Kurt Kanunu'na Ağır Eleştiri

beyazsoy

Konu Sahibi
Favori Üye
Katılım
23 Aralık 2011
Mesajlar
29,669
Reaksiyon puanı
13,174
Puanı
1,059
İşte bu gerçeği romanlaştıran Kurt
Kanunu dizi yapılmıştı. Hem de, uzun yıllar
İzmir Suikastı'nın uydurma hikâyesini
anlatmış olan TRT tarafından!
Bunu öğrendiğimde ben de şöyle yazdım:
"Kitap okumayan genç kuşaklar,
romana ve gerçeklere bağlı kalan bu
dizi sayesinde, yakın tarihimizi biraz
olsun öğrenecek ." (31 Ocak)
Ancak, 7 Şubat akşamı ilk bölümü ekrana
gelen dizi, bende tam bir hayal kırıklığı
yarattı: Çünkü artık okumak yerine
izleyerek öğrenmeye alışmış olan
gençlerin, böyle bir diziyi seyretmesi
mümkün değil.
Nedenini anlatmaya çalışayım...
***
Türk dizi sektörü son 15 yılda büyük bir
gelişim kaydetti. Bugün Ortadoğu ve
Balkanlar'daki TV kanallarında bizim
diziler gösteriliyor.
Bu ilgiye Beyrut'ta bizzat şahit
olmuştum:
Otelde çalışan biraz tipsiz delikanlı, bizim
Tuba Büyüküstün'e âşıktı... Ciddi bir
ifadeyle, "Para biriktireceğim. Estetik
ameliyat olup onunla evleneceğim"
demişti oğlan.
Bu ilgi boşuna değil. Türk dizileri birçok
açıdan Batı standartlarını yakaladı:
Oyuncuların çoğu gayet iyi... Öyküler ve
senaryolar hiç fena değil... Kamera
kullanımı başarılı... Mekânlar hoş...
Sahneler hızla değiştiği için seyirci
sıkılmıyor.
Dizlerdeki kalite artışı, seyircinin
beklentisini de yükseltti elbette. İnsanlar
bir dizinin aksadığını, gitmediğini,
yürümediğini hemen fark ediyor.
***
Gelelim Kurt Kanunu'na... Tarihi olaylar,
karakterlerin olağan hayatı içinde
anlatıldığında çekicidir.
Kurt Kanunu'nda ise herkes herkese
söylev çekiyor. Yani belli başlı
karakterler, adeta birer tarih öğretmeni
haline getirilmiş. Zamane genci bunu niye
izlesin?
Ben ki bu konulara meraklıyım... Ben bile
diziyi izlerken, sayıp dökülen onca isim
karşısında ipin ucunu kaçırdım. "Dur bir
dakika, o kimdi, bu hangisiydi" derken,
yeni bir isim daha geçiyordu...
***
Dizi işini Amerikalılar bilir. Sahneleri
asla uzatmazlar. Aksi halde seyircinin
sıkılacağının farkındadırlar. Bizim
seyircimiz de Amerikan anlatım tarzına
bayılıyor.
Bense nispeten yavaş akan; mektepli
oyuncuların, bağırıp çağırmadan, "iki
kelime, bir bakışla" kendilerini ifade
ettiği İngiliz dizilerini de çok severim.
Buna rağmen Kurt Kanunu'nun bitmek
bilmeyen diyaloglarına tahammül
edemedim. Ben bile edemediysem,
günümüz gençliği nasıl etsin?
Üzgünüm. Çünkü resmi tarihin
yalanlarıyla yetişen gençlere, gerçeği
anlatma fırsatı kurtlara yem oldu!
Düşünüyorum da... Yoksa Kemalistler
diziyi sabote mi etti?