Birbirinden ünlü oyuncuları bir araya getirmek yerine birbirinden ünlü, gerçek kişilikleri bir araya getirme fikri oldukça mantıklı. Buna ek olarak Hollywood sinemasında bu kadar yoğun işlendiğini görmediğimiz İslamiyet ve Müslümanlık konularını ele alması bakımından da filmi türdeşlerinden ayırabiliriz ama gel gelelim kağıt üzerinde harika duran bu iki fikrin uygulanışı maalesef çok da başarılı değildi.
Özellikle film bir süre sonra çok tekrara düşüyordu ve bunu net bir şekilde hissettiriyordu. Örnek vermek gerekirse filmin ortalarından itibaren Malcolm X'in söyleyeceği replikler, kuracağı cümleler aşırı tahmin edilebilir hal almıştı. Sürekli kendini tekrar ediyor ve açıkçası bu durum izleyiciyi de yoruyordu. Aynı durum diğer karakterlerimiz için de geçerliydi, zaten hepsi hikayenin belli gerekliliklerini karşılıyordu. Keşke bu kadar tekdüze, tahmin edilebilir ve her diyaloğu ile mesaj vermeye çalışan bir film olmak yerine bu dörtlünün aralarında daha doğal diyaloglar geçen, daha basit, sade ama izleyiciyi yormayan bir film izleyebilseydik...
Sam Cooke'u canlandıran Leslie Odom Jr. ekibin geri kalanından sıyrılmayı ve ön plana çıkmayı başarmış, tabii bunda dört karakter arasında en iyi yazılmış karakter olmasının da etkisi büyük bence. Onun dışında The Wire'dan Lance Reddick ve The Sopranos'tan Michael Imperioli'yi görmek güzeldi. Christopher reis yaşlanmış.
Puan: 6/10