"Suskunlar" Adalet Kavramını Sorgulatıyor

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan cevaa
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

cevaa

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
26 Şubat 2011
Mesajlar
22,434
Reaksiyon puanı
4,420
Puanı
911
Yaş
31
Konum
İstanbul
Sabah Günaydın yazarı Yüksel Aytuğ Show TV'nin dizisi 'Suskunlar'ın izleyicinin kafasındaki adalet kavramını izleyiciye sorgulattığını yazdı.

'Suskunlar'da müthiş bir mahkeme sahnesi vardı. Avukat Ecevit, kendine hapiste eziyet eden iki kişiyi mahkum ettirebilmek için zekice bir plan yapmıştı. Çocuklara işkence edip bunları videoya alan cezaevi müdürünün davasını üstlenip onu, cezaevinde bir çocuğu öldüren Takoz İrfan ile beraber hapse mahkum ettirecekti.
Bunun için dönemin gardiyanlarından birini sürpriz şahit olarak salona çağırtacak, onun ifadeleri doğrultusunda her ikisini de hapse attırıp intikamını alacaktı.

Ama Takoz'un, tanıklık yapacak gardiyanı tehditle yalancı şahitliğe zorlayacağını hesap edemedi. Kızı ve karısı kaçırılan gardiyan, "Onlar iyi insanlardır, öyle şeyler yapmadılar" diye ifade verince, her ikisi de serbest kaldı. Avukat Ecevit için kurduğu tuzak, bir kabusa dönüşmüştü. Zira hayatını zehir eden çocuk katillerini beraat ettirecek muazzam bir savunma yapmıştı...

ÇİFTE SAVAŞ VERİYOR!
Bu sahnenin sonunda kamera, mahkeme heyetinin ardındaki 'Adalet Mülkün Temelidir' yazısını taradı. Ardından da binanın önündeki 'Adalet Sarayı' tabelasını... Bunlar, izleyicinin kafasındaki adalet kavramını ona sorgulatmak içindi... Zaten dizi, eziyet gören çocukların dramını anlatıyormuş gibi görünse de aslında 'adalet' kavramının iki yakasını bir araya getirmeye çalışıyor. Hukuki adalet ve vicdani adalet...
Avukat Ecevit; hem kötü adamlarla mücadele ediyor, hem de kendisiyle. Hukukun yetersiz kaldığı yerlerde kafası karışıyor; yumruğunu, dişlerini sıkıyor. Yasaların dışına çıkmamak, babası gibi bir suç makinesine dönüşmemek için uğraş veriyor.

KANTARIN TOPUZU...
Ecevit'in arkadaşı Bilal ise kendi adaletini kendi sağlamak istiyor. Hukukun yeterli bir adalet getirmeyeceğine inanıyor. Her seferinde intikamını kendi bildiği biçimde almaya çalışıyor.
İzleyici de kendi içinde ikiye ayrılıyor. Ecevit'in yöntemini benimseyenler ve Bilal'in şiddete dayalı her icraatında "Oh olsun" diyenler...

Umarım iyi melek ile kötü meleğin mücadelesi çok uzun sürmez. Yoksa memlekette giderek daha fazla sorgulanmaya başlanan adalet kavramının iyice örseleneceğinden, terazinin topuzunun hepten kaçacağından korkuyorum...'

290320121003499931464_2.jpg