Sevgi Çiçeği - 5. Bölüm

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,587
Reaksiyon puanı
62,904
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
image012 (1).jpg

5. Bölüm

(Çiğdem, Selim'in kendi adını bilmesine çok şaşırır.)
Çiğdem: Sen... Adımı nereden biliyorsun? Hem burada ne işin var? Yoksa beni takip mi ediyorsun?
Selim: Ne münasebet? Ben sadece... Kuşlar söyledi bana...

(Asiye, Selim'in sözleri üzerine hemen lafa karışır.)
Asiye: Belki de Asiye söylemiştir...
Çiğdem: Asiye? Peki senin ne işin var burada? Off, kafam durdu!
Selim: Çok uzun hikaye... Ben şeyi sormaya gelmiştim... Biz köye dönüyoruz da, seni de eve bırakalım?
Çiğdem: Eve bırakmak mı? Yok, aslında yürürüm ben.

(Çiğdem, bu sözü söyledikten sonra yola doğru bakar, ama etrafın tek tük ışıklar haricinde karanlık olduğunu görür.)
Selim: Hayır, itiraz istemiyorum. Bu saatte yalnız başına eve gitmene izin vermem erkekliğe aykırı bir kere.

(Çiğdem, Selim ve Asiye tam arabaya binmek üzereyken Asiye'nin anne ve babası koşarak kızlarının yanına gelir.)
Semra: (hızlı adımlarla geldikten sonra) Asiye! Kız, ne işin var buralarda?
Asiye: Anne? Baba? Ne oluyor? Nereden öğrendiniz burada olduğumuzu?
Çetin: Bir şekilde öğrendik işte... Çiğdem? Kızım, sen ne yapıyorsun buralarda? Neyse. Asiye, eve gidiyoruz! Derhal!
Asiye: Ben Selim ile gitsem?
Semra: Babaya karşı gelme, gebertirim seni!
Asiye: Ne yaparsın? Zehirli pasta mı yedirirsin? Yoksa merdivenlerden mi itersin?

(Asiye, Selim'in yanından ayrılmak istemektedir, ama anne ve babası zorla onu arabaya bindirdiklerinde her şey için çok geçtir. Asiyeler eve giderken Çiğdem ve Selim ise başbaşa kalmıştır.)
Selim: (arabayı çalıştırdıktan sonra) Eve gideceğiz, değil mi?
Çiğdem: Hayır, hastaneye gitmek istiyorum. Emre'yi ziyaret etmem lazım.
Selim: Bu saatte mi? Ailen yokluğunun farkına varmıştır çoktan. Hem ailesi de ziyarete gitmiştir zaten.
Çiğdem: Aslında sen de haklısın, çok uzun bir gece oldu ve hemen dinlenmek istiyorum.

(Çiğdem arabadan camı izlerken diğer yandan da uyku ve uyanıklık arasında gidip gelmektedir. O sırada İhsan ve Zeliha ise Hülya'nın kapısını çalmaya devam etmektedir.)

Iraz: Ben dolaba saklanıyorum... Yerimi söylersen seninle bozuşurum, haberin olsun.
Hülya: (Iraz dolabın kapısını kapattıktan sonra) Tamam, geldim... (kapıyı açarak) İhsan Amca... Merhaba... İçeri gelin, çay vereyim.
Zeliha: Yok kızım, biz Iraz'ı arıyoruz da... Belki senin yanındadır diye bir soralım dedik...
Hülya: Ben... Aslında... Görmedim onu... Hatta kaybolduğunu da şu an sizden duyuyorum.
Zeliha: Doğruyu söylüyorsun, değil mi kızım?
Hülya: Tabii Zeliha Abla, yalan söyleyecek değilim.

(İhsan ve Zeliha çaresizce oradan ayrılmak üzereyken bir tıkırtı geldiği duyulur. İhsan bu sesi duyar ve kendini hemen içeriye atar.)
İhsan: Bir tıkırtı duydum sanki.
Hülya: Tıkırtı mı? Emin misin İhsan Amca?
İhsan: Duydum diyorum, bir ses geldi şuralardan.
Hülya: Kedidir, kedi... Yani bizim Deniz'den gelmiştir o ses... Kedi olandan... Sokakta dolanıyordu, ben de eve alayım dedim. Dolabın içinde gezmeyi de çok seviyor...
Zeliha: İhsan, gece gece rahatsız etme kızı. Bak işte, kediymiş.

(İhsan birkaç yere baktıktan sonra bir tıkırtı daha duyar ve dolaba doğru yönelir. Hülya'nın evinde yaşanan gergin dakikalar sürerken Reşat ve Hayriye ise hala oğullarını beklemektedir.)
Reşat: Daha gelir gelmez ortalığı karıştırdı kerata. İyi ki "Asiye'yi bırak" dedik yani. Uzak olsa neyse, iki adımlık yol.
Hayriye: Sen uyu Reşat, sonuçta yarın erken kalkman lazım. Daha annemi alacaksın otogardan.
Reşat: Bir tek o gelecek, değil mi? Yani geçen sefer olduğu gibi tüm sülaleyi toplamasın da.
Hayriye: Diğer akrabalar bir süre daha Erzurum'da kalacak. Rahatladın mı?
Reşat: Yani küçücük köyde ne yapabilir ki? Kutu kadar yer...
Hayriye: Anam mı?
Reşat: Yok, benim anam... Selim'den bahsediyorum tabii.
Hayriye: Korkuyorum ben... Ya ayılar falan kaptıysa?
Reşat: Devrelerin yanmaya başladığına göre uyku vaktin gelmiş anlaşılan.

(Reşat ve Hayriye çaresizce uyumaya karar verirken Nisa ve Melek'in uykuları ise telefonlarına gelen mesajla bölünür.)
Melek: (gözlerini ovuşturarak) Ne oluyor ya?
Nisa: "Planlar değişti. Şu anda dışarıda bekliyoruz." diye mesaj gelmiş.
Melek: Abi, ne bu özgüven ya?
Nisa: Ama ben ciddi ciddi merak ettim. İnsek mi acaba?
Melek: Vallahi bu merak duygusu içimi kemiriyor. Gidelim...

(Nisa ve Melek sessizce yataklarından kalkıp yürümeye başlarken anne ve babalarının ayak seslerini duyar duymaz odalarına geçerler.)
İhsan: Kızlarımız ortada yok, sen uyumaktan bahsediyorsun.
Zeliha: Yarın dinç kafayla ararız, daha iyi olur. Sanki ben hiç merak etmiyorum...

(İhsan ve Zeliha odalarına geçerken Nisa ve Melek ise usulca dış kapıya doğru yürümeye başlar. Tam çıkmak üzerelerken bir mesaj sesi gelir.)
İhsan: Ne sesiydi o?
Zeliha: Yanlış duymuşsundur sen, hadi uyuyalım artık.

(Nisa ve Melek seslerin kesilmesiyle birlikte kendilerini dışarıya atıp ilerlerken tedbir amacıyla köşede duran kürekleri de ellerine alırlar. Kızlar yavaş yavaş söz konusu yere giderken Çiğdem ve Selim'in araba yolculuğu ise devam etmektedir.)
Çiğdem: Emre'nin başına gelenler yüzünden kendimi suçlu hissediyorum. Çocuk, benim için kendini feda etti adeta.
Selim: Böyle yaptığına göre seni çok seviyor olmalı.
Çiğdem: Seviyor, ama ben... Aslında ben de seviyorum, ama sadece arkadaş olarak... Başka bir şey olarak değil. Ben çıkma teklifini kabul etmeyeceğimi söyleyecektim, ama yanlış anladı işte...
Selim: Peki daha sonra niye söylemedin?
Çiğdem: Söylemedim mi sanıyorsun? Söylemeye çalıştım, ama olmadı... Ben de ümidini kırmak istemedim. Keşke daha önceden söyleseydim... En azından şimdi hastanede olmamış olurdu...
Selim: Merak etme, iyileşecek. Yani iyileşir kısa zamanda. Seni bırakmaya niyeti yok galiba.
Çiğdem: Ben de ondan korkuyorum ya. Ona aşık değilim, çıkmak da istemiyorum... Ama bir başlayınca devamının da gelmesinden korkuyorum, ne yalan söyleyeyim...

(O sırada araba aniden durur. Çiğdem ve Selim bunun nedenini merak eder.)
Çiğdem: Ne oldu ya? Niye durduk?
Selim: Doğru ya... Benzini doldurmayı unuttum...
Çiğdem: Unuttun mu? Yolda mı kaldık şimdi? Peki ne yapacağız? Korkuyorum ben... Ormandan da garip garip sesler geliyor.
Selim: Sakin ol Çiğdem, alt tarafı bu geceyi burada geçireceğiz.
Çiğdem: "Alt tarafı" mı? Yani çok mu normal? Ailemden uzak bir gece mi geçireceğim şimdi?
Selim: Merak etme, alışığım ben. Her gece başka bir kızın yatağında uyanıyorum nedense... Dur, bir dakika... Bunu sana söylememem gerekiyordu, değil mi?
Çiğdem'in İç Sesi: Ya beni de o kızlar gibi kullanıp atarsa kenara? Allah'ım, ne yapacağım ben ya? Bu gece çabuk biter umarım.
Selim'in İç Sesi: Allah'ım, sana şükürler olsun. Sürekli yalnız kalmak için bir fırsat bulmaya çalışıyordum, ayağıma karar geldi... Bu an hiç bitmesin lütfen...
5. Bölüm Sonu

Sevgi Çiçeği, sürprizlerle dolu yeni bölümüyle Pazartesi 19.45'de FavoriForumum'da!
 
Son düzenleme:

Bully

Emekli
Katılım
10 Mart 2013
Mesajlar
75,836
Reaksiyon puanı
49,711
Puanı
1,060
@denizz19 koş @Aserat sana kedi demiş. :A

Güzel bölüm olmuş yine. Çiğdem ve Selim arasında neler olacak bakalım gece :D Haftaya güzel bir bölüm bekliyor gibi bizleri. :)

Eline sağlık @Aserat :)
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,587
Reaksiyon puanı
62,904
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
@denizz19 koş @Aserat sana kedi demiş. :A

Güzel bölüm olmuş yine. Çiğdem ve Selim arasında neler olacak bakalım gece :D Haftaya güzel bir bölüm bekliyor gibi bizleri. :)

Eline sağlık @Aserat :)
Ortalığı kızıştırmak için yaptığın şeylere bak. Beğendiğin için de teşekkürler bu arada. :A
 

Angelica

Favori Üye
Katılım
31 Mart 2012
Mesajlar
80,946
Reaksiyon puanı
57,096
Puanı
1,060
Yaş
40
Konum
Kayseri
ay çok güzeldi yalnız bize gelen mesajı çok merak ediyorum he nisa
ile yola çıktı bakalım ne olacak selimle çiğdem başbaşa neler olacak
bakalım:D:D
 

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
84,587
Reaksiyon puanı
62,904
Puanı
1,061
Konum
İstanbul