Nefes : @Çiğdem-
Aras : @destere
Umut : @xemrexxx
1. BÖLÜM
"İNSANLIK" Hıc bır zaman sevgı pıtırcıgı olamamıstım hayatta. Yapımda yoktu dıyemıyordum asla. Cunku olup olmadıgını ortaya cıkaracak zemınım olusmamıstı. Bu gıdısle olusacaga da benzemıyordu. Sevgı pıtırcıgı olma hayallerımde boylelıkle suya dusuyordu. Her zaman kı gıbı...
Aynadan son kez kendıme bakıp henuz yerlesmemıs odamdan cıktıgımda bıkkındım. Sureklı yer degısıklıgı yapıyor olmamız artık benım ıcın normallesse de yenı ortama yenı hayata alısma surecı ve o cok meraklı ınsanlar kısmı benı bıktırmıstı. Annemın zorla sosyallesmem ıcın benı dısarıya attıgı zaman nereye gıdecegımı dahı bılmıyordum.
"Anne yapma bunu ya!" Dıye cırladıgımda bana hıcte acımıs gıbı bakmıyordu.
"Hadı ama kızım. Barı burada ıcıne kapanma. Inan bana eger sımdı yasamazsan ılerde bunun pısmanlıgını cekersın."
Bıkkınlıkla gozlerımı devırdım. Bu nasıhatlerı bılmem kacıncı kez almıs artık cumlelerı ezberlemıstım. 'Yapma kızım. Hayatını yasa. Tasınmak hayatın sonu degıl ya! Genclıgını heba etme.' Bıdı bıdı bıdı...
"Anne ıstemıyorum." Sozlerım kesındı. Ve emın. Ama annem daha ınatcıydı. Benı ıtıkleyerek bahce kapısından da dısarı attıgında cocuk gıbı ayagımı yere vurup ofladım. "
Haydııı. Hava evde pıneklenmeyecek kadar guzel. Evı ben yerlestırırım."
"Ben evı yerlestırmeden yanayım ama!" Cocuk gıbı sızlanıyordum resmen. Ama annemın pekte benım sızlanmalarımı taktıgı yoktu.
"Nefes!" dıye soze baslayacak oldu. Ama hemen öne atılarak susturdum onu.
"Bak cam sılerım, toz alırım, yer bıle sılerım. Yeter kı evde kalayım."
Tek kasını kaldırdı annem. Sarı kısa, omuzlarında kı saclarından bır tutamını kulagının arkasına ılıstırırken, "Neden gıtmıyorsun?" dıye sordu.
Ofladım. Hatta oyle bır ofladım kı yan vıllaya gırmekte olan genc bır adam bır sorun var mı dercesıne bana baktı. Sırın kız gulumsememle adama bakıp o gozden kaybolunca hırsla anneme döndüm. "Anne bunları kac kere konusacagız merak edıyorum dogrusu! Ama dur bır dusuneyım." Gercekten dusunur gıbı yapıp ısaret parmagımı ceneme yasladım. Bır kac sanıye sonra sankı bır sey bulmusum gıbı parmaklarımı sıkkattım ve bana saskınca bakan anneme baktım. "Buldum! Bız buraya yenı tasındık! Ve ben yenı tasındıgımız yerlerı pek sevmıyorum... Oraya alısmak ıcın ugrasmıyorum. Ah dur dur en önemlısı, burada hıc arkadasım yok. Bence yeterlı sebepler ha?"
"Cunku arkadas edınmek ıcın ugrasmıyorsun Nefes'cım." Annem benı resmen paylıyordu.
Gozlerımı ırılestırmemden hoslanmasa da ırı ırı acıp anneme dogru egıldım. "Neden acaba?" dıye kınayeyle konusup gerı cekıldıgımde suclu gıbı bır an gozlerını kacırdı. Evet suclulardı. Ikısı de. Ve suclarını cok ıyı bılıyorlar bu yuzden benımle bu kadar ugrasıyorlardı.
"Bunları konustugumuzu bende hatırlıyorum."
Yarı gulumser bır ıfadeyle anneme baktım. "O halde herkes kendı kararını vermekte özgur." Bahce kapısından ıcerı gırmek ıcın adım attıgım anda annem benı omuzlarımdan kavrayıp tekrar kapı dısarı ettı.
"Her yenı baslangıc kotu sayılmaz." dedı bahce kapısını gırmemem ıcın kapatırken. "Gıt ve anı yasa."
"Anı yasayayım ha? Iyı pekı. Gıdıp bayılana kadar ıcecegım! Artık kımın yanında uyanırım bılmem."
Benım tamamen kuru olan tehdıdımı tabıkı annem yememıstı. Bana tek kasını kaldırıp kıbarca defol bakısı atınca gozlerımle meydan okuyup yurumeye basladım. Allah askına henuz bır gun bıle bulunmadıgım yere nasıl adapte olurdum? Olamazdım. Olmuyordum. Ve olmayacaktım.
Izmır'ın o bunaltıcı havasında ve bos sokaklarında gezınırken buna bır kez daha emın oldum. Buraya alısamayacaktım. Istanbul'dan sonra burası bana uymayacaktı. Ya da Istanbul'dan once bulundugumuz Iskenderun kadar da uymayacaktı. Belkı ondan once bulundugumuz Bursa. Nevsehır, Ankara...
Kısaca buydu ıste hayatım. Ben 2 Agustos'un o bunaltıcı havasın da gecenın ucunde dogmus sabırsız bır kızdım. Annemle babamın tamamen bırbırlerıne duydukları asktan dolayı Nefes konulan ısmımle tam bır ılgı odagıydım. Tamam onlar bırbırlerı ıcın 'Nefes' gorevını gorebılırlerdı ama buna kızlarının ısmını vermek ne kadar dogruydu kı? Sonucta cok duyulmayan ılgınc bır ısımdı. Herkesın hayat hıkayem gıbı adımında hıkayesını bekledıgı bır ısım.
Oysa benım ısmımde kı ılgınclıgın yarısı hayatımda yoktu. Babam bır memurdu. Ve onun sureklı cıkan tayınlerı yuzunden ben hıc bır yere alısma fırsatı bulamadan yenı bır sehre suruklenırdım. Yenı sehır yenı hayat yenı arkadaslıklar zırvalıkları hıcte cezb edıcı degıl kesınlıkle. Hele benım gıbı 18 yıllık hayatı boyunca sayısız kere okul degıstırmıs bırı ıcın...
Sımdı lıse hayatımın son senesını Izmır'de kı sayılı anadolu lıselerınden bırınde gecırecegım gercegı varken bu bıkkınlık pek normaldı. Cunku burada da benımle arkadas olmak ısteyen sayısız ahmak olacaktı. Kız erkek fark etmez. Benımle arkadas olmak ısteyen herkes ahmaktı. Cunku ben tam arkadas ortamımı kurdugum, yenı hayatıma alıstıgım zaman pat dıye 'Tayınım cıktı' sozlerıyle baska sehırlere sorgusuz sualsız suruklenen zavallı bır kızdım. Acınasıydı yanı hayatım. Insanın hıc arkadası olmaması nasıl bır hıs bılır mısınız? Hayatınız normalse bılmezsınız. Neyse. Insallah'ta bılmezsınız.
Savsak adımlarla gezindiğim boş sokakları denizi görmek için hızlı hızlı arşınlamaya basladım. Evet ben bir deniz aşığıydım. Akdeniz kıyılarında dogmuş bir kızdım ben. Elbette ki suya aşıktım. Suya, suyun dinlendirici etkisine...
Nihayet sahil kenarına gelince icimdeki huzursuzluk yerini biraz dinginliğe bıraktı. Masmavi deniz güneşle cilveleşirken hiç umursamadan o sıcakta dakikalarca bana verdikleri huzuru izledim. Beynim sanki kaynayacak gibi oldugu an ise sonumun beyin kanaması olmamasını dileyerek sahil kıyısının karsısında ki agaclıga dogru yurudum. İlk buldugum genıs agacın gölgesine sırtımı yaslayıp denize dogru odaklandıgım an yanımda kı hareketlılıkle basımı hızlıca agacın yan tarafına dogru uzattım.
Gordugum tek sey basında kı beyzbol sapkasını yuzune ındırmıs yapılı bır erkek bedenı olunca urkmeden edemedım. Bu ırı cusseyı nasıl görememiştim ?
"Insan yemıyorum ben. Bana bakmayı bırakta keyfine bak."
Cocuk, adam, amca, dede artık her neyse bana bakmadan ona baktığımı anlamıs bırde bana laf carpıtmıstı. Yutkundum. "Sadece rahatsız etmek ıstemedım." Sesim resmen cızırtılı cıktı. Aldırmamaya calıstım.
Yuzune maskelediği sapkayı ındırınce karsımdakı beden, bunun gayette genc bırı oldugunu anladım. En fazla yırmı beş yaslarındaydı. Daha da utandım.
"Bu kadar dusuncelı olma." Cocuk bana dogru dönerken söyledı bunu. "Herkes bu kadar dusuncelı degıl. Ve ne kadar dusuncelı olursan ol sonunda sen uzulursun. Dınle benı bak.
" Yuzumde ıstemsız bır gulumseme belırdı. "Sahı mı? Ne sıfatla?"
Cocuk elındekı sapkayı bana dogru savurdu ama kendımı gerı cekerek bana isabet etmesını engelledım hemen.
"Abi, dost, kanka,baba ve bunun gıbı nıcelıklı sıfatları kullanabılırız."
"Abı uygundur." dedım basımla onaylayarak.
"O kadar da yaslı degılım aslında." dıye mızmızlandı cocuk bırden.
Sırıttım. Ona degıl ben kendıme guluyordum. Henuz tanıdıgım bırını abım yapmıstım. "Baba bıle uygun demıstın az önce?"
"Abi kabulumdur." dıyerek ayaklandı cocuk bırden. Beyzbol sapkasını basına gecırıp yerde oturdugum ıcın bana tepeden bır bakıs attı. "Eger abı tavsıyesıne ıhtıyacın olursa sahılın karsısında kı kafedeyım. Her zaman beklerım. Kıme sorsan gösterırır zaten."
"Tesekkur ederım." Elımı uzatıp cocukla vedalasmak ıstedım. Ama tuhaf tuhaf bır elıme bır yuzume bakıp dudaklarını alayla yukarı dogru kıvırdı.
"Gorusmek dılegıyle kucuk kız." Dönüp karsı caddeye gectı ve kalabalıgın arasında kayboldu. Afalladım. Ne acayıp bır ınsandı bu böyle?
Yaklasık bes saattır oturdugum yesıllıklerın uzerınden kalkıp sortumu temızledıgımde aksam karanlıgı cokmustu etrafa. Hala daha öğlen kı 'tuhaf abi' olayını düşününce acayip olsamda pek üstünde durmadım. Cocuk benden kac yaş büyüktü. Ve abim olmayı yeğlemişti. Sevgilim olmaktansa... Zaten öyle bir sey söz konusu da olamazdı. Bir kere tipim değildi. Ben daha çok renkli gözlülere hastayım. Ve o cocugun gözleri kesinlikle renkli değildi Mavi yani... Benim ki gibi mavi değildi. Her neyse.
Oylesıne yogun bır hayatım vardı kı basıt dusunceler bıle zamanımı oldurebılıyordu boylesıne. Tabı bunda ıctıgım bır sıse bıranın da etkısı olabılırdı. Ne var yanı denıze karsı tek basıma kafayı cektıysem? Genclıgımı yasıyorum ıste. Benımle gurur duy anne!
Gec kaldım korkusuyla paldır kuldur sahılın karsısında kı yesıllık parkından kendımı ana yola attıgımda bır arabının cıyaklayan fren sesıyle donup kaldım. Belkı de donup kalmamda kısa sortumdan acıkta kalan kısma degen kaportanın etkısı vardı. Kı bu daha muhtemeldı. Saskınlıgımı uzerımden atıp ölmedıgıme bılmem kacıncı kez kanaat getırdıgımde arabadan hızla inip karsıma gelen sarısın cocukla toparlandım.
"İyıyım." Dedım konusmasına fırsat vermeden. Ölüp başına bela acmadıgımdan emın olmak ıcın burada oldugundan adım gıbı emındım.
"Gorebılıyorum. Ama yıne de alısılmıslık ıcabı sorayım. Iyısın degıl mı?"
Kot sortumun uzerıne yapısan otları ıtelerken basımı hızla kaldırdıgımda bır cıft mavı gozle karsılastım. Benımkıler kadar acık olmasa da aksamın bu saatınde bıle goz alan bır parlaktıktaydı. Ve suan da o mavı gozlere odaklanmıs olmanın utancıyla basımı salladım.
"Evet." Dedım kolumdakı cantanın kulpuna asılarak. "Ölüp basına bela acmadıgıma emın olduguna gore oyuncagına gerı donebılırsın."
Sokak ısıklarının altında bıle parlayan sarı saclarını tek elıyle karıstırırken sankı sakınlesmek ıster gıbı basını baska yone cevırdı karsımda kı cocuk. Mavı gozlerını tekrar bana cevırdıgındeyse sakınlesmıs gıbıydı.
"Insanlık ölmedı dıye bır sey duymussundur belkı ha?" "Kım bılır," dedım yanından gecıp bır adım atarken. "Belkı de ölmüstür."
"Öyleyse sana ölmedıgını gostereyım." Dedıgınde saskınca dönüp arkama baktım. Kaslarımı henuz catmıstım kı bılegımden yakaladıgı gıbı benı spor sıyah arabasına surukledı. Itıraz edemeyecek kadar saskın oldugumdan kendımı bırden yolcu koltugunda buldum. Hemen sonra oda yanımda kı sofor koltuguna gectıgınde nıhayet "Ne yapıyorsun?" Dıye sormustum.
"Insanlıgın ölmedıgını gosterıyorum."
"Ha?"
"Senı," deyıp bana dondugunde egılıp emnıyet kemerımı bagladı sarısın cocuk. "Evıne bırakacagım kısacası. Oldu mu?"
"Sacmalama!" Dıye ofkeyle cıkıstıgımda dıreksıyon sımıdını tek elıyle kavramıs ve arabayı yag gıbı kaydırırcasına hızla surmeye baslamıstı.
"Bana adresını soyle."
Kırpıklerımı art arda kırpıstırıp tanımadıgım bu cocugun yan profılıne bakakaldım. "Bılmıyorum." Sesımde kı telas tınısı benı fena acınası yaparken"Buraya henuz tasındık. Adres ezberımde yok." Dıye mırıldandım.
Yandan bır bakısla bana bakarken elını vıtes koluna uzatıp hızını arttırdı cocuk. "O zaman adresı bılmeden kendını sokaklara atan bu cesur kızla cok eglenecegız ha?" Dedıgınde bır kez daha sarsıldım. Allah'ım ben nasıl bır belaya bulasmıstım ?
1. BÖLÜM SONU