Oyuncular :
Nefes : @Çiğdem-
Aras : @destere
Umut : @xemrexxx
2. BÖLÜM
"KANKA GİBİ"
"Beni nereye götürüyorsun?" Resmen sızlandım. Gözlerimden yaşlar akmak için tek bir hareketimi beklerken elim kapı kolunda takılı kaldı. Acaba kapılar kilitli miydi? Kendimi bu hızda dışarı atsam yaşama ihtimalim neydi?
Muhtemelen hiç.
Sarışın çocuk bana yine yandan bir bakış attığında henüz önüme çevirdiğim gözlerimi ona çevirdim hızla. Belki bana acır umuduyla...
"Korkma seni yatağa atmayacağım."
"Nasıl rahatladım anlatamam!" Aslında cidden rahatlamıştım. Çünkü sesi samimiydi. Zaten bu çocuk hiç gördüğüm tiplere benzemiyordu. Karakter bakımından hele hiç. Bir kere abaza değildi! Akşamın bir körü rastladığı bir kıza nasıl olurda asılmazdı ki?
Çirkin değildim. Tamam belki çok güzelde değildim ama elim yüzüm düzgündü bir kere! 1.74 boyum da dikkat çekiciydi hani. En azından yaşıtlarıma göre. Mavi gözlerime zıt olsada iyi bir ikili oluşturan açık kumral saçlarım da -ki annem saçlarımın hep sarıya kaçtığını söyler- çekici kılıyordu beni. En azından teklif için yanıma gelen her erkek bunları söylerdi. E kilolu da değildim. Ne zayıftım çok, kemik torbası gibi. Ne de şişmandım yağ torbası gibi. Kilom boyuma göre gayet iyiydi. İnce uzun mavi gözlü kumral -ama şuan tatil dönüşü olduğu için bronz bir tene sahip- bir kızdım işte. Pekte çirkin sayılmam ha? Yani... Bence.
Oysa yanımda oturan çocuk beni bile kıskandıracak bir güzelliğe sahipti. Mavi ışıl ışıl gözleri sarı dağınık kısa saçları. 1.80'ı aşkın boyu. Yüzünü çevreleyen ama ona çok yakışan kirli sakalları, bebek gibi güzel sözüne çok uyuyordu. Allah biliyor ya insanın baktıkça bakası geliyordu.
Yani değinmek istediğim nokta yakışıklı çocuk. Eli yüzü düzgün -açıklık getirmek gerekirse- Gideri olan bir kız. -Çünkü erkekler için önemli olan bu!-
Ve ayağına gelmiş bal gibi fırsat. Asıl şoksa bunu elinin tersiyle iten bir playboy bozuntusu. Vay canına. Bu ilgi uyandırıcı. Belki de yeni taktikleri budur. Zıt iki kutup hesabı yapıyorlardır. İttikçe çekilir mantığı falan. Kim bilir? Benim bilmeyeceğim kesin...
Her neyse. Sonuç olarak tanımadığım etmediğim benim yaşlarım da olan bir çocukla onun arabasında bilmediğim bir şehirde bilmediğim bir yerlere gidiyorduk. Allah aşkına biz böyle napıyorduk? Ne bu Türk filmi falan mı? Ambiansta yağmur damlaları, kitaplarını düşüren bir kız ve toplarken elleri deyince oluşan ilk görüşte aşk kadar saçmalıyorduk! Kesinlikle...
"İneceğim ben!" Diye ciyakladığımda çocuğun hiçte beni umursadığı yoktu.
"Eve götürünce ineceksin zaten. Tapulamadım orayı sana."
Oh,pekala. Birde tersleniyordum. Ne şahane bir başlangıç değil mi? Ya evet.
"Bak," deyip ondan tarafa döndüğümde hiç bana bakmamıştı. Tek eli direksiyon da diğer eli vites kolunda pür dikkat karşısına bakıyordu. Açıkça dile getireyim mi? Çocuk beni takmıyordu!
"Ya beni dinler misin artık!" Diye patladığım anda,
"Dinliyorum zaten." Diye cevap verdi. Oh, tamam sakinim.
"Benim eve gitmem lazım. Geç kalıyorum ve şarjım da yok! Lütfen bırak beni."
"Ben de tam olarak bunu yapıyorum işte."
Ofladım. Sesli sesli üç kere art arda ofladım. Hatta bir ara kafamı camlara vurmayı düşündüm ama yapmadım.
"Amacın ne?" Diye sordum sakin kalmaya debelenirken.
"Neden soğuksun bu kadar?" Resmen beni duymazlıktan geldi. Beni umursamayıp kendi aklındakileri sordu! Pekala bunu o istedi.
"Soğuğum çünkü birine alışmak istemiyorum! İstemiyorum çünkü hep olduğu gibi yine ansızın başka yerlere sürükleneceğiz. Ve ben yine arkadaşlarımın, sevdiğim insanların ardından salya sümük ağlamak zorunda olacağım. İşte bu yüzden soğuğum. Çünkü yoruldum anlıyor musun? Ağlamaktan, bağlanıp koparılmaktan yoruldum."
Hiddetle başladığım sözlerim git gide fısıltı haline dönerken boğazıma oturmuş yumruyu yok etmek için zorla yutkundum. Artık ağlıyordum.
Evet tanımadığım bir çocuğun arabasında bilmediğim yerlere sürüklenirken ağlıyordum. Dudaklarım titriyor ufak hıçkırıklar dudaklarım arasından kopup çıkıyordu.
Sanırım dile getirmek sarşmıştı beni. Yaşadıklarım bana göre ağırdı. Acıydı.
"Yeni başlangıçlar zordur evet." Dediğinde çocuk araba durdu.
Önüme eğdiğim başımı hızla ona doğru kaldırıp baktığımda yüzümde acı bir gülümseme belirdi.
"Zor mu? Sadece zor olarak mı görüyorsun yani?" Sesim çatlamıştı ağladığım için. Boğuk çıkıyordu. Ama takan da yoktu. "Kusura bakma ama eğer yaşamadıysan bir bok bilmeden konuşma derim. Çünkü içinde bulunduğum durum çok b*ktan!"
Bir şey söylemeden bana baktı dikkatle çocuk, yavaş yavaş yaklaşıyordu.
2. BÖLÜM SONU
Son düzenleme: