Kanal D'nin sevilen dizisi Yargı'nın senaristi Sema Ergenekon'dan flaş açıklamalar!
Dizinin son bölümlerinde polis Tuğçe (Merve Ateş) karakterinin sahadaki ilk görevinde bir kadını kurtarmak isterken cinsel saldırıya uğraması ve bu anların detaylı şekilde ekrana yansıtılması nedeniyle gelen büyük tepkilerden sonra ünlü senarist, ANN Türkiye'den Eda Tokcan'a verdiği röpörtajda sessizliğini bozdu.
İşte o röpörtajdan ilgili kısım:
Dizi fanlarından çok fazla yorum alıyorsun. Aldığın en tuhaf yorum ne? Cevap verdin mi ona ya da ne cevap vermek isterdin?
Şu güne kadar ‘Sema Mommy’leriydim ama övdükleri kadar hızlı yerebildiklerini de gördüm. Ben de yüksek enerjisi olan, haksızlığa çok gelemeyen biriyim. Hiç düşünmediğim bir şeyi kesin öyle yapmışım gibi öngörerek ‘bunu da kesin böyle yapmıştır’ diyebiliyorlar. Alakası bile yok. Bu haksızlık. Cevap hakkım yok… Hangi birine vereceğim. Cevap hakkı olmayan birine saldırma halini biraz acımasızca buluyorum. Ve bu da çok üzücü benim adıma. Dedim ki biraz sosyal medyadan uzak durayım, ama onun da çözümü yok. Yani bilmiyorum biraz aramız şu ara bozuk fanlarla.
Tuğçe’nin dövüldüğü ve ona tecavüz edildiği sahne nedeniyle fazla tepki çektin.
Onu söylemek istiyorum aslında. Biz, Yargı’ya konteynırda bir genç kız cesedi bularak başladık. Tuğçe’nin olayından birkaç bölüm önce bir amca ile yenge ilişkiye girdikleri için bunu gören çocuk öldürüldü. Biz hep çok serttik. Ama burada tabii ki onların tanıdığı, bildiği, sevdiği bir karaktere gelince sıra bir anda canavar oldum. Aslında hep var olan olaylardı ama tanıdığımız birinin başına gelince olay oldu. Aslında burada da şöyle oluyor; tanımadığın birinin başına gelince arkamızı dönüyoruz ya mücadele etmiyoruz. Sadece kendi çevremiz ve yakın çevremizle ilgili mücadelemiz var. Bu fizyolojik durumu da ben kendi adıma doğrulamış oldum.
Ben izlerken senin bir şey bağırdığını anladım.
Ne bağırdığımı sonraki bölümlerde görecekler. Bu olayı murad ettiğim bir şey için yazdım. 90. bölüme geldiklerinde neyi tasarladığımı, neyi tartışmak için ortaya attığımı anlayacaklar. Keşke diziler bir şeyleri değiştirse maalesef o kadar kuvvetli değiliz. Ama en azından insanlara ‘aa bu da var’ dedirteceğim bir yer var, aslında her şey onu anlatmak, yeni ve farklı bir bakış açısı sunmak içindi. Umarım onu izlediklerinde ‘anladım hepsi bunun içinmiş’ derler.
Bir de bu sahnelerde Uğur’u seçtin. Tamam izlerken kocan olarak görmüyorum tabii ki ama biraz kazık atmış gibi oldun. Ben onun ağladığı sahnede çok kötü oldum. Bence korkunç etkilendi oynarken…
Çok etkilendi. Bir hafta on gün evde mutsuz ve enerjisi çekilmiş bir şekilde dolaştı. Orada Uğur’u (Aslan) ve Merve'yi (Ateş) seçmemdeki neden şu: Bu hikaye anlatılırken herkesin acı çektiği ve sınandığı anlar oldu. Eren ve Tuğçe’nin hep etrafı sınandı. İlk kez Eren’e direkt bağlanan, temas eden bir olayla sınanmasını gördük. Aslında artık sıra ona geldiği içindi.
Sana bir şey dedi mi?
Çok mutlu oldu. Oyunculuklarını göstermek için bir alan onlara, bambaşka bir yüzünü gösteriyor seyirciye. İntikam almaya dönüşen bir adam. Orada karakterin dönüşümü var. Oyuncular bu manada mutlu oluyorlar. Ben niye bu acıyı yaşıyorum demiyorlar.
Ama çok ağladı arkadaşım ya…
Ben de izlerken ağladım. Tanıtımlarda bile ağladım, yazarken de ağladım. Ama var Eda bu… Geçen gün sucu adamın hikayesi hemen arkasından patladı. Yargı’nın gerçek dünyayla arasında bir bağ, bir enerji var. Şimdi bana diyorlar ki ‘doktordan tecavüzcü mü olur?’ Bunun mesleği var mı? Herkesten var. Duymadık mı? İnsandan var. Ne meslek yaptığıyla ne alakası var!
Ilgaz’a da söylettin bunu dizide: “Sosyal medyadan sallamakla olmuyor, icraat lazım ki caydırıcı olsun karşı taraf için.”
Hayır… O daha önce yazdığım bir cümleydi. Üç bölüm stoklu gidiyoruz biz. Bana onu da söylediler. ‘Bakın bize küçük aklıyla oradan laf sokuyor’ diye…
Ama tam yerine oturdu laf…
Ben senaryoyu buna malzeme eder miyim? Böyle bir şeyin derdine de düşmem. Senaryolar daha önce yazılıyor. Siz 88’i izlerken 92 yazılıyor. Benim orada bahsetmek istediğim, bir olay oluyor herkes telefonların başına geçip ahkam kesmeye başlıyor ve bunu sadece klavyede yapanlara lafım. Ben mesela hiç öyle paylaşımlar yapmam. Söyleyeceğim şeyi ya da etkim olabileceğini düşündüğüm olayları işimle yapmaya çalışıyorum. Ben aslında onu demek istemiştim. Alındılar bana…
Yargı, yeni bölümleriyle 14 Nisan'dan itibaren her Pazar 20.00'de Kanal D'de!