Oscar Ödülleri'nin 'En İyi Film' Dalında Önemli Kural Değişiklikleri Yapıldı!

Sherlock

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,130
Reaksiyon puanı
47,948
Puanı
1,060
Konum
İstanbul
Oscar.jpg


Akademi, Oscar Ödülleri kurallarında 2024 yılında itibaren geçerli olmak üzere önemli değişiklikler yaptı.

'En İyi Film' dalı için adaylar belirlenirken, kapsayıcılığın da aranan kriterlerden biri olacağı açıklandı. Akademi, hem kamera önünde hem de kamera arkasında temsil ve katılıma olumlu etki yapacağını düşündüğü dört standart belirledi. Bahsi geçen standartlar kadınların, ırksal ve etnik grupların, LGBTİ+ ve engelli bireylerin temsiliyetini içeriyor.

Duyurulan dört maddelik standartlar şöyle:

  • Başrol oyuncularından veya önemli yardımcı oyunculardan en az biri yeterince temsil edilmeyen bir ırksal veya etnik gruptan gelmeli. Ya da film bu toplulukların yaşadığı sorunlara işaret etmeli.
  • Sahne arkasındaki yönetmenler ya da teknik ekip üyeleri dezavantajlı gruplardan gelmeli. Bu grupta kadınlar, farklı ırklar, LGBTİ+ bireyler ve engelliler yer almalı.
  • Ücretli çıraklık, staj ve eğitime yer verilmeli.
  • Aynı azınlık kuralları pazarlama ve dağıtım ekiplerinde de uygulanmalı.

2025 yılından itibaren geçerli olacak standartlarla, 96. Oscarlarda en iyi film ödülünü, dört standarttan en az ikisini karşılayan filmler kazanabilecek. Bunun yanı sıra 'En İyi Film' dalında yarışan uluslararası filmler, bu kurallara tabi tutulmayacak.
 
Aslında pek de önemli değişiklikler değil. Bu kuralları zaten onlarca yıldır aday olan filmlerin %99’u karşılıyor. Göstermelik olmuş.
 
Aslında pek de önemli değişiklikler değil. Bu kuralları zaten onlarca yıldır aday olan filmlerin %99’u karşılıyor. Göstermelik olmuş.
Göstermelik falan ama bunun artık standart haline gelmesi ve resmiyete dökülmesi tam olarak sinemanın ruhuna aykırı bir durum bence...
 
Göstermelik falan ama bunun artık standart haline gelmesi ve resmiyete dökülmesi tam olarak sinemanın ruhuna aykırı bir durum bence...
Yani bu konu zor bir konu, keskin bir görüşüm yok doğrusu. Eğer katı kurallar olsaydı karşı çıkabilirdim ama düşük oranlarda pozitif ayrımcılık yapılmasının resmiyete dökülmesinde bir sakınca yok bence.
 
  • Beğendim
Reactions: MEnes
Yani bu konu zor bir konu, keskin bir görüşüm yok doğrusu. Eğer katı kurallar olsaydı karşı çıkabilirdim ama düşük oranlarda pozitif ayrımcılık yapılmasının resmiyete dökülmesinde bir sakınca yok bence.
Fazlaca abarttıklarını düşünüyorum ve tarihlerinin, geçmişte yaptıklarının etkisini dindirmek için bitmek bilmeyen bir çaba içerisindeler. Bu yeni bir şey değil tabi yıllardır belki de on yıllardır bu çaba içerisindeler. Sadece geçmiş de diyemiyoruz elbette, şimdi bile hala bu tarz şeyler yaşanıyor Abd'de. Ama bunun sinemanın orjinalliğine, ozgünlüğüne, bağımsızlığına yansıması bana yanlış geliyor. Tamam önemli bir konu, buna sanat içerisinde parmak basan kaliteli bir çok film de var ama konuyla ilgisi bile olmayan bir A filminde neden Oscar kazanması veya aday olması için böyle bir zorunluluk olsun ki...

Mesela 2014'e bakalım. Birdman gibi bir film en iyi film Oscarını kazanabilir miydi bu kurallar yazılı bir şekilde bulunsaydı o sene. Tabi ki alamazdı ve bakıyorsun o yılın en iyi filmlerine, Interstellar olsun Whiplash olsun The Grand Budapest Hotel olsun Birdman olsun hiçbirinde bu kurallardaki ilk maddede yer alan bir başrol veya konu yok... Bu yazılı kurallar geldikten sonra saydığım filmlere benzer filmler belki de aday bile kabul edilmeyecek, neden çünkü başrolünde veya önemli bir rolde siyahi ve ayrıştırılmış bir topluluğa ait bir oyuncu yok. Veya senaryo olarak o toplumsal konulara parmak basmıyor. Olaya bu açıdan bakıyorum ve sinemanın ruhuna tamamıyla aykırı bir kurallar bütünü olduğunu söylemekte hiçbir sorun görmüyorum. Umarım önümüzdeki 10 yıla bu kurallar kötü anlamda damga vurmaz ki bence vuracak ya neyse...
 
Bence de tamamen sinemanın ruhuna aykırı, adaletsiz ve saçma sapan bir kural. Bu kurala göre Godfather, LOTR gibi yapıtlar bile Oscar'ı alamazmış diyecektim ama zaten son senelerde daima bu kurala göre verilmiş, şimdi sadece resmiyete dökülmüş. Resmiyete dökülmesinin dezavantajı, artık en iyi film ödülünü kazanmak isteyen her filmde bu LBGT detaylarını göreceğiz öyle ya da böyle. Keza diğer unsurlar, zorlama ve yapay duracak, sinemanın ruhuna aykırı. Demek ki geçtiğimiz senenin hak edeni 1917 yerine Parazite'nin kazanması saçmalığının esas nedeni buymuş. 1917'de Asyalı ya da Afrikalı bir başrol, üstüne de o iki eleman arasında savaşta aşk temasını yandan verselermiş en iyi film ödülünü kazanırmış demektir.

Son yıllarda kazanan filmlere bakarsak:

2020: Parasite (Asyalı, ezilen insanlar teması)
2019: Green Book (Irkçılık, ayrıca Afro-Amerikan karakter eşcinseldi diye de aklımda kalmış ama emin değilim)
2018: The Shape Of Water: Eşcinsel ayrımcılığu, ırkçılık mesajı)
2017: Moonlight (hem ırkçılık hem eşcinselliğin kombo yaptığı malum film.)
2016: Spotlight (Sinema filmi demeye bile bin şahit isteyen, kamu spotu tadında)
2015: Birdman (oha bu film nasıl gözlerinden kaçmış, ne ırkçılık ne LBGT mesajı yoktu. Çölde vaha gibi ve yıkılmayan son kale..)
2014: 12 Year's Slave (Kölelik, ırkçılık)


Sonuç olarak son 7 senede bir filmi saymazsak kazanan filmlerin tamamı bu kuralları yerine getirdiği için kazanmış ve çoğu da adaletsiz bir şekilde kazanmış. Sinema özgür ve aykırı olmalıdır, RTÜKvari kuralların 2020 senesinde hayata geçirilmesi çok üzücü.
 
  • Olmamış
Reactions: Aserat
Bence de tamamen sinemanın ruhuna aykırı, adaletsiz ve saçma sapan bir kural. Bu kurala göre Godfather, LOTR gibi yapıtlar bile Oscar'ı alamazmış diyecektim ama zaten son senelerde daima bu kurala göre verilmiş, şimdi sadece resmiyete dökülmüş. Resmiyete dökülmesinin dezavantajı, artık en iyi film ödülünü kazanmak isteyen her filmde bu LBGT detaylarını göreceğiz öyle ya da böyle. Keza diğer unsurlar, zorlama ve yapay duracak, sinemanın ruhuna aykırı. Demek ki geçtiğimiz senenin hak edeni 1917 yerine Parazite'nin kazanması saçmalığının esas nedeni buymuş. 1917'de Asyalı ya da Afrikalı bir başrol, üstüne de o iki eleman arasında savaşta aşk temasını yandan verselermiş en iyi film ödülünü kazanırmış demektir.

Son yıllarda kazanan filmlere bakarsak:

2020: Parasite (Asyalı, ezilen insanlar teması)
2019: Green Book (Irkçılık, ayrıca Afro-Amerikan karakter eşcinseldi diye de aklımda kalmış ama emin değilim)
2018: The Shape Of Water: Eşcinsel ayrımcılığu, ırkçılık mesajı)
2017: Moonlight (hem ırkçılık hem eşcinselliğin kombo yaptığı malum film.)
2016: Spotlight (Sinema filmi demeye bile bin şahit isteyen, kamu spotu tadında)
2015: Birdman (oha bu film nasıl gözlerinden kaçmış, ne ırkçılık ne LBGT mesajı yoktu. Çölde vaha gibi ve yıkılmayan son kale..)
2014: 12 Year's Slave (Kölelik, ırkçılık)


Sonuç olarak son 7 senede bir filmi saymazsak kazanan filmlerin tamamı bu kuralları yerine getirdiği için kazanmış ve çoğu da adaletsiz bir şekilde kazanmış. Sinema özgür ve aykırı olmalıdır, RTÜKvari kuralların 2020 senesinde hayata geçirilmesi çok üzücü.
Parasite hak ettiği için kazandı ödülü. Onu karıştırma, geri kalanlara sövüş serbest, yardır gitsin :A
 
Parasite hak ettiği için kazandı ödülü. Onu karıştırma, geri kalanlara sövüş serbest, yardır gitsin :A
1917'de o iki karakterden biri siyahi olsaydı ve o iki erkek karakter arasında yasak aşk olsaydı ama öyle abartmadan, sadece bir iki sahnede gösterilseydi bile öpüşme vb gibi, sence 1917'ye en iyi film ödülünü vermezler miydi sanıyorsun? :A

Parasite de iyi filmdir ama 1917 bana göre daha üstündü, neyse açmayalım eski defterleri acımız tazelenmesin. :A
 
  • Güldürdün
Reactions: MasacRE
1917'de o iki karakterden biri siyahi olsaydı ve o iki erkek karakter arasında yasak aşk olsaydı ama öyle abartmadan, sadece bir iki sahnede gösterilseydi bile öpüşme vb gibi, sence 1917'ye en iyi film ödülünü vermezler miydi sanıyorsun? :A

Parasite de iyi filmdir ama 1917 bana göre daha üstündü, neyse açmayalım eski defterleri acımız tazelenmesin. :A
Vermezlerdi :A Benim geçen seneki Oscar ile ilgili görüşüm belli. En iyi yönetmeni Sam Mendes, en iyi filmi Parasite almalıydı. Çünkü 1917 teknik açıdan aşmış bir film olsa da senaryosu Parasite kadar kuvvetli değil. Yönetmen ödülünü alamamasına ben de üzüldüm ama film konusunda Parasite ondan öndeydi :D
 
Fazlaca abarttıklarını düşünüyorum ve tarihlerinin, geçmişte yaptıklarının etkisini dindirmek için bitmek bilmeyen bir çaba içerisindeler. Bu yeni bir şey değil tabi yıllardır belki de on yıllardır bu çaba içerisindeler. Sadece geçmiş de diyemiyoruz elbette, şimdi bile hala bu tarz şeyler yaşanıyor Abd'de. Ama bunun sinemanın orjinalliğine, ozgünlüğüne, bağımsızlığına yansıması bana yanlış geliyor. Tamam önemli bir konu, buna sanat içerisinde parmak basan kaliteli bir çok film de var ama konuyla ilgisi bile olmayan bir A filminde neden Oscar kazanması veya aday olması için böyle bir zorunluluk olsun ki...

Mesela 2014'e bakalım. Birdman gibi bir film en iyi film Oscarını kazanabilir miydi bu kurallar yazılı bir şekilde bulunsaydı o sene. Tabi ki alamazdı ve bakıyorsun o yılın en iyi filmlerine, Interstellar olsun Whiplash olsun The Grand Budapest Hotel olsun Birdman olsun hiçbirinde bu kurallardaki ilk maddede yer alan bir başrol veya konu yok... Bu yazılı kurallar geldikten sonra saydığım filmlere benzer filmler belki de aday bile kabul edilmeyecek, neden çünkü başrolünde veya önemli bir rolde siyahi ve ayrıştırılmış bir topluluğa ait bir oyuncu yok. Veya senaryo olarak o toplumsal konulara parmak basmıyor. Olaya bu açıdan bakıyorum ve sinemanın ruhuna tamamıyla aykırı bir kurallar bütünü olduğunu söylemekte hiçbir sorun görmüyorum. Umarım önümüzdeki 10 yıla bu kurallar kötü anlamda damga vurmaz ki bence vuracak ya neyse...
Birdman yine kazanırdı büyük ihtimalle. Olay konu veya başroller değil ki daha çok işin arka tarafındaki azınlıktakilere pozitif ayrımcılık yapılması. Birdman'in de casting director'u kadınmış, yapımcılarında kadınlar varmış. Meksikalılar azınlık sayılıyor mu emin değilim ama büyük ihtimal öyledir, yönetmeninden dolayı bile kurtarıyor olabilir. :)

Amerika'da azınlık konusu aşırı büyük bir problem. Özellikle siyahlar ve beyazlar arasındaki giderek artan gelir eşitsizliği bu gidişle yakın gelecekte dünyanın en büyük problemlerinden biri haline gelecek. Bu duruma son vermek için azınlıklara her alanda belli oranlarda pozitif ayrımcılık tanımak zorundalar. Yoksa aradaki uçurumun kapanmasına imkan yok.

Aynı şeyler sinemada da var. Bunu çözmenin kötü yolu Moonlight'a Oscar vermek. İyi yolu ise işin arka planındaki kişilere pozitif ayrımcılık sağlamak ve onların da gerçekten üst düzey işler çıkarabilmesi için gerekli imkanları tanımak. Bu kurallara uymak zaten aşırı kolay ve Oscar ile alakası olmayan filmler bile uyacaktır. Zaten bildiğim kadarıyla pek çok oyuncu sözleşme maddesi olarak koyduruyordu bu çeşitlilik olması zorunluluğunu. Hatırlarsan Three Billboards ile ödül kazandığı Frances McDormand da aktörlere bu konuda seslenmişti...
 
  • Beğendim
Reactions: MEnes
Vermezlerdi :A Benim geçen seneki Oscar ile ilgili görüşüm belli. En iyi yönetmeni Sam Mendes, en iyi filmi Parasite almalıydı. Çünkü 1917 teknik açıdan aşmış bir film olsa da senaryosu Parasite kadar kuvvetli değil. Yönetmen ödülünü alamamasına ben de üzüldüm ama film konusunda Parasite ondan öndeydi :D
Belki de yönetmenliği bile 1917'ye çok görmelerinden dolayı mazluma karşı yakınlık psikolojisi bende vuku buldu, şöyle yönetmenlik de dahil 6-7 ödül alıp en iyi filmi alamasaydı da teselli olurduk ama bu haliyle daima haksızlığa uğramış bir film olarak hatrımda kalacak... :A
 
  • Güldürdün
Reactions: MasacRE
Filmlerin arka planlarına, günümüzde dahi devam eden ırkçılık veya ayrımcılık olgusunu kırmak adına çeşitlilik kazandırılmak istenmesi güzel. Bununla alakalı bir problemim yok ancak her film, mesaj vermek zorunda değildir ve olmamalıdır. Veya bir filmin konusuna, işleyişine veya kurgusuna herhangi bir katkısı olmayan unsurlar sırf o film ödül kazansın diye filmde yer almamalıdır. Aynı şekilde filmlerin oyuncu kadroları bu şekilde oluşturulmamalıdır, role/karaktere en uygun oyuncu kimse diline/dinine/ırkına/rengine bakılmaksızın seçilmelidir. Evet, bu saydıklarımın tersi bir durum zaten söz konusuydu ancak resmiyete dökülmüş olması ve böyle bir kural konulmuş olması bence büyük bir yanlış.
 
  • Beğendim
Reactions: MEnes
Bence de tamamen sinemanın ruhuna aykırı, adaletsiz ve saçma sapan bir kural. Bu kurala göre Godfather, LOTR gibi yapıtlar bile Oscar'ı alamazmış diyecektim ama zaten son senelerde daima bu kurala göre verilmiş, şimdi sadece resmiyete dökülmüş. Resmiyete dökülmesinin dezavantajı, artık en iyi film ödülünü kazanmak isteyen her filmde bu LBGT detaylarını göreceğiz öyle ya da böyle. Keza diğer unsurlar, zorlama ve yapay duracak, sinemanın ruhuna aykırı. Demek ki geçtiğimiz senenin hak edeni 1917 yerine Parazite'nin kazanması saçmalığının esas nedeni buymuş. 1917'de Asyalı ya da Afrikalı bir başrol, üstüne de o iki eleman arasında savaşta aşk temasını yandan verselermiş en iyi film ödülünü kazanırmış demektir.

Son yıllarda kazanan filmlere bakarsak:

2020: Parasite (Asyalı, ezilen insanlar teması)
2019: Green Book (Irkçılık, ayrıca Afro-Amerikan karakter eşcinseldi diye de aklımda kalmış ama emin değilim)
2018: The Shape Of Water: Eşcinsel ayrımcılığu, ırkçılık mesajı)
2017: Moonlight (hem ırkçılık hem eşcinselliğin kombo yaptığı malum film.)
2016: Spotlight (Sinema filmi demeye bile bin şahit isteyen, kamu spotu tadında)
2015: Birdman (oha bu film nasıl gözlerinden kaçmış, ne ırkçılık ne LBGT mesajı yoktu. Çölde vaha gibi ve yıkılmayan son kale..)
2014: 12 Year's Slave (Kölelik, ırkçılık)


Sonuç olarak son 7 senede bir filmi saymazsak kazanan filmlerin tamamı bu kuralları yerine getirdiği için kazanmış ve çoğu da adaletsiz bir şekilde kazanmış. Sinema özgür ve aykırı olmalıdır, RTÜKvari kuralların 2020 senesinde hayata geçirilmesi çok üzücü.
Son yıllardaki çoğu seçimin rezalet olduğuna katılıyorum (özellikle The Shape of Water ve Moonlight) ama bunun buradaki kurallarla pek alakası yok. :D

Birdman dışında The Shape of Water, Spotlight ve Parasite da politik doğruculuk kokulu filmler değillerdi.
 
Son yıllardaki çoğu seçimin rezalet olduğuna katılıyorum (özellikle The Shape of Water ve Moonlight) ama bunun buradaki kurallarla pek alakası yok. :D

Birdman dışında The Shape of Water, Spotlight ve Parasite da politik doğruculuk kokulu filmler değillerdi.

Fakat Akademi'nin açıkladığı kurallarda da ''illa Moonlight gibi full mesaj verme kaygısında olacaksınız'' dememiş, araya serpiştirin manasında bir şey demişler. Shape of Water'da yardımcı karakterlerden birinin eşcinsel diye dışlandığını hatırlıyorum, Spotlight ise kamu spotu gibi, gazetecilik temalı baştan sona belgeselimsi unsurda ilerleyen mesaj taşıma kaygılı bir filmdi. Parasite'de de Asyalı ve alt zumre mesajları bolca malum.
 
Fakat Akademi'nin açıkladığı kurallarda da ''illa Moonlight gibi full mesaj verme kaygısında olacaksınız'' dememiş, araya serpiştirin manasında bir şey demişler. Shape of Water'da yardımcı karakterlerden birinin eşcinsel diye dışlandığını hatırlıyorum, Spotlight ise kamu spotu gibi, gazetecilik temalı baştan sona belgeselimsi unsurda ilerleyen mesaj taşıma kaygılı bir filmdi. Parasite'de de Asyalı ve alt zumre mesajları bolca malum.
İyi de yani bu mantıkla gidersen Godfather'a da ezilen İtalyanların sesi falan dersin. :A Sinemada mesaj kaygısı her zaman olmuştur. Önemli olan bunları etkin, sanatsal bir yolla anlatmak. Son dönemde ödüllendirdikleri çoğu film bunu başaramıyor, problem orada. Parasite ise bu konuda çok güzel bir istisna.
 
  • Güldürdün
Reactions: Tolstoyevski
Bence güzel olmuş kazananları doğrudan etkileyeceğini ve şu anki düzeni değiştireceğini sanmıyorum açıkçası. Umarım tüm ödül törenleri buna benzer kararlar alabilir. O değil de Parasite antileri yine ortalığı doldurmuş bitmedi kaç aydır. :A
 
  • Sinir Bozucu
Reactions: Tolstoyevski
Birdman yine kazanırdı büyük ihtimalle. Olay konu veya başroller değil ki daha çok işin arka tarafındaki azınlıktakilere pozitif ayrımcılık yapılması. Birdman'in de casting director'u kadınmış, yapımcılarında kadınlar varmış. Meksikalılar azınlık sayılıyor mu emin değilim ama büyük ihtimal öyledir, yönetmeninden dolayı bile kurtarıyor olabilir. :)

Amerika'da azınlık konusu aşırı büyük bir problem. Özellikle siyahlar ve beyazlar arasındaki giderek artan gelir eşitsizliği bu gidişle yakın gelecekte dünyanın en büyük problemlerinden biri haline gelecek. Bu duruma son vermek için azınlıklara her alanda belli oranlarda pozitif ayrımcılık tanımak zorundalar. Yoksa aradaki uçurumun kapanmasına imkan yok.

Aynı şeyler sinemada da var. Bunu çözmenin kötü yolu Moonlight'a Oscar vermek. İyi yolu ise işin arka planındaki kişilere pozitif ayrımcılık sağlamak ve onların da gerçekten üst düzey işler çıkarabilmesi için gerekli imkanları tanımak. Bu kurallara uymak zaten aşırı kolay ve Oscar ile alakası olmayan filmler bile uyacaktır. Zaten bildiğim kadarıyla pek çok oyuncu sözleşme maddesi olarak koyduruyordu bu çeşitlilik olması zorunluluğunu. Hatırlarsan Three Billboards ile ödül kazandığı Frances McDormand da aktörlere bu konuda seslenmişti...
Olay konu veya başroller değil diyorsun ama kurallar içinde bunlara dair bir şeyler var gözüküyor sonuçta. Bunların yazılı hale gelmesi bile bence sinema yapımcıları, yönetmenlerini etkileyecektir. Çünkü Akademi'nin bir şekilde bu ayrımcılığı yapacağını ve o tarz filmleri ön plana çıkacağını düşünecekler. Ki daha resmiyete dökülmeden bile bu ayrımcılık vardı son yıllarda malum olduğu üzere... Birdman ve Parasite gerçekten istisna denebilir son 7 8 yıl için.

Arka plandaki çalışanlar için bir lafımız yok. Onlara getirilen kural, azınlık ve dışlananların iş bulmaları açısından mantıklı denebilir zaten. Ama sinema sanatının ruhuna işleyen ilk madde tam olarak olmaması gereken bir madde... Azınlık mevzusunun çözümü çok zor ya, ben o konunun kısa vadede bir çözümü olacağını zor görüyorum... O iş bireylerde bitiyor, bizde nasıl iki kesim birbirine büyük nefret duyuyor, Abd'de bu nefret yıllardır devam ediyor... Nasıl bitecek nasıl azaltılacak bilemiyorum...

Sinemada böyle bir şekilde yer alması gerçek sanatseverlerin bu konuya çok daha kötü bakmasını sağlıyor. Özellikle ben ve benim gibi birçok insan Moonlight'a Oscar verilince siyahilerin veya beyazların düşman olmamaları gerektiğini falan düşünmüyorum mesela. Veya Abd'de böyle düşünüldüğünü de sanmıyorum. Sinemanın doğallığına ve ruhuna tamamen aykırı bir durum Moonlight'ın o yıl en iyi film seçilmesi... Ve bence ırkçılığa, ayrımcılığa, dışlanmışlığa bir çözüm getirdiği falan da yok... O yüzden dokunmayın abi sinemaya, bırakın özgün eserler çıksın. Kalite dip yapmışken 2019 bir cevher gibi parladı şu son yıllarda... Tam umutlanmışken korona, sonra bu kurallar ümitlerimizi elimizden aldılar resmen...
 
Olay konu veya başroller değil diyorsun ama kurallar içinde bunlara dair bir şeyler var gözüküyor sonuçta. Bunların yazılı hale gelmesi bile bence sinema yapımcıları, yönetmenlerini etkileyecektir. Çünkü Akademi'nin bir şekilde bu ayrımcılığı yapacağını ve o tarz filmleri ön plana çıkacağını düşünecekler. Ki daha resmiyete dökülmeden bile bu ayrımcılık vardı son yıllarda malum olduğu üzere... Birdman ve Parasite gerçekten istisna denebilir son 7 8 yıl için.

Arka plandaki çalışanlar için bir lafımız yok. Onlara getirilen kural, azınlık ve dışlananların iş bulmaları açısından mantıklı denebilir zaten. Ama sinema sanatının ruhuna işleyen ilk madde tam olarak olmaması gereken bir madde... Azınlık mevzusunun çözümü çok zor ya, ben o konunun kısa vadede bir çözümü olacağını zor görüyorum... O iş bireylerde bitiyor, bizde nasıl iki kesim birbirine büyük nefret duyuyor, Abd'de bu nefret yıllardır devam ediyor... Nasıl bitecek nasıl azaltılacak bilemiyorum...

Sinemada böyle bir şekilde yer alması gerçek sanatseverlerin bu konuya çok daha kötü bakmasını sağlıyor. Özellikle ben ve benim gibi birçok insan Moonlight'a Oscar verilince siyahilerin veya beyazların düşman olmamaları gerektiğini falan düşünmüyorum mesela. Veya Abd'de böyle düşünüldüğünü de sanmıyorum. Sinemanın doğallığına ve ruhuna tamamen aykırı bir durum Moonlight'ın o yıl en iyi film seçilmesi... Ve bence ırkçılığa, ayrımcılığa, dışlanmışlığa bir çözüm getirdiği falan da yok... O yüzden dokunmayın abi sinemaya, bırakın özgün eserler çıksın. Kalite dip yapmışken 2019 bir cevher gibi parladı şu son yıllarda... Tam umutlanmışken korona, sonra bu kurallar ümitlerimizi elimizden aldılar resmen...
Yani evet konu kısmı biraz gereksiz gözüküyor. Fakat bu 4 taneden sadece 1'i. Geri kalan 3 taneden 2 tanesine uyan filmlerin bu kısmı takmasına gerek yok ki zaten aşırı kolay buna uymaları.

Mevcut durumda zaten dediğin gibi çok kötü seçimler yapılıyor, o nedenle daha kötü olması zor. Ters tepebilir bu kurallar da, sonsuza dek siyahileri öne çıkarmaya çalışan filmleri ödüllendiremezler. :D
 
  • Beğendim
Reactions: MEnes