü üzerine kuruluydu. çok sert, sarsıcı ama çok iyi yazılmış bir hikâyeydi bu. 1996 yılında sinemada izlediğim bu filmi hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum. özellikle avukat rolündeki Dustin Hoffman'ın oyunculuğu, Kevin Bacon'un kötü gardiyan rolüne kattıkları, filmi benim için önemli kılar.
RTÜK'ÜN CEZASI BELLİ
Şimdi bu hikâye Tim's Production'un Suskunlar dizisiyle televizyonlarda gösterime girmeye hazırlanıyor. Merak etmeden duramıyorum. Hikâyeye asıl intikam duygusunun dayanağını çok sağlam şekilde veren cinsel taciz meselesi dizide yer alacak mı? Ama uzatmaya gerek yok. Günümüz şartlarında ve RTÜK'ün altın makası kanalların tepesinde sallanırken bunu düşünmek bile mümkün değil. Eminim yapım şirketi bu konuyu es geçecektir. çünkü hikâyenin orijinaline sadık kalındığı anda RTÜK'ten gelecek cezanın metnini şimdiden görür gibiyim: "Söz konusu hikâye Türk aile yapısı, örf ve ananeleriyle çelişmektedir..." Tabii o "lezzet dolu" ceza cümlelerini onlar gibi uzun uzun, tadını çıkara çıkara kuramıyorum. Ama üç aşağı beş yukarı bunları söyleyip, "Bizim kültürümüzde yoktur öyle ayıp şeyler, böyle saçma sapan fikirleri toplumumuzun bilinç altına ekmeyin" diyeceklerdi. Onlar ütopik bir dünyada yaşayadursunlar, tam da dizinin başlayacağı hafta çok ilginç bir haber çıktı ortaya. çok tatsız iddialar.
PİRÜPAK BİR ÜLKEDE YAŞAMIYORUZ
Bu iddialara göre Adana yakınlarındaki Pozantı Cezaevi'nde cezalarını çeken 16 yaşlarındaki 7 çocuk, insan Haklan Derneği'ne bu hapishanede yattıkları süre içinde cinsel tacize uğradıklarını anlatmışlar. Anlattıkları bu kadarla da sınırlı değil. çocuklar o süre içinde sürekli dayak yemişler, ayak yıkamaktan masaj yapmaya çeşitli işlere zorlanmışlar. Zulüm öylesine ince düşünülmüş ki etli yemek çıktığında bu çocukların yemeklerindeki etler toplanırmış. Adalet Bakanlığı bu iddialara seyirci kalmamış ve hem soruşturma açmış hem de cezaevine bir ekip yollamış. Yani bakanlık ciddi bulmuş bu iddiaları. internetara.com/?a=RTUK">RTÜK hayal dünyasında yaşayıp bizleri de pirüpak bir ülkede yaşadığımıza ikna etmeye çalışmaya devam etsin. Allah'tan Adalet Bakanlığı'nda gençlerin iddialarını ciddiye alan vicdan sahibi insanlar hâlâ var. Takıldığım nokta, ülkenin diziler üzerinden tektipleştirilmeye çalışılması. Bu izlenme oranlarıyla diziler artık sadece dizi değil. Görünüşe göre onlar artık geleneksel Cumhuriyet sonrası "Kol kırılır yen içinde kalır, aman komşular duymasın" alışkanlığımızın yeni propaganda araçları. Keşke internetara.com/?a=RTUK">RTÜK gibi kurumların bizi bizle yüzleştirecek cesareti olsaydı. Belki bugün çok daha büyük bir kalabalık Pozantı Cezaevi'nde yaşananlarla ilgileniyor olurdu...