Yaşam Mart

Tolstoyevski' Alıntı:

Bence en karizmatiği Kasım ayı. Yapraklar sararıp yerlere dökülmüş, havalar erken kararmaya başlamış, doğa kendini içe kapatmaya başlamış ve kışlık montlar kesin olarak çıkmış. Ellerin montun sıcacık cebinde, yürürken akşam üzeri bir cadde önünde, içine işleyen o soğuğu silip götüren bir çift göz görüyorsun karşıdan sana doğru gelen, yüzünde eşsiz bir buse ve saçları rüzgarla dans ediyor sanki, cennette bile göremeyeceğin bu güzellik kalbini cehennem gibi ısıtıyor ansızın. Yanına doğru yaklaştıkça davul gibi atıyor kalbin güm güm ve onun kokusu içine işliyor eşsiz bir ölümsüzlük bahçesinde yetişen çiçeklerin kokusu sanki, yanına yaklaşıyor ve mahallenin abisi edasıyla “muhtar sigara var mı yaa” diyor elini senin omzuna koyarken geğiriyor ve o an zaten Bağcılar’da olduğunu anlayıp yaşadığın hayata da doğduğun güne de lanet ederken koşarak uzaklaşıyorsun, koşarken araba kütt diye çarpıyor, ölüyorsun. Kasım’da ölüm bir başkadır.

Genişletmek için tıkla ...

Tolstoyevski' Alıntı:

Bence en karizmatiği Kasım ayı. Yapraklar sararıp yerlere dökülmüş, havalar erken kararmaya başlamış, doğa kendini içe kapatmaya başlamış ve kışlık montlar kesin olarak çıkmış. Ellerin montun sıcacık cebinde, yürürken akşam üzeri bir cadde önünde, içine işleyen o soğuğu silip götüren bir çift göz görüyorsun karşıdan sana doğru gelen, yüzünde eşsiz bir buse ve saçları rüzgarla dans ediyor sanki, cennette bile göremeyeceğin bu güzellik kalbini cehennem gibi ısıtıyor ansızın. Yanına doğru yaklaştıkça davul gibi atıyor kalbin güm güm ve onun kokusu içine işliyor eşsiz bir ölümsüzlük bahçesinde yetişen çiçeklerin kokusu sanki, yanına yaklaşıyor ve mahallenin abisi edasıyla “muhtar sigara var mı yaa” diyor elini senin omzuna koyarken geğiriyor ve o an zaten Bağcılar’da olduğunu anlayıp yaşadığın hayata da doğduğun güne de lanet ederken koşarak uzaklaşıyorsun, koşarken araba kütt diye çarpıyor, ölüyorsun. Kasım’da ölüm bir başkadır.

Genişletmek için tıkla ...