'Hayat Devam Ediyor' dizisinin yakışıklı oyuncusu Ali Ersan Duru, 18 Ekim'de vizyona girecek filmi 'Çanakkale 1915' ve 'Romantik Komedi 2' öncesi hayatını ve stilini İnStyle'a anlattı. Şu anda aşık olmadığını söyleyen Duru, 'İçinde kavga, gürültü olmayan aşkı sorgularım. Açıkçası kendi adıma huzurlu ve sakin bir aşka pek inanmıyorum' diyor...
* Genç yaşınıza rağmen oldukça olgun bir enerjiniz var. Bu sık duyduğunuz bir şey mi?
27 yaşındayım, bu beni anlayabilecek olan insanlardan duyduğum ve duyduğuma sevindiğim bir şey. Belki şununla ilgisi vardır; ben çok mutlu bir çocukluk geçirdim. 18'inci yaş günümü bitirdiğim gün hayatımda ilk defa ailemle şöyle bir konuşma yaptım; dedim ki, '18 yaşıma giriyorum ve arkama dönüp baktığımda keşke şu şöyle olsaydı, keşke şunu şöyle yaşasaydım demediğim için, bana herhangi bir konuda 'keşke' dedirtmediğiniz için size çok teşekkür ediyorum.' Bu kadar bilinçli büyümek, her şeyi zamanında yaşamak bugün dışarıdan gördüğünüz şeyin, içinin de boş olmadığını gösteriyor.
*Tek çocuk musunuz?
Beş erkek kardeşiz, ben en küçükleriyim. Anne tarafım Karadeniz, baba tarafım Ankaralı. İki farklı kültürün birleşimi olan mutlu bir ailede büyüdüm.
* Yüzünüzdeki sert ifade şu an rol aldığınız dram dizisi için oldukça uygun. Ama güldüğünüz zaman ortaya çıkan gamzeleriniz sizi bir sit-com oyuncusu gibi gösteriyor...
Sert yüz hatları Türkiye için bir avantaj, benim yüz hatlarım gülmediğim haliyle kemikli ve dolayısıyla da bana sert bir ifade katıyor. 'Hayat Devam Ediyor' dizisinde çok fazla gülmediğim için sorun olmuyor çünkü gerçekten söylediğiniz gibi güldüğüm zaman çok başka birini görüyorsunuz karşınızda. Mesela 'Başrolde Aşk' dizisi sit-com olduğu için orada da gülmek benim için avantaj olmuştu.
'90'larda genç olmak isterdim'
* Oyunculuğa nasıl adım attınız?
Yaklaşık dört senedir oyunculuk yapıyorum, bunun üç senesi eğitimlerle geçti. Normalde ben lisans eğitimimi başka bir alanda yaptım ama gönlümde yatan her zaman oyuncu olmaktı. Oyuncu olabilmek için donanımlı bir şekilde insanların karşısına çıkmam gerektiğini düşündüm ve bu yüzden aradaki süreçte kendimi geliştirmeye çalıştım. 'Başrolde Aşk' adlı diziye başlayana kadar tiyatro çalışmalarımı sürdürdüm.
* Oyunculuğun sizi cezbeden yanı ne oldu?
Oyunculuktan önce günlük tutmayla başlayan bir yazı yazma merakım vardı. Bu süreçte merakımı daha da ileri götürdüm ve senaryo yazmaya başladım. O arada hayatımda oyunculukla ilgili birtakım hareketlenmeler olunca biraz daha geri planda kalsa da senaryo yazmayı bir hobi olarak devam ettirdim. Kafamda gün boyu dönüp duran fantastik dünyayı neredeyse her gece eve döndüğümde saatlerce kaleme alıyorum. Gün içerisinde yaşadığım her şey, her karakter benim ilham kaynağım.
* Stiliniz hakkında ne söylersiniz?
Stilimi 'tepeden tırnağa rahatlık' şeklinde tanımlayabilirim. Rahat yürüyebilmek, rahat hissetmek, kıyafetin içerisinde özgür olmak benim için önemli. Yerine göre takım elbise de giyerim ama gün içerisinde tercihim pantolon üzerine bir tişört geçirip çıkmaktan yanadır.
* Kendinizi hangi dönemlere daha yakın hissediyorsunuz?
Sanırım 90'larda çocuk değil de genç olmak isterdim. Çünkü insanların en iyi giyindiği, en güzel müziklerin yapıldığı, teknolojinin bu kadar dibimize girmediği dönemin o dönem olduğunu düşünüyorum. Türk pop müziği için 90'lar muhteşemdi mesela, onlar şu an tarzlarını değiştirseler de, ben onların eski şarkılarını
zevkle dinlemeye devam ediyorum.
* Bir kadında en çok ne dikkatinizi çeker?
Benim bir kadında en çok görmek istediğim şey sanırım uzun saç. Her erkek gibi ben de dozunda bir dekolteyle ilgileniyorum. Onun dışında bir kadının yüzündeki bir ifade, bir gülüş, yaptığı bir hareket veya davranış biçimi benim için çok daha önemlidir.
* Sizin için güzellik kolay tanımlanabilir bir şey mi?
Tabii ki ilk bakışta fiziksel özelliklere ve güzelliğe bakıyorum, ifade ve diğer saydıklarımsa peşi sıra geliyor. Ancak genelde ikinci aşamada aradığım özellikleri çok sık bulamıyorum. Hayatıma dahil olacak kadın konusunda biraz seçiciyim, dolayısıyla da çok kolay etkilenen bir erkek değilim.
* Aşkla ilgili zor karar verdiğinizi düşünecek olursak, bu duyguyu nasıl yaşarsınız?
Aşk benim için sınırsız bir duygu. Aşıksam eğer sevdiğim kişi hiç yanımdan ayrılmasın ve gerçekten her şeyi onunla birlikte yapayım isterim. İlgim bazen karşı taraf için boğucu olabiliyor, bunu fark ettiğimde geri adım atmaya da çalışıyorum ama bu en fazla bir iki gün sürüyor. Aşkın şiddetli bir duygu hali olduğunu düşünüyorum; içinde kavga, gürültü olmayan aşkı sorgularım. Açıkçası kendi adıma huzurlu ve sakin bir aşka pek inanmıyorum.
* Peki bu aralar aşık mısınız?
Şu an aşık değilim, keşke olsam. Benim için güzel bir ilham kaynağı olurdu. Sanırım artık paslanan kalbimin biraz çarpmasına ihtiyacım var.
* Genç yaşınıza rağmen oldukça olgun bir enerjiniz var. Bu sık duyduğunuz bir şey mi?
27 yaşındayım, bu beni anlayabilecek olan insanlardan duyduğum ve duyduğuma sevindiğim bir şey. Belki şununla ilgisi vardır; ben çok mutlu bir çocukluk geçirdim. 18'inci yaş günümü bitirdiğim gün hayatımda ilk defa ailemle şöyle bir konuşma yaptım; dedim ki, '18 yaşıma giriyorum ve arkama dönüp baktığımda keşke şu şöyle olsaydı, keşke şunu şöyle yaşasaydım demediğim için, bana herhangi bir konuda 'keşke' dedirtmediğiniz için size çok teşekkür ediyorum.' Bu kadar bilinçli büyümek, her şeyi zamanında yaşamak bugün dışarıdan gördüğünüz şeyin, içinin de boş olmadığını gösteriyor.
*Tek çocuk musunuz?
Beş erkek kardeşiz, ben en küçükleriyim. Anne tarafım Karadeniz, baba tarafım Ankaralı. İki farklı kültürün birleşimi olan mutlu bir ailede büyüdüm.
* Yüzünüzdeki sert ifade şu an rol aldığınız dram dizisi için oldukça uygun. Ama güldüğünüz zaman ortaya çıkan gamzeleriniz sizi bir sit-com oyuncusu gibi gösteriyor...
Sert yüz hatları Türkiye için bir avantaj, benim yüz hatlarım gülmediğim haliyle kemikli ve dolayısıyla da bana sert bir ifade katıyor. 'Hayat Devam Ediyor' dizisinde çok fazla gülmediğim için sorun olmuyor çünkü gerçekten söylediğiniz gibi güldüğüm zaman çok başka birini görüyorsunuz karşınızda. Mesela 'Başrolde Aşk' dizisi sit-com olduğu için orada da gülmek benim için avantaj olmuştu.
'90'larda genç olmak isterdim'
* Oyunculuğa nasıl adım attınız?
Yaklaşık dört senedir oyunculuk yapıyorum, bunun üç senesi eğitimlerle geçti. Normalde ben lisans eğitimimi başka bir alanda yaptım ama gönlümde yatan her zaman oyuncu olmaktı. Oyuncu olabilmek için donanımlı bir şekilde insanların karşısına çıkmam gerektiğini düşündüm ve bu yüzden aradaki süreçte kendimi geliştirmeye çalıştım. 'Başrolde Aşk' adlı diziye başlayana kadar tiyatro çalışmalarımı sürdürdüm.
* Oyunculuğun sizi cezbeden yanı ne oldu?
Oyunculuktan önce günlük tutmayla başlayan bir yazı yazma merakım vardı. Bu süreçte merakımı daha da ileri götürdüm ve senaryo yazmaya başladım. O arada hayatımda oyunculukla ilgili birtakım hareketlenmeler olunca biraz daha geri planda kalsa da senaryo yazmayı bir hobi olarak devam ettirdim. Kafamda gün boyu dönüp duran fantastik dünyayı neredeyse her gece eve döndüğümde saatlerce kaleme alıyorum. Gün içerisinde yaşadığım her şey, her karakter benim ilham kaynağım.
* Stiliniz hakkında ne söylersiniz?
Stilimi 'tepeden tırnağa rahatlık' şeklinde tanımlayabilirim. Rahat yürüyebilmek, rahat hissetmek, kıyafetin içerisinde özgür olmak benim için önemli. Yerine göre takım elbise de giyerim ama gün içerisinde tercihim pantolon üzerine bir tişört geçirip çıkmaktan yanadır.
* Kendinizi hangi dönemlere daha yakın hissediyorsunuz?
Sanırım 90'larda çocuk değil de genç olmak isterdim. Çünkü insanların en iyi giyindiği, en güzel müziklerin yapıldığı, teknolojinin bu kadar dibimize girmediği dönemin o dönem olduğunu düşünüyorum. Türk pop müziği için 90'lar muhteşemdi mesela, onlar şu an tarzlarını değiştirseler de, ben onların eski şarkılarını
zevkle dinlemeye devam ediyorum.
* Bir kadında en çok ne dikkatinizi çeker?
Benim bir kadında en çok görmek istediğim şey sanırım uzun saç. Her erkek gibi ben de dozunda bir dekolteyle ilgileniyorum. Onun dışında bir kadının yüzündeki bir ifade, bir gülüş, yaptığı bir hareket veya davranış biçimi benim için çok daha önemlidir.
* Sizin için güzellik kolay tanımlanabilir bir şey mi?
Tabii ki ilk bakışta fiziksel özelliklere ve güzelliğe bakıyorum, ifade ve diğer saydıklarımsa peşi sıra geliyor. Ancak genelde ikinci aşamada aradığım özellikleri çok sık bulamıyorum. Hayatıma dahil olacak kadın konusunda biraz seçiciyim, dolayısıyla da çok kolay etkilenen bir erkek değilim.
* Aşkla ilgili zor karar verdiğinizi düşünecek olursak, bu duyguyu nasıl yaşarsınız?
Aşk benim için sınırsız bir duygu. Aşıksam eğer sevdiğim kişi hiç yanımdan ayrılmasın ve gerçekten her şeyi onunla birlikte yapayım isterim. İlgim bazen karşı taraf için boğucu olabiliyor, bunu fark ettiğimde geri adım atmaya da çalışıyorum ama bu en fazla bir iki gün sürüyor. Aşkın şiddetli bir duygu hali olduğunu düşünüyorum; içinde kavga, gürültü olmayan aşkı sorgularım. Açıkçası kendi adıma huzurlu ve sakin bir aşka pek inanmıyorum.
* Peki bu aralar aşık mısınız?
Şu an aşık değilim, keşke olsam. Benim için güzel bir ilham kaynağı olurdu. Sanırım artık paslanan kalbimin biraz çarpmasına ihtiyacım var.
