10. Bölüm: "Yeni Başlangiç"
Ersoy, Polat'in ofisine gitmek için hazirlaniyordur.
Bu arada Leyla'da artik sofraya gelmiş ve Polat'in karşisinda yerini almiştir. Bu sirada Polat ona hayranlikla bakar. Hikmet, Nazife anne ve Ömer baba bu durumu fark eder. Leyla, Polat'a bakmamak icin gözlerini kaçirir. Çünkü etrafdakilerden utaniyordur. Ömer baba bu sessizligi bozmak için der:
Ömer baba: Leyla, seni tekrar aramizda görmek çok güzel. Biz seni kaybettik diye üzüldük. Ama allaha şükürler olsun kurtuldun ve şimdi bizim aramizda, bizimle kahvalti yapiyorsun.
Leyla: Evet Ömer baba öyle oldu. Aslinda şimdi çoktan ölmüş olacaktim.
Leyla yine toprağin altindaki ani hatirlar ve ürkmeye başlar. Polat Leyla'nin bu halini fark eder ve konuyu degiştirir:
Polat: Bu konuyu kapatsak çok iyi olur. Hiç olmamiş gibi davranalim. Şimdi önemli olan Leyla bizim aramizda ve yaşiyor. Gerisi önemli değil.
Nazife anne Polat'a hak verir:
Nazife anne: Polat hakli, bey. Leyla yine bizimle. Birakalim gerisini.
Hikmet: Eee tombik nasilsin? Seni görmeyeli uzun zaman oldu. Lojmana taşindiktan sonra seni göremedik. Böyle olmaz ki, arada sirada geleceksin ki, seni özlemiyelim.
Leyla: Teşekkür ederim Hikmet ağabey. Zamanim olmadi sizi ziyaret etmeye.
Polat: Leyla artik burada kalacak. Bir daha lojmana gitmeyecek. Bundan sonra bizimle.
Leyla: Ne diyorsun Polat. Benim işim gücüm var. Hem adliye, lojmana daha yakin.
Polat: Lojmana gitmeyeceksin dedim mi, gitmeyeceksin. Anladin mi beni?
Leyla: Ama niye?
Polat: Leyla allah aşkina birde bilmezmiş gibi yapma. Sen çok iyi biliyorsun nedenini. Orasi güvenli değil.
Leyla: Bundan sonra bana bir ey olmaz. Merak etme.
Polat: Artik riski göze alamam. Aslinda savciliğida birakmani istiyorum.
Leyla: Ne? Anliyamadim. Galiba kulaklarim yanliş duydu. Polat ben savci olmak için ne kadar ugraştim. Şimdi sen öyle istiyorsun diye birakamam. Kusura bakma.
Ömer baba daha bu tartişmayi dinlemek istemez ve ikisini böler:
Ömer baba: Evladlarim yeter. Sofranin huzurunu bozuyorsunuz. Polat, sana diyecek sözüm bir tek şu, Leyla senin yüzünden işini birakamaz. Bu karari kabullenmek zorundasin.
Polat: Doğru diyorsun baba. Kusura bakma Leyla.
Leyla: Bir şey degil Polat.
Nazife anne: Tamam. Sorun bitmiştir. Haydi şimdi kahvaltimizi yapalim.
Herkes kahvalti yapmaya başlar. Bu kisa tartişmadan sonra sicak ortam oluşur. Masada huzur vardir. En sonunda kahvalti biter ve herkes kalkar. Leyla Nazife anneye masayi toplamakta yardim eder. Ardindan mutfaği toparlarlar. Bu arada Polat ceketini giyinip aşağa iner. Nazife anne mutfaği Leyla'ya birakir ve yerleri silmek icin banyoya gider. Tam o sirada Polat mutfağa girer ve Leyla'nin yanina sessizce yaklaşir. Leyla birden ürperir, elindeki tabak yere düşer ve kirilir. Polat, Leylayi korkuttuğu için onu sakinleştirir. Leyla Polata der:
Leyla: Ya Polat beni korkutman mi gerekti? Senin yüzünden tabaği kirdim. Nazife anne şimdi demez mi, bu Leyla ne kadar beceriksiz bir kiz.
Polat: Merak etme, annem öyle bir şey asla düşünmez. Ayrica seni korkutmak bana zevk veriyor.
Leyla: Öyle mi? Sen görürsün. Sana da aynisini yapmazsam, bana da Leyla demesinler.
Polat: Tamam, tamam. Ben buraya sana şunu demek için gelmiştim aslinda.
Leyla: Neymiş?
Polat: Sen bugün adliyeye gitmiyorsun. Bu yüzden seni bir yere götürmek istiyorum.
Leyla: Nereye?
Polat: Orasi sürpriz. Seni üçe doğru alirim. Ona göre hazirligini yap.
Leyla: Şimdi çok meraklandim. Söylesene Polat. Ne olursun.
Polat: Olmaz. Neyse ben şimdi cikiyorum, ofise gidiyorum.
Leyla: Sonra görüsürüz artik. Haydi sana iyi günler.
Polat: Teşekkür ederim.
Leyla, Polat'i ayakkabilarini giyinerken izler. Tam dişariya çikacakken, Polat ani bir hamle yapip Leyla'nin yanağina bir öpücük kondurur. Ardindan evden hizli adimlarla çikar ve Leyla'ya seslenir:
Polat: Saat üç de unutma.
Leyla şaşkin halde Polat'in arkasindan baka kalir. Sonra Nazife anne gelir ve der:
Nazife anne: Leyla Polat nereye gitti?
Leyla kendine gelir ve Nazife annenin sorusuna cevap verir:
Leyla: Polat ofise gitti.
Nazife anne: Anladim. Peki neden burada bekliyorsun? Haydi Ömer beyin yanina çikalim, yalniz kaldi.
Leyla ve Nazife anne, Ömer babanin yanina çikip, sohbet etmeye başlarlar.
Bu arada Polat ofise gelmiştir. Onu ofiste ilk karşilayan Erhan olur. Ardindan hemen odasina girer. Yanina Memati ve Abdülhey gelir. Memati Polat'in hatirini sorar:
Memati: Eee usta, nasilsin bugün? Leyla nasil?
Polat: Sagol Memati uzun zamandan sonra yine iyim. Leyla'da iyi, dün gecenin izlerini üstünden atmaya çalişiyor. Bu süreci en kisa zamanda atlatmasi icin ona bir sürpriz hazirladim.
Memati: Neymiş peki bu sürpriz?
Abdülhey: Memati agabey belli ki özel bir şey ve anlatmak istemiyor.
Polat: Teşekkür ederim Abdülhey. Sen durumu hemen anladin. Sonra anlatirim Memati, olur mu?
Memati: Sen bilirsin usta.
Bu arada Ersoy Ulubey Polat'in ofisine doğru ilerliyordur. Korumalar hemen Cahit'e haber verirler. Ardindan Cahit Polat'a haberi ulaştirir:
Cahit: Ağabey ofise bir konvoy yaklaşiyor. Korumalara göre arabalarin arasinda, Ersoy Ulubeyin arabasi da varmiş.
Polat: Sen ciddi misin Cahit?
Memati: Ersoy buraya adimini atmaz. Cahit anlaşilan az uyumuş usta.
Abdülhey: Ya hakliysa Memati ağabey? Gerçekten geldiyse?
Cahit: Korumalarin gördüğünü size söylüyorum.
Polat: Tamam Cahit. Ee haydi kalkalim ve Ersoy'u karşilayalim. Bakalim derdi neymiş.
Bu sirada Ersoy, adamlariyla arabalardan iner ve ofisin korumalarindan geçer. Polat ve ekibi içerde Ersoy'u ve adamlarini karşilar. Ersoy Ulubey bunun üzerine Polata der:
Ersoy Ulubey: Başin sağolsun Polat Alemdar. Gerçekten ne diyecegimi bilmiyorum.
Polat Ersoy'un geliş sebebini anlar ve hemen ona sert bir şekilde cevap verir:
Polat: Bunu söylemek için mi geldin buraya. Seni öldürmeden defol git buradan.
Ersoy Ulubey: Seni çok iyi anlayiyorum. Nede olsa en yakin arkadaşini öldürdüm. Ama inan bana bu gerekliydi.
Polat, Ersoy Ulubey'e oyun oynar. Leyla'nin gerçekten öldüğünü Ersoya hissettirir. Oyunun gerçekci olmasi için, Polat belinden silahini çikartir ve Ersoy Ulubey'in anlina dayar. Hemen Ulubey'in korumalari da silahlarini çikartir. Bu gerginlik üzerine Polat'in adamlari da silahlari Ersoy'un adamlarina doğrultur. Ortam çok gergindir. En küçük bir hatada, savaş başlayabilir. Ersoy Polat'a der:
Ersoy Ulubey: Polat Alemdar normalde bana silah çeken adami hemen öldürürdüm. Senin acin büyük, bu yüzden aklin yerinde değil. Sağlikli düşünemiyorsun. Bu yüzden sana bu sefer dokunmuyorum.
Polat: Dokun lan, senden mi korkacam.
Memati: Usta bu şerefsizi bana birak. Ben onu hallediyim.
Polat: Olmaz Memati.
Ersoy Ulubey Polat'a bağirir:
Ersoy Ulubey: Tetiği çekeceksen çek. Öldüreceksen öldür. Ne bekliyorsun.
Polat: Şimdi değil, seni daha güzel bir yerde, daha uygun bir zamanda öldüreceğim. Burasi yeri değil. Şimdi defol mekanimdan.
Ersoy Ulubey: Eline bir daha böyle bir firsat geçmez Polat Alemdar.
Polat: Merak etme, bu firsat ileride elime geçecek ve bende o ani değerlendirip, seni Iskenderin yanina yolluyacağim.
Ersoy Ulubey: Kim öncelikle davranacağini göreceğiz.
Ersoy adamlarini toplayip ofisten çikip, arabasina biner ve oradan uzaklasir. Polat elindeki silahi yine yerine koyar. Ekibte Polat'a uyup, silahlarini indirirler. Memati Polat'a der:
Memati: Usta neden Leyla'nin ölmediğini söylemedin?
Polat: Ersoy'u şaşirtmayi düşünüyorum.
Abdülhey: Bence güzel bir düşünce.
Memati: Neresi güzel Abdülhey? Er yada geç öğrenecek.
Polat: Sen orasini bana birak Memati. Neyse ben cikiyorum. Bir problem olursa beni arayin.
Memati: Tamam usta.
Polat ofisten çikar ve Leylayi almak için yola koyulur. Leyla evde Polat'i bekliyordur. Mezara girerken ayni kiyafetleri giyinmiştir yine. Çünkü bütün kiyafetleri lojmanda kalmiştir. Bu yüzden biraz üzgündür Leyla. Sonunda Polat gelir. Leyla onun geldiğini fark eder ve kapiya yönelir. Polat gözleriyle Leyla'yi baştan aşaga süzer. Leyla'nin üzüntülü olduğunu fark eder ve der:
Polat: Ee Leyla hazir misin?
Leyla: Evet.
Polat: Haydi o zaman ne bekliyoruz.
Leyla ayakkabilarini giyinir ve Polat'la beraber arabaya biner. Polat tam gaz arabayi Istanbul'un göbeğine sürer. Leyla bu duruma şaşirir ve sorar:
Leyla: Polat neden bu kadar kalabiliğin içine girdik?
Polat: Sen değil miydin bana diyen, Polat bana Istanbul'u gezdir? Bak işte, sana çok değerli zamanimi ayiriyorum. Herkese bu kiyaği yapmam. Kendini şansli görebilirsin.
Leyla: Teşekkür ederim Polat ama eğer gerçekten zamanini çaliyorsam, o zaman iptal edelim.
Polat: Hemen kirilgansin Leyla. Şaka yaptim. Zamanim sevdiğim kadin için feda olsun.
Leyla: Gerçekten mi böyle düşünüyorsun Polat?
Polat: Tabi ki Leyla. Eğer istiyorsan yine söyleyebilirim, seni ne kadar çok sevdiğimi.
Leyla: Bilmem ki.
Polat: Seni seviyorum Leyla.
Leyla: Bende seni Polat.
Leyla utanmiştir, Polat'a bu sözü söyledikten sonra. Polat Leyla'nin utangaç halini çok beğenmiştir, bu yüzden yüzünde bir tebessüm oluşur. Ardindan der:
Polat: Haydi kalk Leyla. Geç olacak. Daha çok gezecek yer var. Istanbul'dan bahsediyoruz.
Leyla: Tamam.
Polat ve Leyla arabadan inip, kalabaliğin içine dalarlar. Polat Leyla'yla beraber önce bir alişveriş merkezine girer. Leyla Polat'a sorar:
Leyla: Polat neden beni bir alişveriş merkezine getirdin?
Polat: Senin artik lojmana geri dönmeni istemiyorum. Artik senin için yeni bir hayat başladi. Bu yüzden sana ne lağzimsa buradan alacaksin.
Leyla: Olmaz ki Polat. Lojmanda özel eşyalarim var. Onlari almam lağzim.
Polat: Merak etme, onlari alirsin. Beraber gidip aliriz.
Onlar konuşurken bir kadin çalişani gelir ve sorar:
Çalişan: Hoş geldiniz efendim. Neye bakmiştiniz?
Polat: Hanim efendiye kiyafet ve ayakkabi bakmaya gelmiştik. Bize yardimci olur musunuz?
Çalişan: Tabi ki efendim. Ne tarz kiyafet bakmiştiniz?
Leyla: Günlük kiyafet. Pantolon, buluz olabilir. Ha birde işim için takim elbise fena olmaz.
Çalişan: Tamam. Benimle gelin size bir kaç parça seçiyim. Beyefendi istiyorsa burada sizi bekleyebilir.
Polat: Tamam ben burada bekliyorum seni Leyla.
Leyla: Tamam.
Leyla, çalişani takip eder. Polat bir sandalyeye oturur ve Leyla'nin bitmesini bekler. Leyla bir kaç parça beğendikten sonra soyunma odasinda deneyip, dişari çikar ve aynaya bakar. Tam o sirada Polat, Leyla'nin yanina gelir ve onu seyreder. Sonra Leyla çalisana sorar:
Leyla: Bir bakarmisiniz. Bu takim bana herhalde biraz büyük geldi.
Çalisan cevap vermeden, Polat Leyla'ya der:
Polat: Bence çok güzel yakişti. Tam üstüne oturdu.
Leyla Polat'in orada olduğunu fark eder ve şaşkin bir sekilde yüzünü ona cevirir. Ardindan der:
Leyla: Polat sen ne ariyorsun burada? Sen içeride beklemiyor muydun?
Polat: Seni beklemekten canim sıkıldı. Bu yüzden sana bir bakiyim dedim.
Calisan: Beyefendi hakli. Takim üstünüze tam oturdu.
Leyla: Peki, öyle diyorsaniz.
Polat: Tamam. Hanim efendinin bütün seçtiği parçalari aliyoruz.
Leyla: Polat hepsi olmaz. Takim zaten benim yarim maaşim kadar.
Polat: Sen ödemiyeceksin ki. Ben bunlari sana hediye olarak aliyorum.
Leyla: Olmaz Polat. Ben bunu kabul edemem.
Polat: Ben ödeyecem dedim, ben ödeyecem. Konu burada kapanmiştir.
Leyla: Illa ödemeğe merakliysan, o zaman öde. Benim için hava hoş.
Polat elbiselerin ve ayakkabilarin parasini öder. Ardindan Leyla ve Polat alişveris merkezinden çikarlar. Sonra ise şehir merkezinden çikip, Istanbul'un önemli noktalarini gezerler. Güneş yavaş yavaş batiyordur. Polat ve Leyla sahilide kisa bir yürüyüş yaptiktan sonra orada bulunan bir banka otururlar ve güneşin batisini izlerler.
Bu arada Aron Feller'in evine döner sahne.
Aron Feller yine koltukta oturuyordur. Yanina korumasini cağirir ve sorar:
Aron Feller: Misafirimiz daha halen gelmedi mi?
Koruma: Hayir efendim. Gelmesi yarim saat sürebilir.
Aron Feller: Tamam. Eğer gelirse bana hemen haber ver.
Koruma: Emredersiniz efendim.
Koruma odayi terk eder. Aron Feller'in yüzünde bir tebessüm oluşur ve kendi kendine der:
Aron Feller: Polat Alemdar'in artik başi belada. Bakalim kendi seviyesinde olan birisinle nasil başa çikabi
Ersoy, Polat'in ofisine gitmek için hazirlaniyordur.
Bu arada Leyla'da artik sofraya gelmiş ve Polat'in karşisinda yerini almiştir. Bu sirada Polat ona hayranlikla bakar. Hikmet, Nazife anne ve Ömer baba bu durumu fark eder. Leyla, Polat'a bakmamak icin gözlerini kaçirir. Çünkü etrafdakilerden utaniyordur. Ömer baba bu sessizligi bozmak için der:
Ömer baba: Leyla, seni tekrar aramizda görmek çok güzel. Biz seni kaybettik diye üzüldük. Ama allaha şükürler olsun kurtuldun ve şimdi bizim aramizda, bizimle kahvalti yapiyorsun.
Leyla: Evet Ömer baba öyle oldu. Aslinda şimdi çoktan ölmüş olacaktim.
Leyla yine toprağin altindaki ani hatirlar ve ürkmeye başlar. Polat Leyla'nin bu halini fark eder ve konuyu degiştirir:
Polat: Bu konuyu kapatsak çok iyi olur. Hiç olmamiş gibi davranalim. Şimdi önemli olan Leyla bizim aramizda ve yaşiyor. Gerisi önemli değil.
Nazife anne Polat'a hak verir:
Nazife anne: Polat hakli, bey. Leyla yine bizimle. Birakalim gerisini.
Hikmet: Eee tombik nasilsin? Seni görmeyeli uzun zaman oldu. Lojmana taşindiktan sonra seni göremedik. Böyle olmaz ki, arada sirada geleceksin ki, seni özlemiyelim.
Leyla: Teşekkür ederim Hikmet ağabey. Zamanim olmadi sizi ziyaret etmeye.
Polat: Leyla artik burada kalacak. Bir daha lojmana gitmeyecek. Bundan sonra bizimle.
Leyla: Ne diyorsun Polat. Benim işim gücüm var. Hem adliye, lojmana daha yakin.
Polat: Lojmana gitmeyeceksin dedim mi, gitmeyeceksin. Anladin mi beni?
Leyla: Ama niye?
Polat: Leyla allah aşkina birde bilmezmiş gibi yapma. Sen çok iyi biliyorsun nedenini. Orasi güvenli değil.
Leyla: Bundan sonra bana bir ey olmaz. Merak etme.
Polat: Artik riski göze alamam. Aslinda savciliğida birakmani istiyorum.
Leyla: Ne? Anliyamadim. Galiba kulaklarim yanliş duydu. Polat ben savci olmak için ne kadar ugraştim. Şimdi sen öyle istiyorsun diye birakamam. Kusura bakma.
Ömer baba daha bu tartişmayi dinlemek istemez ve ikisini böler:
Ömer baba: Evladlarim yeter. Sofranin huzurunu bozuyorsunuz. Polat, sana diyecek sözüm bir tek şu, Leyla senin yüzünden işini birakamaz. Bu karari kabullenmek zorundasin.
Polat: Doğru diyorsun baba. Kusura bakma Leyla.
Leyla: Bir şey degil Polat.
Nazife anne: Tamam. Sorun bitmiştir. Haydi şimdi kahvaltimizi yapalim.
Herkes kahvalti yapmaya başlar. Bu kisa tartişmadan sonra sicak ortam oluşur. Masada huzur vardir. En sonunda kahvalti biter ve herkes kalkar. Leyla Nazife anneye masayi toplamakta yardim eder. Ardindan mutfaği toparlarlar. Bu arada Polat ceketini giyinip aşağa iner. Nazife anne mutfaği Leyla'ya birakir ve yerleri silmek icin banyoya gider. Tam o sirada Polat mutfağa girer ve Leyla'nin yanina sessizce yaklaşir. Leyla birden ürperir, elindeki tabak yere düşer ve kirilir. Polat, Leylayi korkuttuğu için onu sakinleştirir. Leyla Polata der:
Leyla: Ya Polat beni korkutman mi gerekti? Senin yüzünden tabaği kirdim. Nazife anne şimdi demez mi, bu Leyla ne kadar beceriksiz bir kiz.
Polat: Merak etme, annem öyle bir şey asla düşünmez. Ayrica seni korkutmak bana zevk veriyor.
Leyla: Öyle mi? Sen görürsün. Sana da aynisini yapmazsam, bana da Leyla demesinler.
Polat: Tamam, tamam. Ben buraya sana şunu demek için gelmiştim aslinda.
Leyla: Neymiş?
Polat: Sen bugün adliyeye gitmiyorsun. Bu yüzden seni bir yere götürmek istiyorum.
Leyla: Nereye?
Polat: Orasi sürpriz. Seni üçe doğru alirim. Ona göre hazirligini yap.
Leyla: Şimdi çok meraklandim. Söylesene Polat. Ne olursun.
Polat: Olmaz. Neyse ben şimdi cikiyorum, ofise gidiyorum.
Leyla: Sonra görüsürüz artik. Haydi sana iyi günler.
Polat: Teşekkür ederim.
Leyla, Polat'i ayakkabilarini giyinerken izler. Tam dişariya çikacakken, Polat ani bir hamle yapip Leyla'nin yanağina bir öpücük kondurur. Ardindan evden hizli adimlarla çikar ve Leyla'ya seslenir:
Polat: Saat üç de unutma.
Leyla şaşkin halde Polat'in arkasindan baka kalir. Sonra Nazife anne gelir ve der:
Nazife anne: Leyla Polat nereye gitti?
Leyla kendine gelir ve Nazife annenin sorusuna cevap verir:
Leyla: Polat ofise gitti.
Nazife anne: Anladim. Peki neden burada bekliyorsun? Haydi Ömer beyin yanina çikalim, yalniz kaldi.
Leyla ve Nazife anne, Ömer babanin yanina çikip, sohbet etmeye başlarlar.
Bu arada Polat ofise gelmiştir. Onu ofiste ilk karşilayan Erhan olur. Ardindan hemen odasina girer. Yanina Memati ve Abdülhey gelir. Memati Polat'in hatirini sorar:
Memati: Eee usta, nasilsin bugün? Leyla nasil?
Polat: Sagol Memati uzun zamandan sonra yine iyim. Leyla'da iyi, dün gecenin izlerini üstünden atmaya çalişiyor. Bu süreci en kisa zamanda atlatmasi icin ona bir sürpriz hazirladim.
Memati: Neymiş peki bu sürpriz?
Abdülhey: Memati agabey belli ki özel bir şey ve anlatmak istemiyor.
Polat: Teşekkür ederim Abdülhey. Sen durumu hemen anladin. Sonra anlatirim Memati, olur mu?
Memati: Sen bilirsin usta.
Bu arada Ersoy Ulubey Polat'in ofisine doğru ilerliyordur. Korumalar hemen Cahit'e haber verirler. Ardindan Cahit Polat'a haberi ulaştirir:
Cahit: Ağabey ofise bir konvoy yaklaşiyor. Korumalara göre arabalarin arasinda, Ersoy Ulubeyin arabasi da varmiş.
Polat: Sen ciddi misin Cahit?
Memati: Ersoy buraya adimini atmaz. Cahit anlaşilan az uyumuş usta.
Abdülhey: Ya hakliysa Memati ağabey? Gerçekten geldiyse?
Cahit: Korumalarin gördüğünü size söylüyorum.
Polat: Tamam Cahit. Ee haydi kalkalim ve Ersoy'u karşilayalim. Bakalim derdi neymiş.
Bu sirada Ersoy, adamlariyla arabalardan iner ve ofisin korumalarindan geçer. Polat ve ekibi içerde Ersoy'u ve adamlarini karşilar. Ersoy Ulubey bunun üzerine Polata der:
Ersoy Ulubey: Başin sağolsun Polat Alemdar. Gerçekten ne diyecegimi bilmiyorum.
Polat Ersoy'un geliş sebebini anlar ve hemen ona sert bir şekilde cevap verir:
Polat: Bunu söylemek için mi geldin buraya. Seni öldürmeden defol git buradan.
Ersoy Ulubey: Seni çok iyi anlayiyorum. Nede olsa en yakin arkadaşini öldürdüm. Ama inan bana bu gerekliydi.
Polat, Ersoy Ulubey'e oyun oynar. Leyla'nin gerçekten öldüğünü Ersoya hissettirir. Oyunun gerçekci olmasi için, Polat belinden silahini çikartir ve Ersoy Ulubey'in anlina dayar. Hemen Ulubey'in korumalari da silahlarini çikartir. Bu gerginlik üzerine Polat'in adamlari da silahlari Ersoy'un adamlarina doğrultur. Ortam çok gergindir. En küçük bir hatada, savaş başlayabilir. Ersoy Polat'a der:
Ersoy Ulubey: Polat Alemdar normalde bana silah çeken adami hemen öldürürdüm. Senin acin büyük, bu yüzden aklin yerinde değil. Sağlikli düşünemiyorsun. Bu yüzden sana bu sefer dokunmuyorum.
Polat: Dokun lan, senden mi korkacam.
Memati: Usta bu şerefsizi bana birak. Ben onu hallediyim.
Polat: Olmaz Memati.
Ersoy Ulubey Polat'a bağirir:
Ersoy Ulubey: Tetiği çekeceksen çek. Öldüreceksen öldür. Ne bekliyorsun.
Polat: Şimdi değil, seni daha güzel bir yerde, daha uygun bir zamanda öldüreceğim. Burasi yeri değil. Şimdi defol mekanimdan.
Ersoy Ulubey: Eline bir daha böyle bir firsat geçmez Polat Alemdar.
Polat: Merak etme, bu firsat ileride elime geçecek ve bende o ani değerlendirip, seni Iskenderin yanina yolluyacağim.
Ersoy Ulubey: Kim öncelikle davranacağini göreceğiz.
Ersoy adamlarini toplayip ofisten çikip, arabasina biner ve oradan uzaklasir. Polat elindeki silahi yine yerine koyar. Ekibte Polat'a uyup, silahlarini indirirler. Memati Polat'a der:
Memati: Usta neden Leyla'nin ölmediğini söylemedin?
Polat: Ersoy'u şaşirtmayi düşünüyorum.
Abdülhey: Bence güzel bir düşünce.
Memati: Neresi güzel Abdülhey? Er yada geç öğrenecek.
Polat: Sen orasini bana birak Memati. Neyse ben cikiyorum. Bir problem olursa beni arayin.
Memati: Tamam usta.
Polat ofisten çikar ve Leylayi almak için yola koyulur. Leyla evde Polat'i bekliyordur. Mezara girerken ayni kiyafetleri giyinmiştir yine. Çünkü bütün kiyafetleri lojmanda kalmiştir. Bu yüzden biraz üzgündür Leyla. Sonunda Polat gelir. Leyla onun geldiğini fark eder ve kapiya yönelir. Polat gözleriyle Leyla'yi baştan aşaga süzer. Leyla'nin üzüntülü olduğunu fark eder ve der:
Polat: Ee Leyla hazir misin?
Leyla: Evet.
Polat: Haydi o zaman ne bekliyoruz.
Leyla ayakkabilarini giyinir ve Polat'la beraber arabaya biner. Polat tam gaz arabayi Istanbul'un göbeğine sürer. Leyla bu duruma şaşirir ve sorar:
Leyla: Polat neden bu kadar kalabiliğin içine girdik?
Polat: Sen değil miydin bana diyen, Polat bana Istanbul'u gezdir? Bak işte, sana çok değerli zamanimi ayiriyorum. Herkese bu kiyaği yapmam. Kendini şansli görebilirsin.
Leyla: Teşekkür ederim Polat ama eğer gerçekten zamanini çaliyorsam, o zaman iptal edelim.
Polat: Hemen kirilgansin Leyla. Şaka yaptim. Zamanim sevdiğim kadin için feda olsun.
Leyla: Gerçekten mi böyle düşünüyorsun Polat?
Polat: Tabi ki Leyla. Eğer istiyorsan yine söyleyebilirim, seni ne kadar çok sevdiğimi.
Leyla: Bilmem ki.
Polat: Seni seviyorum Leyla.
Leyla: Bende seni Polat.
Leyla utanmiştir, Polat'a bu sözü söyledikten sonra. Polat Leyla'nin utangaç halini çok beğenmiştir, bu yüzden yüzünde bir tebessüm oluşur. Ardindan der:
Polat: Haydi kalk Leyla. Geç olacak. Daha çok gezecek yer var. Istanbul'dan bahsediyoruz.
Leyla: Tamam.
Polat ve Leyla arabadan inip, kalabaliğin içine dalarlar. Polat Leyla'yla beraber önce bir alişveriş merkezine girer. Leyla Polat'a sorar:
Leyla: Polat neden beni bir alişveriş merkezine getirdin?
Polat: Senin artik lojmana geri dönmeni istemiyorum. Artik senin için yeni bir hayat başladi. Bu yüzden sana ne lağzimsa buradan alacaksin.
Leyla: Olmaz ki Polat. Lojmanda özel eşyalarim var. Onlari almam lağzim.
Polat: Merak etme, onlari alirsin. Beraber gidip aliriz.
Onlar konuşurken bir kadin çalişani gelir ve sorar:
Çalişan: Hoş geldiniz efendim. Neye bakmiştiniz?
Polat: Hanim efendiye kiyafet ve ayakkabi bakmaya gelmiştik. Bize yardimci olur musunuz?
Çalişan: Tabi ki efendim. Ne tarz kiyafet bakmiştiniz?
Leyla: Günlük kiyafet. Pantolon, buluz olabilir. Ha birde işim için takim elbise fena olmaz.
Çalişan: Tamam. Benimle gelin size bir kaç parça seçiyim. Beyefendi istiyorsa burada sizi bekleyebilir.
Polat: Tamam ben burada bekliyorum seni Leyla.
Leyla: Tamam.
Leyla, çalişani takip eder. Polat bir sandalyeye oturur ve Leyla'nin bitmesini bekler. Leyla bir kaç parça beğendikten sonra soyunma odasinda deneyip, dişari çikar ve aynaya bakar. Tam o sirada Polat, Leyla'nin yanina gelir ve onu seyreder. Sonra Leyla çalisana sorar:
Leyla: Bir bakarmisiniz. Bu takim bana herhalde biraz büyük geldi.
Çalisan cevap vermeden, Polat Leyla'ya der:
Polat: Bence çok güzel yakişti. Tam üstüne oturdu.
Leyla Polat'in orada olduğunu fark eder ve şaşkin bir sekilde yüzünü ona cevirir. Ardindan der:
Leyla: Polat sen ne ariyorsun burada? Sen içeride beklemiyor muydun?
Polat: Seni beklemekten canim sıkıldı. Bu yüzden sana bir bakiyim dedim.
Calisan: Beyefendi hakli. Takim üstünüze tam oturdu.
Leyla: Peki, öyle diyorsaniz.
Polat: Tamam. Hanim efendinin bütün seçtiği parçalari aliyoruz.
Leyla: Polat hepsi olmaz. Takim zaten benim yarim maaşim kadar.
Polat: Sen ödemiyeceksin ki. Ben bunlari sana hediye olarak aliyorum.
Leyla: Olmaz Polat. Ben bunu kabul edemem.
Polat: Ben ödeyecem dedim, ben ödeyecem. Konu burada kapanmiştir.
Leyla: Illa ödemeğe merakliysan, o zaman öde. Benim için hava hoş.
Polat elbiselerin ve ayakkabilarin parasini öder. Ardindan Leyla ve Polat alişveris merkezinden çikarlar. Sonra ise şehir merkezinden çikip, Istanbul'un önemli noktalarini gezerler. Güneş yavaş yavaş batiyordur. Polat ve Leyla sahilide kisa bir yürüyüş yaptiktan sonra orada bulunan bir banka otururlar ve güneşin batisini izlerler.
Bu arada Aron Feller'in evine döner sahne.
Aron Feller yine koltukta oturuyordur. Yanina korumasini cağirir ve sorar:
Aron Feller: Misafirimiz daha halen gelmedi mi?
Koruma: Hayir efendim. Gelmesi yarim saat sürebilir.
Aron Feller: Tamam. Eğer gelirse bana hemen haber ver.
Koruma: Emredersiniz efendim.
Koruma odayi terk eder. Aron Feller'in yüzünde bir tebessüm oluşur ve kendi kendine der:
Aron Feller: Polat Alemdar'in artik başi belada. Bakalim kendi seviyesinde olan birisinle nasil başa çikabi
Son düzenleme: