"Perran Bu Akşam Çok Azar İşitecek"

xemrexxx

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
18 Mart 2012
Mesajlar
184,886
Reaksiyon puanı
141,159
Puanı
1,061
Konum
İstanbul
Her yeni dizi, yeni bir heyecan mı sizin için?

Tabii... Hem de çok güzel bir heyecan. Bu heyecanlar bizim genç kalmamıza sebep oluyor. Çünkü öyle güzel bir yürek çarpıntısı oluyor ki... Meslek hayatıma başlayalı 46 yıl olmuş. İlk günkü gibi mesleğimi seviyorum. İlk günkü heyecanla sete geliyorum ve de herkesten önce geliyorum. Hatta tembih ediyorlar, 'Ayıp oluyor! Önce biz gelelim, sonra siz gelin' diye. Hiç kimse yokken geliyorum çünkü. Böyle alışmışım. Her oyuna iki saat öncesinden giderdik biz.

Bu tarz başka prensipleriniz var mı?

Var. Sesli çekildiği için ezber gelmem lazım sete. Çok ezber olmalıyım ki, oyun oynayabileyim. Ezber endişesiyle oyunu süsleyemezsiniz. Hafta içi her gün yayınlanacak dizi. Her gün 40 sayfa ezberlemek zorundayım. Kolay bir şey değil bu. Onun için dizi olduğu zaman kendi özel hayatım diye bir şey kalmıyor.

Aynı özeni yeni nesil oyuncularda da görüyor musunuz?

Valla dikkat etmek zorundalar. Hepsi ezber yapıp geliyor ama geçen gün yönetmen (Hakan Algül) ikaz etti, 'Perran Hanım 'ı görüyorsunuz, ona göre siz de ezberinize dikkat edin' diye. Çalışkan öğrenciler gibiyim.
n Daha önceki setlerinize yemek yapıp götürürmüşsünüz. Bu sete de yemek getirmeye başladınız mı?
Başlayamadım. Ezber yapmaktan fırsat mı var? Senarist de (Murat Dişli) öğrenmiş, ilk tanıştığımızda, 'Perran Hanım, bize kremalı kapuska yapacak mısınız?' dedi.


'Dostlarıma bir şey olacak diye korkarım'

Ekibin uyumu nasıl?

Çok seviyorum herkesi. Ben hep büyük bir heyecanla gittim bütün setlerime. 'Perihan Abla'yla başladı bu. O zamanlar Fenerbahçe'de oturuyordum. Kuzguncuk'a giden o sahil yolundan yüreğim pır pır ederek gidiyordum sete, bütün o sevdiklerimle beraber olacağım için. Bir de benim şansıma beraber oynadığım arkadaşlar hep o kadar keyifli, işine saygı duyan kişiler oldu ki... Hiç üzüldüğümü hatırlamam sette.

Dizinin kadrosunda Şevket Altuğ'un da ismi geçiyordu...

Zamanlama olmadı. Ama bir gün bir projede mutlaka birlikte olacağız.

Sizin gibi akıllara kazınan ikililer pek yok artık.

Bizler mi çok birbirimize tutunan insanlardık acaba? İhtiyaç mı hissetmiyorlar şimdi? Ben her zaman benimle aynı tarzda olan, aynı yetenekte olan kişilerle olayım ki, işi beraber kalkındıralım diye düşünmüşümdür. Tek başına asla olmamalı, beraber olmalıyız. O zaman o yükün altından çok daha rahat kalkarsın. Belki şimdi o ihtiyacı hissetmiyorlardır. Belki de bu birliktelikleri istemiyorlardır. Ya da yeterli mi görüyorlar kendilerini? Bilmiyorum. Galiba işler biraz daha kolaylaştığı için...

Eski dostlarınızın rol aldığı projeleri takip ediyor musunuz?

Tabii ki. Çetin Tekindor geçen gün telefon açtı, 'Biliyor musunuz, biraz içim acıyor başka birinin eşini oynayacağınız için' dedi. Dedim ki, 'Biz de sizi seyrediyoruz. Orada (Bir Çocuk Sevdim) bir eşiniz var, şimdi bir de sevgili çıktı başımıza!' O da, 'Eşimden ayrıldım, sevgili buldum. Siz benim için o kadar kıymetlisiniz. Onu böylece anlatmaya çalıştım' dedi. Keşke daha genç olsam, tekrar tekrar o günleri yaşasam... Şimdi Levent Öktem'le öyle mutluyum. Bir de hayatıma o girmiş oldu. Dizi bitince onunla da böyle bir sıkı dostluk olacak. O dostlukların devam etmesi benim için en önemlisi. Biliyorlar ki kaşlarının çatılmasını istemem hiçbirinin. Başları ağrısa yanlarındayım. Birbirlerimizin hatırını sorarız, birbirlerimize bir şey olacak diye çok korkarız. Endişelerimiz ondandır hep.


'Yorulacağımı zannetmiyordum, kandırıldım'

Teklif geldiğinde sizi cezbeden ne oldu?

Sit-com olması, komedinin böyle bir işte daha kolay olması... Çünkü uzun uzun 120 dakika komedi olmaz.

Hafta içi her gün 25-30 dakika arasında yayınlanacak bir dizide oynamak mı yoksa 90 dakikalık dizi çekmek mi daha zor?

Bu daha yorucu çıktı. Ama ben yorulmayacağımı zannettim. Ama kandırıldım. Bana şöyle bir şey dediler, 'Sabah 9'da sete gelirsiniz hazırlıklar yapılır, öğlen çekim başlar, 5'te gidersiniz.' Öyle 5'te falan gidilmiyor. Ama gerçekten yönetmen bunu o kadar güzel hallediyor ki, çekimlerin bittiğini anlamıyorum.

Kaç gün çalışıyorsunuz?

Altı gün çalışıyoruz. Pazarları prensip olarak çalışmam ben, ailemle vakit geçirdiğim gündür. Ailem çok önemlidir benim için. Tabii ki mesleğim de önemli. İkisini paralel tutmayı hep bildim.

Dizinin orijinal versiyonu, 'Cosby Ailesi'ni izler miydiniz?

İzliyordum tabii. Endişem, 'Çok mu Amerikan kalır' diyeydi. Ama daha ilk bölümün senaryosu geldiğinde endişem hemen silindi. O kadar güzel uyarlanmış, o kadar güzel Türk olmuş ki... Şimdi çok mutlu, mesut bir aile reisiyim. Anneyim, doktorum, çocuklarımı seviyorum. Hiç çocuğu olmayan birinin, birden bire dört çocuğunun olması güzel bir şey.

Annelik özlemi yaşadınız mı hiç?
Hayır. O kadar çok çocuğum oldu ki, böyle bir özlem hiç hissetmedim.



'Perran bu akşam çok azar işitecek'


İlk bölümü izleyecek misiniz?

Tabii ki. Ama bitmiş işi birileriyle beraber seyretmeyi sevmem. Çünkü çok utanırım. Hiç kimseyi istemem yanımda. Yalnız seyredeceğim. Yine kendi kendime söyleneceğim, kızacağım. 'Öyle mi yapılır? 46 sene sonra hala bunu nasıl böyle düşünüp de yaparsın' diye kendimi eleştireceğim. Perran bu akşam çok azar işitecek!



[FONT=Helvetica,Verdana,Arial]Milliyet[/FONT]