Uzun süredir merakla beklenen Kırmızı Kamyon, bu akşam ilk bölümüyle Show TV'de ekrana gelecek.
Show TV'de genel müdürlük yaptıktan sonra geçtiğimiz yıl istifa eden ve Ay Yapım'ın sahibi Kerem Çatay'la birlikte 10. Ev adlı yapım şirketini kuran Doğan, bugün Dizi Doktoru sitesinden Oya Doğan'a verdiği röpörtajda yapımcılık sürecinin nasıl başladığını ve diziyle ilgili bazı detayları takipçileriyle paylaştı.
İşte o röpörtajdan öne çıkan satırbaşları:
Suavi, Show TV’nin genel müdürüyken ve karar veren konumundayken, ne oldu da sen konfor alanından çıkıp hiç yapmadığın bir işe cesaret ettin?
Ben formata yıllarımı harcadım. Ama arkadaşlarım yıllarca bana “Dramaya gir” dediler. Ben hep şunu söyledim: “Dramaya girmek için drama bilmek lazım. Bilmeden nasıl gireyim?” Show TV’nin bana en büyük faydası bu oldu. Ben dramanın ne olduğunu öğrendim. Show TV’de artık belli bir noktaya gelince de şunu hissettim: 50 yaşıma geldim ve kanım kaynıyor. Yeni bir şey yapmayı çok istedim. Bizim piyasamızda hem format, hem drama, hem de yayıncılık bilen çok fazla insan yok. Türker İnanoğlu, Faruk Bayhan, Ekrem Çatay… Bunlar hem program yaptılar, hem drama, hem yayıncılık yaptılar. Ben 360 derece bir televizyoncu olmayı, her bacağından haberdar olan birisi olmayı istedim. İnşallah dramayı da başaracağım.
Kanaldan istifa ettikten sonra Ay Yapım’ın sahibi Kerem Çatay’la ortak olmaya nasıl karar verdiniz?
Çalıştığımız dönemde Kerem Bey’in ve benim vizyonumun çok örtüştüğünü gördük. Ben Show TV’den ayrıldıktan sonra teklif aldım Kerem Bey’den. Onun vizyonundan ve tecrübesinden yararlanmak istedim. Ve hakikaten geldiğim noktada şunu gördüm, eğer o olmasaydı ne olurdu? “Yandım Allah” diyorum Kerem Çatay’ı arıyorum. Oradan personel geliyor, hop durumu topluyor. Ben tek başıma olsaymışım, cebimde milyonlarca dolar olsaymış ben yine de batarmışım. O tecrübeyi gerçekten her an yanımda hissediyorum. Bazen sıkışıyorum, bunu ne yapacağım derken bir bakıyorum çözülmüş. Kendimi gerçekten böyle düzgün insanlarla bir arada olduğum çok şanslı hissediyorum.
1.5 yıl önce Show TV Genel Müdürü’ydün. Kanala gelen projeleri değerlendirip, hangi işin tutacağını öngören kişiydin. Şimdi masanın diğer tarafına geçip yapımcı olmak ve kendi işini beğeniye sunmak nasıl bir duygu?
Uzun yıllar Show TV’de çalışıp kanalın seyircisini tanıyınca ve ilk işimi Show TV’ye yapınca kendimi şanslı hissettim. Çünkü tanıdığım bir seyirciye hizmet ediyorum. Ama ilk işimi Show TV’ye yapmasaydım bence işim daha zor olurdu. Show TV izleyicisi sivri işler, fırlamalıklar bekler kanaldan… Kadın dramalarına çok önem vermezler ama erkek işlerini isterler. Vurdulu kırdılı şeylere daha çok önem verirler. Bunları bilince ona göre bir iş tasarladım. O nedenle benim için pratik oldu ve kendimi daha güvende hissediyorum.
Öyleyse önce çalışacağın kanalı seçtin, sonra projeyi…
Aslında pandemi sırasında iki tane proje vardı aklımda. Bir tanesi hiç ekrana gelmemiş bir yaz işiydi. Pandemi süreci uzayınca yaz işinden vazgeçmek zorunda kaldık. Aslında içimden de kışa hazırladığımız işi yapmak geçiyordu. Ve öyle oldu.
Peki, aklına bir itfaiye dizisi yapmak nereden geldi?
Bir işi ilk yapan hep 1-0 önde başlar. Ben de bu duyguyla hep şu soruyu sordum kendime. Neyi ilk yaparsan olur? Bugüne kadar ne hiç yapılmadı? Bu soruları sordukça aklıma iki fikir geldi. Biri yazlık işti. Romantik komedi türünde hiç yapılmamış bir işti… İnşallah onu da yapacağım. Benim çıkış noktam, yapılmamış ve erkek işi olmasıydı. O anda aklıma itfaiyeciler geldi.
Aslında hiç yapılmamış bir şey değil. Yıllar önce yine Show TV’de yayınlanan Kahramanlar adında bir dizi vardı…
Evet ama o dizi itfaiyecileri anlatan bir dizi değildi. İtfaiye, polis ve paramedik üzerine kuruluydu. Üç ayağı olan bir işti. Hatta 12 yıl önce o dizinin yönetmeni Osman Kaya şimdi Kırmızı Kamyon’un yönetmeni oldu. Bizim anlatacağımız hikaye itfaiyecilerin hayatı olacak.
Benim anladığım sen bu işin sadece yapımcısı değil, yaratıcı yapımcısısın…
Evet tam öyleyim. Sema Ergenekon senaryo süpervizörü. Sevgi Yılmaz, Devrim Yıldız Özdemir ve Bahar Kaya senaryosunu yazıyor. Osman Kaya yönetmenimiz, ekibiyle beraber bize çok katkısı oldu. Ben bir tane fidan diktim, onlar yeşerttiler. Gerçekten o fidan koca bir ağaca dönüştü. Sonunda herkes senaryoyu çok sevdi. Şu anda tüm ekip şevkle çalışıyor, çünkü bir sezon boyunca neler olacağını bilerek çekimlere başladılar.
Kırmızı Kamyon denilince akla hemen itfaiye geliyor ama bir yandan da çocukluğumuzu anımsatıyor. Adını da sen mi buldum?
Evet. Bu dizinin bir matematiği var. Total, AB grubu, 12-19 yaş ve 5 yaş grubu için her şey düşünülerek tasarlandı. Bu projede üç büyük şey var. İlki adı; Kırmızı Kamyon. Farklı bir isim ve dikkat çekiyor. İkincisi ikonik bir tasarım var ve bu bütün dünyada geçerli. Üçüncüsü özellikle küçük erkek çocukların başucunda duran bir oyuncaktır itfaiye kamyonu. Buradaki temel amaç küçük çocukları ismiyle çekerken, ailelerine de bu diziyi seyrettirebilmek. Kırmızı Kamyon denilince tabii ki itfaiyeye bir atıf var. Ancak sonraki bölümlerde göreceksiniz bu isimle çok duygusal, manevi değeri çok yüksek bir bağ kurduk. Bu isim pek çok insana değişik ve komik gelebilir ama dizinin sonraki bölümlerini izlemelerini isterim. Nedenini anlayacaklar.
O zaman biraz detaylandıralım. Biz Kırmızı Kamyon’da ne izleyeceğiz?
Bir itfaiye ekibinin hayatlarını anlatacağız. Bunu yaparken de gerçek hayatlardan esinlenerek oluşturduğumuz hayat kurtarma hikayeleri de her bölüm yer alacak. Bu olayları yaşayan gerçek itfaiyecileri de dizinin sonunda roll caption akarken göstereceğiz. Daha doğrusu o olay gününü onlara anlattıracağız. Böylece o hikayelerle izleyici arasında gerçekten bir bağ kurulacak. Ancak geri kalan drama kısmının gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir alakası olmayacak. Kadın izleyiciyi de içine alan birkaç imkansız aşkın polisiyeyle iç içe geçtiği ve sürekli şaşırtmacalarla dolu bir senaryoyla karşılaşacaksınız. Yani Ezel gibi, İçerde gibi bir tat yaratmaya çalıştık. Seyircinin sorduğu, sorguladığı bir akış yaptık. Bu sezon 16 bölüm yayınlamayı düşünüyoruz. Sezon finalinde ne olacağını bile bilerek çekimlere başladık.
Yani sesinde itfaiye sireninin olduğu, rengi kırmızı olan ama içinde polisiye, aşk, bulmaca ve gerçek insan hikayelerinin harmanlandığı dolayısıyla dramayı köküne kadar izleyeceğimiz bir iş mi geliyor?
Tam olarak bunu izleyeceğiz. Ama beni en çok heyecanlandıran şey o dramanın içerisinde insanları sürekli şoktan şoka sokan sürprizler olması. Önce derdini anlatacak dizi ama beşinci bölümden sonra iyice coşacak, sezon finalindeyse bambaşka bir perde arkası olacak. İşin özü oyun oynamak aslında. Biz bir oyun kurduk ve seyircimize bu oyunu birlikte oynamayı teklif ediyoruz. Karşılıklı oynayacağız. Bunu biz yazacağız, onlar tahmin edecek. Bazen tersine de döndürebiliriz. Seyirci ile karşılıklı eğlenmek istiyoruz. Ekip olarak yapmak istediğimiz şey bu.
Röpörtajın tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.