Hürrem Sultan, (1506 - 1558) Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve Osmanlı tarihinde önemli roller oynamış bir sultandır. Bir Osmanlı padişahıyla nikahla evlenmiş tek kadın olarak bilinir.Leh asıllı Yahudi bir ailede doğan Hürrem Sultan'ın asıl adı Roxelanne'dı (Anastasiya Lisowska). Güzelliği nedeniyle küçük yaşta 1520 tarihinde bugünkü Ukrayna sınırları içinde bulunan Rohatyn şehrinden kaçırılmıştır. (Bölge 1184-1939 yılları arasında Polonya Kırallığı sınırları içersinde bulunuyordu.Daha sonra Kırım Hanı tarafından Osmanlı sarayına sunulan Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim gördü. Dişiliği, zekası ve becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi. Harem kadınları ve saray ileri gelenleri arasında da kendine yer edindi.
Hürrem Sultan saraya geldiğinde Kanuni'nin cariyelerinden biri olan Mahidevran Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı. Mustafa zamanla çok sevilen bir şehzade haline geldi. Mustafa'nın Kanuni'den sonra padişah olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Bu da Mahidevran Sultan'ın Valide Sultan olacağı anlamına geliyordu. Oysa Hürrem Sultan her bakımdan Mahidevran Sultan'ın önüne geçti ve Kanuni'nin güven ve sevgisini kazanarak onun nikahlı eşi oldu. Bazı kaynaklar çeşitli entrikalar uygulayarak 16. yüzyılOsmanlı tarihini olumsuz yönde etkilediği iddia ederler. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek Vezir-i Azam'la bir ittifak oluşturdu. Kanuni, yeniçeriler tarafından çok sevilen oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla öldürttü. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararda etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü. Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Ancak Hürrem Sultan'ın ölmesinden sonra Hürrem Sultan'ın oğlu padişah II. Selim Mahidevran Sultan'a maaş bağlattı ve oğlu Mustafa'nın türbesini yaptırttı.
Devlet yönetiminde etkili olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Bu dönemde Ruslar Kazan ve Astrahan Hanlıklarına hakim olup doğuya doğru yayılmaya başladılar. Tüm bunlara rağmen, eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan önce 52 yaşındayken öldü ve oğlu II. Selim'in tahta çıkışını göremedi.Cenazesi İstanbul'da Süleymaniye Camiihaziresindeki Hürrem Sultan Türbesi'ne gömüldü.
Safiye Sultan (1550-1618) Osmanlı padişahı III. Mehmet'in annesi, Valide Sultan ve III. Murat'ın eşidir.
Safiye Sultan Osmanlı Devleti'nin en parlak döneminde Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın torunu, İkinci Selim ile Nurbanu Sultan'nun oğlu veliaht Murat ile yaşadığı fırtınalı aşk ile adını duyurmuş bir cariyeydi.
Safiye sultan asıl adıyla Sofia Baffo 1530'ların sonunda Venedik'te dünyaya geldi. Çok zengin bir ailenin tek çocuğu( Babası bir Vali idi) olan Sofia dönemine göre oldukça iyi koşullarda bir eğitim aldı. Henüz 14 yaşındayken Akdeniz'de gemiyle yapılan bir seyahat sırasında Osmanlı korsanları tarafından kaçırıldı. Bir yıl sonra ise kendisini İstanbul'da bir köle pazarında bulan genç Sofia'nın güzelliği Osmanlı imparatoru Sarı Selim'in karısı ve Veliaht III. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan'ın kulağına kadar geldi. Manisa sancağındaki genç veliaht Murat'ın kendisini afyon ve esrara vermiş devlet meselelerinden uzak pasif karakteri annesi Nurbanu'yu düşündürmekteydi. Nurbanu Sofia'yı görür görmez onun oğlu için aradığı kız olduğuna karar verdi ve bir servet ödeyerek kızı satın aldı. 2 yıl süreyle haremde eğitim gören Sofiya'nın adı Safiye olarak değiştirildi. 17 yaşında III. Murat'a sunulan Safiye, beline kadar uzanan sarı saçları iri gözleri ve uzun boyuyla, beyaz teni ve yürüyüşüyle Murat'ı kendisine aşık etti. Hemen ardından Osmanlı tahtının gelecekteki imparatoru III. Mehmet'i doğurarak saraydaki yerini sağlamlaştırdı. Sakindi ama gizliden Nurbanu'ya karşı planlar da kuruyordu. Güç, onun istediği tek şeydi ve ona aşık olan Murad bunu ona en iyi sağlayacak kişiydi.
III. Murat tahta geçince baş kadın oldu. Büyüleyici güzelliği yanında parlak zekası sayesinde büyük bir nüfuz sahibi oldu. Özellikle kayınvalidesi Nurbanu Sultan'ın ölümünden sonra Osmanlı devletini kapı arkasından yönetti ve istediği her kararı aldırttı. Kayınvalidesinin Venedik yanlısı siyasetini devam ettirdi. İngiltere kraliçesi I. Elizabeth dahil birçok yabancı liderlerle haberleşti. Kocası öldüğünde oğlu III. Mehmet Valisi olduğu Manisa'dan İstanbul'a gelene kadar kocasının ölümünü gizli tuttu. 1599 yılında Kraliçe I. Elizabeth'in Safiye Sultan'a bir süslü bir at arabası ve oğlu III. Mehmet'e de bir org hediye ettiği bilinmektedir. Oğlu III. Mehmet ölünce torunu I. Ahmet onu eski saraya gönderdi. 15 yıl sonra 1618 yılında öldü. Cenazesi İstanbul Ayasofya Camiinde III. Murat Türbesine gömüldü.
Kösem Sultan (Mahpeyker) (1590-1651) Sultan I. Ahmet'in eşi ve Sultan IV. Murat ve I. İbrahim 'in annesidir.
Osmanlı tarihinin ünlü ve etkili kadınlarından olan Kösem Sultan, 1590 yılında Bosna'da Anastasya adıyla doğdu. Bosna beylerbeyi tarafından İstanbul'a kızlarağası olarak gönderildi. 15 yaşındayken Sultan I. Ahmet'e haseki oldu. Keskin zekasıyla padişahı etkisi altına aldı ve bütün saraya nüfuzunu kabul ettirdi.
Kocası ölünce önce tahta geçen kocasının kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da kocasının başka bir kadından olma oğlu Sultan II. Osman zamanında devlet işlerinde etkinliği arttı. Fakat II. Osman yaşı çok genç olmakla birlikte Kösem Sultan'ın devlet işlerine çok karışmasından rahatsız oldu ve muhtemelen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hadice Sultan'ın da etkisiyle onu eski saraya gönderdi. Genç Osman'ın tahtan indirilmesi ve tekrar yerine geçen I. Mustafa'nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine tahta nihayet Kösem Sultan'ın kendi oğlu IV. Murat çıktı. IV. Murat tahta çıktığında sadece 11 yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu adına devleti büyük ölçüde yönetmeğe başlamıştı.
Zamanla Sultan IV. Murat olgunlaşarak annesinin faaliyetlerini bir ölçüde engellemeye başlamışsa da genç yaşta ölümü üzerine tahta Kösem Sultan'ın diğer oğlu I. İbrahim çıktı ve Kösem Sultan'ın nüfuzu tekrar arttı. I. İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir krizle karşılaştı. I. İbrahim hanedanın tek erkek varisi durumundaydı ve acil bir şekilde hanedanın devamını sağlama zorunluğu vardı. Oysa I. İbrahim bir ölçüde dengesiz görünüyor ve kadınlarla olan ilişkilere ilgi duymuyordu. Osmanlı hanedanının devamını sağlama görevi büyük ölçüde Kösem Sultan'a düştü. Oğlunu tedavi amacıyla ülkenin her yanından üfürükçüler getirtti. Bu üfürükçülerin en ünlüsü Cinci Hoca lakabıyla tanınan Karabaşzade Hüseyin Efendi'ydi. Nihayet I. İbrahim'in tahta çıkmasından 2 yıl sonra şehzade Mehmet doğdu ve hanedanın devamı sağlama bağlanmış oldu.
I. İbrahim öldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti. Önceleri Kösem Sultan'ın nüfuzu devam etti ama bir süre sonra Kösem Sultan'a rakip olan bir başka kadın ortaya çıktı. IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan'la Kösem Sultan arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Bu rekabet 3 yıl sürdü ve Kösem Sultan'ın bir gece dairesinin basılarak boğdurulmasıyla noktalandı. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi. Kösem Sultan'ın cenazesi Sultan Ahmet Camii 'ndeki I. Ahmet türbesine gömüldü.
Hürrem Sultan saraya geldiğinde Kanuni'nin cariyelerinden biri olan Mahidevran Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı. Mustafa zamanla çok sevilen bir şehzade haline geldi. Mustafa'nın Kanuni'den sonra padişah olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Bu da Mahidevran Sultan'ın Valide Sultan olacağı anlamına geliyordu. Oysa Hürrem Sultan her bakımdan Mahidevran Sultan'ın önüne geçti ve Kanuni'nin güven ve sevgisini kazanarak onun nikahlı eşi oldu. Bazı kaynaklar çeşitli entrikalar uygulayarak 16. yüzyılOsmanlı tarihini olumsuz yönde etkilediği iddia ederler. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek Vezir-i Azam'la bir ittifak oluşturdu. Kanuni, yeniçeriler tarafından çok sevilen oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla öldürttü. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararda etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü. Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Ancak Hürrem Sultan'ın ölmesinden sonra Hürrem Sultan'ın oğlu padişah II. Selim Mahidevran Sultan'a maaş bağlattı ve oğlu Mustafa'nın türbesini yaptırttı.
Devlet yönetiminde etkili olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Bu dönemde Ruslar Kazan ve Astrahan Hanlıklarına hakim olup doğuya doğru yayılmaya başladılar. Tüm bunlara rağmen, eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan önce 52 yaşındayken öldü ve oğlu II. Selim'in tahta çıkışını göremedi.Cenazesi İstanbul'da Süleymaniye Camiihaziresindeki Hürrem Sultan Türbesi'ne gömüldü.
Safiye Sultan (1550-1618) Osmanlı padişahı III. Mehmet'in annesi, Valide Sultan ve III. Murat'ın eşidir.
Safiye Sultan Osmanlı Devleti'nin en parlak döneminde Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın torunu, İkinci Selim ile Nurbanu Sultan'nun oğlu veliaht Murat ile yaşadığı fırtınalı aşk ile adını duyurmuş bir cariyeydi.
Safiye sultan asıl adıyla Sofia Baffo 1530'ların sonunda Venedik'te dünyaya geldi. Çok zengin bir ailenin tek çocuğu( Babası bir Vali idi) olan Sofia dönemine göre oldukça iyi koşullarda bir eğitim aldı. Henüz 14 yaşındayken Akdeniz'de gemiyle yapılan bir seyahat sırasında Osmanlı korsanları tarafından kaçırıldı. Bir yıl sonra ise kendisini İstanbul'da bir köle pazarında bulan genç Sofia'nın güzelliği Osmanlı imparatoru Sarı Selim'in karısı ve Veliaht III. Murat'ın annesi Nurbanu Sultan'ın kulağına kadar geldi. Manisa sancağındaki genç veliaht Murat'ın kendisini afyon ve esrara vermiş devlet meselelerinden uzak pasif karakteri annesi Nurbanu'yu düşündürmekteydi. Nurbanu Sofia'yı görür görmez onun oğlu için aradığı kız olduğuna karar verdi ve bir servet ödeyerek kızı satın aldı. 2 yıl süreyle haremde eğitim gören Sofiya'nın adı Safiye olarak değiştirildi. 17 yaşında III. Murat'a sunulan Safiye, beline kadar uzanan sarı saçları iri gözleri ve uzun boyuyla, beyaz teni ve yürüyüşüyle Murat'ı kendisine aşık etti. Hemen ardından Osmanlı tahtının gelecekteki imparatoru III. Mehmet'i doğurarak saraydaki yerini sağlamlaştırdı. Sakindi ama gizliden Nurbanu'ya karşı planlar da kuruyordu. Güç, onun istediği tek şeydi ve ona aşık olan Murad bunu ona en iyi sağlayacak kişiydi.
III. Murat tahta geçince baş kadın oldu. Büyüleyici güzelliği yanında parlak zekası sayesinde büyük bir nüfuz sahibi oldu. Özellikle kayınvalidesi Nurbanu Sultan'ın ölümünden sonra Osmanlı devletini kapı arkasından yönetti ve istediği her kararı aldırttı. Kayınvalidesinin Venedik yanlısı siyasetini devam ettirdi. İngiltere kraliçesi I. Elizabeth dahil birçok yabancı liderlerle haberleşti. Kocası öldüğünde oğlu III. Mehmet Valisi olduğu Manisa'dan İstanbul'a gelene kadar kocasının ölümünü gizli tuttu. 1599 yılında Kraliçe I. Elizabeth'in Safiye Sultan'a bir süslü bir at arabası ve oğlu III. Mehmet'e de bir org hediye ettiği bilinmektedir. Oğlu III. Mehmet ölünce torunu I. Ahmet onu eski saraya gönderdi. 15 yıl sonra 1618 yılında öldü. Cenazesi İstanbul Ayasofya Camiinde III. Murat Türbesine gömüldü.
Kösem Sultan (Mahpeyker) (1590-1651) Sultan I. Ahmet'in eşi ve Sultan IV. Murat ve I. İbrahim 'in annesidir.
Osmanlı tarihinin ünlü ve etkili kadınlarından olan Kösem Sultan, 1590 yılında Bosna'da Anastasya adıyla doğdu. Bosna beylerbeyi tarafından İstanbul'a kızlarağası olarak gönderildi. 15 yaşındayken Sultan I. Ahmet'e haseki oldu. Keskin zekasıyla padişahı etkisi altına aldı ve bütün saraya nüfuzunu kabul ettirdi.
Kocası ölünce önce tahta geçen kocasının kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da kocasının başka bir kadından olma oğlu Sultan II. Osman zamanında devlet işlerinde etkinliği arttı. Fakat II. Osman yaşı çok genç olmakla birlikte Kösem Sultan'ın devlet işlerine çok karışmasından rahatsız oldu ve muhtemelen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hadice Sultan'ın da etkisiyle onu eski saraya gönderdi. Genç Osman'ın tahtan indirilmesi ve tekrar yerine geçen I. Mustafa'nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine tahta nihayet Kösem Sultan'ın kendi oğlu IV. Murat çıktı. IV. Murat tahta çıktığında sadece 11 yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu adına devleti büyük ölçüde yönetmeğe başlamıştı.
Zamanla Sultan IV. Murat olgunlaşarak annesinin faaliyetlerini bir ölçüde engellemeye başlamışsa da genç yaşta ölümü üzerine tahta Kösem Sultan'ın diğer oğlu I. İbrahim çıktı ve Kösem Sultan'ın nüfuzu tekrar arttı. I. İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir krizle karşılaştı. I. İbrahim hanedanın tek erkek varisi durumundaydı ve acil bir şekilde hanedanın devamını sağlama zorunluğu vardı. Oysa I. İbrahim bir ölçüde dengesiz görünüyor ve kadınlarla olan ilişkilere ilgi duymuyordu. Osmanlı hanedanının devamını sağlama görevi büyük ölçüde Kösem Sultan'a düştü. Oğlunu tedavi amacıyla ülkenin her yanından üfürükçüler getirtti. Bu üfürükçülerin en ünlüsü Cinci Hoca lakabıyla tanınan Karabaşzade Hüseyin Efendi'ydi. Nihayet I. İbrahim'in tahta çıkmasından 2 yıl sonra şehzade Mehmet doğdu ve hanedanın devamı sağlama bağlanmış oldu.
I. İbrahim öldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti. Önceleri Kösem Sultan'ın nüfuzu devam etti ama bir süre sonra Kösem Sultan'a rakip olan bir başka kadın ortaya çıktı. IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan'la Kösem Sultan arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Bu rekabet 3 yıl sürdü ve Kösem Sultan'ın bir gece dairesinin basılarak boğdurulmasıyla noktalandı. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi. Kösem Sultan'ın cenazesi Sultan Ahmet Camii 'ndeki I. Ahmet türbesine gömüldü.