Sevgi Çiçeği - 2. Bölüm

Aserat

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
24 Ağustos 2014
Mesajlar
86,177
Reaksiyon puanı
67,589
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
image012 (1).jpg

2. BÖLÜM

(Selim'in ani gelişi köyde küçük bir şok etkisi yaratırken genç adam ise olanları merak etmektedir.)
Selim: Baba, ne oluyor burada?
Reşat: Ooo, Selim'im gelmiş! (İhsan'ın yakasını bırakıp Selim'e sarılırak) Hoşgeldin oğlum...
Hayriye: Gel, ben de sarılayım sana.
Selim: Anne, bana ne olduğunu anlatır mısın?
Hayriye: Yok bir şey oğlum. Sadece küçük bir sürtüşme oldu, o kadar.
Reşat: (İhsan'a doğru alaycı bir bakışla) Kavgayı kimin çıkardığı belli aslında, ama...
Hayriye: Bir sus da, bir sus!

(O sırada kızlar da Selim'e bakakalmıştır.)

Nisa:
Sen nesin be vicdansızın evladı?
Melek: İnsan olmadığı kesin, şu yakışıklılığa bak!
Nisa: Allah Kadir Gecesi’nde yaratmış galiba...
Melek: Yakışıklılık suç olsa müebbet yer vallahi...
Nisa: Çiğdem, bakıyorum da pek ilgini çekmedi...
Çiğdem: İlgi çekmeme gibi değil de... Tarzım değil yani...
Melek: Doğru, sümüklü çocuklardı senin tarzın.
Iraz: İçim şişti ama, babam duyacak!
Çiğdem: Vallahi benim de...

(Selim ise köy sakinlerinin sarılma saldırısına uğramakta ve onları başından savmaya çabalamaktadır.)

Selim:
Nebahat Teyze mi?
Nebahat: (sarıldıktan sonra) Hani altına yaptığında hem ben temizlerdim ya...
Reşat: Tamam, beyler bayanlar... Bir rahat bırakın oğlumuzu, bize lazım.
Hayriye: Bana İstanbul'da geçirdiğin her günü, yaptığın her şeyi teker teker anlatacaksın, tamam mı?
Reşat: Daha ilk günden sıkma çocuğu... Sonra yine İstanbul'a kaçacak...
Selim: Ne kaçması baba ya?

(O sırada İhsan da eve doğru yönelmektedir.)

İhsan:
Hadi bayanlar, ayakları çalıştırın!
Nisa: Biraz daha kalalım baba...
Zeliha: Kalıp da ne yapacaksın da? Dikizlediğiniz yetmedi mi?
Melek: Gördün yani...
Zeliha: Görmemek mümkün mü? Çocuğun içine düşecektiniz az daha.
Iraz: Ben hayatımda sizin kadar erkek delisi insanlar görmedim ya!
Nisa: Tabii senin sevgilin var, söylemesi kolay!
Iraz: Ne sevgilisi be?
Melek: Görmedik mi sanıyorsun? Hasan Amca’nın oğlu ile gizli gizli görüşüyorsun ya!
İhsan: (önüne dönerek) Ne oluyor orada?
Iraz: Bir şey yok baba, boş boş konuşuyorlar işte.
Zeliha: Çiğdem, hadi...

(Çiğdem annesinin sesini duymamıştır, çünkü Selim'in kendisine baktığını fark etmiştir. İşin ilginç tarafı, Çiğdem de ona bakakalmıştır. O sırada Reşat, Selim ve Hayriye ile birlikte sahneye çıkmıştır.)

Hayriye:
Yeteri kadar rezil olduk, bir de konuşma mı yapacaksın?
Reşat: Yapacağım tabii, bu kadar hazırlık boşa mı gitsin?
Selim: Gerçekten gerek var mı buna?
Reşat: Sevgili Erenköy halkı... Az önce yaşanan kepazeliklerden dolayı özür diler ve asıl konuya geçerim. Evet efendim, bugün burada kutsal bir vazife için toplandık... Biricik oğlumuz Selim, sonunda köyümüze gelmiştir. Kendisi endüstri mühendisi olup hali vakti yerinde, cillop gibi, yakışıklı bir beyefendidir.
Selim: (kulağına eğilerek) Neler diyorsun baba, izdivaç programında mıyız?
Reşat: (İhsan’ı işaret ederek) Bazılarının aksine talipler kapısının önünde yatıp kalkmaktadır. Elini sallasa ellisidir.
İhsan: Yürüyün, muhattap olmayalım şununla.
Nisa: Tüm gün boyunca onu izleyebilirim, bir insan bu kadar mı dehşetül vahşet olur?
Melek: Dehşetül ne?
Nisa: Boşver, anlamazsın sen.
Zeliha: Babanız size diyor kızlar, yürüyün.

(O sırada Çiğdem ve Selim göz göze gelir. İkisi de adeta birbirlerine bakakalmıştır. Bir süre birbirleriyle bakıştıktan sonra Çiğdem, Iraz’ın dürtmesiyle kendine gelir.)

Iraz:
Gerçek dünyaya dön, babamlar seni çağırıyor.
Çiğdem: Tamam, geliyorum.

(Çiğdem hızlı adımlarla diğerlerine yetişirken Selim hala ona bakmaktadır.)

Çiğdem’in İç Sesi:
Allah Allah, niye bu adam bana sürekli bakıyor? Psikopat gibi... Acaba bir sorun mu var? Yoksa... Kötü yola mı düşürecek beni? Saçmalama Çiğdem, ne kötü yolu? Neyse, ben gidince bakmayı bırakır herhalde...

(Çiğdem hem yürüyüp hem düşünürken İhsan ise kendi meselesiyle meşguldür.)

İhsan:
Şimdi bir şey söyleyeceğim, ama tutuyorum kendimi.
Hayriye: Boşver İhsan, kendini onunla aynı seviyeye düşürme sen. Hem o Selim’in de yamuk yumuk suratı var, nesine güvenip sunuyorlarsa...
Nisa: Saçmalama anne! Görmedin mi, taş gibi! (annesinin bakışından sonra) Yani abartıldığı kadar da değil tabii.
Çiğdem: Benim tek istediğim şey, eve gidip uyumak.
Hayriye: Yemek yapacağız daha, ne uyuması? Evde kaldınız, bari eve yardımınız dokunsun.
Iraz: Alt tarafı evde kaldık diye işittiğimiz azara bak!
Hayriye: Anneyle öyle konuşulmaz!
İhsan: Yeter be! Bir susun! Car car car, beynimin etini yediniz!

(O sırada genç birinin geldiği görülür. Bu kişi, Çiğdem’e sırılsıklam aşık olan saf köylü çocuğu Emre’dir.)

Emre:
Şey... Merhaba İhsan Amca... Şey, ben... (İhsan yanından gittikten sonra) Gitti...
Hayriye: Onun heyheyleri üstünde bugün. Ne oldu çocuğum?
Emre: Ben... Şey...
Nisa: Ben anladım niçin geldiğini. Çiğdem ile konuşacak.
Çiğdem: Benimle mi?
Emre: Vallahi “leb” demeden anladın leblebiyi.
Nisa: Oysa daha “leb” bile diyemedin ki.
Melek: Neyse, biz çifte kumruları yalnız bırakalım. Görüşürüz kız kurusu.
Çiğdem: (ayağındaki terliği fırlatarak) Asıl kız kurusu sensin be! 30 yaşına gelmiş, hala boş boş dolaşıyor!
Melek: Çok beklersin...
Çiğdem: Sana göstereceğim evde.
Hayriye: Allah’ım, sen benim keçilerimi koru! Neyse, evde görüşürüz.

(Diğerlerinin gitmesiyle Emre, Çiğdem’e biraz daha sokulur. Çiğdem rahatsız olsa da onu üzmemek için bunu göstermez.)

Çiğdem:
Eee Emre? Ne oldu?
Emre: İlla bir şey mi olması lazım? (gözlüğünü düzelterek) Seni görmeye geldim. Bir de şey diyecektim... Şey... Şey... Şey... Benimle çıkar mısın?
Çiğdem: Yok, ebenin... Tövbe, tövbe!
Emre: Biliyorum, pat diye söyledim... Ama...
Çiğdem: Bak Emre. Seni severim, iyi hoş çocuksun. Akıllı da sayılırsın...
Emre: O zaman kabul ettin mi?
Çiğdem: Ben öyle demek...
Emre: (bağırarak) Yaşasın! Bunu diğerlerine söylemem lazım... Söyleyeyim de nasıl çatladıklarını kendi gözlerimle göreyim. Akşam 7’de meydanda buluşalım!
Çiğdem: Ama... Oldu mu Çiğdem, harikasın! Şimdi çocuğa boş yere umut vermiş oldun... Of Allah’ım, niye her şey böyle berbat olmak zorunda ya, neden?! Neyse, eve gideyim de kendime çeki düzen vereyim biraz.

(Emre hızlı adımlarla meydandaki arkadaşlarının yanına gider ve müjdeli haberi onlarla paylaşır.)

Emre:
Müjdemi isterim arkadaşlar!
Umut: Allah Allah, ne müjdesiymiş bu?
Emre: Çiğdem, çıkma teklifimi kabul etti!
Deniz: (içtiği suyu püskürterek) Kabul mu etti?!
Emre: Ben de şaşırdım, ama etti işte.
Kaan: Sen ve Çiğdem? Hayırlısı bakalım...

(Aradan 1 saat geçmesine rağmen Çiğdem, kara kara düşünmeye devam etmekte ve Emre’yi üzmeden teklifi reddetmenin yollarını aramaktadır.)

Çiğdem:
Emre ile çıkmak dünyanın sonu değil ya? Hem bir kerecikten bir şey olmaz... Ya böyle böyle kendimizi nikah masasında bulursak? Söylemem lazım ona... Ama ümidini de kırmak istemem. Yok ya, böyle olmayacak. Söylemem lazım. Biraz üzülür, ama kabullenir herhalde.

(Çiğdem olağanüstü bir hızla meydana giriş yaparken ayağı bir taşa takılır. Tam yere düşmek üzereyken birinin kendisini tuttuğunu görür. Onu tutan kişi Selim’in ta kendisidir. İkisi de şaşkınlıktan birbirlerine bakakalırken bölüm sona erer.)

2. BÖLÜM SONU
 
Son düzenleme:
yine çok güzel olmuş @Aserat 😉😉😉

selimle bakışırkn ben hoşlandığım için bakıyorum sanıyordum ama bu niye bana bakıyor kötü birşeymi yapıcak diye bakıyormuşum :F

@xemrexxx sen nereden çıktın beee birde aban teklif ediyorsun bende kabulmu ediyorum ne ama istemiyorumda nasıl başımdan atarım onu düşünüyorum başıma burdada bela oldun :F:F:F
 
yine çok güzel olmuş @Aserat 😉😉😉

selimle bakışırkn ben hoşlandığım için bakıyorum sanıyordum ama bu niye bana bakıyor kötü birşeymi yapıcak diye bakıyormuşum :F

@xemrexxx sen nereden çıktın beee birde aban teklif ediyorsun bende kabulmu ediyorum ne ama istemiyorumda nasıl başımdan atarım onu düşünüyorum başıma burdada bela oldun :F:F:F
Beğendiğine sevindim. :)
 
Beğendiğine sevindim. :)
ama bu 2 düşman aile yanı benimle selimin ailesi hayat bayram olsa filmini andırıyor kadir inanırla hülya koçyiğit oynamıştı ateş oğulları ve barut oğulları 2 düşman aile vardı çocukları birbirini seviyordu sonra aileler çocuklarına tavır alıyordu o filmi andırmış bu senaryodakı aileler
:F:F:F
 
ama bu 2 düşman aile yanı benimle selimin ailesi hayat bayram olsa filmini andırıyor kadir inanırla hülya koçyiğit oynamıştı ateş oğulları ve barut oğulları 2 düşman aile vardı çocukları birbirini seviyordu sonra aileler çocuklarına tavır alıyordu o filmi andırmış bu senaryodakı aileler
:F:F:F
Filmi izlemediğim için bilemiyorum, ama 3. bölüme beklerim şimdiden. :D
 
Eline sağlık @Aserat güzel olmuş. :)

Bana ve Deniz'e de küçük bir rol vermişsin :A Kız kurusu lafı da bir yerden tanıdık geliyor sanki. :A

@xemrexxx'in Çiğdem'in peşinden koşacağı günleri de mi görecektik. :A Selim'le didişin durun artık Çiğdem için. :F
 
Eline sağlık @Aserat güzel olmuş. :)

Bana ve Deniz'e de küçük bir rol vermişsin :A Kız kurusu lafı da bir yerden tanıdık geliyor sanki. :A

@xemrexxx'in Çiğdem'in peşinden koşacağı günleri de mi görecektik. :A Selim'le didişin durun artık Çiğdem için. :F
Beğendiğin için teşekkürler. :) @Bully
 
ayol reytingin kaynağı xemrexxx gelmiş dizi coşar:F galiba gözümde mi,yop-hipermetrop-katarakt hepsi birlikte var @Çiğdem- e baktığıma göre @Aserat:A

@denizz19 @sokak sanati reyting ben de laf aramızda ben bölüm başı 30 bin alıyom çiğdemle selim 15bin:A