Lego Ev 7.Bölüm 'Tuhaf Yolculuklar'

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan gizmo
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Oylama

  • 3

    Oy: 0 0.0%
  • 4

    Oy: 0 0.0%
  • 5

    Oy: 0 0.0%
  • 6

    Oy: 0 0.0%
  • 7

    Oy: 0 0.0%
  • 8

    Oy: 0 0.0%
  • 9

    Oy: 1 25.0%
  • 10

    Oy: 3 75.0%

  • Kullanılan toplam oy
    4
  • Anket kapatılmış .

gizmo

Yeni Üye
Konu Sahibi
Katılım
3 Mart 2015
Mesajlar
77
Reaksiyon puanı
102
Puanı
34
Yaş
29
SAHNE: 1 MEKAN: ŞEHİRLER ARASI BİR OTOBÜS
Şehirler arası otobüsün yolda ilerleyişi...

İÇ
Cansel, yaşlı ve süslü bir kadının yanında oturmuş, tüm otobüse bir şeyler anlatıyor gibi yüksek sesle konuşmaktadır.
CANSEL: Ve bu yüzden de ayak başparmağınız acıya daha duyarlıdır. Yani demek istediğim diğerlerinde üç kemik bulunurken ayak baş parmağında tek kemik bulunmasıdır bunun sebebi.
İnsanlar sinirli ve bıkkın gözlerle Cansel’e bakarlar.
CANSEL: (şoföre doğru eğilir.) Hey biliyor musun, tamamen dolu bir idrar kesesi beysbol topu büyüklüğünde oluyor diyorlar. Ama benimki basketbol topu kadar olmuştur şu anda. (güler) Pekala, mola yerine ne kadar kaldı?! (camdan bakar.) Hey, gelmişiz bile!
Şoför sinirle frene basar ve araba bir anda durur.
ŞOFÖR: Burada beş dakika mola veriyoruz. Hem beysbol topu küçülsün hem de kafamızdaki parazitler sessizlikten istifade dinlensin.
Cansel, açılan kapıya yürürken bile konuşur.
CANSEL: Sessizlik… Ruhe… Aslında daha birçok dilde biliyorum. Tam inecekken bir anda otobüsteki insanlara yüzünü yeniden döner. Dillerden bahsetmişken, Fransızca’da terk etmek diye bir sözcük yok mesela. “Eksik bıraktın” derler onun yerine. (inerken) Eh işte Fransızların sanatçı ruhunu bilirsiniz.
Tek inen Cansel olmuştur, Cansel iner inmez şoför bir anda gaza basar.
CANSEL (hızla uzaklaşan otobüsün arkasından): Ama… HEY!! Lanet olsun! Ne vardı havaalanındaki kitapçıda o kadar oyalanacak!

Otobüsün içi.
Şoför gülümserken insanlar alkışlamaktadır.

SAHNE: 2 MEKAN: UÇAK
Pencere kenarındaki Asil dışarıyı izlerken yanında oturan Serap’ın seslenmesiyle ona bakar.
SERAP: Asilcim!
ASİL: Efendim?
SERAP: Cansel’in uçağı kaçırmasının çok kötü olduğunun farkındayım, ama bence biraz da yerini bana bırakmasında bir işaret olduğunu düşünüyorum.
Serap’ın hemen yanındaki Dory Serap’ın saçını hafifçe çeker.
DORY: S*rtüklüğünü göstermen için işarete ihtiyacın yok bence.
Serap kötü kötü bakar.
SERAP: Off, gözlerim bir kötü oldu nedense. Bir yüzümü yıkayacağım.
Önündeki kemeri çözer ve ayağa kalkar. Tam gideceği sırada Dory onu sertçe bileğinden tutar ve kendisine doğru eğiltir.
DORY: Gözüm üzerinde! Cansel’i kitapçıya senin gönderdiğini de biliyorum.
Serap lavaboya doğru yürürken konuşmaya devam eder.
SERAP: Biliyor musun ben göndersem bile uçağı kaçırması kendi salaklığıydı.
Dory hızla kemerini çözer.
DORY: DEMEK ÖYLE S*RTÜK! Biliyor musun, Amerikada zenci bir kadın uçakta kavga çıkarmıştı ve kavgadan önceki son sözü şu olmuştu: STOP PLEASE!
Bir anda Serap’ın üstüne atlar ve kavga etmeye başlarlar, servis yapan hostesin masasındaki meyve suları, kekler ve diğer her şey yere saçılırken tüm uçak büyük bir şaşkınlık yaşar.
Dory’nin yine de umurunda değildir.

SAHNE: 3 MEKAN: YOL
Dinlenme tesislerinin önü.
Cansel geçen arabalara otostop çekmektedir.
CANSEL: HEY! (araba geçip gider.) LANET OLSUN! Dory’nin eteklerinden giyerdim böyle olacağını bilseydim! Tanrım kimse durmuyor… Ama… (gelen tırı görür.) Bu sefer durmak zorundasınız!
Bir anda tırın önüne atlar, tır şoförü hızlıca trene basar. Tır tam Cansel’in olduğu yerde durur.
Şoför camı açar
ŞOFÖR: Canına mı susadın yavrum sen ya!!
Cansel cama doğru yürür.
CANSEL: Biliyor musun, yolda kaldım galiba. İstanbul’a gitmeliyim, buradan geçtiğine göre sen de öyle…
ŞOFÖR: Tamam, atla bakalım bebeğim.
Cansel tıra biner.

SAHNE: 4 MEKAN: TIR
Şoför, yanında oturan Cansel’e tuhaf gözlerle bakmakta.
CANSEL: Pekala… (çantasından parfüm çıkardığı parfümü arabaya sıkar, şoför öksürerek camları yeniden indirir.)
ŞOFÖR: Tanrım buna inanamıyorum. Senin gibi güzel kadınlar doğaya daha duyarlı olur sanıyordum, gerçi kaç gündür karı gördüğümüz yok afedersin.
CANSEL: Hayır, bakışlarından hoşlanmadım. Daha önce bu parfüm şişesine tükürmüştüm. Yani eğer ıssız bir yerde durup bana tecavüz etmek ve öldürmek gibi bir niyetin varsa tükürüğümün arabaya yayılması sayesinde aradan uzun yıllar bile geçse polis burada olduğumu bilir. (Şoför şaşırmış gibi tek kaşını kaldırır.) Alınma dostum, burası Türkiye ve sen bir tır şoförüsün. Ve doğaya saygı konusuna gelince… Parfüm kullanmayan salak nesilin bilmesi gerekir ki ozona en çok zarar veren şey büyükbaş hayvanların çıkardığı gazlardır. Ayrıca…
ŞOFÖR: (bir anda) Biliyor musun adım Nedim! (…) Yani bir anda o kadar çok şey söyledin ki. Baktım devam edeceksin konuyu kapatayım dedim.
CANSEL: Ah… Evet, Cansel ben de. Hayat veren su anlamına gelse de bunu erkeklerin nasıl yorumladığını çok iyi biliyorum, bilinçokuma tekniğine sahip olmasam da…
ŞOFÖR (sözünü keser.) Belki de yola yürüyerek devam etmelisin.
CANSEL: Ov… Tamam, susuyorum.


SAHNE: 5 MEKAN: UÇAK
Yolculuk bitmiş, Mualla ve Oktay inmektedir.
HOSTES: (Mualla’ya) Hoşçakalın… (Oktay’a) İyi günler efendim… (Sırada saçı başı dağılmış Dory vardır, hostes onu görünce korkar.)
Korkan hostes, elini kabadayı erkekler gibi göğsüne götürür ve başını korkuyla eğer, Dory’nin arkasından her yeri yolunmuş Serap iner.

HAVAALANI
MUALLA: Cansel’i aradım… (telefonu çantasına koyar.) Açmadı. Başka bir uçağa atlamış ya da şarjı bitmiş olabilir…
OKTAY: Hadi ama, kaç yaşında kız bu kadar büyütme. (Yanlarında yürüyen serap ve Dory’ye bakar.) Hem… Nasıl olursa olsun bizimkinden çok daha güvenli bir yolculuk geçirdiği kesin.

İki saat sonra…

SAHNE: 6 MEKAN: TIR
Cansel ve tır şoförü kahkahalarla gülmekte…
CANSEL (gülmekten zor konuşarak): Ve adam eve geliyor ve durumu çakıyor resmen…
TIR ŞOFÖRÜ: Biliyor musun, baya eğlenceli bir yolculuk oldu ama korkarım geliyoruz.
CANSEL (aşk dolu bir sesle): Nedim…
Nedim şaşırır, Cansel’e bakar.
NEDİM: Cansel?!
Cansel’in ne söyleyeceğini merak etmiş, daha çok sabırsızlanmış gibidir.
CANSEL: Bana tecavüz etmediğin için teşekkür ederim.
Nedim güler.



SAHNE: 7 MEKAN: CANSEL’İN EVİ
Asil, Oktay, Mualla, Dory ve Serap oturma odasında oturmakta…
DORY: Bu s*rtük de gelmek zorunda mıydı?
SERAP: Beni Asil bırakacaktı canım! Onu bekliyorum ben de!
Anahtar sesi duyulur, Cansel içeri girer.
OKTAY: Ooo… Assolistimiz de gelmiş!!
MUALLA: of kızım ya, nasıl kaçırdın uçağı!

CANSEL: Lafını bile etmeyeceğim, çok eğlendim.
Asil gözleriyle Serap’ı gösterir.
ASİL: Bence daha büyüğünü kaçırdı.

7.BÖLÜMÜN SONU

8.BÖLÜM ÖNGÖSTERİM
Canselle adam akıllı bir buluşma ayarlamak isteyen Asil, kimsenin onları rahatsız etmemesi için Cansel’i şehrin diğer ucundaki restorana götürmeye karar verir.
Bu bilgiye ulaşan Serap da aynı restorana gelir, fakat yeni sevgilisiyle buluşacak olan Dory’nin de aynı yeri seçmesi ortalığı karıştırır.
 
Son düzenleme:
çok beğendim ya eline sağlık süperdi bölüm
 
Emeklerine sağlık yine yer yer güldüğüm sahneler oldu
Senaryo toparlandı gibi ,konuşmaları biraz daha kırpıp ayarlarsan müthiş olabilir
 
Güzel olmuş

@Çiğdem- den önce okudum ilk tefa
yeni bakabildim aaaa @gizmo şu çok akıllıcaymış yaaa aklımızda bulunsun bizde deneriz birgün belki lazım olur çok iyi fikir gibi duruyor


CANSEL : Hayır, bakışlarından hoşlanmadım. Daha önce bu parfüm şişesine tükürmüştüm. Yani eğer ıssız bir yerde durup bana tecavüz etmek ve öldürmek gibi bir niyetin varsa tükürüğümün arabaya yayılması sayesinde aradan uzun yıllar bile geçse polis burada olduğumu bilir.