TV Süleyman Çakır

Tolstoyevski

Konu Sahibi
Emekli
Katılım
14 Temmuz 2014
Mesajlar
24,283
Reaksiyon puanı
39,933
Puanı
1,061
Yaş
27
Konum
Gökteki Yıldızlar ✨✨
Web Sitesi
www.ataturkungencligehitabesi.com
606e306986b24714508c1fba.jpg



Osman Sınav'ın 2003 yapımı Kurtlar Vadisi dizisinin efsanevi karakteri, Türk dizi tarihinin en unutulmaz ve en sevilen karakterlerinin başında gelen mafya babası, İstanbul'un sefiri. 1964 yılında doğmuş, uğursuz bir 8 Nisan 2004 günü hayatını kaybetmiştir.

Dönemin ufak çaplı bir silah tüccarının oğlu olan Süleyman Çakır, henüz çocuk yaştayken camii avlusunda abdest alan babasını gözünün önünde suikasta uğraması sonucu kaybetti.

Babasının ölümünün ardından annesine ve kız kardeşi Derya'ya bakmak için seyyar olarak tavuklu nohutlu pilav satmaya başladı. Bir gün kız kardeşine, kendisine pilav ve nohutu getirdiği esnada olay yerinde olan zabıta tarafından seyyar tezgahına müdahale edildi ve zabıta, Süleyman'a vurmaya başladı. Ağlayan kız kardeşi, zabıtayı durdurmaya çalıştı ve bu kez de zabıta, kız kardeşi Derya'ya vurmaya başladı. Kız kardeşine yapılan saldırı esnasında gözü dönen Süleyman, eline aldığı bıçakla zabıtaya saldırdı ve zabıtayı olay yerinde öldürerek mapushane macerasına başlamış oldu.

Hapishanede kendisine dönemin ünlü kabadayısı Duran Emmi'yi öldürmesine yönelik başka kabadayılardan talimat aldı. Tam hapishanenin abdesthane kısmında abdest alan Duran Emmi'yi öldürecekken eli titredi ve elindeki silahı bıraktı. Bunun üzerine Duran Emmi kendisini himayesi altına aldı ve böylelikle yeraltı dünyasına resmen giriş yapmış oldu.

Seneler sonra, ünlü armatör Laz Ziya'nın kızı Nesrin ile evlenerek gücüne güç kattı ve mafya dünyasında tetikçi olarak adından söz ettirmeye başladı. Konsey'in verdiği 3 suikasti başarılı bir şekilde işleyerek ödüllendirildi ve kumarhane açmasına izin verildi... Ve her şey o kumarhanenin açılmasıyla başladı...

Nohut-Pilav satılıcığından, İstanbul'un sefirliğine kadar giden süreçte Süleyman Çakır'ı Süleyman Çakır yapan mizahi ve neşeli kişiliği ve izleyicilerinin sempatisini kazanan deli dolu halleriydi. Burnunu sürekli çekmesi, "ne güzel İstanbul be" repliği ve diziye veda ederken söylediği Hekimoğlu türküsüyle adeta o dönem dizinin dahi ötesine geçerek büyük bir fenomen haline gelmiş ve dizideki ölümü sonrası gerçek hayatta mevlitler okutulmuş, gıyabına cenaze namazları kılınmış ve saygı duruşlarında bulunulmuştur...