2022 Kurak Günler - Film Yorumları

Sherlock

Konu Sahibi
Süper Mod.
Katılım
7 Eylül 2016
Mesajlar
32,130
Reaksiyon puanı
47,948
Puanı
1,060
Konum
İstanbul



Kurak Günler

Tür:
Dram
Süre: 129 dakika

Yönetmen: Emin Alper
Senaryo: Emin Alper

Oyuncular:
Selahattin Paşalı
Ekin Koç
Selin Yeninci

IMDb Linki

Filmin Fragmanı:

Filmle ilgili yorumlarınızı bu başlık altından yapabilirsiniz.
 
Reactions: Gizmen
Filmi vizyona girdiği gün izlesem de yorum yapmak için biraz demlenmesini beklemiştim. Etkisinin geçmesi bir yana gittikçe katmerlendi ve hatta hiç huyum olmamasına rağmen cidden 2. kez sinemada izlesem mi diye düşünmeye başladım.
Tepenin Ardı ve Abluka'yı henüz izleyemedim ama Kız Kardeşler ve Kurak Günler'le birlikte Emin Alper'i Türkiye'nin en iyi 3 yönetmeni arasında saymanın vakti geldi de geçiyor.

Filmin üç temel aksı var: Yanıklar kasabasındaki su sorunu, gece işlenen bir suç ve filmin en büyük magazinel malzemesini de doğuran homofobi. Konular farklı olsa da aslında tek bir amaca hizmet ediyor o da son 20 yıldır üstümüze kara bulut gibi çöken siyasi ortam. Siyasete kaçmamak için fazla uzatmayacağım ama temel olarak her gün yaşadığımız veya denk geldiğimiz olayların daha küçük bir ortama uyarlanmış halini izliyoruz. Bazı noktalar daha dolaylı, bazı noktalar daha doğrudan verilse de Türkiye'nin haline dair az çok fikir sahibi olan birinin ortadaki gerçekçilikten etkilenmeme ihtimali sıfır. Tempo başlarda düşük olsa da film asla sıkıcı ilerlemiyor. Zaten hikaye ilerledikçe tempo ve merak unsuru gittikçe artıyor ve özellikle son bölümde (hikaye "Ziyafet", "Soruşturma", "Yeni Gözaltılar" ve "Seçim" adlı dört bölüme ayrılmış) doruk noktasına ulaşıyor.

Özcan Alper'in son filmi Karanlık Gece'yle benzer temada olduğu için kıyaslamalar (açılış sahnelerinin çok benzemesi, taşradaki homofobi ve erkeklik eleştirisi vs.) çok yapıldı ama onun aksine umut verici bir sonla bitiyor. İki film de birbiriyle kıyaslanmayacak kadar değerli olduğu için onun da böyle çok izlenip konuşulmasını isterim.
Sonu demişken, final sahnesinin muallakta kalması bazı izleyicileri rahatsız etmiş ama bana batmadı açıkçası. En son çekimde Emre-Murat ve kasabalılar arasındaki obruk başlı başına etkileyici bir manzara ama bence detayını çok fazla sorgulamaya gerek yok. Belki Emre ve Murat gerçekten kaçabilir, belki kasabalılar Emre ve Murat gibi o obruğun etrafından dolanıp onları yakalayıp linç edebilir ama etrafından dolaşmak bir nev-i onları anlamak gibi olduğu ve bu parazitlerin de o kabiliyetten yoksun olduğu için bu zahmete gir(e)meyeceği şeklinde yorumluyorum. Doğal ışıkların kullanılması, etkileyici müzik ve kurulan gerilim dolu atmosfer etkisiyle final aksını tüylerim diken diken izledim. Özellikle bu hafta Ekrem İmamoğlu örneğinde de gördüğümüz gibi devletin yetkililerine bile böyle komploların kolayca kurulabilmesi tüyler ürpertici.


Filmdeki LGBT temasının (devlet desteğinin bu yüzden geri istendiği iddia ediliyor) baskın olmadığını söyleyebilirim.
Bence açık seks sahnesi görmektense böyle bir cinsel gerilime şahit olmak çok daha iyiydi. Hele ki banyo sahnesindeki tansiyonu unutmak (oyuncuların çekiminin de etkisiyle) mümkün değil. Öte yandan aralarında herhangi bir ilişki olup olmadığı kısmına kesin bir cevap vermiyor. Evet o gece bir şeyler yaşanmış olabilir ama buna aşk diyebilir miyiz yoksa bu bile kasabalının tepkisi için yeter de artar mı? Tabii ben aşk var diye yorumlamayı tercih ediyorum orası başka.
Ama Emre de Murat da aslında kasabanın çoğunluğu içinde "öteki" olmanın ceremesini çekiyor. Onlar bu ortama uyum sağlamayı reddederken (çadırları yakılan, tehdit ve tecavüz edilen çingeneler gibi) hakime Zeynep ve kocası gibiler de hayatta kalabilmek için bu kirli düzenin parçası olabiliyor.

Selahattin Paşalı son dönemdeki yükselişinin haksız olmadığını bir kez daha kanıtlarcasına döktürmüş. Aşk 101 ve Pera Palas gibi ortalama işlerde bile en çok kendisi öne çıktığı için Emin Alper gibi bir isimle çalışmak içindeki cevherin tamamını ortaya çıkarmasına sebep olmuş. Altın Portakal ve Ankara festivallerinden ödül aldı, yakında SİYAD'dan da alır ama bana kalırsa dünyanın tüm sinema ödüllerini hak edecek yetkinlikte bir performans. Ekin Koç Okul Tıraşı'ndan sonra yine son yılların en iyi filmlerinden birinde oynayarak kariyerini üst noktaya taşımaya devam ediyor. Ama kendisine başrol diyemiyorum çünkü Murat filmin ilk yarısında neredeyse hiç görünmüyor. İkinci yarıda görüyoruz ama kendisinin de dediği gibi "katalizör" işlevi gördüğü için hikayedeki varlığı bir yere kadar kalıyor. Hatta uçuk bir teorim var ve kendisinin hayal bile olabileceğini düşünüyorum. Emre'nin cinsel yöneliminin anlaşılmasını ve kasabanın gerçek yüzünü görmesinde önemli bir etken ama aslında Emre'nin içinde saklı olanların açığa çıkmış hali gibi. Film de zaten belli doneler (küçükken rakı masalarına meze edilmesi gibi) dışında onun hikayesine fazla girmeyince buna iyice inanır oldum ne yalan söyleyeyim.
Selin Yeninci, Erol Babaoğlu, Erdem Şenocak, Eylül Ersöz ve Ali Seçkiner Alıcı da yardımcı kadroda mükemmel iş çıkarmış. Özellikle rakı masası sahnesinde Emre'nin sarhoşluğu ne kadar komikse Şahin ve Kemal'in pişkinliği o kadar sinir bozucu.

Sonuç olarak son yılların en iyi filmlerinden biri ve kesinlikle Altın Portakal gösterimlerinde abartıldığı kadar var. Yaratılan hype'tan dolayı beğensem bile biraz hayal kırıklığına uğrar mıyım diye düşünsem de sonucun böyle olmaması mutlu etti. Filmden daha çok bahsederdim aslında ama hem daha fazla uzatmak istemiyorum hem de böyle uzun uzun anlatmak yerine perdede bizzat izlemek çok daha etkileyici. Böylesine anlamlı bir filme verdiği desteği geri isteyen Kültür Bakanlığı'na da ilk hafta gişeden kazanılan 6 küsür milyon TL'yi gösterip selam yolluyorum.


9/10
 
Reactions: bazinga and 12.Adam
Tam yorum: kurak-gunler-2022

Savcı hikayesinden böyle bir gerilim çıkarabilmek büyük iş. Emin Alper cidden büyük bir yönetmen. Tepenin Ardı ve Abluka da aslında yakın sularda yüzen filmlerdi. Fakat oralarda bu kadar olgun bir sineması yoktu henüz yönetmenin. Kız Kardeşler ile o olgunluğun geldiği anlaşılmaya başlamıştı, bu kez daha iyi bir hikayeyle birleşince de çok iyi bir sonuç çıkmış ortaya. Baştan sona soluksuz izlediğim bir film oldu...

Selahattin Paşalı olağanüstü oynamış. Filmin sürükleyiciliğinde payı büyüktü. Karakterin hem gözü pekliği hem de kasabadaki aykırı kalışını çok iyi aktarmış...

Filmde tek beğenmediğim kısım sonu oldu. Bana fazla kolaycı geldi. Bittiğinde "e bitti mi şimdi cidden" diyerek kaldım. İlk kez bu hissi bu kadar kuvvetli yaşadım bir filmde ki bir Farhadi hayranı olarak yarım kalmışlıklara da alışkınımdır aslında.


8.5/10
 
Reactions: Aserat
Uzun zamandır izlediğim en iyi Türk filmi. Senaryo, yönetmenlik, oyunculuk hepsi inanılmaz etkileyici. Cesur bir film. Başlarda durağan gibi başlasa da tansiyon dozu gitgide çok başarılı ve seyirciyi tedirgin edecek şekilde artıyor. Final sekansını da çok başarılı bulduğumu söylemeliyim.

9/10
 
Reactions: bazinga and Aserat
Çok başarılı, çok üst düzey bir film olabilecekken bir süre sonra keşmekeşe dönüşen ve yerli başyapıtlar arasında olmayı benim açımdan kaçıran bir film oldu... Film gerçekten cesur ve ilgi çekici başlıyor. Bir savcının gittiği bir kasabada düzeni böyle alt üst etmesi, filmde verilen mesajlar, yer alan karakterler ve savcının yaşadıkları...

Düzene karşı aykırılığı ve bunu dur durak bilmeden yapması. Hep daha ileriye gitmesi ve asla geri adım atmaması. Bunu yaparken aynı ona benzeyen bir başka karakterle arasındaki gerilimli ve gizemli ilişkinin hikayeye getirdikleri. Aslında düşününce gerçekten çok sert bir film olabilirdi. Bir noktaya kadar öyle de zaten. Ama benim derdim filmin her şeyi yapmak isteyip hiç bir şeyi tam olarak yapamaması üzerinden geliyor. Bu bir süre sonra filmin senaryosunu boğuyor. Her şeyden yapmak istiyor ve hepsini atıyor önümüze. Mesajları verirken de biraz kör göze parmak şekilde verdiği için bu kadar da olmaz dedirtiyor açıkçası...

Oyunculuklar gerçekten başarılı... Selahattin Paşalı, Ekin Koç büyük oynamışlar. Avukat'ı oynayan ve Dişçi'yi oynayan oyuncular da nefret ettirme işini gayet iyi başarmışlar bir tık abartılılar tabi... Çekimler gerçekten kaliteli, Emin Alper burada şov yapmış... Müzikleri atmosferi, o gizemli havası filmin baştan sona ilgi çekici olmasını sağlıyor. Ama yukarda dediğim kör göze parmak olan kısımlar geldikçe filmin çok daha büyük olmasının önüne geçiyor bu durum...

Filmin verdiği tüm siyasi mesajları, tüm karakter odaklı mesajları, tüm toplumsal mesajları, aykırılıkla ilgili olan tüm mesajları çok rahat tespit edebiliyorsunuz izlerken. Bunu daha incelikli bir işleyişle yapmalarını isterdim... Avukat ve Dişçi karakteri üzerinden bunları bol bol işliyor film ama bu iki karakterin fazla karikatürize olması inandırıcılığı azaltıyor benim gözümde... Kasabada yaşayan karakterler olduğu için böyledirler belki diyebilirsiniz ama her ne olursa olsun bir Dişçi'nin bu şekilde olması bana karikatürize geliyor ve o kadar da değil dedirtiyor... Mesaj vermek için biraz fantastiğimsi bir havaya bürünüyor film. Özellikle final sahnelerinde ikili üzerindeki tepkiler ve tüm herkesin yaptıklarını görünce iş gerçekten çığırından çıkıyor... Üstüne son sahnedeki yarım kalmışlık da bir metafor ve bir mesaja bağlanıyor ama ben bunu da çok tatminkar karşılamadım doğrusu...

Olay suç çözme ile başlıyor, adaleti tecelli etmek için mücadele ile devam ediyor, düzene karşı bir savaşı içeriyor, üstüne siyasi mesajlar ve toplumsal mesajlar ekleniyor, üstüne bir de eşcinsel tema ekleniyor. Sanki böyle tasarlanırken, hepsinden bir tutam ekleyeyim ve hepsinden mesaj vereyim dercesine bir senaryo işleyişi... Ben o kadar da yiyeyemedim bunu maalesef... Sistem eleştiri ve mesaj dolu bir film çekebilirsiniz ama bunu yaparken ince işçilik yapmazsanız ben bundan pek etkilenmem doğrusu...

7.8/10
 
Reactions: bazinga
Bol soslu sana ağır gelmiş.