4. Bölüm: "Polat'in Degisimi"
Leyla, Ferit'in sorusu karsisinda bir süre sessiz kalmayı tercih eder, yanlış birsey dememek için. Bir süre sonra konuşmaya baslar:
Leyla: Ferit bu konuyu yarin sakin bir sekilde adliyede konuşabilirmiyiz? Simdi zamanlama iyi değil. Bak gördüğün gibi tasiniyorum. Yani senin anlicagin isim basimdan askin.
Ferit: Tamam Leyla. Senin dediğin olsun, yarin konusalim. Peki yardim etmemi ister misin?
Leyla: Hayır sagol, biz Yeşim'le beraber hallederiz, demi Yeşim?
Yeşim: Tabi ki Leylacim. Ne demek.
Ferit: Tamam o zaman yarin konuşuruz. Haydi güle güle Leyla.
Leyla: Sana iyi günler.
Ferit oradan uzaklaşır. Polat ise Leyla'ya sorar:
Polat: Leyla yardim lagzim mi?
Leyla: Yok sagol Polat, teşekkür ederim. Ben seni isinden ali koymiyim.
Polat: Şuan boşum, o yüzden sordum. Ama yardim lagzim değil diyorsan o zaman bana yol gözüküyor.
Bu arada Yeşim yavaş yavaş Leyla'nın yanına gider ve kulağına fısıldar:
Yeşim: Ya Leyla mahsustan mi yapıyorsun? Çok iyi biliyorsun ki, ben bu adamı çok beğeniyorum ve onun olduğu yerde olmak istiyorum. Bırak burada kalsın iste. Yardim etsin bize fena mi olur?
Leyla: Yeşim beni sinir etme. Çok kötü yaparım.
Yeşim: Tamam o zaman, sen kendin düzersin evini. Ben gidiyorum.
Yeşim, Polat'a yaklaşır ve sorar:
Yeşim: Sen gidiyor musun?
Polat: Evet. Leyla beni istemiyor.
Yeşim: Beni de geçerken adliyeye birakir misin?
Polat: Tamam olur. Haydi bin arabaya.
Leyla, Yeşimin bu davranışına çok kizmistir. Bu arada Yeşim ve Polat tam arabaya yaklaşırken, Leyla araya girer:
Leyla: Polat düşündüm de sana ihtiyacım olabilir. Ne biliyim belki agir eşyalar vardır. Onların yerlerini tek basima biraz zor değiştiririm.
Polat: Ne oldu tombik, birden kararini değiştirdin?
Leyla: Biraz mantikli düşündüm de ondan. Ama eğer gitmek istiyorsan, seni tutan yok.
Polat: Yok be ne gitmesi, madem yardımıma ihtiyaç duyuluyor. Eee haydi baslayalim bir an önce.
Leyla: Tamam haydi.
Leyla evin kapisini anahtarla acar. İlk önce Polat Leyla'nın bavuluyla içeri girer. Sonra arkadan ise Leyla takip eder. Tam Leyla kapiyi kapatacaktı ki Yeşim hızla kapinin önüne kadar geldi. Leyla kapıda ise Yeşime sorar:
Leyla: Hayirdir Yeşim? Nereye geliyorsun?
Yeşim: Ne demek nereye geliyorum? Tabi ki sana yardim etmeye geliyorum.
Leyla: Aaa Yeşim senin adliyeye gitmen gerekmiyor muydu? Eğer istiyorsan sana bir taksi cagirayim. Malum Polat'ta şuan bana yardim etmekle meşgul.
Yeşim: Leyla bırak içeriye gireyim.
Leyla: Hayır Yeşim, sen beni bir adam yüzünden yalnız bırakmayı düşündün. Benim artık senin yardımına ihtiyacım yok. Anladın mi beni?
Yeşim: Eğer bunu bana yaparsan, yemin ediyorum, bunu çok agir ödetirim sana.
Leyla: Sen beni tehdit mi ediyorsun? Sen kimsin ki? Takmissin Polat'a gidiyor. Ona asik olduğunu zannetmiyorum, sırf gönül eğlendirmek için onu arzuluyorsun.
Yeşim: Böyle mi düşünüyorsun benim hakkımda? Bende zannetmiştim ki sen benim en iyi arkadaşımsın. Yanilmisim. Madem artık arkadaş değiliz, benden bundan sonra bir iyilik bekleme. Simdi gidiyorum ama geldiğimde ise pişman olacaksın.
Leyla: Yeter artık, bu kadar fazla oldu. Senin isini burada bitirmeden, defol git.
Yeşim o kadar sinirlidir ki, sinirini gizlemek için yerini sinsi bir gülümsemeye birakir. Ardından arkasini dönüp çabuk adımlarla lojmanı terk eder.
Bu sırada Leyla kapiyi hızla kapatır, bütün evde yankı yapar. Sonra ise Polat'ın yanına gider. Ardından Polat sorar:
Polat: Tombik ne oldu? Neden Yeşim gelmedi? Aslında o yardim etmeyecek miydi sana?
Leyla: Bakıyorum da Yeşimi yanında çok görmek istiyorsun. Eğer onsuz yapamıyorsan git peşinden.
Leyla'nın yine elleri fena halde titriyordur. Polat Leyla'nın bu halini görür ve konuşmasına devam eder:
Polat: Sen ne dediğini kulağınla duyuyor musun Leyla? Bu kadar sinirli olmak iyi değil, yine anksiyeten tutacak.
Leyla: Evet duyuyorum. Hemde çok iyi. Ayrıca benim her zamanki halim bu. Artık sinirlenmek hayatimin bir parcasi oldu.
Polat: Ne oldu da, birden bu kadar sinirlendin? Anlamadım ki?
Leyla: Polat konuşmak istemiyorum. Lütfen bu konuyu kapatalım. Özür dilerim, birden sana böyle bagirdigim ve kizdigim için.
Polat: Özürünü bir şartla kabul ederim.
Leyla: Neymiş peki bu şart?
Polat: Benimle aksam yemeğine cikacaksin. Anlastik mi?
Leyla, Polat'ın yemeğe cikma sartiyla saskina dönmüştür. Kalbi çok istiyordur onunla bas basa yemek yemek. Ama mantığı ise karsi geliyordur bu duruma. Polat Leyla'nın bu suskunluğunun üzerine bir daha sorar:
Polat: Ne oldu tombik? Daldın gittin. Cevabın ne?
Sonunda Leyla kalbinin sesini dinler ve Polat'ın sorusuna cevap verir:
Leyla: Tamam Polat. Sartini kabul ediyorum.
Polat: Anlastik o zaman. Peki ne zaman sana uyar?
Leyla: Bugün Pazar. Dur bir düşüneyim. Bu hafta normal calisiyorum. Nöbetçi değilim. Sen ne zaman dersen.
Polat: Cuma günü ne dersin?
Leyla: Tamam olur.
Polat: Aksam saat 8:00 de seni almaya gelirim.
Leyla: Dur not ediğim biryerede unutmiyim. Malum bu son zamanlar hayatim baya stresli gidiyor.
Leyla küçük defter cikartir cantasindan ve not eder. Ardından Polat der:
Polat: Eee haydi tombik, baslayalim bir an önce esyalari yerleştirmeye. Yoksa maazallah geceye kadar bitmeyiz.
Leyla: Haklisin Polat. Tamam basliyalim.
Leyla ve Polat calismaya başlarlar. Kendilerini o kadar ise kaptırmislardir ki aksam olduğunu fark etmezler. Sonunda nihayet evin isi bitmiştir. O kadar yorulmuşlardır ki, kendilerini koltukların üzerine atarlar. Leyla ardından camdan disariya bakar. Aksam olduğunu fark eder ve Polat'a sorar:
Leyla: Polat baksana aksam olmuş. Nasıl calismisiz ki, zamanın nasıl gectigini fark etmedik.
Polat: Tombik doğru diyorsun. Ben artık gitsem iyi olur.
Leyla: Nereye gidiyorsun Polat? Bu kadar calistin, seni yedirmeden mi göndericem?
Polat: Düşüncen için teşekkür ederim Leyla ama benim gerçekten gitmem lagzim.
Leyla: Hayatta olmaz Polat. Nazife anne demez mi, oğlum ne yedin Leyla'da? Sen ne diyecen, yok anne ben Leyla'ya yardim ettim, ama bana birsey yedirmeden gönderdi, mi diyecen? Ben buna izin vermem.
Polat: İyi güzel diyorsun da, ne yemeği yapican? Mutfakta birsey yok ki. Ne zaman alışverişe gittin de, dolapları doldurdun?
Leyla: Bak doğru diyorsun, bunu hiç düşünmedim. Problem mi? Ne güne lokantalar var? Sana bir yemek ısmarlarım olur biter. Haydi kalk gidelim.
Polat: Ya bırak tombik. Başka zaman beni yemeğe cagrirsin. İlla bugün mü olması gerek?
Leyla: Ben onu bunu dinlemem, gidiyoruz o kadar. Yoksa seni zorla götürürüm.
Polat: Nasıl olacak mis o?
Leyla: Çok kolay. Bak simdi bana.
Leyla, Polat'ın mantosunu astigi yere gider ve cebinden arabanın anahtlarlarini alır. Ardından yine Polat'ın yanına gelir, anahtarları ona gösterir ve der:
Leyla: Polat bey simdi geliyor musunuz?
Polat saskin bir halde Leyla'ya bakar ve sorusunu cevaplar:
Polat: Başka seceneyim mi var, savcı hanim?
Leyla ve Polat lojmandan sevinçli bir şekilde cikarlar. Leyla arabaya Polat'tan önce yaklaşır ve sürücü tarafına biner. Ardından Polat da Leyla'nın yanına gelir ve konuşmaya baslar:
Polat: Senin yerin sürücünün yan koltuğu. Oraya binersen mutlu olurum.
Leyla: Polat unuttun galiba, anahtarlar bende. Bugün bir değişiklik yapalım ve ben senin söförlügünü yapıyım. Nasıl olur?
Polat: İyi olmaz. Haydi beni daha çok ugrastirmadan öbür koltuğa geç ve anahtarları ver.
Leyla: Neden bu kadar karsisin? Sanki benim ehliyetim yok. Arabanı yiyecek halim yok. Ne olur sanki bir kere arabanı sürsem.
Polat, Leyla'nın üzüldüğünü fark eder ve sonunda fikrini değiştirir:
Polat: Tamam, tamam tombik. Bu kez için izin veriyorum. Ama sakin, kaza yapiyim deme.
Leyla: Çok komiksin Polat. Kadın olduğum için böyle düşünüyorsun deme? Sen herhalde benim çok iyi araba kullandığımı bilmiyorsun, bir ara gösteririm sana. Agzin acik kalır, söyliyim sana.
İki arkadaş arabada sıcak bir ortamda ilerliyorlar dır. Sonunda lokantaya varmislardir. Ardından içeriye girip bir köşedeki masaya otururlar ve siparişi verdikten sonra sohbet etmeye başlarlar:
Polat: Eee Leyla, Ferit'in teklifi hakkında ne düşünüyorsun?
Leyla: Ne düsünücem Polat. Bazen çok komiksin. Tabi ki hayır diyecem. Onu sevmiyorum ki. Hem cevabım seni niye bu kadar ilgilendiriyor?
Polat: Merak ettim sordum. Soramaz miyim?
Polat bu cevabın ardından çok sevinmiştir. Yüzünde güller aciyordur.
Bu arada yemekler de gelir ve sohbetlerine devam ederler:
Leyla: Tabi ki sorabilirsin. Senin hakkin. Sonuçta arkadaşız. Birbirimize herseyi anlatmayacağız da ne yapicaz. Hakli degilmiyim?
Polat: Haklisin tombik. Arkadaşlar hem iyi günde, hemde kötü günde birbirleri için vardır.
Leyla: Doğru söze ne denir? Sana aynen katiliyorum.
Yemeğin devamında Leyla ile Polat arasındaki sıcak ortam devam ediyordur. Sonunda ise yemeklerini yemiş, Leyla hesabi ödemiş ve lokantadan cikmislardir. Polat ve Leyla arabaya binerler. Bu sefer yine söförlügü her zaman ki gibi Polat üstlenir ve Leyla'dan anahtarı rica eder. Gece olmuştur artık, Polat Leylayı lojmana bırakmak için yola cikar.
Leyla bu stresli ve yoğun günün ardından yorgunluktan yolda uyuya kalmistir. Polat'ta bunu fark eder, arada sırada onu gözetler. Sonunda lojmana gelmişlerdir ama Leyla daha halen uyuyordur. Polat önce onu kaldırmak ister ama sonra uyandırmaya kıyamaz, çünkü uyurken huzurlu ve mutlu gözüküyordur. Sonra ise Leylayı kucagina alıp, evine doğru tasir. Ardından kapiyi acip, yatağına doğru götürür. Leyla o kadar derin uyuyordur ki, hiç birseyi fark etmez.
Sahne Yeşimin kaldigi yere döner. Telefonunu cikartir ve birisini arar:
Yeşim: Efendim, Leyla beni daha yanında istemiyor. Biliyorum sizin verdiğiniz görevi yerine getiremedim. Ne yapmamı istersiniz? Isini halledeyim mi? Tamam efendim, hemen yaniniza geliyorum.
Yeşimden sonra yine Polat ve Leyla'ya döner sahne.
Polat onu yatağına yatirdiktan sonra bas ucunda ona hayranlıkla baka kalır. Aslında onun yanından ayrılmak istemediğini fark eder. İlk kez Polat Leyla'ya bu kadar yakindir. Polat kalbine yenilir ve Leyla'nın saclarina dokunur, ardından ise oksar...
Leyla, Ferit'in sorusu karsisinda bir süre sessiz kalmayı tercih eder, yanlış birsey dememek için. Bir süre sonra konuşmaya baslar:
Leyla: Ferit bu konuyu yarin sakin bir sekilde adliyede konuşabilirmiyiz? Simdi zamanlama iyi değil. Bak gördüğün gibi tasiniyorum. Yani senin anlicagin isim basimdan askin.
Ferit: Tamam Leyla. Senin dediğin olsun, yarin konusalim. Peki yardim etmemi ister misin?
Leyla: Hayır sagol, biz Yeşim'le beraber hallederiz, demi Yeşim?
Yeşim: Tabi ki Leylacim. Ne demek.
Ferit: Tamam o zaman yarin konuşuruz. Haydi güle güle Leyla.
Leyla: Sana iyi günler.
Ferit oradan uzaklaşır. Polat ise Leyla'ya sorar:
Polat: Leyla yardim lagzim mi?
Leyla: Yok sagol Polat, teşekkür ederim. Ben seni isinden ali koymiyim.
Polat: Şuan boşum, o yüzden sordum. Ama yardim lagzim değil diyorsan o zaman bana yol gözüküyor.
Bu arada Yeşim yavaş yavaş Leyla'nın yanına gider ve kulağına fısıldar:
Yeşim: Ya Leyla mahsustan mi yapıyorsun? Çok iyi biliyorsun ki, ben bu adamı çok beğeniyorum ve onun olduğu yerde olmak istiyorum. Bırak burada kalsın iste. Yardim etsin bize fena mi olur?
Leyla: Yeşim beni sinir etme. Çok kötü yaparım.
Yeşim: Tamam o zaman, sen kendin düzersin evini. Ben gidiyorum.
Yeşim, Polat'a yaklaşır ve sorar:
Yeşim: Sen gidiyor musun?
Polat: Evet. Leyla beni istemiyor.
Yeşim: Beni de geçerken adliyeye birakir misin?
Polat: Tamam olur. Haydi bin arabaya.
Leyla, Yeşimin bu davranışına çok kizmistir. Bu arada Yeşim ve Polat tam arabaya yaklaşırken, Leyla araya girer:
Leyla: Polat düşündüm de sana ihtiyacım olabilir. Ne biliyim belki agir eşyalar vardır. Onların yerlerini tek basima biraz zor değiştiririm.
Polat: Ne oldu tombik, birden kararini değiştirdin?
Leyla: Biraz mantikli düşündüm de ondan. Ama eğer gitmek istiyorsan, seni tutan yok.
Polat: Yok be ne gitmesi, madem yardımıma ihtiyaç duyuluyor. Eee haydi baslayalim bir an önce.
Leyla: Tamam haydi.
Leyla evin kapisini anahtarla acar. İlk önce Polat Leyla'nın bavuluyla içeri girer. Sonra arkadan ise Leyla takip eder. Tam Leyla kapiyi kapatacaktı ki Yeşim hızla kapinin önüne kadar geldi. Leyla kapıda ise Yeşime sorar:
Leyla: Hayirdir Yeşim? Nereye geliyorsun?
Yeşim: Ne demek nereye geliyorum? Tabi ki sana yardim etmeye geliyorum.
Leyla: Aaa Yeşim senin adliyeye gitmen gerekmiyor muydu? Eğer istiyorsan sana bir taksi cagirayim. Malum Polat'ta şuan bana yardim etmekle meşgul.
Yeşim: Leyla bırak içeriye gireyim.
Leyla: Hayır Yeşim, sen beni bir adam yüzünden yalnız bırakmayı düşündün. Benim artık senin yardımına ihtiyacım yok. Anladın mi beni?
Yeşim: Eğer bunu bana yaparsan, yemin ediyorum, bunu çok agir ödetirim sana.
Leyla: Sen beni tehdit mi ediyorsun? Sen kimsin ki? Takmissin Polat'a gidiyor. Ona asik olduğunu zannetmiyorum, sırf gönül eğlendirmek için onu arzuluyorsun.
Yeşim: Böyle mi düşünüyorsun benim hakkımda? Bende zannetmiştim ki sen benim en iyi arkadaşımsın. Yanilmisim. Madem artık arkadaş değiliz, benden bundan sonra bir iyilik bekleme. Simdi gidiyorum ama geldiğimde ise pişman olacaksın.
Leyla: Yeter artık, bu kadar fazla oldu. Senin isini burada bitirmeden, defol git.
Yeşim o kadar sinirlidir ki, sinirini gizlemek için yerini sinsi bir gülümsemeye birakir. Ardından arkasini dönüp çabuk adımlarla lojmanı terk eder.
Bu sırada Leyla kapiyi hızla kapatır, bütün evde yankı yapar. Sonra ise Polat'ın yanına gider. Ardından Polat sorar:
Polat: Tombik ne oldu? Neden Yeşim gelmedi? Aslında o yardim etmeyecek miydi sana?
Leyla: Bakıyorum da Yeşimi yanında çok görmek istiyorsun. Eğer onsuz yapamıyorsan git peşinden.
Leyla'nın yine elleri fena halde titriyordur. Polat Leyla'nın bu halini görür ve konuşmasına devam eder:
Polat: Sen ne dediğini kulağınla duyuyor musun Leyla? Bu kadar sinirli olmak iyi değil, yine anksiyeten tutacak.
Leyla: Evet duyuyorum. Hemde çok iyi. Ayrıca benim her zamanki halim bu. Artık sinirlenmek hayatimin bir parcasi oldu.
Polat: Ne oldu da, birden bu kadar sinirlendin? Anlamadım ki?
Leyla: Polat konuşmak istemiyorum. Lütfen bu konuyu kapatalım. Özür dilerim, birden sana böyle bagirdigim ve kizdigim için.
Polat: Özürünü bir şartla kabul ederim.
Leyla: Neymiş peki bu şart?
Polat: Benimle aksam yemeğine cikacaksin. Anlastik mi?
Leyla, Polat'ın yemeğe cikma sartiyla saskina dönmüştür. Kalbi çok istiyordur onunla bas basa yemek yemek. Ama mantığı ise karsi geliyordur bu duruma. Polat Leyla'nın bu suskunluğunun üzerine bir daha sorar:
Polat: Ne oldu tombik? Daldın gittin. Cevabın ne?
Sonunda Leyla kalbinin sesini dinler ve Polat'ın sorusuna cevap verir:
Leyla: Tamam Polat. Sartini kabul ediyorum.
Polat: Anlastik o zaman. Peki ne zaman sana uyar?
Leyla: Bugün Pazar. Dur bir düşüneyim. Bu hafta normal calisiyorum. Nöbetçi değilim. Sen ne zaman dersen.
Polat: Cuma günü ne dersin?
Leyla: Tamam olur.
Polat: Aksam saat 8:00 de seni almaya gelirim.
Leyla: Dur not ediğim biryerede unutmiyim. Malum bu son zamanlar hayatim baya stresli gidiyor.
Leyla küçük defter cikartir cantasindan ve not eder. Ardından Polat der:
Polat: Eee haydi tombik, baslayalim bir an önce esyalari yerleştirmeye. Yoksa maazallah geceye kadar bitmeyiz.
Leyla: Haklisin Polat. Tamam basliyalim.
Leyla ve Polat calismaya başlarlar. Kendilerini o kadar ise kaptırmislardir ki aksam olduğunu fark etmezler. Sonunda nihayet evin isi bitmiştir. O kadar yorulmuşlardır ki, kendilerini koltukların üzerine atarlar. Leyla ardından camdan disariya bakar. Aksam olduğunu fark eder ve Polat'a sorar:
Leyla: Polat baksana aksam olmuş. Nasıl calismisiz ki, zamanın nasıl gectigini fark etmedik.
Polat: Tombik doğru diyorsun. Ben artık gitsem iyi olur.
Leyla: Nereye gidiyorsun Polat? Bu kadar calistin, seni yedirmeden mi göndericem?
Polat: Düşüncen için teşekkür ederim Leyla ama benim gerçekten gitmem lagzim.
Leyla: Hayatta olmaz Polat. Nazife anne demez mi, oğlum ne yedin Leyla'da? Sen ne diyecen, yok anne ben Leyla'ya yardim ettim, ama bana birsey yedirmeden gönderdi, mi diyecen? Ben buna izin vermem.
Polat: İyi güzel diyorsun da, ne yemeği yapican? Mutfakta birsey yok ki. Ne zaman alışverişe gittin de, dolapları doldurdun?
Leyla: Bak doğru diyorsun, bunu hiç düşünmedim. Problem mi? Ne güne lokantalar var? Sana bir yemek ısmarlarım olur biter. Haydi kalk gidelim.
Polat: Ya bırak tombik. Başka zaman beni yemeğe cagrirsin. İlla bugün mü olması gerek?
Leyla: Ben onu bunu dinlemem, gidiyoruz o kadar. Yoksa seni zorla götürürüm.
Polat: Nasıl olacak mis o?
Leyla: Çok kolay. Bak simdi bana.
Leyla, Polat'ın mantosunu astigi yere gider ve cebinden arabanın anahtlarlarini alır. Ardından yine Polat'ın yanına gelir, anahtarları ona gösterir ve der:
Leyla: Polat bey simdi geliyor musunuz?
Polat saskin bir halde Leyla'ya bakar ve sorusunu cevaplar:
Polat: Başka seceneyim mi var, savcı hanim?
Leyla ve Polat lojmandan sevinçli bir şekilde cikarlar. Leyla arabaya Polat'tan önce yaklaşır ve sürücü tarafına biner. Ardından Polat da Leyla'nın yanına gelir ve konuşmaya baslar:
Polat: Senin yerin sürücünün yan koltuğu. Oraya binersen mutlu olurum.
Leyla: Polat unuttun galiba, anahtarlar bende. Bugün bir değişiklik yapalım ve ben senin söförlügünü yapıyım. Nasıl olur?
Polat: İyi olmaz. Haydi beni daha çok ugrastirmadan öbür koltuğa geç ve anahtarları ver.
Leyla: Neden bu kadar karsisin? Sanki benim ehliyetim yok. Arabanı yiyecek halim yok. Ne olur sanki bir kere arabanı sürsem.
Polat, Leyla'nın üzüldüğünü fark eder ve sonunda fikrini değiştirir:
Polat: Tamam, tamam tombik. Bu kez için izin veriyorum. Ama sakin, kaza yapiyim deme.
Leyla: Çok komiksin Polat. Kadın olduğum için böyle düşünüyorsun deme? Sen herhalde benim çok iyi araba kullandığımı bilmiyorsun, bir ara gösteririm sana. Agzin acik kalır, söyliyim sana.
İki arkadaş arabada sıcak bir ortamda ilerliyorlar dır. Sonunda lokantaya varmislardir. Ardından içeriye girip bir köşedeki masaya otururlar ve siparişi verdikten sonra sohbet etmeye başlarlar:
Polat: Eee Leyla, Ferit'in teklifi hakkında ne düşünüyorsun?
Leyla: Ne düsünücem Polat. Bazen çok komiksin. Tabi ki hayır diyecem. Onu sevmiyorum ki. Hem cevabım seni niye bu kadar ilgilendiriyor?
Polat: Merak ettim sordum. Soramaz miyim?
Polat bu cevabın ardından çok sevinmiştir. Yüzünde güller aciyordur.
Bu arada yemekler de gelir ve sohbetlerine devam ederler:
Leyla: Tabi ki sorabilirsin. Senin hakkin. Sonuçta arkadaşız. Birbirimize herseyi anlatmayacağız da ne yapicaz. Hakli degilmiyim?
Polat: Haklisin tombik. Arkadaşlar hem iyi günde, hemde kötü günde birbirleri için vardır.
Leyla: Doğru söze ne denir? Sana aynen katiliyorum.
Yemeğin devamında Leyla ile Polat arasındaki sıcak ortam devam ediyordur. Sonunda ise yemeklerini yemiş, Leyla hesabi ödemiş ve lokantadan cikmislardir. Polat ve Leyla arabaya binerler. Bu sefer yine söförlügü her zaman ki gibi Polat üstlenir ve Leyla'dan anahtarı rica eder. Gece olmuştur artık, Polat Leylayı lojmana bırakmak için yola cikar.
Leyla bu stresli ve yoğun günün ardından yorgunluktan yolda uyuya kalmistir. Polat'ta bunu fark eder, arada sırada onu gözetler. Sonunda lojmana gelmişlerdir ama Leyla daha halen uyuyordur. Polat önce onu kaldırmak ister ama sonra uyandırmaya kıyamaz, çünkü uyurken huzurlu ve mutlu gözüküyordur. Sonra ise Leylayı kucagina alıp, evine doğru tasir. Ardından kapiyi acip, yatağına doğru götürür. Leyla o kadar derin uyuyordur ki, hiç birseyi fark etmez.
Sahne Yeşimin kaldigi yere döner. Telefonunu cikartir ve birisini arar:
Yeşim: Efendim, Leyla beni daha yanında istemiyor. Biliyorum sizin verdiğiniz görevi yerine getiremedim. Ne yapmamı istersiniz? Isini halledeyim mi? Tamam efendim, hemen yaniniza geliyorum.
Yeşimden sonra yine Polat ve Leyla'ya döner sahne.
Polat onu yatağına yatirdiktan sonra bas ucunda ona hayranlıkla baka kalır. Aslında onun yanından ayrılmak istemediğini fark eder. İlk kez Polat Leyla'ya bu kadar yakindir. Polat kalbine yenilir ve Leyla'nın saclarina dokunur, ardından ise oksar...
Son düzenleme: